Topluluğumuza yapılan baskılar, tehditler ve zorlayarak caydırmaya çalışmalar Hk.
- Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
22. Temmuz 2010: 21:51 #26991AnonimPasif
Rab’de değerli kardeşlerim,
Esenlikler diliyorum.
Forum’da fırsat buldukça paylaşımlarınızı okuyor, tanıklıklarınızdan cesaret alıyor, paylaştığınız bilgilerle Rab yolunda daha sağlam duruyor, paydaşlığınız için Rab’e sürekli hamdlarımı yükseltiyorum…İki hafta önceki pazar tapınmamız sonunda tahminim kadarıyla aynı kişilerin iki yıl kadar önce yaptıklarına benzer bir şekilde, toplulukta bulunan imanlı kardeşlerimizin bütün yakınları, akrabaları, dostları telefonla aranmış, kendilerinin kiliseye katıldıkları eğer devam ederlerse sonlarının önceden öldürülen hristiyanlar gibi olacağı tehdidi zikredilmiştir.
Dün gece de tanımadığım iki kişi tarafından şehrimizde ve toplandığımız yere yakın bir yerde bulunan ıssız bir sokakta dua toplantısından dönerken çevrildim, biraz itilip kakıldıktan sonra bıçakla tehdit edildim. Toplanmayı bırakmamızı, hristiyanlığı yayma çalışmalarımızdan vazgeçmemizi, hak!? dine dönmemizi aksi takdirde “amellerin niyete göre olduğunu”, gençleri zehirlediğimizi vb… ithamlarla şahsımı tehdit ettiler.
Bu akşam Rab’le geçirdiğim süre zarfında düşündüm ve dua ettim. Rab bu insanların yüreğine 2000 yıl önce Pavlus’un yüreğine dokunduğu gibi dokunsun ve onlar da Rab’in ateşiyle yansınlar istedim.
Buraya da bu tarz kişilerin girdiklerini biliyorum, ve bu ifadelerimin aynısına kilise web sitemize de özel bir bölüm açarak yer vereceğim…
Bizler ülkeyi bölmeye çalışmıyoruz, aksine inancımızda öğretildiği gibi iyi birer vatandaş olarak “Sezar’ın hakkını Sezar’a, Tanrı’nın hakkını Tanrı’ya ver”meye gayret ediyoruz.
Bizler sizlerin (müslümanların ya da öyle olduğunu zannedenlerin) inancını baltalamaya çalışmıyoruz. Bizlere öğretildiği gibi “Size yapılmasını istemediğinizi siz de başkasına yapmayın” sözüne uymaya gayret ediyor, vaazlerimizde, müjdelemelerimizde, yazılarımızda müslümanlara hakaret boyutunda ifadeler kullanmamaya çalışıyoruz, bu çabamız ise insan’a olan saygımızdan ileri geliyor.
Bizler hiç kimsenin inancını para ve dünyasal zevkler karşılığında satın almaya çalışmıyoruz, tam aksine bu tarzda emel ve isteklerle gelen kişilere aramızda yer vermiyor, onları nazikçe ikaz ederek bu amaçlarla bize gelmemelerini istiyoruz. Asıl olarak bazı şahıslar kendilerine para verirsek hristiyan olacaklarını ifade etmekten geri kalmıyorlarsa bunun suçlusu biz miyiz? Zaten bağış ve ondalıklarla güçlükle idare edebildiğimiz topluluğumuz zaman zaman kendi kardeşlerimize bile yardımda yetersiz kalıyor. Lütfen bu komik suçlamalardan vazgeçip, gözlerinizdeki at gözlüklerini çıkarıp daha geniş görmeyi deneyin…
Bizler “Hristiyan olmak istiyorum!!!” şeklinde mail ya da telefonla gelen kişilere Neden? diye soruyoruz… Sorgusuz sualsiz, henüz ne olmak istediğini dahi bilmeyen kişileri asla kabul etmiyoruz, kaldı ki sizin inancınıza hakaret etmek yerine, bize yaranmak!? için inancınıza hakaret eden kişilere karşı koyuyor, bu tarz söylevlerden uzak durmaları konusunda onları uyarıyoruz.
Bizler yurtdışında ülkeyi bölmeye çalışan güçler!? (bu ülkemin insanlarında bir saplantı oldu sanıyorum) tarafından yönetilmiyor, dünyasal amaçlar gütmüyoruz. Bizler inanlıları Rab yolunda geliştirmek, müjdeyi bilmeyenlere öğretmek, kardeşlerle dayanışma içerisinde yürümek, Rab’in önünde dik durabilmek için çalışıyoruz…
Tarihte de örneklerinin bolca bulunduğu gibi, tehditlerle, cinayetlerle, darplarla, zorbalıkla ya da zorlamalarla inancımızdan vazgeçmeyeceğiz.
Zira bizler daha iman yolculuğumuzun başında “Doğruluğa götüren yol çetin ve kapı dardır”, “Benim adım yüzünden insanlar size zulmedecekler” diyen Rab’e iman ettiğimizin bilincinde olarak bu yola çıktık. Acaba böyle şeylerle karşılaşınca kuyruğumuzu bacaklarımız arasına alıp kaçacağımıza kendinizi nasıl inandırıyorsunuz…
Değerli kardeşlerim, son dönemlerde bu şahısların baskı ve tehditleri öyle tahammül edilemez boyutlara gelmiştir ki, topluluktaki bir kardeşimiz aklıma bile getirmek istemediğim şekilde tehdit edilmiştir. Zira bu tehdit bırakın inancı, insanlığa dahi sığmamaktadır.
Bizler Göksel Baba’mız bizi affettiği gibi bu kişileri affettik ve Tanrı yolunda daha sağlam yürüyebilmemiz için siz değerli kardeşlerimizin dualarını istiyoruz…
Rab kendisine ait olanları nasıl kurtaracağını bilir. Bu ülkede 70 milyon müslüman!? yaşıyor olabilir ancak yazılmış olduğu gibi “Azlıkta ya da çoklukta Rab kesin zafer sahibidir”
Yaşayan Tanrı, Rab’imiz Mesih Isa adıyla siz değerli kardeşlerimize lütûf ve esenlik diliyorum…
Biz kendimizi ilan etmiyoruz; ama Mesih İsa’yı Rab, kendimizi de İsa uğruna kullarınız ilan ediyoruz.
Çünkü, ‹‹Işık karanlıktan parlayacak›› diyen Tanrı, İsa Mesih’in yüzünde parlayan kendi yüceliğini tanımamızdan doğan ışığı bize vermek için yüreklerimizi aydınlattı.
Üstün gücün bizden değil, Tanrı’dan kaynaklandığı bilinsin diye bu hazineye toprak kaplar içinde sahibiz.
Her yönden sıkıştırılmışız, ama ezilmiş değiliz. Şaşırmışız, ama çaresiz değiliz.
Kovalanıyoruz, ama terk edilmiş değiliz. Yere yıkılmışız, ama yok olmuş değiliz.
İsa’nın yaşamı bedenimizde açıkça görülsün diye İsa’nın ölümünü her an bedenimizde taşıyoruz.
Çünkü İsa’nın yaşamı ölümlü bedenimizde açıkça görülsün diye, biz yaşayanlar İsa uğruna sürekli olarak ölüme teslim ediliyoruz. -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.