Göz Kırpması deyip Geçmeyin!

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27743
    Anonim
    Pasif

    Yine yaptınız. Bunu dün de yaklaşık on beş bin kez yapmıştınız. Büyük ihtimalle bunun farkında değildiniz, fakat yapmaya devam ettiniz ve böylelikle en değerli organlarınızdan ikisini korudunuz. Ayrıca bu işi yaparken, beyninizin nasıl çalıştığıyla ilgili istemsiz belirtiler de göstermiş olabilirsiniz. Bütün bunları nasıl yaptınız? Gözünüzü kırptınız.

    Gözleriniz, görevini yapıyorsa, sahip olduğunuz en nazik ve hassas duyu organınızdır. Genellikle bir tasarım harikası olarak kabul edilen insan gözü, tam otomatik, üç boyutlu, kendinden odaklı, aralıksız film çeken, tamamen renkli bir fotoğraf makinesine benzetilmiştir.

    xalatandrops.jpg

    Kullanılmadığı zamanlar, fotoğraf makinesinin nazik merceği bir mercek kapağı ile kapatılır. Fakat göz bundan daha iyisini yapar.

    Gözküresi yüzeyinin büyük kısmı, bir yuvada korunur durumdadır. Fakat göz yüzeyinin geri kalan yüzde onluk bölgesi, uçuşan tozlar ve tehlikeli parçacıklarla dolu atmosferle doğrudan temasta olup, açık durumdadır. Gözü bu sürekli saldırı tehdidine karşı korumak için, vücut oldukça karmaşık, geri çekilebilir, bir “mercek kapağı”—gözkapağı ile yaratılmıştır. Vücudun en ince derisinden yapılmış, incecik, kenarında liflerle kuvvetlendirilmiş olan gözkapağı kolayca aşağı ve yukarı doğru kayar. Göz kırpması ancak saniyenin onda biri kadar vakit alır ve dakikada 15 kez kadar görülür.

    Fakat bu ufacık, zorlukla fark edilebilen hareket çok şeyler başarır. Bu ani kapatma ve açma hareketinde, gözkapağı, göz yüzeyine ince bir sıvı tabakası yayarak, onu gerçek anlamda yıkar. Aynı zamanda gözün dış yüzeyini parlatır. Öyle ise gözkapağı, birleşik bir mercek kapağı, mercek temizleyicisi ve mercek parlatıcısına benzetilebilir. Kusursuz bir tasarım, değil mi?

    Fakat bilim adamları uzun zamandır tuhaf bir nokta üzerinde zihin yordu: Gözün yüzeyinde sulu gözyaşlarının boşalma oranına göre, dakikada bir veya iki göz kırpması yıkama ve parlatma işini yapmaya yeterli olmalıdır. Öyle ise bütün bu fazladan göz kırpmaların nedeni nedir? Cevabın zihinde olduğu görülüyor.

    Araştırmacılar göz kırpması ile düşünme arasında bağlantı kurdu. Örneğin, endişe gözümüzü daha fazla kırpmamıza neden oluyor. Bir helikopterle uçmayı deniyorsanız veya saldırgan bir avukat tarafından sorguya çekiliyorsanız veya endişenin yol açtığı bir rahatsızlık içindeyseniz, muhtemelen her zamankinden daha çok göz kırparsınız. Televizyonda haber spikeriyseniz, seyirciler haberler yüzünden paniğe kapıldığınızı düşünmesinler diye göz kırpmamanız söylenebilir.
    Diğer yandan, bir labirentin başından sonuna bir tek çizgiyi takip ederek, şehir sokaklarında araba kullanarak veya bir roman okuyarak dikkatinizi görsel açıdan bir noktada topluyorsanız, gözünüzü daha az sıklıkta kırparsınız. Örneğin pilotlar, dikkatlerini yardımcı pilotlardan daha fazla toplamalıdır, bu yüzden gözlerini daha az kırparlar. Özellikle bir kişi gerçekten tehlikedeyse göz kırpmaları duraksar; gözler görüş alanının merkezinden, en dış çizgisine ve tekrar geriye doğru hızla hareket etmelidir.

    Beyin ile göz kırpması arasında başka bir bağlantı daha vardır. Kanada’da yayımlanan “The Medical Post” dergisine göre, araştırmalar şunu ortaya koyuyor: “Her göz kırpması görmeyi bırakıp düşünmeye başladığımız o önemli anda meydana gelebilir.”

    Örneğin herhangi bir şey ezberleyen bir kişi, ezberlemek istediği bilgiyi okuduktan hemen sonra muhtemelen gözünü kırpacaktır: Dergi şunu belirtiyor: Testler, beynin, karar verirken “iyi bir karar vermek üzere yeterli bilgiye sahipse göz kırpma hareketi için emir verdiğini” ortaya koydu. Ayrıca şunu da ekliyor: “Deneyler, gözü kırpmanın zihinsel bir noktalama işareti olarak görev yaptığını göstermiştir.”

    Yaklaşık üç bin yıl önce hikmetli bir adama şunu yazması ilham edilmişti: “Heybetli ve şaşılacak surette yaratılmışım.” (Mezmur 139:14)

    illusion5.2.jpg

    Tıp bilimi ancak günümüzde kaydettiği ilerlemeler sonucunda bu görüşü destekler duruma gelmiştir. Bir an düşünün: karmaşık bir merceği yıkayıp parlatmak, beyindeki dikkat yoğunluğu veya endişenin miktarını fark etmek ve zihne giren görsel bilgi akışını noktalamak..

    bütün bunlar bir göz kırpmasında!

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.