Duadaki Güç
- Bu konu 5 izleyen ve 5 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
25. Ekim 2010: 11:41 #27131AnonimPasif
Duadaki Güç
Dua etmek demek, içtenlikle Tanrı ile konuşmak demektir. Dua aracılığıyla göksel Babamız’la iletişim kurarız, dua ederek ruhsal olarak büyürüz, yaşamlarımızda karşılaştığımız zorluklarla, sorunlarla başedecek cesareti ve gücü buluruz kendimizde. Yani dua, göksel hazinelerin bulunduğu kasanın anahtarıdır. Dua ederek o anahtarı çevirmiş oluruz ve göksel bereketleri alabiliriz.
Şeytan imanlının dua etmesinden hiç hoşlanmaz. Dua etmemizi engellemek için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışır, çünkü Tanrı ile, göksel Babamız’la iletişim içinde olmamızı istemez. Adem ve Havva’nın Aden Bahçesi’nde Tanrı ile iletişim kurmalarını istemediği gibi.. Adem ve Havva’yı aldatarak onların dikkatlerini Tanrı’dan başka bir yöne çekti günaha düşmelerine neden oldu ve Tanrı’dan uzaklaştırdı. Sonunda ölümlü oldular. Dua etmediğimiz zaman, Şeytan’ın tuzaklarına daha çabuk düşebiliriz, ruhsal olarak zayıflarız. Bu nedenle duaya çok önem vermeliyiz. Tanrı’nın kulakları dualarımıza her zaman açıktır.
– Kutsal Kitap’ta Ibrahim’in hizmetçisi Elizar dua ettiği zaman Tanrı gelin olarak Rebeka’yı gönderdi.
– Musa dua ettiğinde, güçlü Amalek ordusu bozguna uğrayarak yenildi.
– Çocuk sahibi olamayan Hanna, cocuğu olması için hararetle dua edip yalvardığında, Samuel doğdu.
– İlyas yağmur yağmaması için dua ettiğinde üç yıl altı ay boyunca ülkede kuraklık oldu.
‘İlyas tıpkı bizim gibi bir insandı. Yağmur yağmaması için gayretle dua etti; üç yıl altı ay ülkeye yağmur yağmadı. Yeniden dua etti; gök yağmurunu, toprak da ürününü verdi’ (Yakup 5:17-18).
Belli gereksinimlerimiz için Tanrı’ya dua ederek O’ndan istediğimizde Tanrı, kendi iradesine göre bizim için en uygun olan şeyi verecektir. Öncelikle O’nun isteğinin ne olduğunu araştırmalıyız. Tanrı bizim için neyin iyi neyin kötü olduğunu bizden daha iyi bilir. O Göksel Babamız’dır, bizleri çok sever ve güzel şeyler vermek ister her zaman. Tanrı’nın bizim için güzel tasarıları var, O’na güvenelim.
‘Dua ettiğinizde, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar söz kalabalığıyla seslerini duyurabileceklerini sanırlar. Siz onlara benzemeyin, çünkü babanız nelere gereksiniminiz olduğunu siz daha O’ndan dilemeden önce bilir‘ (Matta 6:7-8).
Ezberlenmiş ve defalarca tekrarlanan dualarla Tanrı’ya sesimizi duyuramayız. Tanrı bu tür dualara yanıt vermez. O’nunla, babamızla konuşurmuş gibi konuşmalıyız. O’na gereken yüceliği vermeliyiz, sorunlarımızı, ihtiyaçlarımızı O’ndan istemeliyiz.
‘Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapıyı çalana kapı açılır‘ (Matta, 7: 7-8).
‘Her türlü dua ve yalvarışla, her zaman Ruh’un yönetiminde dua edin…’ (Pavlos’un Efeslilere Mektubu 6:18).
‘Kendinizi duaya verin. Duada uyanık kalın ve şükredin’ (Pavlos’un Koloselilere Mektubu 4:2).
Evet sevgili okuyucu, Tanrı sizi çok seviyor. Belki birçok konuda uzun yıllar çok dua ettiniz ve bir yanıt alamadınız. Belki Tanrı’nın sizi duymadığını düşündünüz. Ama öyle değıl, Tanrı edilen tüm dualarınızı işitiyor. O kendi zamanında, yani en uygun zaman da gerekeni yapacak, dualarınıza yanıt verecektir. O’na güvenmekten vazgeçmeyin kesinlikle.. Yanıt gelecektir. Ama unutmayalım Tanrı’nın yanıtı bazen ‘evet’, bazen ‘hayır’ bazen de ‘bekle’dir. Edilen dualar Tanrı’nın elini harekete geçirir. Tanrı, yaşamımızın her alanıyla ilgileniyor. Sevdiklerimiz, kendilerine çok güvendiğimiz arkadaşlarımız bizleri hayal kırıklığına uğratabilirler. Politikacılar pek çok vaatlerde bulunurlar, ama sonuçta bizleri hayal kırıklığına uğratırlar. Rabbimiz bizleri asla hayalkırıklığına uğratmaz. O söylediği sözün, verdiği vaatlerin arkasındadır. Bizleri asla bırakmaz, asla terketmez, yüzüstü bırakmaz.
Sevgilerimle
1. Kasım 2010: 9:33 #35727AnonimPasifAh Rüzgar,
Yenlendim adeta yazını okuyunca,güç kazandım yeniden,canlandım. Çok teşekkürler…23. Kasım 2010: 18:32 #35732AnonimPasifHerşey bir yıl önce yaşadığım bir olayla başladı. O gün tesadüfen bu siteyi buldum, çekinerek okudum ilk başta buradaki yazıları okudukça hırıstıyanlığın bana empoze edildiği gibi olmadığını anlamaya başladım. İncil’i okumalıydım ve yine Kilise Türk sitesini buldum tesadüfen, yaşadığım küçük ilçeye yakın bir kilise ve kardeşleri buldum yine tesadüfen.Onlarla ilk buluşmaya gittiğimde yaşadığım tesadüflere ne demeli? Bana hediye edilen incili okumaya başladım, İsayı tanımaya başlamıştım artık. ‘Kapıyı çalın size açılacaktır’ (Luk11:7). Öyle yaptım bende kapıyı çaldım ve açıldı. Başlangıçta hep tesadüf zannettiğim olayların aslında tesadüf olmadığını anlıyorum artık. Şimdi sizinle iki hafta önce yaşadığım bir olayı baylaşmak istiyorum.
Yıllardır boyun ve omuz bölgemde ağrı ve kasılmalar oluyor. Bir çok doktora gittim ve bir çok ilaç kullandım ama nafile yazın dahi arbanın camını açsam, klimalı ortama girip çıksam, balkona çıksam hemen boyun ve omuzlarım kasılıyor ve sanırım ordan geçen damarlara baskı uyguladığı için başım ağrıyor ve hatta görmemi bile etkiliyordu. İki hafta önce sabah işe gitmek için uyandım, dayanılmaz bir baş ağrısı ile boyun ve omuzlarım kaskatı kesilmiş vaziyette hızla evden çıktım. Servis saatine çok az kalmıştı bir ağrıkesici dahi alamadan gittim durağa.Akşam biraz terli vaziyette çımıştım balkona sigara içmek için, buydu nedeni bu ağrı ve acının yine kendime kızdım.Yol bitmek bilmiyordu bir an önce işyerine varmalı ve revirden hemen bir ağrı kesici alıp yutmalıydım, ama hiç bukadar ağrı olmamıştı. Neden bu kadar fazla ağrıyodu bu kez anlayamıyordum, hatta boyun fıtığımı oldum gibi düşüncelerle ilerliyordum ki, aklıma İsa’nın mucizeleri, O’nun şifa dağıttığı geldi ve dua etmeye karar verdim ve şöyle dua etmeye başladım:
‘Senin şifa dağıttığını biliyorum ve sana inanıyorum, lütfen gel ve o şifalı ellerinle boynuma dokun’ diye içtenlikle duamı tamamladım. İş yerine yaklaşık beş altı dakikalık yol kalmıştı. Nihayet iş yerine geldik otobüsten indiğimde şaşkındım; bu bir mucizeydi ne başım ne omuzlarım nede boynum ağrıyordu. Hayretler içersinde kaldım. Çok şaşkındım. İşte o an yaşadığım olayların hiç birinin tesadüf oladığının farkına vardım ve o günden beri boyun ve omuz tutulması olmuyor.
Hatta şu an bile bir mucize yaşıyorum, bu yazımı yazarken Müjdenin Sesini dinliyorum aynı zamanda. Ama sadece ilahileri, konuşma ya da dersleri ileri alıyorum, yazımının sonuna yaklaşırken ileri alıp ilahiye geçemedim ve bir ders başladı ve az önce derste şu ayet geçiyor:
‘Markos.11:22’de İsa onlara şöyle karşılık verdi:
‘Tanrıya iman edin. Size doğrusunu söyliyeyim, kim şu dağa ‘Kalk,denize atıl der ve yüreğinde kuşku duymadan dediğinin olacağına inanırsa, dileği yerine gelecektir. Bunun için size diyorum ki, duayla dilediğiniz herşeyi daha şimdiden almış olduğunuza inanın, dilediğiniz yerine gelecektir’.
Bu da bir mucize bence.Duanın gücü ile ilgili bir yazı yazarken radyoyu hep ileri hep ileri alırken bir an duraklamam ve bu dersin aynı anda işlenmesi SİZCE TESADÜF MÜ?24. Kasım 2010: 10:55 #35731AnonimPasifSevgili IIIPoseidonIII,
Tanrı’nın senin yaşamında yaptığı güzel şeyler için O’na teşekkür ediyoruz. Rab iyidir, O’nun sevgisi sınırsızdır. O bizleri aramasaydı, merhamet etmeseydi kim bilir nerede ve nasıl bir durumda olurduk. Hamdolsun ki, O bizi aradı, buldu, günah bataklığından çekip çıkardı, zifiri karanlıktan kendi görkemli ışığına getirdi, ölümden yaşama geçirdi.O’nun yaşamımızda yaptığı hiçbir şey tesadüf değildir. Yaşadığımız bazı olaylar istediğimiz gibi gelişmeyip isteklerimizin tam tersi olsa da, Tanrı’nın her birimizin yaşamında belli bir amacı ve inanılmaz güzel tasarıları olduğunu bilmeliyiz. O her insanı çok seviyor ve kendisine çekerek kurtarmak istiyor, ama pek çok insan, sırtlarını Tanrı’ya dönerek kendi günahlı, aynı zamanda zor ve engebeli yollarında yürümeye devam ediyorlar. Bu da onları Tanrı’nın bereketlerinden yoksun bırakıp, adım adım sonsuz ölüme doğru götürüyor ne yazık ki!
Quote:Yıllardır boyun ve omuz bölgemde ağrı ve kasılmalar oluyor. Bir çok doktora gittim ve bir çok ilaç kullandım ama nafile yazın dahi arbanın camını açsam, klimalı ortama girip çıksam, balkona çıksam hemen boyun ve omuzlarım kasılıyor ve sanırım ordan geçen damarlara baskı uyguladığı için başım ağrıyor ve hatta görmemi bile etkiliyordu. İki hafta önce sabah işe gitmek için uyandım, dayanılmaz bir baş ağrısı ile boyun ve omuzlarım kaskatı kesilmiş vaziyette hızla evden çıktım. Servis saatine çok az kalmıştı bir ağrıkesici dahi alamadan gittim durağa.Akşam biraz terli vaziyette çımıştım balkona sigara içmek için, buydu nedeni bu ağrı ve acının yine kendime kızdım.Yol bitmek bilmiyordu bir an önce işyerine varmalı ve revirden hemen bir ağrı kesici alıp yutmalıydım, ama hiç bukadar ağrı olmamıştı. Neden bu kadar fazla ağrıyodu bu kez anlayamıyordum, hatta boyun fıtığımı oldum gibi düşüncelerle ilerliyordum ki, aklıma İsa’nın mucizeleri, O’nun şifa dağıttığı geldi ve dua etmeye karar verdim ve şöyle dua etmeye başladım:‘Senin şifa dağıttığını biliyorum ve sana inanıyorum, lütfen gel ve o şifalı ellerinle boynuma dokun’ diye içtenlikle duamı tamamladım. İş yerine yaklaşık beş altı dakikalık yol kalmıştı. Nihayet iş yerine geldik otobüsten indiğimde şaşkındım; bu bir mucizeydi ne başım ne omuzlarım nede boynum ağrıyordu. Hayretler içersinde kaldım. Çok şaşkındım. İşte o an yaşadığım olayların hiç birinin tesadüf oladığının farkına vardım ve o günden beri boyun ve omuz tutulması olmuyor.
Quote:Uzun zamandan beri sana acı çektiren şiddetli baş ve omuz ağrılarından kurtarıp şifa verdiği için Rab’be övgüler olsun. Duada güç vardır sevgili IIIposeıdonIII, Mezmur 91:15′te şöyle diyor:
‘Bana seslenince onu yanıtlayacağım; sıkıntıda onun yanında olacağım, kurtarıp yücelteceğim onu’.
‘Umudunuzla sevinin. Sıkıntıya dayanın. Kendinizi duaya verin‘ (Romalılar 12:12).‘ Hiç kaygılanmayın, her konudaki dileklerinizi, Tanrı’ya dua edip yalvararak şükranla bildirin’ (Filipililere 4:6).
Sevgilerimle
2. Aralık 2010: 16:23 #35763AnonimPasifDua etmek, hristiyan imanlı kişinin en önemli silahlarından biridir. Duasız bir kimse silahsız savaşa çıkan askere benzer. Tanrı ile zaman geçirmek için daha çok zaman ayrımalıyız. Rüzgar kardeşimizin bu paylaşımı için teşekkür ediyorum.
3. Aralık 2010: 17:25 #35776AnonimPasifSevgili IIPoseidonIII, Rabden aldığın bereketi bizlerle paylastigin icin tsk ederim.. cok duygulandim.
Rabbimiz Isa Mesihe övgüler olsun, o yüce ve merhametli Tanrı’dır. -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.