Lütfen Cevaplayın!!!!!!!

  • Bu konu 6 izleyen ve 24 yanıt içeriyor.
15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 25)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27695
    Anonim
    Pasif

    Ben bir hristiyan değilim ama hristiyanlığa karşı ilgi duyuyorum.eğer hristiyan değilsen neden bu siteye kaydoldun diye soracak olursanız,şöyle açıklamak istiyorum;bildiğim çoğu insan din konusunda ailesine bağlı kalır ve eğer aile müslümansa hristiyanlığı,eğer aile hristiyansa müslümanlığı eksik veya yanlış öğrenir.Ben buna karşıyım eğer bir dine inanılacaksa bu tek taraflı olmamalıdır ve gerekirse her iki dinin ibadethanesine gidilmelidir çünkü kişi kendi objektif kararını ancak böyle verebilir.Neyse gelelim sorularıma;Aslında birçok sorum var ama hepsini yazacak olsam sanırım site kilitlenirdi:) bunun için sorularım arasından aklıma en fazla takılan sorulardan birini soracağım. sorum şu;Siz sanırım öldükten sonra cennete gidebilmek için hristiyan olmak,isa ve tanrıya karşı sevgi ile dua etmenin yeterli olabileceğini savunuyorsunuz.(bu bilgi eksik olabilir inancınızı pek bilmiyorum kusura bakmayın)işte benim aklıma takılan en önemli noktalardan biri bu!sizin bu zahmetsizce cennete kavuşma inancınızı islamiyetin gün içinde her an Allahı hatırlamak ve onun bizi her zaman gördüğünü düşünüp daha az günah işlememiz için namaz,ramazan ayında yoksulları hatırlama ve onlara sahip çıkmak için oruç.v.b. inancı ile karşılaştırdığımda islamın bariz üstünlüğünü görüyorum çünkü düşündüğüm zaman, eğer Allah bana bu kadar mükemmel güzellikteki cenneti vaat ediyorsa bunun için elbette bazı zorluklara katlanmamı bekleyecektir çünkü beni ancak böyle sınayabilir.eğer sizin dediğiniz gibi olsaydı tanrı kendisine gerçekten inanan ve onun için herşeyi yapmaya hazır kişiyle sadece sözde inandığını ve onu sevdiğini söyleyen ama hayatında bunu uygulamayan birini nasıl ayırt edecekti?(bunu başka bir hristiyan kardeşim şöyle cevaplamıştı da çok gülmüştüm -“Biz sadece 5 vakit değil 24 saat iman ediyoruz ve biz 24 saat oruç tutuyoruz:) eğer 24 saat iman ediyorsa 5 vakit namaz ve bir ay oruç ona zor gelmese gerek…) eğer bir din hak dinse bu din heryerde olduğu gibi günlük yaşantımızda da olması gerekir. sadece yaradanı severek cennete girilmez herhalde çünkü bunu müslümanlar da yapıyor.Cennet bu kadar ucuz bir yer olmasa gerek.bunu bana açıklarsanız sevinirim.

    #36851
    Anonim
    Pasif

    Merhaba Emrecan. HristiyanTürk foruma hosgeldiniz

    Sorunuza cevap vermeden önce şunu söylemeliyim ki, Hristiyanlığı kimden öğrendiyseniz, size çok yanlış bilgiler vermiş. İncil şöyle der: «Dar kapıdan girin. Çünkü kişiyi yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. Yaşama götüren kapı ise dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar azdır. (İncil – Matta 7:13-14).

    Kapı dardır ve yol çetindir! Bu yolda birçok zorluk çıkar karşımıza. Günaha karşı mücadele veriyoruz. Alay eden insanlar, tehdit eden insanlar çıkıyor karşımıza neredeyse her gün. Bunlar sizce kolay şeyler mi?
    Ayrıca İncil’in hiçbir yerinde ‘Şu sözleri tekrarla, kurtul. İsa senin için öldü, istediğin gibi yaşa!” diyen bir ayet YOKTUR. Tam aksine İncil der ki: Aynı şekilde, tek başına eylemsiz iman da ölüdür. (İncil – Yakup 2:17). İmanla eylemleri gerçekleştiririz. Eylem olmadan ‘iman ediyorum’ demek kendini kandırmaktır.
    Şekilciliğe gelince, eğilip kalkmak, sağa üfürmek, sola üfürmek, günde birkaç saat aç kalmak ve daha sonra çok yemek yemek, gelirin çok cüzi bir miktarını sadaka olarak vermek, sonra uçağa atlayıp bir yere gitmek ve bir şeylerin etrafında dönmek. Bu mu cennet yolu? Buysa şayet, (açıkça söylemek zorundayım lütfen alınmayın) şekilcilik ve kendini kandırmaktan öte bir şey değildir. Tanrı bizim hayatımızı aldı, biz O’na aitiz. O’na kulluk ediyoruz, O’nu canımızdan çok seviyoruz. En önemlisi ise, O’nu kişisel olarak tanıyoruz!
    Birinin size verdiği cevaba gülmüşsünüz, ama neden güldüğünüzü ben anlayamadım. Oruç konusunda doğru söylemiş, 24 saat oruç tutuyoruz. İslam’daki oruç ile Tanrı sözündeki oruç arasında büyük bir fark vardır. Biz orucu dünyasal şeylerden uzaklaşmak, günümüzü, saatlerimizi Tanrıyla baş başa geçirmek, ve O’nun sözüyle beslenmek için tutuyoruz. İncil’de bir ayet şöyle der: İsa ona şu karşılığı verdi: «Kutsal Yazılarda, `İnsan yalnız ekmekle değil, Tanrı’nın ağzından çıkan her sözle yaşar’ diye yazılmıştır.» (İncil – Matta 4:4).
    İslam’daki oruç ise, açların halinden anlamak ve nefsi kontrol etmek için tutulurmuş. Eğer açlar bu kadar umurlarındaysa, neden 365 gün onların halinden anlamıyorlar? Aç ve fakir olan kişi, akşam yemeğinde kuru ekmek yer (bazen hiçbir şey yemez), ama oruç tutan kişi sofrasında kuru ekmek yemez. Nefis neden 365 gün kontrol edilmiyor? Bunlar mantıklı sorulardır.
    Kolay din dediğiniz şey deyince aklıma hemen şekilcilik gelir. BEN şunu yaptım, BEN şöyle aç kaldım, BEN şöyle eğildim, BEN şuraya gittim. Din BENmerkezciliktir. Hristiyanlık ise, Tanrı merkezli bir inançtır. Aradaki en büyük fark budur.
    Biz cennete tanrılar olacağımız için ya da bizi (erkekleri) orada bekleyen huriler olduğu için değil, orada MESİH olacağı için gitmek istiyoruz. O’nu görmeyi özlüyoruz.

    Bilgi edinmek için sizin bir İncil’e ihtiyacınız var. http://www.kutsalkitap.org sitesinde ÜCRETSİZ İNCİL sipariş verebilirsiniz.

    Esenlikle!

    #36826
    Anonim
    Pasif

    Öncelikle şunu belirteyim;söylediğiniz bazı şeyler kulağa gerçekten mantıklı geliyor ama hala arada bazı anlayamadığım noktalar var.Önce bu anlayamadığım sorularımı size yöneltmek istiyorum:
    Siz bu ülkede azınlık derecesinde bir nüfusa sahip olduğunuz için(sizi küçümsemeye çalışmıyorum) ne yazık ki bazı kendini müslüman sanan insanlar tarafından hoşgörü ile karşılanmamış olabilirsiniz bu çok doğal birşey şayet ben bir müslüman olarak örneğin abd de olsaydım kesinlikle ben de bu durumdan dert yakınırdım.söylediğim gibi eğer onlar gerçek müslüman olsalardı size böyle davranmazlardı çünkü islam farklı dinlere karşı hoşgörüyü emreder…
    Biraz da sizin şekilcilik dediğiniz bizim ise iman dediğimiz namaz konusuna değinmek istiyorum.Bu konuyu size kendi hayatımdan bir örnekle açıklamak istiyorum;ben 16 yaşımın sonlarına kadar düzenli bir şekilde namaz kılmıyordum ve çok düzensiz bir hayata sahiptim günahtan pek korkmuyordum tam tersine günaha çok yatkın bir çocuktum ama cuma namazlarını kaçırmazdım.birgün cuma namazında hoca namazın öneminden bahsediyordu ve şöyle dedi:”Namaz insanı günahtan uzak tutar,insana Allahı hatırlatır”O gün namaz kılmaya karar verdim.İlk başlarda ben de sizin gibi Allahın neden benden böyle birşey istediğini anlayamıyordum.Ama birkaç hafta sonra namazın yararını anlamaya başlamıştım artık neredeyse hiç yalan söylemiyor ve insanlara kötü davranmıyordum çünkü artık günah kavramı zihnime daha iyi bir şekilde oturmuştu ve artık günah işlemekten korkuyordum! ve kendi kendime Allah’ın bana emrettiklerini sorgulamak yerine onları hayatımda uygulayarak asıl cevabı bulabilirim dedim.(lütfen üstünüze alınmayın:) tabi bu değişiklikleri görmek için insanın biraz da gönül gözünün açık olması gerekir…
    birazda oruç hakkında konuşmak istiyorum;Siz “Eğer açlar bu kadar umurlarındaysa, neden 365 gün onların halinden anlamıyorlar?” demişsiniz.Sizce İslam,onlara böyle davranmalarını mı emrediyor? Lütfen bireylerin hatalarını o dinin bütününe yüklemeyin sizce bütün Hristiyanların hepsi mükemmel insanlar mı? lütfen böyle düşünmeyin elbette her dinde dinin gereklerini yerine getiren ve getirmeyen insanlar mevcuttur. Bir de şöyle demişsiniz “Kolay din dediğiniz şey deyince aklıma hemen şekilcilik gelir. BEN şunu yaptım, BEN şöyle aç kaldım, BEN şöyle eğildim, BEN şuraya gittim. Din BENmerkezciliktir. Hristiyanlık ise, Tanrı merkezli bir inançtır. Aradaki en büyük fark budur.” Bilmiyorum farkında mısınız ama bu yukarıda söyledikleriniz sizin islamı bilmediğinizi kanıtlıyor İslamda eğer bir insan kendi ibadetiyle övünür,ibadetiyle hava atmaya kalkarsa o bu ibadetten sevap yerine günah kazanır.Bu kuranda yazıyor(şu an ayetin ismini hatırlamıyorum ama isterseniz araştırabilirsiniz.)yani yukarıda ki BENcilik İslamda yoktur ama bazı bilinçsiz insanlar ibadet ettiğini sanıp bunu heryerde söylerler.(Allah onları ıslah etsin) son olarak bana incil vermek istemişsiniz gerçekten verirseniz çok memnun olurum ama ben önce kuranı bitirmek isterim…

    #36827
    Anonim
    Pasif

    Afganistan, Pakistan, İran, Suudi Arabistan, Fas gibi ülkelerde, insanları öldüren teröristler tutuklandıkları zaman, bu tür şeyleri neden yaptıklarını açıklıyorlar. Açıklamalarıysa, Kuran’dan olan ayetlerde, Hristiyan ve Yahudilerin katledilmesini emreden ayetlerdir. Ama bu konuya girmemeyi tercih ediyorum, sadece hatırlatmak istedim. (Bu konuya girersem hem siz gücenirsiniz, hem de günlerce devam edecek bir konudur.)

    “Namaz insanı günahtan uzak tutar, Allah’ı hatırlatır.” Garip, çünkü bizi (Hristiyanları) günahtan uzak tutan şey Tanrı’nın bize vermiş olduğu Ruhudur, yani Kutsal Ruh. Günah, Tanrı’ya karşı açılmış bir savaştır, ufak tefek hatalar değil. Bizim günah işlemememizin sebebi sadece Tanrı’dan korkmak değil, aynı zamanda günah işleyemediğimizdir çünkü O’nu seviyoruz. Ayet şöyle der: Eğer bir kimse İsa’nın Tanrı’nın Oğlu olduğunu açıkça kabul ederse, Tanrı onda yaşar, o da Tanrı’da yaşar. (1.Yuhanna 4:15). Tanrı’nın Ruhu bizde olduğu için günah işlemiyoruz. Sizin Tanrı’ya daha yakın olma isteğinizi anlıyorum, bence bu çok harika bir şey. Ancak yanlış yerde olduğunuzu söylemek zorundayım. Daha doğrusu ben değil bunu Yüce Tanrı söylüyor.

    Oruçtan kastım oruç tutan insanlara yapılan bir yorumum değil, İslam’ın oruç kavramının mantığını sorgulamaktı. Neden oruç tutulur İslam’da..bunu merak ettim ve sorguladım. Hristiyan denilen kişi, İsa Mesih’in izindne yürüyeni Kutsal Ruh’u almış, O’nun gibi olmak isteyen ve yaşayan kişiye denir. (Avrupa’nın, Rusya’nın ya da ABD’nin Hristiyan olmadığını söylemeye çalışıyorum.).

    Benmerkezcilikten söylemek istediğim şey insanın kendince övünmesi değil. Kurtuluşun ya da cennete gidişin İNSANA bağlı olması düşüncesidir. Eğer dediğiniz gibi dinin gereklerini yerine getirirsek cennet bizim hakkımız olur, değil mi? O zaman Tanrı’ya : “Orası benim hakkım, dediklerini yaptım ve cenneti kazandım” diyebilecek misiniz? Tanrı sözü bize faklı bir şey öğretiyor. Biz ölümü hak ettik, bütün insanlık, çünkü günah işledik. Ve yaptığımız bütün doğru işler Tanrı’nın gözünde iğrençtir, bunun sebebi günahlı olduğumuzdur. Kendi kendimizi kurtaramayız, bizi Tanrı kurtarır. İyi işler yaparak ya da dinin gereklerini yerine getirerek kurtulmayız. Biz Tanrı’nın lütfuyla kurtulduk hamdolsun! Tanrı Tevrat’ta şöyle bir vaat vermişti: Size yeni bir yürek verecek, içinize yeni bir ruh koyacağım. İçinizdeki taştan yüreği çıkaracak, size etten bir yürek vereceğim. Ruhumu içinize koyacağım; kurallarımı izlemenizi, buyruklarıma uyup onları uygulamanızı sağlayacağım. (Hezekiel 36:26-27). Tanrı bu vaadini bizde (Hristiyanlarda, İsa Mesih’e iman edenlerde) yerine getirdi. Bir zamanlar hepimiz günahkar ve kendi çabamızla kurtulmaya çalışan kişilerdik. Ama Tanrı bize hakikati gösterdi, bizi kendine çekti.
    Sakın yazdıklarımı sizi aşağılamak için yazdığımı düşünmeyin. İnanın öyle bir niyetim yok. Ama gerçeği söylemek zorundaydım, bunu Tanrı buyuruyor.

    Sevgiler.

    #36820
    Anonim
    Pasif

    Müslüman ülkelerdeki terör faliyetlerine emin olun mantıklı bir cevabım var ama bu konuya girmemi istemiyorsanız siz bilirsiniz.(zaten bu konuya ben de girmek istemem çünkü tartışmaya çok açık bir konu). Açık konuşayım sizin tanrı sevgisi anlayışınızı hala anlayamıyorum.anlattığınız kutsal ruh anlayışı nedense bana çok fantastik ve hayal ürünü bir şey gibi geliyor.Bana göre bir dinin ibadeti hem manevi hem de maddi bir şekilde olmalıdır ama siz bunun sadece manevi bir şekilde olduğunu söylüyorsunuz.Ama İslamiyete baktığımda İslamiyette bazı kurallar ve sorumluluklar var ve gerçek bir Müslüman kendi hayatını bu kurallar ve sorumluluklarla şekillendiriyor.Bu kurallar,kişinin hayatını giyiminden,konuşmasına her şeyini etkiliyor.İnsanlar gününden beş vaktini Rableri için ayırıyorlar.rablerini önemsiyorlar,onun için işlerini bırakıp ona secde ediyorlar(tabi bunları gerçek müslümanlar yapıyor…)Ama siz o çok sevdiğiniz rabbiniz için hiçbir şey yapmıyorsunuz onu sevdiğinizi söylüyorsunuz.Müslümanlar rablerini sevmiyorlar mı? onlarda seviyorlar(manevi ibadet) ama onlar birde rableri için ibadet ediyorlar(maddi ibadet) çünkü onların belli başlı sorumlulukları var. Siz bir de “O zaman Tanrı�ya : �Orası benim hakkım, dediklerini yaptım ve cenneti kazandım� diyebilecek misiniz?” demişsiniz.Bunu hiç bir müslüman söyleyemez çünkü islamiyette hiç kimsenin cennete veya cehhenneme gideceği Garanti değildir. bunu sadece Allah c.c. bilir.şayet önemli bir sahabeye(ismini tam olarak hatırlamıyorum) cennete gidip gitmeyeceği sorulduğunda(herkes cennete gideceğini kesin olarak düşünüyor) sahabi cehenneme gitmeyeyim yeter diyor. bir de siz:”Biz ölümü hak ettik, bütün insanlık, çünkü günah işledik. Ve yaptığımız bütün doğru işler Tanrı�nın gözünde iğrençtir, bunun sebebi günahlı olduğumuzdur.”sizin bu söyledikleriniz mahkemede hakimin sadece sanığı suçlu bulup cezalandırması yerine sanıkla beraber sanığın 7 sülesini de cezalandırması gibi bir şey.Bu dünyada kimse kimsenin günahını üstlenemez.(yani isa neden bizim günahlarımız için ölsün)Her koyun kendi bacağından asılır.Herkes kendi yaptıklarından sorumludur.eğer isa bizim günahlarımız için öldüyse yaşamamızından bi anlamı kalmamış demektir.çünkü Tanrının bizi sınayacağı günah kavramı yoktur.
    Son olarak size bir video ve bir site önermek istiyorum.Lütfen bunu sizin inançlarınızı sarsmak için yaptığımı düşünmeyin şayet öyle bir anlayışta olsaydım ben bir müslüman olarak bu siteye kayıt olmazdım çünkü ben bu siteye inançlarımı sorgulamak için kayıt olmadım sadece hristiyanlık inancını öğrenmek istedim(inanmak için değil)
    Lütfen beklentilerimi boşa çıkarmayın…

    #36821
    Anonim
    Pasif

    Şunu bilmeniz gerekiyor ki, Hristiyanlık din değildir. Din insan merkezli, Hristiyanlık ise Tanrı merkezli bir inançtır. Biz sadece sözde sevdiğimizi söylemiyoruz, bunu eylemle de yapıyoruz. Size daha önce İncil ayeti de vermiştim, herhalde okumadığınız için böyle söylüyorsunuz. Bir kişi gerçeğe, İsa Mesih’e iman ettiğinde tamamiyle değişir. Bütün yaşamı, konuşması, giyimi, davranışı, ilgi alanı, düşünce şekli vs. Kısacası HERŞEY! Bunu kendi çabamızla, “Artık şu dine aidim, değişeyim bari” düşüncesiyle yapmıyoruz. Anlamadığınız konu da bu zaten. Kutsal Ruh’a hayal ürünü dediniz ama işte Ruh’un gücü budur. Tanrı’nın Ruh’udur. Tanrı dünyayı nasıl yoktan var ettiyse, aynı şekilde Ruh’u da yeni bir insan var ediyor. İsa Mesih şöyle der: İsa ona şu karşılığı verdi: «Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse yeniden doğmadıkça Tanrı’nın Egemenliğini göremez.» (Yuhanna 3:3). Ve daha sonra bunun açıklamasını yapıyor: İsa şöyle cevap verdi: «Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse sudan ve Ruh’tan doğmadıkça Tanrı’nın Egemenliğine giremez. Bedenden doğan bedendir, Ruh’tan doğan ruhtur. (Yuhanna 3:5-6). Gerçek işte budur. Siz Tanrı’nın Ruhu’nun mucizeler yapamayacağına inanabilirsiniz, bu sizin sorununuz. Ama gerçek işte budur, Tanrı’nın Ruhu mucizeler yapar!
    Cennet garanti değil dediniz, peki o zaman Allahın sizi cehenneme atma gibi bir hakkı var mı? Neden atsın, bütün şartları yerine getirdiniz? İslam düşüncesine göre (mantık yürütürsek) öyle bir hakkı yok sizin rabbinizin. Garantisi olmayan bir inanca insanları neden davet ediyorsunuz??
    Günah meselesine değinecek olursak, neden bütün sülaleye ceza verir Tanrı, çünkü HEPSİ suç işledi. Bana dünyada günah işlemeyen TEK bir kişi gösterebilir misiniz?
    Kurbanın neden kesildiğini Tevrat’tan öğrenmenizi tavsiye ederim. Kurban günahın simgesel olarak bağışlandığına işaretti. Bu işaret ileride gelecek Olan gerçek kurbandan (İsa Mesih’ten) bahsediyordu. İncil’de ayet şöyle der: «Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlunu verdi. Öyle ki, O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, ama hepsi sonsuz yaşama kavuşsun. (Yuhanna 3:16). Bu gerçektir, size saçma gelsede…bu gerçektir! Ayet şöyle der: Çarmıhla ilgili bildiri mahvolanlar için saçmalık, ama kurtulmakta olan bizler için Tanrı’nın gücüdür. (1.Korintliler 1:18).

    Ve bir şey daha, İslam tebliği yapmak istiyorsanız başka bir yerde yapın. Burası bir Hristiyan sitesi. Ben bir İslam sitesine gidip Hristiyanlığı anlatmıyorum. Eğer sorularınız varsa sorun, ama İslam tebliği yapmayın, çünkü boşuna çaba sarf etmiş olurusunuz. Çünkü İncil’de ayet şöyle der: Aslında başka bir müjde yoktur. Ancak aklınızı karıştıran ve Mesih’in müjdesini çarpıtmak isteyen kimseler vardır. Biz ya da gökten bir melek bile, size bildirdiğimiz müjdeye ters düşen bir müjde bildirirse, lanet olsun ona! (Galatyalılar 1:7-8).

    Esenlikle!

    #36822
    Anonim
    Pasif

    Sizin kutsal ruh hakkında söyledikleriniz Bir sınavda bir öğretmenin öğrencisine kopya vermesi kadar saçma bişey.kusura bakmayın ama bu konuyu ancak böyle ifade edebilirim.Size göre bizim imanımızı tanrı bize kutsal ruh ile yaptırır.biz ibadetimiz için neden tanrıya ihtiyaç duyalım?bizim ibadet etmemiz için vicdamız ve aklımız yeterlidir.İnsan,aklı ile doğruyu bulabilir,tanrı neden bizim hayatımıza müdahale etme ihtiyacı duysun?dediğim gibi biz bu hayatta sınavdaki öğrenciye benzeriz eğer gerekli emeği göstermişsek sınavı kazanırız ama eğer başka şeylerle kendimizi kandırdıysak kaybederiz ve şunu belirteyim;hiç bir öğretmen gelip de bizim kağıdımıza doğru cevapları yazmaz çünkü bu onun adaletine sığmaz. tanrıda bizi sonsuz adaleti ile yargılayacak dolayısıyla tanrı kimseyi kutsal ruh veya başka birşeyle iman ettirmez bu kişinin vicdanına kalmıştır.ister iman eder isterse etmez ama eğer iman etmezse öteki dünyada bunun hesabını da verir.Bir de şöyle düşünün;tanrı isteseydi hepimizi dinine müthiş derecede bağlı insanlar yapabilirdi ama böyle yapmadı çünkü Allah bizi dünyaya bunun için göndermedi Allah bizi dünyaya aklımızla doğru yolu bulup irademizle doğruyu seçmemiz için gönderdi. (Kuran-ı kerimde sürekli aklımızı kullanmamız öğütlenir) Cennetin garanti olmamasını sanırım siz yanlış anlamışsınız.size şu şekilde anlatayım siz hiç hayatınızda günahlarını veya sevaplarını bilen bir insan gördünüz mü? şayet ben görmedim.örneğin; bir kişi cennete gideceğini düşünüyor size bu kişide oluşacak birkaç kötü davranışı söyleyeyim:1-)bu kişi kibirli olur 2-)bu kişi kendini çevresindeki insanlardan üstün görmeye kalkışır 3-) bu kişi cennetlik olduğunu sandığı için günaha daha fazla yatkın olur 4-)bu kişi ibadetiyle övünmeye kalkışır bu maddeleri çoğaltabilirim ama şu an aklıma bu kadar geliyor ve netice itibari ile bu kişi kendini beğenmiş biri olur.Allah c.c. bunları bildiği için cenneti kimseye garanti vermiyor. Günah konusuna gelince siz bütün insanların günahkar olduğunu söylüyorsunuz ben buna inanmıyorum çünkü bir insanın sevapları günahlarından fazla ise o insan günahkar sayılmaz ancak günahları sevaplarından fazla ise o kişi günahkardır.siz “Bana dünyada günah işlemeyen TEK bir kişi gösterebilir misiniz?” diye sormuşsunuz bu sorunun cevabı çok basit Hz.Muhammed (sav) ve diğer peygamberler. ama inanmayanlar için günahkar olmayan hiç kimse yoktur tabii. ve şunu eklemek istiyorum artık sizin farklı dinlere karşı nasıl bir hoşgörü ile yaklaştığınızı daha iyi anlıyorum! bilmediğiniz bir dini eleştiriyorsunuz. farklı dinleri araştırmaya bile tenezzül etmiyorsunuz.emin olun bu siteye kaydolmadan önce hristiyanlığı daha özgür ve hoşgörülü bir din olarak biliyordum ama şimdi gerçekleri daha iyi bir şekilde görebiliyorum en yakın zamanda bu siteden ayrılacağım ama son olarak size şu soruyu sormak istiyorum:Ya ben haklıysam. kim kurtaracak seni? o çok sevdiğiniz Hz.İsa (as)’ın yüzüne nasıl bakacaksınız?sizi yaradan size “neden islamiyeti araştıracak kadar ömrünüz ve zamanınız olduğu halde neden araştırmadığınızı sorduğunda ne yapacaksınız?neden aklınız ve vicdanınızla doğruyu bulmaya yönelmediğinizi sorduğunda ne yapacaksınız?

    #36834
    Anonim
    Pasif

    Kutsal Ruh’u bir öğretmene, bizi ise öğrenciye benzetmişsiniz. Bu Kutsal Kitap bilgisizliğinizden dolayıdır. Ama gerçek şu ki, bu bir öğrenci öğretmen konusu değil. İki sevgili ilişkisidir. Siz aşık olduğunuzda kendi çabanızla mı sevdiğiniz kişiye güzel sözler söyler, O’na saygı duyar, O’nun dediklerini yaparsınız? Şayet öyleyse, siz hiç aşık olmadınız demektir. Tanrı Tevrat’ta kendi halkını gelin olarak adlandırıyor. Biz (O’nun halkı) gelin, O ise Güveydir. Gözleriniz görmediği için ve Kutsal Kitabı okumadığınız için bunu henüz anlamıyorsunuz, bu normal bir şey.
    Kendi çabanızla kurtulacağınızı, insanın aklıyla Tanrı’yı ulaşacağını söylediniz. Söyledikleriniz tam bir satanist düşüncesi. “Satanizm ve dinler arasındaki benzerlik” isimli yazımı okuyun, anlarsınız. Tanrı tam tersini söylüyor çünkü. Günah yüzünden insanlar ruhsal olarak öldüler. Ölü birine en güzel şeyler hediye etseniz, onu sevdiğinizi söyleseniz, ona dokunsanız hisseder mi? HAYIR! Tanrı sizi diriltmeyene dek, Tanrı’ya karşı duygusuz kalırsınız.
    Cennet garantisindeki verdiğiniz benzetme, sahte alçakgönüllülüktür. “Kimse cennete gideceğini bilemez” diye kendini alçakgönüllü kılma numarasıdır. Bizim Tanrımız güvence verir, çünkü o güvenilirdir, “Ben neredeysem bana iman eden de orada olacaktır” diyor.
    Peygamberler günah işlemez diye bir yalan var. Bu gerçekten yalan. Çünkü peygamberler de insan, ilah değil. Şöyle düşünün: Kırmızı ışıkta siz geçerseniz, polis size ceza yazar. Peki ya bir bakanın oğlu geçerse…ona yazması gerekmez mi? Muhammed’in günahsız olduğunu iddia ettiniz. Bakın bir ayet: Ey Muhammed! Sabret. Allah’ın va’di şüphesiz gerçektir. Günahının bağışlanmasını iste. Akşam-sabah Rabbini hamd ederek tespih et. (Kuran – 40:55).
    Bilmediğim dini eleştirme konusuna gelince, bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmam. Siz İncil okudunuz mu? Ama burada Tanrı’nın sözünü eleştiriyorsunuz. Kendi söylediğiniz kendinize ait.
    Siz haklıysanız Tanrı sözü yalan söylüyor demektir (ki Tanrı insan değil ki yalan söylesin). Ayrılmadan önce daha önce adresini verdiğim siteden ÜCRETSİZ İNCİL sipariş verin, biraz bilginiz olsun Hristiyanlık hakkında.
    Son olarak, sevdiğim bir yazarın söylediğini eklemek istiyorum: Hristiyanlığın özü, Mesih’in çarmıhtaki ölümüne iman yoluyla günahların bağışlanmasıdır. Ne var ki Noel Baba teolojisine (ilahiyatına) göre günahlar sorun değildir, kefaret gereksizdir. (J.I.Packer).

    Esenlikle!

    #36812
    Anonim
    Pasif

    Size son olarak şunu söylemek istiyorum:Bu sitede bir ayeti kırk takla attırarak,kendi istediğim kıvama getirip yorumlayacağıma Bir gün incili alıp okumak isterim ama incili inanmak için okumayacağım sadece dünyadaki 2 milyar hristiyanın neye inandığını öğrenmek için okuyacağım.(işte siz malesef bunu yapamıyorsunuz)Malesef ben bile Kuran-ı kerimi henüz baştan sona okuyamadım bunun için sizin sorduğunuz her soruya yeterli cevabı veremiyorum.Bunun için size bir site ve bir video önerdim ama siz o çok övdüğünüz yüksek sevgi ve hoşgörünüzün altındaki gerçekleri bana sundunuz.Şunu söyleyeyim bu saatten sonra artık kimse benim Hz.Muhamme’e ve Allah(cc)’e olan sevgime zerre kadar zarar veremez (İnşallah)!Kuran-ı kerimde bazı insanların kalplerinin mühürlendiği söylenir.O kişilere doğrular ne kadar anlatılırsa anlatılsın onların gönlü bu sözlere kapalıdır.Umarım siz bu kişilerden değilsinizdir ve Umarım ki birgün aklınızı başınıza alıp “ben ne yapıyorum?” diye düşünmeyi denersiniz.Beni en çok üzen de ne biliyor musunuz?;Avrupa da,Amerika da insanlar İslamiyete koşarken(eğer videomu izleseydiniz dindar hristiyan bir amerikalının nasıl islamı seçtiğini bilirdiniz) benim yurdumda insanlar dinlerini kaybediyor.bu bana acı veriyor. kutsal ruh,3 birlik gibi saçmalıklarla (siz benim ibadetime şekilcilik diyebiliyorsanız sanırım ben de sizin kutsal ruh inancınıza saçmalık diyebilirim) insanların beyinleri yıkanıyor.umarım bir gün bu dediklerimin değerini anlarsınız

    #36829
    Anonim
    Pasif

    Bugün Ahmet diye biri kalksa ve dese ki, ben Budist oldum, ama eskiden Müslümandım. Bizde İslam’da kelime-i şahadet diye bir dans türü vardır. Ayrıca Ramazan diye bir ay var ki, o ay en güzel yemekleri yeriz. Bu kişiye sahtekar demez misiniz? Bu kişinin eskiden gerçekten Müslüman olduğuna ya da en azında İslam hakkında bilgisi olduğuna inanır mısınız? Ben inanmam! Verdiğim örnekteki gibi de, Avrupa ve ABD’de “Dindar Hristiyan Müslüman oldu” başlığı altındaki video ya da yazıları izleyip okuduğumda acıyarak gülümsüyorum. Bu tür kişilere inanan kimselere üzülüyorum. Çünkü o tür kişilerde, Hristiyanlığın “H”sini bile bilmeyerek kendilerine “dindar Hristiyan” ismini takmışlar.
    Sevgi ve hoşgörüye gelince, sizi sevmesem size bu tür şeyleri anlatmazdım. Sizinde kurtulmanızı ve gerçeği görmenizi istediğim için sizinle yazıştım. Hoşgörülüyüz biz, ancak insana hoşgörülüyüz. Tanrı’dan olmayan bir inanca hoşgörülü olmak doğru mudur? Satanizm’e hoşgörüyle yaklaşamadığım gibi, diğer dinlere de hoşgörülü yaklaşmam.
    İnsanoğlu’na karşı bir söz söyleyen, bağışlanacak; ama Kutsal Ruh’a karşı bir söz söyleyen, ne bu çağda, ne de gelecek çağda bağışlanacaktır. (Matta 12:32). İncil böyle diyor. Siz de Kutsal Ruh’a küfür etmemeye çalışın, Tanrı’nın gazabını uyandırmayın. Ben gerçek Tanrı’ya inanıyorum. Sözünü kelimesi kelimesine koruyabilecek güce sahip Olana iman ediyorum.
    Umarım Rab İsa Mesih sizin gözlerinizi açar ve ölü olan ruhunuzu diriltir. Amin!

    #36813
    Anonim
    Pasif

    Sizin söyledikleriniz tam da benim dert yakındığım şeyler,yurdumda insanlar daha kendi dinlerini öğrenmeden başka dinlere merak salıyorlar kimi ateist oluyor kimi hristiyan kimi ise yahudi ama en başta kendi dinlerini iyi bir müslümandan(bir hristiyandan değil!) öğrenseler bunlar başına gelmez ama onlar gidip İslamiyeti bir hristiyandan veya yahudiden öğrenmeye kalkışıyorlar.bu çok tehlikeli birşeydir çünkü karşı dinden biri ona islamiyeti kendi istediği şekilde öğretir.Ah ne kaybettiklerini bir farketseler…Sizin inancınızı bilmem ama benim inancımda hoşgörü herkes içindir.Allah katında herkes birdir üstünlük sadece takva iledir.Siz hoşgörülü davranırken insanlar arasında ayrım yapabilirsiniz İslam bunu yapmaz!İslamda karşı dindeki insanlara karşı nefret yoktur.(her ne kadar Müslüman diye gezinen teröristler olsada…)Eğer İslamı bir Hristiyandan veya İslamı doğru dürüst tüm hatlarıyla bilmeyen birinden öğrendiyseniz.(ki muhtemelen böyle öğrendiniz)İslamı bir de bir din büyüğünden dinlemeyi deneyin…

    #36814
    Anonim
    Pasif

    Şeyh Muhammed Mansur, Walid Shoebat, Rashid kardeş vs. Bu kişiler kimisi şeyhti, kimisi teröristti, kimisi ise katı Müslüman bir ailede büyümüş kimselerdi. Ama hakikatı görüp Rabbe iman ettiler hamdolsun. Bende size şunu tavsiye ederim, Hristiyanlığı Kurandan değil (çünkü Hristiyanlık inancıyla ilgili çok yanlış bilgiler var o kitapta), bir Hristiyandan öğrenin. Ben hocalarla da tartıştım, konuştum, Kuran’ı iyi bilenlerle de çok konuştum. Ama cevap veremedikleri o kadar soru çıktı ki…
    Kuran’ı okuduğunuzu söylediniz, tam okuyup bitirin, ondan sonra konuşalım. Ama daha sonra İncil’i de okuyun lütfen. Neden Müslüman ya da neden Budist olmadığını bir Hristiyana sormak gerekiyor bence. Biz Kuran yada başka dini kitaplarla ilgilenmiyoruz. Bizim ilgilendiğimiz Tanrı kelamıdır. Ebedi olan Tanrı sözüdür.

    Esenlikle!

    #36817
    Anonim
    Pasif

    Emrecan, Once Muslumanların Kuran’ını oku, hatta 2-3 kere oku iyice anla,, sonrada Mukaddes Kitab’ı bastan sona oku, bırdaha oku, soru sormadan once tekrar tekrar oku butun sorularına cevap bulacaksın… bulamadıysan bıze, Hristiyanlara, anlayamadıgın yerlerı ve kafana takılanları sor. ogrenme ıstegın cok guzel ama bılıyorsunki; az bilen hic bilmeyenden daha tehlikelidir. bizi bosver, kendine cok zarar verirsin arkadasim… yolun acik olsun

    #36819
    Anonim
    Pasif

    İncilin tahrif edilmesi ile ilgili güvenilir bir kaynaktan önemli bilgilere eriştim bu bilgiler benim sorularıma çok mantıklı cevaplar veriyor.umarım bu cevaplar sizi de biraz düşündürür… Umarım biraz önemser ve biraz uzunda olsa okuyup düşünme ihtiyacı duyarsınız…

    İlâhi vahiy olan semâvi kitaplar her türlü tezat ve ihtilaftan uzaktır. Zira gönderilen elçiye verilen kitap kelâmullahtır. İncilin tahrif edilmiş olduğu dört İncil’in bulunmasından, bu incillerin, birbiri ile çelişip tezata düşmesinden, farklı bilgiler vermesinden, alenen anlaşılır.

    Yine Matta İncil’inin amacı; İsa (as)’ın yaşamı, ölümü, dirilişi üzerinedir. Markos en kısa İncil olup, insanların İsa Aleyhisselâma gösterdikleri ilgi ve İsâ Aleyhisselâmın hayatından çokca bahseder. Luka ise daha kitabının başında amacının İsa Aleyhisselâmın yaşamını doğru ve ayrıntılı biçimde anlatmak olduğunu açık seçik ortaya koyuyor. Kitabını Teofilosa hitaben (Luka: 1/3) yazdığını belirtmesi İsa Aleyhisselâma âit olmadığını gösterir. Yuhanna ise incili bizatihi kendisinin kaleme aldığını; Onun adıyla yaşama kavuşasınız (20/30-31) diyerek belirtmiştir.

    İlâhi vahiy ise ancak Allah’ın kelâmı, sözü, beyanıdır. Peygamber ve ümmetine Allah’ın koyduğu kanunları, emirleri, nehiyleri içerir. Geçmiş peygamberlerden ve ölümden sonrasından haber verir.

    Görüleceği üzere bu bahsedilen İnciller İsa Aleyhisselâmdan sonra yazılmış ve onun hayatını kaleme almışlardır. İlâhi vahyin nüshaları karışmış ve fakat İsa Aleyhisselâma inen gerçek İncil tahrif edilmiştir. İncelendiğinde, aklı selim ile düşünüldüğünde bu gerçek açıkça görülebilecektir.

    Bir kere inciller, İsa Aleyhisselâmdan yüzyıl gibi bir zaman sonra yazılmışlardır, İsa Aleyhisselâmın dili ile yazılmamışlardır. Hatta Yeni Ahidde yazıldığına göre İncil yazarları; sözlü söylentiyi saptayan ilk Hristiyan topluluğunun sözcülerinden başka birşey değildir. İncil yazarlarından herbiri kendi uslûbuna, kendi kişiliğine, kendine özgün dini kaygılarına göre, çevrelerindeki gelenekten aldıkları sözler ile hikayeler arasında bir takım bağlar kurmuşlardır.

    Matta İncil’inde (1/1-17) İsa Aleyhisselâmın babaları olarak verilen isimler toplamı (İbrahim Aleyhisselâm dahil) İbrahim Aleyhisselâma kadar 40’tır. Luka İncil’inin verilen isimler toplamı ise İbrahim Aleyhisselâm dahil 55’tir.

    Luka İncili (3/23-38), Mesihi Matata nisbet ederken. Matta İncili (1/16), Mesihi Dülger Yusufa nisbet etmiştir.

    Matta İncili (11/18) Yahya’nın yemiyerek ve içmeyerek geldiğini haber verirken, Markos İncili (1/6) Yahya’nın çekirge ve yaban balı yediğini söyler ki, bu iki haber birbirini çürütür.

    Matta (27/60); Markos (15/46); Luka (23/53)’ya göre ceset alınıp Kaya içine oyulmuş bir kabre konulmuştur.Yuhanna (19/41)ya göre ise, İsa’nın cesedi bahçede olan bir kabre konmuştur. Matta İncil’inde (17/15) bir adamın saralı oğlunu kurtarması için İsa’ya geldiğini belirtirken, Markos İncili (9/17) Dilsiz ruhu olan oğlunu İsa’ya getirdiğini söyler. Luka ise aynı olayı naklederken adamın, İsa’ya Muallim! Sana yalvarırım oğluma bak dediğini belirtir.

    İnciller Yunanca yazılmışlardır. Yeni Ahidde orijinalliğini muhafaza eden bazı terimler Yunanca değil, İbranicedir. Bu dahi tahrife delildir. Zira İsa Aleyhisselâmın dili Âramice (İbranice)dir.

    Matta İncil’inin bildirdiğine göre Hazret-i İsa, Musa Aleyhisselâmın şeriatını yıkmaya değil, yapmaya geldiğini beyan etmiştir. (Matta: 5/ 17-18)

    Halbuki bugünkü Yeni Ahid, Musa Aleyhisselâmın şeriatının İsa Aleyhisselâm tarafından tamamen kaldırıldığını öğretmektedir. Bu bir tenakuz, çelişkidir.

    Hristiyanlığın temeli sayılan teslisle ilgili âyet şöyle idi: Çünkü gökte şehadet edenler üçtür: Baba, kelime ve Ruhul-Kudüs ve bu üç birdir ve yerde şehadet edenler üçtür. Ruh ve su ve kan ve bu birde mutabıktır.(Yuhannanın Mek: 5/ 7-8)

    1881 de basılan tashihli nüshadan birinci kısım çıkarılmış ve bugünkü yeni baskılarda bu yoktur.

    Bu misal bize, Hristiyanlığın kutsal kitabı üzerinde tahrifler yapıldığını ve bu tahriflerin devam ettiğini göstermektedir.

    Matta’nın (5/39-40) Kötüye karşı koma, ve senin sağ yanağına kim vurursa, ona ötekini de çevir, bir mahkemeye gidip senin gömleğini almak isterse, ona abani da bırak şeklindeki sözü ile, yine (Matta: 10/34) yeryüzüne selâmet getirmeğe geldim sanmayın; ben selâmet değil, fakat kılıç getirmeye geldim sözü arasında tezat vardır.

    Matta’ya göre (20/29) Eriha’dan çıkan İsa’ya, şifa için gelen körlerin sayısı ikidir. Markosa göre (10/46) ise şifa için gelen körlerin sayısı birdir.

    Matta İnciline göre (10/9) İsa Havârilerine yanlarına Asâ bile almaya müsaade etmezken

    Markos İncil’inin ifadesine göre (6/8), yanlarında Asâ taşımalarını tavsiye etmiştir.

    Matta (25/15) hizmetçileri üç gösterirken, Luka (19/33) hizmetçileri on kişi gösterir.

    Göklerin melekutunda en büyüğün kim olduğu hakkında soruyu soran, Matta İncil’ine göre (18/1) İsa’nın talebeleridir. Markos İncil’ine göre (9/33-34) sorulan suali haber veren İsa’nın kendisidir.

    Markos İncil’inin bir yerinde (1/1) İsa Mesihin İncili denilirken, diğer bir yerinde de (1/14) Allah’ın İncili denilmektedir.

    Luka İncil’inde bir yerde Kurtarıcım Allah,(Luka: 1: 47) diğer bir yerde de Kurtarıcı İsa denilmektedir. (2: 11)

    Hazret-i İsa için sık sık hem Allah’ın oğlu, hem de Yusuf oğlu, Davud oğlu, Âdem oğlu deyimleri kullanılmaktadır.

    Bunların hangisi doğrudur? İlâhi dinde böyle büyük tenakuzlar, kesinlikle olmaz. Bu ifadeler İncil’deki tahrifatın büyüklüğünü göstermektedir.

    İncillerde dipnot olarak sık sık (Matta: 17/20-21, 18/10-11; Markos: 7/15-16, 11/25-28; Luka: 8/45, 9-56) Birçok eski metinlerde şu sözler de yer alır denilmektedir.

    Veya Markos (16/20)de olduğu gibi bu bölümün 9-20 ayetleri eski metinlerde yoktur denilmektedir.

    Bu tahrifatı açıklayan alenilik Yuhanna’da (7/53 – 8/11)de de mevcuttur.

    Bu gibi çelişki ve tutarsızlıklar Allah Teâlâ’ya nisbet edilen bir kitapta bulunmaz. Öte yandan Allah Teâlâ’nın kulu ve elçisi olan bir peygamber de kendini Allah yerine koymaz ve kendine taptırmaz.

    Binaenaleyh İsa Aleyhisselâma indirilen İncil’in sonradan insan eliyle yazıldığı ve tahrif edildiği anlaşılmaktadır.

    İncilin tahrif edildiğini Kur’an-ı kerim şöyle haber vermektedir:

    “Onlardan bir grup, okuduklarını kitaptan sanasınız diye kitabı okurken dillerini eğip bükerler. Halbuki okudukları kitaptan değildir. Söyledikleri Allah katından olmadığı halde, ‘Bu Allah katındandır.’ derler. Onlar bile bile Allah’a iftirâ ediyorlar.” (Âl-i imran, 3/78)

    #36809
    Anonim
    Pasif

    1) 4 İncil yoktur, TEK İncil vardır. İncil’in ilk 4 kısmı İsa Mesih’in hayatını farklı bakış açılarından anlatır ve aralarında hiçbir çelişki yoktur.

    2) Bir kişiye (Musa Davut ya da İsa’ya) kitap verilme konusunun hiçbir mantığı ve ispatı yoktur. Böyle bir şey olmamıştır. Tevrat, Zebur ve İncil Tanrı’nın elçileri tarafından yazılmışlardır. Direk vahiy derler buna. Bilgileri hangi siteden aldınız bilmiyorum ama doğru bilgiler değil. Matta, Müjde’yi Yahudilere göre yazmıştır. Markos Romalılara, Luka Greklere, Yuhanna ise dünyaya hitap ederek yazmıştır. Bunların hiçbiri kendi kafasına göre yazmamıştır, Kutsal Ruh onları yönlendirmiştir.

    3) Aklı selim düşünülme konusuna gelince, tahrifin kanıtları gerekiyor. Orijinal İncil dediğiniz İncil var mı şu an sizde? Yoksa neye göre karar veriyorsunuz bunların sahte olduğuna? Kuran’a göre mi? Kuran’ın vahiy kavramı ve Tanrı’nın vahiy kavramı farklıdır. Kuran’ın gerçek olduğunu nereden biliyorsunuz?

    4) Daha önce belirttiğim gibi, Matta Müjde’yi Yahudilere hitap ederek yazmıştır. O yüzden soy ağacı İbrahim’den başlamaktadır (bilmiyorsanız hatırlatayım, Yahudiler İbrahim soyundandır.). Luka ise Greklere (Yahudi olmayanlara) yazdığı için soy ağacının başı Ademe dek uzar. Çünkü Adem ilk insandır. Size “İncil okumanız gerekiyor” dememin nedeni budur! Matata kim? İncil’de öyle birinde bahsetmiyor. Güvendiğiniz site sahibi size yalan bilgi vermiş. Soy ağaçlarındaki farklılıklar konusuna gelince, Matta’nın ilk bölümünü okursanız Matta Yusuf’u ele alarak anlatmıştır İsa’nın doğumunu. Luka ise Meryem’i ele almıştır. Ele alınan kişinin soyu yazılmıştır. Burada bir sorun yok, olamaz. Çünkü Tanrı sözüdür.

    5) İsa’nın yaşadığı dönemdeki bölgenin anadilini biraz tarihten araştırmanızı tavsiye ederim. İsrail, Roma İmparatorluğu işgalinin altındaydı. Roma İmparatorluğunun ana dili Grekçe (Yunanca) ve Latinceydi. Yahudiler ise aralarında bazen Aramice ya da Minşah İbranicesi konuşurlardı. Yeni nesil doğan Yahudiler kendi dillerini unutmaya başlamışlardı ve Grekçe konuşuyorlardı. Bu yüzden onlarda anlayabilsin diye Rab Tanrı İncil’i Grekçe yazdırdı.

    6) Şeriatı kaldırma konusuna gelince, sizin inandığınız kitap bile şöyle diyor: “Benden önceki Tevrat’ı doğrulamak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak üzere size Rabbiniz’den bir ayetle geldim. (Ali İmran suresi 50). İsa ortadan kaldırmaya gelmedi İncil’e göre. Tamamlamaya geldi. Çarmıh, Eski Ahit’i tamamlayan şeydi.

    7) Yuhanna 5:7-8 ayetine gelince, site sahibinin bilgisizliğine hayran kalmaktan başka bir şey bulamıyorum. İlk nüshalarda Yuhanna 5:7-8 VARDI! Ayrıca ilk İngilizce Kutsal Kitap olan KJV’de de bulunuyordu (KJV 1630 yılında İngilizceye çevrildi). Ayrıca Teslis (Üçlübirlik) inancı sadece bu ayet üzerine inşa edilmemiştir. İncil’de İsa Mesih kendi ağzıyla unu söylüyor: Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin. Onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin. (Matta 28:19). Adlarıyla demiyor, ADIYLA diyor. Çünkü üçü birdir.

    8) Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin. Sağ yanağınıza bir tokat atana öbür yanağınızı da çevirin. (Matta 5:39). Bu ayetin ne diğer ayetin nerede, neden söylendiğine bir bakın. İncil okumadan iddia sunarken, diğer kişilerin bilgilerine güvenirken dikkatli olun. Çünkü işleri güçleri insanları kandırmaktır. İsa Mesih “Ben barış getirmeye gelmedim” dedi. O bölümün gerisini okursanız İsa diyor ki, İsa Mesih’e iman ettikleri için anne babalarımız, kocalar, evlatlar, arkadaşlar bizden nefret edecek. Bizi öldürtecekler (aynen bugün İran’da, Suudi Arabistan’da, Hindistan’da olduğu gibi.).

    9) Matta, Markos ve Luka’nın kontekstlerine dikkat etmemiz gerekiyor. Matta, farklı bir bakış açısından yazdı. O hikayenin tümünü okuyalım;
    “İsa gölün karşı yakasında Gadaralıların memleketine vardığında, cine tutsak iki kişi mezarlık mağaralardan çıkıp O’nu karşıladı. Bunlar öyle tehlikeliydi ki, o yoldan kimse geçemiyordu. İsa’ya, «Ey Tanrı’nın Oğlu, bizden ne istiyorsun?» diye bağırdılar. «Buraya, zaman dolmadan bize işkence etmeye mi geldin?»Onlardan uzakta otlayan büyük bir domuz sürüsü vardı. Cinler İsa’ya, «Bizi kovacaksan, şu domuz sürüsüne gönder» diye yalvardılar. İsa onlara, «Gidin!» dedi. Cinler de adamlardan çıkıp domuzların içine girdiler. O anda bütün sürü dik yamaçtan aşağı koşuşarak göle atlayıp boğuldu. Domuzları güdenler ise kaçıp kente gittiler. Cinli adamlarla ilgili haberleri dahil, olup bitenlerin hepsini anlattılar. Bunun üzerine bütün kent halkı İsa’yı karşılamaya çıktı. O’nu görünce bölgelerinden ayrılması için yalvardılar.” (Matta 8:28-34)
    Şimdi buraya dikkat; Matta’nın ele aldığı olay, 2 cinli adamın iyileştirilmesi. Sadece bu. Ancak Luka ve Markos sadece onu değil aynı zamanda, 2 cinlinin 1 tanesini ele aldılar ve o adamın İsa’ya minnettarlığını, ve İsa’nın en sonda ona dediği sözü ele aldılar. İşte kilit ayet: “İsa kayığa binerken, önceleri cine tutsak olan adam O’na, «Seninle geleyim» diye yalvardı. Ama İsa adama izin vermedi. Ona, «Evine, yakınlarının yanına dön» dedi. «Rabbin senin için neler yaptığını, sana nasıl merhamet ettiğini onlara anlat.»Adam da gitti, İsa’nın kendisi için neler yaptığını Dekapolis’te duyurmaya başladı. Anlattıklarına herkes şaşıp kalıyordu.” (Markos 5:18-20)

    10) Matta 10:9 ve Markos 6:8’e gelince, Grekçe Türkçeden daha zengin olduğu için bu ayeti anlatmak için orijinale gitmek istiyorum. Matta’da Grekçe kullanılan kelime “KTESTHE” dir. Bu kelimenin anlamı “satın almak – sağlamak”tır. Markos’ta ise, Grekçe kullanılan kelimenin anlamı “yanına almak” demektir. Kısacası, İsa’nın dediği, yanınıza aldıklarınızdan başka bir şey almayın. Burada çelişki yoktur. Sadece orijinali okumadığınız için çelişki olarak düşündünüz.

    11) «Adam, her birinin yeteneğine göre, birine beş, birine iki, birine de bir talant vererek yola çıkmış. (Matta 25:15).
    Sıpayı çözerlerken hayvanın sahipleri onlara, «Sıpayı niye çözüyorsunuz?» dediler. (Luka 19:33).

    Size daha önce söylediğim gibi, İncil hakkında konuşanlara inanmayın. Çünkü insanları kandırıyorlar. İşte bu da kandırma teşebbüslerinden biridir. Yanlış ayet verdiler.

    12) Bu sırada İsa’nın öğrencileri O’na yaklaşıp, «Göklerin Egemenliğinde en büyük kim?» diye sordular. (Matta 18:1)
    Kefernahum’a vardılar. Eve girdikten sonra İsa onlara, «Yolda aranızda neyi tartışıyordunuz?» diye sordu. (Markos 9:33).

    Olayı ele almadan referans vermek insanların aklını karıştırır. i) Eve girdiler ii) İsa yolda ne tartışıyordunuz diye sordu iii) onlarda söylediler.
    Burada çelişki yoktur.

    13) Markos 1:1 ve Markos 1:14’te çelişki yoktu. İsa TANRIDIR!

    14) Luka bölümü hakkında verdiğiniz ayette de çelişki yoktur. İsa Mesih bizim Kurtarıcımızdır. Hem Luka 1:47’de konuşan kişi İsa’ya hamile olan Meryem’di.

    15) İlahi kitap dediğiniz kitaba inanmıyoruz. İlahi kitap Tanrı sözü olan Kutsal Kitaptır. İsa Mesih İNSAN bedeni almış TANRI’DIR. İnsan olarak insanlar O’na “Davut oğlu” gibi ifadeler kullanıyorlardı. Ama kendisinin de söylediği gibi, kendisi Tanrı’nın Oğlu (Kelamıdır).

    16) Kopyalarla orijinalleri karıştırmamanız gerekiyor. Orijinallerde ve kopyalarda ne yazıldığını söylüyoruz, saklamıyoruz. Orijinallerde olduğu gibi ne varsa yazılıdır. Ancak kopyalarda bazı şeyler yazılmamış olabilir (çünkü insanlar kopyalamıştır). Kitabı basan matbaaya Tanrı esinlemiyor. Ama orijinallere Tanrı esinlemiştir. Böyle demesinin nedeni budur.

    Son olarak Emrecan bey. Size İncil okuyun dedim, okumak istemediniz. Gidip bilgisiz kişlere İncil hakkında sordunuz, size yalan yanlış bilgiler vererek buraya gönderdiler. Böyle şeyler yapmanız size zarardır, akıllıca değildir. İncil’i okuyun, daha sonra aklınıza takılan ne varsa, gelin sorun. Allah’ın gücünden bahsediyorsunuz, ama sonra insanlar onun sözünü tahrif etti diyorsunuz. Kendinizle çelişmeyin lütfen.

    Biz ya da gökten bir melek bile, size bildirdiğimiz müjdeye ters düşen bir müjde bildirirse, lanet olsun ona! (Galatyalılar 1:8)

    Safsataları ve Tanrı bilgisine karşı diklenen her engeli yıkıyoruz, her düşünceyi tutsak edip Mesih’e bağımlı kılıyoruz. (2.Korintliler 10:5)

15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 25)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.