Adalet..Merhamet..ve Lütuf.

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27034
    Anonim
    Pasif

    ADALET,MERHAMET,VE LÜTUF.

    ADALET: Hakkettiğimizi almaktır.
    MERHAMET: Hakkettiğimizi almamaktır.
    LÜTUF.Hakketmediğimizi almaktır.

    ADALET.
    Sizin bir bisikletinizin olduğunu ve benim onu istediğimi farzedin. Bir gece, sizin evinize gizlice giriyorum ve onu çalıyorum. Beni yakalıyorsunuz ve ben hapse giriyorum (Hapis, yasayı çiğneyerek suçumun bedelini ödemem anlamına gelir). Ceza yerini buluyor ve bu adalettir. Hakettiğimi alıyorum.

    LÜTUF.
    Evinize giriyorum ve bisikletinizi çalıyorum. Beni yakalıyorsunuz. Beni hapse göndermiyorsunuz. Bunun yerine, beni bağışlıyorsunuz ve unutmamı söylüyorsunuz. Ceza (hapis) yerini bulmuyor. Bu merhamettir.Hakettiğimi almıyorum.

    MERHAMET.
    Evinize giriyorum ve bisikletinizi çalıyorum. Beni yakalıyorsunuz. Hapse göndermiyorsunuz.. Bana bisikleti veriyorsunuz ve üzerine bir de 100 YTL veriyorsunuz. Bu lütuftur. Ceza yerini buluyor (sizin hasarı ödemenizle) ve ben haketmediğim şeyleri alıyorum (bisikler ve yüz milyon).

    –Adalet, bedelin ödenmesini talep eder ve bu merhametin gereklerine uymaz.
    –Merhamet bağışlanma arar ve bu adaletin gereklerine uymaz.
    –Fakat Tanrı’nın durumunda, lütuf her ikisini de karşılıyor. Çünkü merhamet bağışlanan kişiye veriliyor ve adalet bağışlamanın gereğidir. Tanrı’ya karşı günahımız yüzünden cezalandırılmamız durumunda da bu aynen böyledir.
    Fakat Tanrı’nın adaleti kendi üzerine düşüyor (İsa Mesih) ve, bizler merhamet görüyoruz (günahlarımızın bağışlanması). Ek olarak, sonsuz yaşam, Tanrı ile ilişki ve İsa Mesih’in son gelişinde dirilecek bir vücut alıyoruz (lütuf).

    Lamba Örneği

    Günahlarımızın bağışlanması için geldiğinde, Tanrı’nın bağışlayıcı olması ve İsa’nın da günahların bağışlanmasını mümkün kılabilmek için aynı zamanda Tanrı olması gerektiğini resmetmek yerindedir. Bir an için eşimle birlikte evinizde olduğumu düşünelim. Teoloji hakkında konuşuyoruz ve ben kazayla lambalarınızdan birisini deviriyorum. Bu lamba sizin için özel bir lamba. Değerli bir arkadaşınız tarafından hediye edilmiş ve büyük bir manevi değere sahip. Ayrıca tüm bunların yanında, odanızda ışığa ihtiyacınız var. Bir ya da iki dakika sonra lambanın hasar gördüğünü fark ediyorsunuz ve beni bağışlamaya karar veriyorsunuz. Bana diyorsunuz ki, “Olsun Ahmet. Lambayı kırdığın için seni bağışlıyorum fakat bana 100 YTL vermelisin.”

    Beni bağışladıktan sonra, 100 YTL istemeniz gerçek bağışlama mıdır? Bu, anlaşılmazdır. Tanrı günahlarımızı bağışladığında, günahlarımızı bir daha anmayacağını söyledi ( Yeremya 31:34 ).
    Bağışlamak ve unutmak anlam olarak birbirlerine yakındırlar.

    Beni bağışlarsanız, para talep edebilir misiniz?
    Hayır.
    Çünkü bağışlanmış olmak bir borcun ortadan kalkması demektir. Benden 100 YTL istemek yerine, eşime dönüp,
    “Ahmet lambamı kırdı. Bunun için bana 100 YTL ver”
    dediğinizi düşünelim.

    Size tekrar soruyorum. Peki bu bir bağışlama mıdır?
    Hayır. Sadece olayın aslıyla alakası olmayan, masum olan başka birisine borcumu transfer ediyorsunuz. Fakat, lambanın yenisiyle değiştirilmesi gerekiyor.
    Gerçek bağışlamada, yenileme bedelini kim öder?
    (Bu soruya yanıt vermeden önce üzerinde biraz düşünmenizi istiyorum.)
    Kim öder?
    Siz ödersiniz!
    Geriye kalan tek ihtimal sizsinizdir.
    Hatırlayın, eğer borcumu bağışladıysanız, nasıl benden ödeme isteyebilirsiniz?

    Şimdi, benim hareketim kime karşıydı?
    Size.
    Kim bağışladı?
    Siz. Kim ödedi? Siz.
    Günah işlediğimizde, kime karşı günah işliyoruz?
    Tanrı’ya.
    Kim ödüyor?
    Tanrı! Anladınız mı? Tanrı ödüyor!
    Bunu nasıl gerçekleştiriyor?
    Cevap basit. 2000 yıl önce Yeruşalim kentinin dışındaki bir tepede, bizlerin günahlarını kendi bedenine yüklendi ve çarmıhta öldü.
    ( 1.Petrus 2:24 ). Bizim cezamızı kaldırdı:

    “Aslında hastalıklarımızı o üstlendi,
    Acılarımızı o yüklendi.
    Bizse Tanrı tarafından cezalandırıldığını,
    Vurulup ezildiğini sandık.
    Oysa, bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi,
    Bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti.
    Esenliğimiz için gerekli olan ceza
    Ona verildi.
    Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk.”
    ( Yeşaya 53:4-5 ).

    Tanrı adaletlidir.
    Tanrı merhametlidir.
    Tanrı lütufkardır.
    Tanrı’nın adaletinde, Kendisi bizim yerimizi aldı.
    Tanrı’nın merhametinde bizler cezalandırılmıyoruz.
    Tanrı’nın lütfunda, O bizlere sonsuz yaşam veriyor.

    Bizler kurtuluşa layık olmasak da, bizler Tanrı’nın sevgisini haketmesek de, bizler O’nun merhametine layık olmasak da, Tanrı bizleri kurtardı. Bunu bizim biz olduğumuz için değil, kendisi Tanrı olduğu için yaptı.

    Tanrı sevgidir ( 1. Yuhanna 4:16 ).
    Tanrı kutsaldır ( 1. Petrus 1:16 ).
    Tanrı iyidir ( Mezmur 34:8 ).

    Bizler asla O’nun saflığının ve şefkatinin derinliğini gerçekten anlayamayız ( Romalılar 11:33 ).
    Bizler kendi çabalarımızla asla O’na ulaşamayız. Bizlere kalan tek birşey vardır: O’na tapınmak, O’nu sevmek ve O’na hizmet etmek. O değerli olandır. Rab’bin adına yücelikler olsun.

    Alıntıdır.
    Kampus Wep.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.