Yüreklere Ektiğiniz Nedir.?

  • Bu konu 3 izleyen ve 2 yanıt içeriyor.
3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27262
    Anonim
    Pasif

    “Eğer yanlız sizi sevenleri severseniz,bu size ne övgü kazandırır.
    Günahkarlar bile kendilerini sevenleri sever.Size lanet edenler için iyilik dileyin.size hakaret edenler için dua edin.Geri alacağınızı umduğunuz kişilere ödünç verirseniz bu size ne kazandırır.Günahkarlar bile verdiklerini geri almak koşuluyla günahkarlara ödünç verirler.”
    luka 6:30.38

    “Ana rahminde çocuğun nasıl ruh ve beden aldığını bilmediğin gibi,
    Her şeyi yaratan Tanrı’nın yaptıklarını bilemesin.”Vaiz 11:5

    Kendinizi Ruh’sal yönden özgür kılmak için, ne yaptınız.?
    Sevgi ektiniz mi ?

    “Hadii canım, sevgi ektikte..başıma gelmeyen kalmadı.Özgürlük şöyle biraz ötede dursun “çekmediğim acı kalmadı.” da diyebilirsiniz.
    “Bunları yazmak, bol keseden sallamak kolay gel birde benim çektiklerimi görde, yaşa da sonra yaz bakalım ya saba”
    Da diyebilirsiniz.

    Bende size derim ki:
    Bir insanı bağışlamadığınızda , nefret ettiğinizde,yargıladığınız da yada yargılamayı kendi elimize aldığımızda ,yargılamayı Tanrı’nın elinden çekip aldığınız gibi,kendinizi Tanrı yerine koyarak günaha düşersiniz. ve Tanrı’nın O kişi hakkındaki işleyişinin önüne geçersiniz
    Günah’a düşmekle kalmaz , kendi Ruhsal özgürlüğünüzü de kaybedersiniz.

    Kutsal Kıtap’ımız da ,Yasanın Tekrarı 32:35 Bölümdeki Ayet’te:
    Bu Kötülükleri yazmadım mı.?
    Hazinelerimde mühürlemedim mi.?
    Öç benimdir,Karşılığını ben vereceğim.
    Der.

    Kendi Ruhsallığınızı ve kendi yüreğinizi korumak istiyorsanız,bırakın gitsin.

    “Yokkk , ben affetmem.
    Yaa yaşamadığım acı kalmadı.bilseniz gece’ler boyu ne ağladım.içim içimi yedi bitirdi.Kolaymıı.ne demek yani affet.Aptal mıyım,yoksa keriz miyim,dense dense buna saf’tillik denir.”de diyebilirsiniz..

    İyi o zaman bende derimki:
    “Yüreğinde sana kötülük yapanları bağışlayamıyorsun.
    Biliyorum bunu yapmak pek kolay değil,neticede Tabanımız hepimizin zararlı atıklarla dolu ama..bunu önlemek için TANRI’dan yardım isteyebilirsin ,Yüreğini değiştirmesi için “

    “Yok ,ben affedemem.”dersen,derim ki.
    Bağışlama o zaman.
    Ama;
    Tanrı’da olduğunu söyleme,Tanrı’da yürüdüğünü de söyleme.Başın sıkıştığında, Sakın Tanrı’nın yardığımı için, O’na da yönelip Dua ile O’dan yardım da isteme.
    Yüreğinde kızgınlık,öfke kırılma,öç alma isteği varsa.eleştiriyor,
    yargılıyorsan, Tanrı’nın gücü ile dolu bir şekilde,yaşamı bekliyemezsin.
    TANRI’nın yaşamına vereceği bereket’inde önüne geçmiş olursun.

    Kutsal Kıtap’ımızda Luka 6 bölüm 38 inci Ayet’te derki

    “Verin size verilecektir.İyice bastırılmış,silkelenmiş ve taşmış dolu bir ölçekle kucağınıza boşaltılacak,hangi ölçekle verirseniz,aynı ölçekle alacaksınız.”

    Sen vermedin ki..!
    Peki Tanrı’dan neyi isteme lüksüne sahip olabilirsin.
    Hasatında, alacağın ürün ortada.Ekilen neyse o biçilir.ekilen ürün benlikse,biçilende benlik olacaktır.
    Bağışlama,affetme ruhsal hayatımızda bizi özgür kılar ve Tanrı ile olan bağımızı güçlendirir.Tanrı, hayatımızda ön planda olduğu için,ektiğimiz iyilik,hoşgoru,sevgi bize fazlasıyla Tanrı tarafından sağlanacaktır.Tanrı’nın Ruhsal bereketi bizi esen kıldığı gibi bizi Şeytanin oyunlardan uzak tutacaktır.

    Sahip olduğumuz şeylere bakalım.Tanrı bu gün sahip olduğumuz şeylerle,herbirimizi bereketlemişmidir.
    Evet bereketlemiştir.
    Bizlerin hayatında sevgi ön planda olduğu zaman,etrafımıza öreceğimiz duvarlar sevgidir,gelen bu sevgi duvarına çarpar,bir kötülük yaptı,ikici kez bizi kırdı,üçüncü kez aptal yerine koydu,nereye kadar.kötülük.
    O Sevgi duvarı,karşısında sersemler ve sonuçta yenilğiye uğrar.ve kötülük yapmaktan vazgeçer.

    1 Korintliler 13 Ayet,İlk iman ettiğim dönemlerde beni çok etkilemişti.hala da okuduğum zaman etkilenirim.ve bazen ağlarım.

    “Sevgi sabırdır,sevgi şevkattır,sevgi kıskanmaz,övünmez,böbürlenmez,
    sevgi kaba davranmaz,kendi çıkarını aramaz,sevgi kaba davranmaz,
    öfkelenmez,kötülüğün hesabını tutmaz ,sevgi haksızlığa sevinmez ,
    sevgi her şeye katlanır,herşeye inanır,her seyi umut eder,her şeye dayanır.”

    Paylaşımımın başında Vaiz 11:5 Ayetini yazdım.
    Her birimiz,yaşamlarımızda bizim için,imkansız olan bazı şeyler yaşamıyormuyuz.Yaşadığımız bu dünyada,her birimizin yaşamında,bizim için imkansız gibi görülen şeyler, Tanrı için mümkün değilmidir.Evet mümkündür.
    kör dipsız sandığımız,ruhsal sarsıntılarımızda, Hiç çıkış yolunun olmadığını sandığımız, çöküşlerimizde,hiç bir kaçış kurtuluş yolunun olmadığı takıntılarımızda , Bize kurtulmamız için yol açmadı mı.
    Evet açtı.
    İşte yaşamımızdaki bereketler.Umut edilmeyenin,elde edilişi,beklenmeyen olmuyacak imkansız gibi olan bir durumun gerçekleşmesi,Yüreğimizin kabuk değiştirir gibi değişimi,Yaşantımızda daha önce farketmediğimiz,her şeyin gözümüze daha farklı gelişi, ve en önemlisi,her zorlukta,sıkıntıda,RAB’bin yüreğe verdiği o esenlik ve bizle birlikte olduğunu hissettiren duygusu.

    Eğer bir şey vermezseniz ,bir şey alamazsınız.
    Deneyin. Hiç sevmediğiniz,nefret ettiğiniz bir insana, sevgiyle yaklaşın sabırla ,ve inatla o reddetsede siz sürdürün sonuçu göreceksiniz.

    Rab İSA Mesih diyor ki:
    “Vermek,almaktan daha büyük mutluluktur.”

    Esenlikle.

    #35997
    Anonim
    Pasif

    Keşke iyiye güzele ulaşmak kolay olsaydı…yılgınlık ve bıkkınlık gibi hasletler insanı çökertiyor…bazen insan düşünemeden edemiyor…neden iyiyim veya neden iyi olmalıyım?. Tabiki iyilik ve sevgiyle yaklaşmak onurlu bir yaşam…ama diyeceğim şu ki göründüğü kadar basit değil…Düşünsenize siz bir insana merhametle yaklaşacaksınız o ise buna farklı şekilde karşılık verecek…Tahammül sınırlarını zorlayan bişey, yani herkesin kolayca yaklaşacağı bir şey değil…

    Ne mutlu kalbinde sevgiye ve güzel olan şeylere yer bulan kimseye….

    #27954
    Anonim
    Pasif
    edessa;20496 wrote:
    Keşke iyiye güzele ulaşmak kolay olsaydı…yılgınlık ve bıkkınlık gibi hasletler insanı çökertiyor…bazen insan düşünemeden edemiyor…neden iyiyim veya neden iyi olmalıyım?. Tabiki iyilik ve sevgiyle yaklaşmak onurlu bir yaşam…ama diyeceğim şu ki göründüğü kadar basit değil…Düşünsenize siz bir insana merhametle yaklaşacaksınız o ise buna farklı şekilde karşılık verecek…Tahammül sınırlarını zorlayan bişey, yani herkesin kolayca yaklaşacağı bir şey değil.. Ne mutlu kalbinde sevgiye ve güzel olan şeylere yer bulan kimseye….

    Sevgili Edessa,
    Acıma, merhamet etme, bağışlama Tanrı’nın doğasında vardır. O’nun seven, acıyan, kin gütmeyen, bağışlayan, koruyan, kayıran ve mutlu etmek isteyen bir karakteri vardır. Bu yüzden Tanrı herkesin birbirini sevmesini, bağışlamasını, kayırmasını ve esenlik içinde yaşamasını ister. Ama İblis denen Şeytan’ın karakterinde de acımasızlık, gaddarlık, kin, nefret, işkence, acı çektirme, öldürme ve yoketme arzusu vardır. O, insanların birbirinden nefret etmesini, birbirini karalamasını, birbirine acı vermesini, birbirinin kuyusunu kazmasını ve öldürmesini ister.

    Bizleri inciten, acılar çektiren ve yaşamımızın altını üstüne getiren kimseleri bağışlamadığımızda neler olur yaşamımızda? Yaralı ruhumuz ve duygularımız bize sancılar, acılar çektirmektedir. Esenliğimiz gitmiştir, Tanrı ile ilişkimiz zedelenmiştir, ruhsal, fiziksel ve zihinsel acılar çekmekteyiz, çünkü Tanrı ‘BAĞIŞLA’ derken biz bağışlayamıyoruz. İsa Mesih öğrencilerine nasıl dua etmeleri gerektiğini öğretirken şöyle demişti:

    ‘Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, sen de bizim suçlarımızı bağışla!’

    Demek ki bağışlanmamız için bir şart koşmuştur Tanrı. Bağışlanabilmemiz için önce kendimiz, bize acı verenleri bağışlamalıyız. İncil’de Matta 6:14 ve 15.ayetlerde şöyle devam ediyor İsa Mesih:

    ‘Başkalarının suçlarını bağışlarsanız, göksel Babanız da sizin suçlarınızı bağışlar. Ama siz, başkalarının suçlarını bağışlamazsanız, göksel Babanız da sizin suçlarınızı bağışlamaz’.

    Sevgili Edessa, bağışlamak, itaat edilmesi gereken bir emirdir. Belki bağışlayabilmek çok zor gelebilir, ama bunda kararlı olursak Tanrı bize gereken gücü ve sevgiyi de sağlayacaktır. O zaman Tanrı ile ilişkimiz düzelecek, dualarımıza yanıt alabileceğiz, esenlik ve huzur bulacağız. Çünkü bağışlama Tanrı’nın bir iyileştirme aracıdır, ilaç gibidir, ya da bunu bir cerrahın neşterine benzetebiliriz. Bağışlamak sevgisizliğe, sevgiyle verilmiş bir yanıttır, size yapılan kötülükleri hatırlamamayı tercih etmek demektir. Bağışlamak,duygusal haklarınızdan vazgeçmeniz demektir, itaattir. Bağışlamak, Tanrı’ya, ‘Benim değil, ama senin isteğin olsun’ diyerek O’nunla el sıkışmaktır.

    Her birimiz, yaşamımızda bize kötülük eden, acı veren, derinden yaralayan kişilere karşı derin bir acılık duymuşuzdur. Ben de bunu yaşadığım için bunun ne demek olduğunu iyi biliyorum. Bunun beni ne denli ruhsal karanlıklara düşürdüğünü, ruhsal olarak dibe çökerttiğini, esenliğimi, sevincimi çaldığını, ve zaman zaman bedensel olarak da rahatsızlıklar verdiğini biliyorum. Hele bir de haklı olan bizsek, o zaman Tanrı’ya bile güceniyoruz, neden karşımızdakini cezalandırmadı diye. Ama bir gün, Tanrı’nın, ‘BAĞIŞLAMAZSAN, BAĞIŞLANMAYACAKSIN!’ sözü yüreğime bir bıçak gibi saplandı. Bir suçlu bağışlanırsa ancak o zaman özgür olur, cezası kaldırılır. Bağışlanmazsa hala suçludur, ellerinde kelepçe vardır, ve suçunun bedelini ödemek için ceza çekmek zorundadır. Peki Tanrı’nın bağışlamadığı bir kişi cennete gidebilir mi? Bunları düşünürken kesin bir karar vermem gerektiğini hissettim. Artık ruhsal olarak özgür, Tanrı ile tekrar iyi bir ilişki içinde olmak ve kaybetmiş olduğum esenliğe sevince tekrar kavuşmak istiyordum. Kararımı verdim, bağışlayacaktım. Karar verdikten sonra o kişiyi ya da kişileri bağışladığımı ağzımla ilan ettim, aynı zamanda Tanrı’nın ruhumdaki yaraları iyileştirmesi için yalvardım. Tabii bu hemen olmadı, zaten affetmek bir süreçtir. Zaman zaman aklıma gelip yüreğim acılaştığında o kişileri İsa Mesih adında bereketledim, bu düşüncelere İsa Mesih adında karşı durdum ve Rab bana yardım ederek özgür etti. Şimdi özgürüm, ruhsal olarak kaybettiklerime tekrar kavuştum.

    Duygularımız, yüreğimiz bağışlamak istemez ama irademizle bağışlamaya kararlı olup ilk adımı attığımızda, Rab bize yardım edecek ve bize gereken gücü ve desteği verecektir. Çünkü O tamamen suçsuz olduğu halde çok büyük haksızlıklara, hakaretlere, işkencelere ve aşağılanmalara katlandı. O’nu çarmıha gerip, O’nunla alay ederek eğlenenleri, yüzüne tükürenleri bağışladı. Bu yüzden O, acı çekenlerin, haksızlığa uğrayanların çektiklerini iyi bilir, ama KOŞULSUZ bir şekilde affetmemizi ister.

    Sevgilerimle

3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.