Çağımızın Muamması; ALLAH’mı yoksa YAHVE’mi
- Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
2. Ağustos 2010: 9:44 #27006AnonimPasif
Dinler savaşı, hangi din gerçek derken artık günümüzde hangi dinin gerçek olduğu ya da nasıl var olduğu değil de, Tüm bu dinlerin inandığı yaratıcı ve ismi aynımıdır tartışmalarının yaşandığını görüyoruz.
Allah herkes’in tanrısı olan yaratıcının adı mı? Yoksa her dinin Allah’ı farklı mı? Soruları’nın cevapları aslında açıkça ortada olmasına karşın, Allah lafzını Müslümanlar sahiplenmiş olup, Diğer dinlerde yaratıcıya Allah denmesine de son derece karşı çıktıkları gibi, bu kelime kullanıldığı için birçok farklı dini kitap yasaklanmış ya da bir şekilde toplatılmıştır.
Tanrı’nın adı ne olabilir, kendisini kullarına nasıl ve ne şekilde tanıtmış olabilir ve insanlık aleminde var olmuş dinlerde yaratıcının kökeni nasıl izah edilmekte sorularının cevapları aslında Kutsal Yasa’da geçmekte, akabinde Mezmurlar ( Zebur) ve İncil’de tamamlayıcı olduklarını ifade edip, yaratıcının açıkladıklarını inkara değil tamamlamaya geldiklerini vurgulayarak kabul ettiklerini göstermekteyken, Son olduğu kabul edilen ( Kendilerince) Kur’anda ise Allah lafzı kendilerine ait olduğu söylenirken, Allah’ın açıklamasını ise kimse göz önüne almadığı gibi bu açıklama karşılık bulduğunda Kur’anın içinde yaratıcının adının geçmediği açıkça görülecektir.
Eski dünya’da günümüz modern dilleri yoktu, birbirine yakın hatta alfabe olarak birbirine çok yakın olan dillerin kullanıldığı da bilinenler arasında yer alıyor aslında. Dolayısı ile birçok kelimenin kökeninin ortak olması şaşılacak durum olmadığı gibi gayet de normaldi. Örneğin Kutsal Yasa’da birçok coğrafi bölgeye ve insanlığa verilen isimlerin sonunda EL takısını görebiliriz. Peki ne demek bu El takısı ve neden kullanılmaktaydı. Yoksa Yaratıcının adı EL imiydi?
Yaratılış 32:29-30 Yakup, “Lütfen adını söyler misin? Diye sordu. Ama adam, “Neden adımı soruyorsun? Dedi. Sonra Yakup’u kutsadı. Yakup, “Tanrı ile yüz yüze görüştüm, ama canım bağışlandı.” Diyerek oraya Peniel adını verdi.
PENİEL: Tanrı’nın yüzü, İsrael Tanrı ile güreşen, İsmael, Tanrı işitir anlamına geliyor… burada ve kutsal yasa’da görebileceğimiz bir çok isim ve sıfatlamada EL takısının bulunduğunu görebiliriz.Bugünkü mevcut inanç sistemlerine ait kitaplarda Kutsal Yasa’nın tamamı haricinde başka hiçbir kitapta Yaratıcı’nın kendisinin adını açıkladığı tek bir ayete rastlayamayacağınızı küçük bir araştırma ile aslında görebilirsiniz.
Mısırdan Çıkış 3: 13-14-15: Musa şöyle karşılık verdi: “İsraillilere gidip, “Beni size atalarınızın Tanrısı gönderdi” dersem, adı nedir? Diye sorabilirler. O zaman ne diyeyim? Tanrı, “Ben Ben’im” dedi. “İsraillilere de ki; “Beni size Ben Ben’im diyen gönderdi! “İsraillilere de ki, “Beni size atalarınız İbrahim’in, İshak’ın, Yakup’un Tanrısı YHVH (Yahve) gönderdi. Sonsuza dek adım bu olacak Kuşaklar boyunca böyle anılacağım.
Üstteki ayette görebileceğiniz gibi, Yaratıcı ismini ve sonsuza dek anılacağını net bir şekilde bizlere açıkladığı gibi, Kutsal Yasanın birçok ayetinde Yaratıcının adı karşımıza çıkmaktadır.
Tanrı Kutsal Yasa’da adını bizlere bu şekilde açıklamışken, neden coğrafi ve insani isimlere El takısı gelmektedir. YHVH takısı olsa olmaz mıydı? Öncelikle El takıs’nın ne anlama geldiğini bilmek gerekir. Eski yerel dillerde EL takısı Elohim-Elah-Ellah şekillerinde kullanılır ve günümüz Türkçesinde de Tanrı- Yaratıcı-İlah anlamına gelir. Yani özel olarak Yaratıcıya verilmiş bir ismi anlatmamaktadır. Bu yüzden yaratıcının sesi-yüzü-rahmeti gibi Betimlemelerin başında saygı göstergesi olarak kullanılırdı. Saygımızı bizzat onun yüce ismini ek olarak kullansaydık göstermiş olmaz mıydık? Bunun cevabını yine bize Kutsal Yasa vermekte.
Mısırdan Çıkış 20: “Tanrın Yahve’nin adını boş yere ağzına almayacaksın. Çünkü Yahve, adını boş yere ağzına alanları cezasız bırakmayacaktır.
Üstteki ayetten de anlaşılacağı gibi Yaratıcının adının boş yere anılmaması gerektiğini anlıyoruz. Ve daha önceki ayette de sonsuza dek YHVH(Yahve) olarak anılacağını bildiriyor. Tanrı anlamına gelen birçok betimleme diğer inançlarda kullanılırken, günümüzde en çok Tevrat-İncil ve Kur’an daki anlatımlar çarpıştırılmaktadır. Fakat tek farkla;
Matta,5: 17-19: Kutsal Yasayı ya da Peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim Size doğrusunu söyleyeyim, gök ve yer ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa’dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile eksilmeyecek. Bu nedenle, bu buyrukların en küçüklerinden birini kim çiğner ve başkalarına öyle yapmayı öğretirse, Göklerin Egemenliği’nde en küçük sayılacak. Ama bu buyrukları kim yerine getirir ve başkalarına öğretirse, Göklerin Egemenliği’nde büyük sayılacak.
Üstte İncil’den alınan bu ayet’de açıkça Kutsal Yasanın gerçek ve geçerli olduğunu bizlere anlatırken sonsuza dek sürecek bir antlaşma olduğunu görüyoruz. Bu da mantık yürüttüğünüz zaman, Kurallar gibi yaratıcının adının da kendisinin bildirdiği gibi, sonsuza dek sürdürüleceğinin ve adının YHVH olarak anılması gerektiğinin kanıtıdır.
Kur’an Maide Suresi 5:68: Deki “Ey kitap ehli, siz Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni (Kur’anı) uygulamadıkça bir esas üzerinde değilsiniz.
Maide Suresi 5:46: Onların ardından, yanlarındaki Tevrat’ı doğrulayıcı olarak Meryem oğlu İsa’yı gönderdik ve ona, içinde yol gösterme ve nur bulunan İncil’i verdik. Önündeki Tevrat’ı doğrulayıcı ve korunanlar için yol gösterici ve öğüt olmak üzere.Üstteki ayetlerde de ilk okunduğunda çelişki hemen göze çarpacaktır. Öncelikle Kur’anın gerektirdiklerine inanmıyor ve yerine getirmiyorsanız, öncekilerin yani Tevrat ve İncil’e inananların ibadetlerinin ve inanışlarının boşuna olduğunu açıklıyor. Ama bozulmuştur demiyor. İkincisi ise fazlası ile ortaya muammalı bir sonuç çıkarıyor ortaya, Tevrat ve İncil’in gerçeklilik derecesini savunuyor. Ama neden?
Bunun tek açıklaması insanların kendi iktidarlarında bir takım kurallar koyması ve sonra koyduğu kurallara başka ırkları ya da taraftar çekebilmek adına onlara uygun kurallar koymasıdır.
Ama enteresan bir durum var. Yaratıcının sözleri olduğu iddia edilen Kur’anda yaratıcı kendi ismini ayetlerinde belirtmediği gibi, Sadece kulların dualarda kullandıkları sıfatlara (ESMA) Allah’ın ismi denmiştir. Oysa Yaratıcı kendisi açıklamazken isminin açıklanabilmesi olağan şey midir?
Bu şekilde açıklamaya çalışıtığım Yaratıcı’nın ismi konusu’nu gazetemizde Araştırma sayfasında yayınladığımız şekilde sizlerle paylaşıyor olup, yazının devamınıda en kısa zamanda foruma koyacağım…
Esenlikler Dilerim…
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.