Komünist bir ülkede çalışan bir Hristiyan tutuklanır ve cezaevine atılır.Tutuklanmasından kısa bir süre sonra sorgulanmak üzere bir odaya alınır.Orda poliskomiseri ve doktorun yanısıra açık duran bir Kutsal Kitap’da bulunuyordu.Tutukluya oturması emredildi ve soruşturma başladı.Ona soruldu:”Bu kitapta yazılan yazıların Tanrı Söz’ü olduguna inanıyor musunuz?” “Evet” diye yanıtladı tutuklu.Polis şefi ona Markus 16,8 okumasını istedi.Hristiyan ayetin yazıldıgı yeri okudu:…Öldürücü bir zehir içseler bile, zarar görmeyecekler.”Burda yazılana da inanıyor musun? “diye sordu polis şefi. “Evet” diye cevapladı yine hristiyan.Bir sıvıyla dolu şişeyi masaya koyan polis şefi söyle dedi: Bu şişenin içerisinde cok kuvvetli bir zehir var.Eger inandıgınız gibi eger bu kitaptaki sözler gerçekse, siz içtiginiz zaman size bir zarar gelmeyecektir.Bizim şaka yapmadıgımızı ispatlamak icin size birşey gösterecegiz!.

Polis şefi iceriye büyük bir köpegin girmesini sagladı ve bu şişeden köpege icirdiler.Birkaç dakika içerisinde köpek ölüp yere serildi.Polis şefi ölü köpege bakarak tekrar hristiyana sordu: Hala inandıgınız bu kitabın sözleri için Tanrı Söz’ü diyor musunuz? “Evet diyerek cevapladı yine hristiyan.Bu kitaptaki sözler GERÇEKTIR ve TANRI SÖZ’üdür.”O zaman şişedeki sıvınn tamamını için” diye gürledi Polis şefi ve doktorla göz göze geldiler.

Hristiyan bunun çok çetin bir denenme oldugunu biliyordu.Bu sıvıyı içmeden önce dua etmek istedigini rica etti.Bu ricası kabul edildi.Ayaga kalkan hristiyan şişeyi aldı ve masanın önünde diz çökerek dua etmeye başladı.Önce ailesinin imanlarını korumasi için,sonra da polis şefi ve orda bulunan doktorun da Tanrı’ya inanmaları ve gerçek birer Mesih inanlısı olmaları için dua etti.Duanın sonunda da şunları ekledi: “Ah Tanrım görüyorsun ki seni nasıl deniyorlar.Ben senin için ölmeye hazırım.Ama senin sözüne iman ettigim için bana birşey olmayacaktır.Eger senin planın başkaysa da seninle karşılaşmaya hazırım.Benim hayatım senin ellerinde.Senin istegin gerçekleşsin.

Hristiyan daha sonra şişeyi agzına götürdü ve sonuna kadar içti.Polis şefi ve doktor cok şaşırmışlardı.Onlar hristiyanın bunu yapmayacagını ve imanını inkar edecegini sanmışlardı.Onlar aynı köpege olan şeyin onun da başina gelecegini ve hemen ölecegini sanmışlardı.Ama o saniyeler sanki dakikaya ve dakikalar da saatlere dönüşmüştü.Oda da tam bir sessizlik hakimdi.Herkes heran bu hristiyanın ölümünü bekliyordu.Doktor polis şefine polis şefi de doktora bakıp durdu.Hiçbirinin agzından bir kelime çıkmadı.Sonunda doktor hristiyanın ellerine dokundu ve nabzını yoklamaya başladı.O normaldi.Daha sonra başka yerleri muayene etti ama bir anormallik göremedi.Bu iki adam artik birbirlerine bakmadılar.Yapilan blöf ve geçirilen şoktan sonra hristiyanin basina gelebilecek en ufak bir zararı keşfetme hırsıyla doktor muayeneye devam etti.Ama nafile! Muayene devam ettikçe şaşkınlıkları daha da artıyordu.Sonunda doktor kendisini koltuga bıraktı ve ve kısa bir düşünmeden sonra elini cebine attı ve cebinden çıkardıgı Parti kimligini iki parçaya ayırarak yere fırlattı.Daha sonra eline Kutsal Kitab’ı alarak şöyle dedi: Ben de artık bugünden itibaren bu Kitab’a inanacagım.Bu gerçek olmalı! Artık ben de benim gözümün önünde böyle büyük bir mucize gerçekleştirmiş olan MESIH’e iman ediyorum.

Bu zorlu denenmeden geçen bu hristiyan güvenini kime dayandırdıgını biliyordu ve güvendigi Tanrı’sı kendisinin ve Sözlerinin gerçek oldugunu bir kez daha gösterdi.

Rab’be sonsuzlara dek övgüler olsun.