Din ve ibadet bir bütün müdür?
- Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.
Din, inanlısını edilgenleştiren bir etkendir. Din aslında içi boş kolektif bir kavramdır. Din, onun içini dolduracak kişiler olmadığı sürece boş bir kavramdır. Kişiler, belli bir dinin emirlerine, yasaklarına uyarak şekillenirler ve zamanla içselliklerini kaybederek şekilsell bir yaşam sürdürürler. Din, kişiyi şekilselleştirir. Kişinin ibadet esnasında yapması gerekenleri harfiyen söyler ve şekilselliğe giden bu yolda kişi ne Rab’be yaklaştığını hissedebilir ne de kutsal ruha varabilir. Çünkü şekilde kalan bir ibadet kutsal değildir ve kimse kutsal olmadan Rab’bi göremeyecektir!!!
İbadet şekilsiz olmalıdır, içten ve kuralsız olmalıdır. Niçin mi?
Beden ve ruh yani maddiyat ve maneviyat birbirinden ayrı düşünülmeyecek iki unsurdur. Bir kimse sadece bedenini doyurmak üzere yaşamayı denerse ruhsal açlığı yüzünden hayatında bir çok aksaklık, dengesizlik yaşar. Bir kimse sadece manevi yönden doymak üzere yaşarsa bedenen sıkıntılar çeker, hastalanır. İnsan, maddiyat ve maneviyatın ahenginde var olmuştur. İnsan, her ikisini de beslemek zorundadır! Fiziki ihtiyaçlarımızı vücudumuzun isteklerine cevap vererek giderebiliriz. Ruhsal ihtiyaçlarımızı ancak tanrısal olana yaklaşarak giderebiliriz. Fiziki ve ruhsal ihtiyaçlar bir bütünün iki parçası gibidir. İkisinin ahengini tutturamayan insan yaşayamaz ve ikisinin birbirinden kesin bir çizgiyle ayrıldığını göremeyen insan bu iki kavram arasındaki ahengi tutturamaz. Maddiyat ve maneviyat aynı anda kişide var olmalıdır ama birbirlerine karıştırılmamalıdır. Yani manevi olduğunu bildiğimiz ibadet, maddi oldğunu bildiğimiz şekilselliğe bürünmediği sürece içten ve kutsal kalabilir. İbadet bir nevi meditasyondur. Meditasyon ise her şeyin üstünde olabilmek, farklı bir boyuta ulaşabilmektir. Yani bir bakıma kutsal olabilmektir. Fakat şekilselliği terketmeyen kişi daima olgularla eşit çizgide kalacak ve kutsallığa ulaşamayacaktır. İbadet hür ve samimi olduğu sürece kutsaldır. Din ile şekillendiği zaman bu özelliğinden soyunan, sözde başka gerçekte başka bir kavram kargaşasıdır.