Günümüzde uygar diyebileceğmiz,insanların insani haklar konusunda verdiği mücadelerin kökü,İncil’e ve kutsal kıtap’taki İsa Mesih’le ilğili öğretilere dayanır. Nedenmi..?
Kutsal Kıtap’ta, kölelerin özgürlüğe kavuşması,Çocukların korunması
ırklar arasında ayrımcılığın,ortadan kaldırılması,kadın hakları için verilen mücadelerin tümü,zemin olarak Kutsal kıtap’ta bulunmaktadır..

Eşitlik,sevgi,hoşgörü,anlayış gösterme,sınıflar arası işbirliği gibi kavramlara,Kutsal Kıtap dışında,eski uygarlıkların hiç birinin temel ilkeleri arasında rastlanılmaz.
Çağdaş toplumlara dikkat edin,Toplumsal düzen ve insan hakları, İncil’deki tasarı doğrultusunda bir dünya kurmaya çalıştığı,yada kurduğu ,göze çarpar.

Din Konusuna gelirsek..Din ile Tanrı’yı karıştırmamalıyız.Neden mi:?
Düz mantıkla baktığımızda Din,Tanrı’dan kaynaklanıyor gibi algılanır,
fakat ikiside birbirinden çok farklı olguladır.
Tanrı gericilikten,insana ait oluşabilcek olumsuzluklardan yana değildir.
İsa Mesih’i inceleyin ..ve ona ait öğretileri buna en iyi cevabı gene İsa Mesih verir.

Tanrı istegi,onunla kurulcak ilişkide,bağda adalet,doğruluk,eşitlik sevgi,saygı gibi kavramların güçlenmesi ve gelişmesidir.
Gerçek saygı ve sevginin olduğu her ortamda,tüm kurallar en sona kalır.Din kuralları bile.
“Zina etme,adam öldürme,hırsızlık yapma,başkasının malına göz dikme” buyrukları ve bundan başka tüm kavramlar şu sözle özetlenir.
“Komşunu kendin gibi sev”
Düşüncelerinde sevgi barındıran ,her kim olursa olsun kötülükten uzak durur.İşte bu da Tanrı’nın insanlığa sunduğu, Kutsal yasanın yerine getirilmesidir.

Tarih’i inceleyin,dinci insan Tanrı’nın insanlara sunduğu bu sevgiye dayanan dostluk,ilkelerini ,sevgiden yoksun ,bir sürü yaptırımlar kurallar içine soktu.Bu da dinlerdeki gericilik kavramını ortaya çıkardı.
Gericilik ..Tanrı’nın sevgi dolu “SEVGİ” olarak özetlenen evrensel isteklerinin,çeşitli toplumların ve çağların adetleri ve örfleri kalıbına hapsedilmesi zeminini hazırladı.
Dini kurumlar,kendi ilkelerini gözden geçirip,İncil ilkelerine baktıklarında İncil’deki adalet ve eşitlik ilkelerine ve sunduğu öğretilere karşı çıkamadılar.zamanla buna evet demek zorunda kaldılar.

İncil ,sessiz yada etkin destekle ,bu yüzyıldaki insan haklarının tanınması için mücadele eden ,kesimi aydınlatmıştır.örneğin: Thomas Moro’dan,Davit livingston yada daha önceki yazımda adından bahsettiğim Martin Luther King gibi.

İnsan haklarına ait tüm suçlamalar,asırlar boyunca,kalıplaşmış,Kurallar getirilmiş,İnsanı robotlaştıran,dinlerdeki bir düzine kurallardır.

İSA Mesih, gelip bütün bu kuralları alt üst etti.

“Rab’de ne kadın erkekten,ne de erkek kadından bağımsızdır..Çünkü kadın erkekten yaratıldığı gibi,erkek de kadından doğar.Ama her şey Tanrı’dandır.
1 Korintliler 11:11.12

Esenlikle..