Türkiye’deki Hıristiyanlar ırkçı tehdit altında

  • Bu konu 2 izleyen ve 1 yanıt içeriyor.
2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27670
    Anonim
    Pasif

    Türkiye’deki Hıristiyanlar ırkçı tehdit altında

    Haber: İdil Fırat -ANF
    Ankara – Türkiye Protestanlarının tespit ettiği hak ihlallerine göre; 2011 yılında kilise papazına silahlı ile saldırı yapıldı, Kelime-i Şahadet getirmeyen gayrimüslim öğrenci dövüldü, Protestan topluluğa mezar yeri tahsisi yapılmadı ve kiliseler yakıldı. Protestan Kiliseler Derneği’nin hazırladığı 2011 Hak İhlalleri İzleme Raporu’na göre, geçtiğimiz yıl Türkiye’deki Hıristiyanlara yönelik çok sayıda ırkçı, faşist saldırı gerçekleşti. Raporda yer alan saldırılar ve yaşanan gelişmeler şöyle:

    *27 Mart 2011 Bursa Protestan Kilisesi’nin kullandığı kültür evine maytapların birleştirilmesi ile oluşturulan bir ses bombası atıldı. Kamera kayıtlarına rağmen failler bulunamadı.

    *1 Nisan 2011 İzmir Diriliş Kilisesi önüne gelen yetişkin bir erkek, kilise önderi dışarıdayken, bağırdıktan sonra yanındaki kurusıkı silahı çıkararak, ateş açtı. Kasım ayında başlayan davada iki sanık halen tutuklu yargılanıyor.

    *Kutsal Kitap Bilgilendirme Derneği üyeleri Ankara ve İstanbul’da saldırıya uğradı.

    *19 Haziran 2011 Bursa Katolik Kilisesi yakılmaya çalışıldı.

    *5 kilise önderi yakını, 2 kilise önderi çağrılı polis koruması altında bulunuyor. Birçok kilisede ibadet sırasında koruma önlemleri devam ediyor.

    *Diyarbakır’da 2004’ten bu yana kilise kurma onayı verilmiyor.

    *23 Aralık 2011; İstanbul Yaşam Aile Kilisesi Derneği, binanın ruhsatsız olduğu gerekçesi ile mühürlendi ve sadece o kata giriş mühür aracılığı ile engellendi. Aynı binada biri cafe-bar olmak üzere birçok işyeri faal olarak varlığını sürdüremiyor.

    *İlköğretim 8. sınıf ‘İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük’ kitabının, Ulusal Tehditler kısmında “Misyonerlik Faaliyetleri” başlığı ulusal tehdit olarak yer alıyor.

    *Gayrimüslim öğrencilerin din derslerinden muaf tutulma hakkı olmasına rağmen, birçok okulun bundan haberi bulunmuyor. Çocuklar teşhir ediliyor, dışlanma, aşağılanma yaşanıyor.

    *Diyarbakır’da Nisan 2010’da, din dersinde, tüm sınıftan Kelime-i Şehadet getirmesi istendi, kiliseye gittiğini, Kelime-i Şahadeti bilmediğini ve öğrenmek istemediğini söyleyen gayrimüslim öğrenci öğretmeni tarafından dövüldü. Milli Eğitim Bakanlığı soruşturma açtı ancak öğretmene ceza verilmedi. Öğrenci ise halen tacize uğramaya devam ediyor. Okuldan nakil isteği de geri çevrildi.

    SON 10 YILDA YAPILAN SALDIRILAR

    Protestan Kiliseleri Derneği, Protestanların hak ihlallerini “Protestanlar ‘tehdit mi’ yoksa tahdit altında mı” başlığıyla Ekim 2010’da da raporlaştırmıştı. Bu raporda, özellikle 2000 yılından bu yana Protestanların medyada tehdit olarak sunulduğu vurgusu yapılmıştı. Kiliselerin yüzde 99’unun tüzel kişiliği olmadığı bilgisi verilen raporda, hak ihlalleri şöyle sıralanmıştı:

    İmar Kanunu’nda yapılan değişikliğe karşın Protestanlara ibadet yeri verilmiyor. Gayrimüslimler söz konusu olduğunda yasayla verilen, yönetmelikle geri alınıyor.

    -Protestanlar tüm belediyelere, ibadet yeri açabilmek için başvuruda bulunmasına rağmen, onlarca başvurudan sadece birine yanıt verildi.

    Protestanların kişilik hakları korunmuyor, nefret söylemine karşı koruma geliştirilmiyor. Son olarak bir televizyon programında Protestanlara ilişkin eleştiriler nedeniyle dava açıldı. Yargıtay, Protestanları tanımadı ve “sıfat yokluğu” nedeniyle davayı reddetti.

    -En büyük sorun ilköğretim ve lise öğrenimindeki zorunlu din dersi. Hıristiyan çocuklar bu derslerden muaf tutulsa da, okul içinde bu nedenle ayrımcılığa uğruyor, “gavur” yaftalaması ile karşılaşıyor. Bazı olaylarda Hıristiyan öğrencilerin öğretmenleri tarafından tüm sınıf içinde Müslümanlığa davet edildiği belirtiliyor.

    Din dersinden muaf tutulmak için kimlikte Hıristiyan yazması koşulu getiriyor. Öğrenci ya da öğrencinin anne ve babasının Hıristiyan olduklarını sözle söylemeleri halinde dahi öğrenci dersten muaf tutulmuyor.

    -Protestanların yüzde 60’ı ise işsiz kalma ve hayati tehlike nedeniyle kimliklerinin din hanesine İslam yazdırmak zorunda kalıyor.

    Protestanlar din adamı yetiştiremiyor. Gayrimüslimlerin din adamı yetiştirmek için orta öğrenim ve üniversite açmak için nasıl bir yol izleyebilecekleri konusunda bir açıklık bulunmuyor.

    Protestanların mezarlık statüleri belli değil.

    Kamu ve özel sektörde çalışan Hıristiyanlar kutsal sayılan günlerde tatil yapamıyorlar.

    ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

    2010’daki raporda çözüm önerileri şöyle:

    – Türkiye’de düşünce, din ve inanç özgürlüğü, uluslararası hukuk standartları ölçüsünde güvence altına alınmalıdır.

    -Başta Diyanet İşleri Başkanlığı, İmam Hatip Liseleri ve Yüksek Öğrenim Kurumu bünyesindeki İlahiyat Fakülteleri aracılığıyla Türkiye’deki Sünni Müslüman kesime sunulan dinsel kamu hizmetinin yarattığı eşitsizlik göz önünde bulundurularak, diğer din ve inançlara mensup vatandaşlar için eşitliği sağlamanın yolları aranmalıdır.

    -Siyasetçiler, Protestanlara karşı karalayıcı, ötekileştirici söylemler kullanmamalıdır. Protestanlar ulusal tehdit olarak algılanmamalıdır.

    -Dernekler Kanunu’nda yapılan değişiklikler Protestanların tüzel kişilik konusunda ihtiyaçlarını bir ölçüde karşılamış olsa da, bu konuda uygulamada yaşanan tutarsızlıklar ve kısıtlamalar giderilmelidir.

    -Nefret Suçları hakkında gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

    -Nüfus kayıtlarında ve kimlik belgelerinde din veya inanç kaydı ve ibaresi kaldırılmalıdır.

    -İbadet yerleri edinmelerinin önündeki engeller kaldırılmalıdır.

    -Zirve Yayınevi katliamı ile ilgili olarak sürmekte olan dava, suçu işleyenlerle sınırlı kalmayarak, katliamın gerçekleşmesine katkıda bulunmuş tüm faillerin ortaya çıkarılmasını sağlayacak bir şekilde sonuca ulaştırılmalıdır.

    -Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi zorunlu olmaktan çıkarılmalı ve aynı saatlerde öğrencilerin seçebileceği alternatif dersler müfredata konmalıdır.

    -Ders kitapları taranarak, genel olarak toplumun belirli kesimlerini incitici, karalayıcı ve düşmanlaştırıcı anlatım ve ifadeler çıkartılmalıdır.

    – Milli Eğitim müfredatında ve kitaplarda, özellikle tarih anlatımı, günümüzde çeşitli etnik ve dinsel gruplara karşı önyargı ve kuşku yaratıp bunları beslemeyecek şekilde yeniden gözden geçirilmelidir.

    ANF NEWS AGENCY

    #36792
    Anonim
    Pasif

    Okullarda dini egitimi destekliyorum kardesim ben, ailede oldugu kadar okullardada cocuklar dini yonden egitilmelidirler ancak;
    – Musluman egitimi oldugu kadar baska dinlerdede bilir kisiler tarafindan egitimin olmasi normaldir.
    – Hangi dine inanan olursa olsun okulda ayrilimciligin onunun kasilmesi icin ailelerin ve bireylerin cocuklarina dini farkliliklarin normal oldugunun, anlayisin ve sayginin ogretilmesi gerekir.
    – ozellikle muslumanlarin Kuran icerisinde Yahudilik ve Hristiyanlik yada hangisi olursa olsun karalayici kelime ve sozlerin cikartilmalidir.
    – Kutsal kitaplardan ziyade diger okul kitaplarindan da dini saldiri ve karalamalarin kaldirilmalidir.
    – bu konuda irkcilik ve ayrimcilik yapanlara ciddi yaptirimli cezalar verilmelidir.

    Gelisen bir Turkiye’nin artik din-sinif-irk-renk ve millet ayrimini, komplexini asmasi, daha anlayisli ve saygili ve sevgi dolu olmasi gerekmektedir diye dusunuyor ve musadenle yazina ek olarak vermek istiyorum kardesim…
    benim

2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.