Imdat! Bizim için dua et!
- Bu konu 7 izleyen ve 8 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
1. Eylül 2009: 21:50 #26417AnonimPasif
Imdat!. bizim için dua gerekir. Eşimin akrabaları, eski inancimizdan vazgeçtigimiz icin, sürekli üzerimize büyü yaptırıyorlar. Karım ağır etkiledi. sesler duyuyor, ve derin bir depresyon vardır. bizim refahımıza laneti da gördük.
Dua için teşekkürler.
2. Eylül 2009: 18:21 #33495AnonimPasifKefas kardeşime katılıyorum. Bu mesajı okurken yıllar önce bir imanlı kardeşimin yaşadığı sıkıntılar ve pastörümün verdiği yanıt geldi aklıma. O kardeşim de büyü vs ve kötü ruhlar tarafından rahatsız edildiğini söylüyordu. Pastörümün yanıtı net olmuştu. Senin için dua edeceğiz ama eğer sen yüreğinde imanında şüphe duyarsan bir yere varamayız. Gürül gürül yanan bir soba düşün, nasıl dokunabilirsin ki ona. Yüreğin imanla o kadar dolu olmalı ki, kimse ona dokunamasın.
Esenlikler dilerim…2. Eylül 2009: 18:36 #33494AnonimPasifSevgili Kardeşlerim,
İbrahim’e ve İsrailoğullarına bir vaad verilmiştir. “Seni lânetleyen lânetlenecek, seni kutsayanlar ise kutsanacaktır”. Bu vaad, İsrailoğulları lânetin etkilerini görmiyecek, lânet etkili olamayacak demektir. Yoksa, lânet etkili olduktan sonra, bu lâneti edenler de lânetlenecekse, bu İsrail’e ne yarar getirir?
Çölde Sayım Kitabı’nda da peygamber Balam, malî menfaat karşılığı İsrail’i lânetlemeye çağrılır ama Rab buna izin vermez. “Rab’bin kutsadığını ben nasıl lânetleyebilirim?” diyen peygamber, İsrail’i bir türlü lânetleyemedi. Yasanın Tekrarı 23:5 ise şöyle diyor: “Ne var ki Tanrı’nız Rab, Balam’ı dinlemek istemedi. Sizin için lâneti kutsamaya çevirdi. Çünkü Tanrı’nız Rab sizi seviyor”.
İbrahim ve İsrailoğullarına sağlanan bu kutsama ve tüm lânetlerden kurtuluş, İsa sayesinde biz imanlılara da geçti. Çünkü bizim yerimize, O lânetlendi. Galatyalılar 3:13,14 şöyle diyor: “İbrahim’e sağlanan kutsama, Mesih İsa aracılığıyla uluslara sağlansın ve bizler vaat edilen Ruh’u imanla alalım diye, Mesih bizim için lânetlenerek, bizi yasanın lânetinden kurtardı.”
Süleyman’ın Özdeyişleri 26:2 şöyle diyor: “Öteye beriye uçuşan serçe ve kırlangıç gibi, hak edilmemiş lânet de tutmaz”. Günahlarımızdan hakikaten tövbe etmişsek ve tövbenin gereklerini yerine getirdiysek, Rab’be sığınmış kimsenin korkacak hiçbir şeyi yoktur. Rab’bin lânetlemediğini kimse lânetleyemez. Herhangi bir suçumuz veya günahımız varsa, Rab gayet açık bir şekilde bize bunu bildirir ve tövbe etmemizi ister. Şeytan ise, gece gündüz suçlar ve çoğu zaman suçumuzun ne olduğunu bile bilmeden kendimizi bir lânet altında hissederiz, hüzün, keder ve suçlama altında yaşarız. Eski hayatımızdan Rab’be dönmüşsek, eski hayatla ilgili, Şeytan’a hayatımızda yer veren ne varsa yok etmeliyiz. Meselâ: Muska, fal ve büyü kitapları, nazar boncukları, tarot kartları ve viji-board’lar, fal kâğıtları vs.
Hiçbirşey bilmiyorsanız, hiçbirşey anlamıyorsanız bile; şunu bilin: Günahlı veya günahsız, her ne iseniz, her ne yapmış iseniz, sizin artık sorumlunuz Şeytan değil, Rab’dır. O sizi kanı ile satın aldı. Şeytan’a lâf etmek, sizi disipline etmek, cezalandırmak gibi şeyler düşmez. Siz artık Rab’binsiniz. Her eksiğinizi o tamamlar. Sadece O terbiye ve disiplin edebilir; Şeytan değil. Bu yüzden şunu bilin ki, Şeytan’ın tek gücü, sizin ona inanıp korkmanızdır. Onun sizin üzerinizde hiçbir gücü veya yaptırımı yoktur. O’nu açıkça İsa Mesih adına kovun. Sizin, onun üzerinde yetkiniz vardır. O sizden korksun. Siz ondan değil. Bunları, daha önce de cinleri kovmuş bir kardeşiniz söylüyor. İsa Mesih adını duyup da titremeyen şeytan yoktur.
Bakın Kutsal Kelâm bu konuda ne rahat: “Size lânet edenler için, iyilik dileyin” (Luka 6:28). Lânetin, büyünün benim üstümde ne gücü olabilir. Biz Yüce Tanrı’nın çocuklarıyız. Bağladığımız bağlanır, çözdüğümüz çözülür. İçimizde olan, dünyada olanı yenmiştir. Bunun aksine inanmak, yüce Tanrı’nın yüce olmadığına, herşeye egemen olmadığına ve bazı şeylere gücü yetmediğine inanmaktır. Yani, bizleri korumaktan aciz, güçsüz bir Tanrı. Eminim ki, sizin iman ettiğiniz Tanrı bu değildir. Rab’be herşeyinizle teslim olun, başka hiçbirşey gerekli değildir. Herşeyinizi Baba’mıza bildirin. O sizi, gece gündüz, şefkat dolu gözlerini sizden bir an bile ayırmadan korusun.
Rab size huzur ve esenlik versin. Şeytan’ın yalanlarından korusun.
Sevgi ve Dualarımla.
4. Eylül 2009: 22:56 #33501AnonimPasifBir kimse bizim için DUA etmek istiyor mu?
Bir konuyu açtım. Konu başlığı “Imdat! Bizim için dua et!” Konu “ Ruhsal bir saldırganlığı kurban olsam, bana hangi incil sözü okutmak istiyorsunuz?” değildi. Kusura bakma. Bana yardım etmek isteyeceksiniz biliyorum. Ben Tevrat, Zebur ve İncili okudum, baştan ve sona dek., O Tanrının sözü kabul ediyorum. Problem şudur: Ben bu sözü çalıştırmayi bilmiyorum!. İncili’de diyorki: Tanrı herkese bir ölçü inanç verdi. Ben de inancim varmıştım, ama onu harcadım, bitirdim.
Eğer bir kimse, şunu bunu sözü okuyup iman et, diyorsa, gerçekten şu anda bana hiç fayda etmiyor.Kendimizden biraz daha detaylı yazayim ki, daha iyi anlayabilirsiniz.
Bir kaç yıl önce karımla evlendim, eşim Türkiye’de büyüdü ve yasadı, ben Danimarka’da doğdum ve “kültürel hristiyan” olarak büyüdüm, yanı hristiyan sayıldım ama ben hristiyanlıktan hiç anlamı yoktu. Evlendik ama bazı müslüman akrabalarimiz çok karşı çıktı, bilirsiniz, islam müslüman bir kizin bir gavur ile evlenmesine izin vermez. Ama kız beni kabul etti, annesi de beni kabul etti. Akrabaları da bizim evliliği kabul etmezse, bana ne?. Onlar Türkiye de hocalardan tavsıye aldılar, haberini aldim cahillık yüzünden muska çalışıyor, inandım. Daha zeki olacaktım. Bir gün tanımadığımız bir türk kadını karımi uyardı, “ amcaların çok güçlü bir muska yaptırmış, seni ve kocani ayırmak için, dikkat etmelisinız.” Sonuç kısa bir süre gösterildi. Eşim bir an çok değisti. Burada fazla detay vermeyeceğim, sadece bir söz yeter. Cinli!
Ben Şeytanı gördüm ve beğenmedim, simdi Allahı ile tanışmak istedim, araştırdım. İncili okudum, ve Rab İsa’yi kişisel kurtarıcı olarak kabul ettim.
Şimdi ben değiştim, ama eşim çok kötü durumda. Ben bir kaç çeşitli cemaatlardan yardım istedim.
Maalesef hiç kimse iyi yardım vermedi, sanki Şeytan’den korkuyorlar. Ben çok dua ettim, ve nihayet bir mucize gördüm. 2003’te eşim Mel Gibson’un “Tutku, İsa’nın çilesi” filmini seyretti, bu film eşimin yüreğine dokundu, O sonra bana anlattı. Filimde İsa’nın kanı akarken, Vücudumdan bir “şey” çıktı. Rab İsa devamlı eşimin kalbine dokunuyordu. Haftalar sonra, İsa’nın çilesini düşünürken birden ağlamaya başladi. İsa’yı rüyasında gördü. Çok sevimli oldu, ama tam hür değildi, mesela stres altında, bir an içinde cinden dolayi patlayabilirdi. Bir zaman yavaş yavaş iyileşti, İsa’yla çok ilgileniyordu. Kitabi Mukaddes okuyordu, ben ona hristiyanlıktan bir kaç şeyi anlatabilirdim. İlk kez bir iran kilisesi ziyaret ettik, ama sacede 5 dakika kalabildi çünkü cinleri ona saldırdı, onu boğazlamak istemişlerdi. Cinlerin hala onun üzerinde kontrolu var. Son iki yıl eşimin durumu çok daha kötüye dönüştü. Bazen cinlerle savaşıyor ve biraz iyileşiyor. Ben onu kiliseye götürmek istiyorum, ama cinleri bunu önlemek için herşeyi yapıyor. Akşam yatarken kiliseye gitmek istiyor, ama cinleri ona hep gece de işkence ediyor, ve sabah olunca kiliseye gitmek mümkün değil.
Ne yapacağım? Lütfen! Şimdi söyle demeyin:sadece iman et!. Bu söz doğrudur, ama ben ondan geçtim. Artık inancım yetmiyor. Ben bittim. Yoruldum.Empatin var mı? Biz acı çekıyoruz. Bu forumda hristiyan bir kimse bizim için dua etmek istiyor mu? Bir kaç gün taahhüt etmek istiyorsan, çok uzun bir duaya gerek yok. Çok müteşekkir olurum.
Cinlerin bağlanmak için dua edin.
Karımın her ruhsal baskısından kurtulmasi icin.Bize dua eden herkese teşekkür ediyorum!
Not! Lütfen konuya saygı gösterin. Cinler var mi? yok mu? inancımla veya diğer teolojik sorular ile polemiğe girmek istemiyorm.
Tartışmak istersen lütfen kendine konuyu yap5. Eylül 2009: 8:34 #33504klausAnahtar yöneticiSevgili arkadaşım, sizin için dua etmediğimizi de nerden biliyorsunuz ? Kişisel olarak eden kardeşler vardır bunu bilesiniz. Ben de ettim. Yaşadıklarınızı okudum üzüldüm. Sizin için zor bir süreç. Ben de kendi kilisemde geçen haftalarda böyle bir duruma şahit oldum. Kiliseme yurtdışından gelen bir çift vardı. Ziyaret için gelmişlerdi. Bayan da sizin eşiniz gibiymis. Ama bir yandan da hastanede tedavi görüyormuş. Bizim kiliseden bazı kilise ihtiyarları ve pastörümüz evlerine giderek ilgilendiler. Ta ki kendi ülkelerine dönene dek. Faydasını da gördüler.
Siz de gittiğiniz İran kilisesinden bazı kardeşleri evinize davet ederek ruhsal destek ve dua alabilirsiniz.Madem eşinizi kiliseye götüremiyorsunuz. Ayrica bir tıbbi tedavi görüyormu belirtmemişsiniz.
Bende bu tür vakalara gözümle şahit oldum. Kötü ruhların bir kaç iseviyi nasıl rahatsız ettigini gördüm. Fakat o kişiler tüm günahlarından tekrar tekrar tövbe ederek Rabbe geldiler. İman etmeyenlerde iman ettiler ve kurtuldular. Ayrica geçmişten , atalardan kalma bir lanet de bir iseviyi etkileyebilir o kisinin haberi bile olmasa !
Örneğin, atalarının yaptığı büyücülük, falcılık vs. gibi. Eşinizin bunları da göz önüne alarak, tövbelerini yapmasını da tavsiye ederim. Zira Rab, tevratta bu konulardan nefret ettiğini ve tüm kuşakların da bundan sorumlu tutulacağını söyler.
Dediğim gibi, kiliseden evinize gelecek bazı kardeşler sizinle dua edebilir , tabi tıbbı yardımın yanısıra. Bizler de dua etmeye devam edeceğiz.Esenlikle..
5. Eylül 2009: 9:48 #33502AnonimPasifSevgili ps-danimarka,
Eminim size cevap yazan kardeşler sizin için dua ediyorlardır. Sizin yalnızca şu gerçeği tekrar hatırlamanız gerekiyor; Siz Rab’be aitsiniz ve Rab’bin adıyla tüm kötü güçleri kovabilirsiniz. Rab güçlüdür ve kalkanımız, sığınağımızdır. Hiçbir güç Tanrı’nın gücünden üstün değildir. Rab’be güveninizi ve bağlılığınızı yenileyin. İmanınızı arttırın. Sürekli Rab’bi düşünün, dua edin. Rab’bin çocuğu olduğunuzu kendinize hatırlatın, şeytan bu gerçeği unutturur, dertler vererek korumasız olduğunuzu düşünmenizi sağlamak için uğraşır. Ama dertlerinize değil, Rab’be bakın, Rab’bin sözlerine kulaklarınızı açın. Hiç bir büyü, muska sizde etkili olamaz. Rab’bin kulu olduğunuzu gösterin. Bunu da Rab’be güvenerek gösterebilirsiniz. Dua edin, vazgeçmeyin, şeytanı Rab’bin adıyla kovun. Böylece tüm kötü güçlere de kime ait olduğunuzu ve Babanızın kim olduğunu gösterin. Kim Rab’bin önünde durabilir. O en güçlüdür. Öyle ki ismi cinleri tir tir titretir. Eşinizle dua edin, eşiniz kurtulacaktır. Rable güçlüsünüz. Zayıflılarınızda bile Rab’le güçlü olursunuz. Şeytanı ve tüm kötü güçleri Rab’bin adıyla şimdi kovun. Rab’be güvenin, iman edin. Korkmayın, güçsüz hissetmeyin. Bu şeytnadandır. Siz Rab’le güçlüsünüz. Gözleriniz Rab’de olsun, şeytanın yalanlarında değil. Dua edin, Rab’bi düşünün ve kutsal kitabı okuyun. Rab sizin kurtarıcınızdır, kalkanınızdır, sığınağınızdır, ve gücünüzdür. Bunu hep hatırlayın. Rab size esenliğini versin ve korusun.5. Eylül 2009: 11:55 #33505AnonimPasifSn. PS-Danimarka;
Forumlarda ancak yazılanlar okunabiliyor. Bire bir karşılaşma ve diyalog imkânı olmadığı için, kişiler hakkında yazılanlardan çıkan sonuçlar yeterli olmuyor. Buraya astığınız ilk mesajı okuyunca sizi foruma kafa bulmaya gelmiş şımarık bir genç zannettim. Bu kanıya varma sebebim, kısa mesajdan çıkan sonuç ve -Kusura bakmayın- bozuk Türkçe idi.
Danimarka da doğup büyüdüğünüzü, mesajınızdaki ifâde yanlışlıklarının da bundan kaynaklandığını bilemezdim. İnsanlar hakkında peşin hüküm vermenin yanlışlığını bilirim. Fakat yarım asrı geride bırakan ömrüme rağmen, yine yanılıyor ve ilk intibânın, hislerimin kurbanı oluyorum.
Kusurumuz affola.
Ben yeni iman etmiş bir kimseyim. Teoloji bilgim sıfır düzeyinde. MESİH imanlısına yakışacak şekil de, bilgi anlamında bir derinliğe sahip değilim. Şahsınıza hitâben yazdığım bu mesaj da doğru olan şeyler var ise, sıkıntılarınızın giderilmesinde size fayda sağlayacak düşünceler bulunuyorsa, bu İsa MESİH efendimin lütfudur.
Çünki, ben kötü ağacım. Kötü ağaç iyi meyve vermez. MESİH efendim ise, iyi ağaçtır. Kendisinde ‘Kötü meyve’ görülmez.
Toprak ile uğraşanlar bilir. Bazı ağaçlar ya hiç meyve vermez, ya da mevyeleri tatsız/acı olur. İşinin ehli bir çiftçi o ağacı henüz yeni meyve vermeye başladığında ortasından keser. İyi meyvesi olan başka bir ağaçtan aldığı dal ile aşılar. Aşı tuttuğunda artık o ağaç iyi meyve vermeye başlar. Çünki eskiden olan kesilip atılmış, yeni bir ruh ve can aşılanmıştır.
İsa MESİH efedimiz de bizim kötü olan benliğimizi bu ağaç gibi kesip atsın. Kendisinde var olan iyilik ruhu ile aşılasın.
Amin.
Bizim dua etmemiz sana çâre olacaksa şunu derim.
RAB Tanrı; efendim İsa MESİH’in yüce adı ile bütün sıkıntılarını gidersin; seni ve eşini bereketlesin.
Dertlerle baş etme noktasında en önemli mevzu imandır. İnsanın RAB Tanrı’ya yaklaşabilecek ne gücü ne de kapasitesi vardır. Biz Rabbimizi ancak iman yolu ile tanıyabilir, O’na ancak iman yoluyla yaklaşabiliriz.
RAB Tanrı kendisne sığınanlara sırtını dönmez; günâhı ne kadar çok olursa olsun onlardan yüz çevrimez. İnsanı yarı yol da bırakmaz. Yeter ki, O’na ulaşma gayretimiz samimi ve temiz bir niyetle olsun.
Bu anlattığın sıkıntı da yalnız değilsin. Çoğu insan karşılaştığı sorunlarda, iman anlamında ‘Pamuk ipliği’ denebilecek durumlara düşer. Fakat bunlar birer sınamadır. İblis’in bize açılan tek kapısı, şüphe dir. Elindeki yegâne koz, maddi mânevi hususları aslından farklı gibi göstermeye çalışmasıdır. Çünki RAB Tanrı’nın yasalarına asla müdâhele edemez ve değiştiremez.
Aziz Pio tarafından söylenmiş bir söz okumuştum.. Şu an kelimesi kelimesine yazamam. Aklımda kaldığı kadarını aktaracağım.
“Cesur ol ve RAB Tanrı dan ümidini kesme. Çünki MESİH dışında günahsız hiç kimse yok”
İman noktasında sıkıntılarımız olduğunda rehberimiz İncil’e müracaat edelim. İsa MESİH efendimize dualar ile yalvaralım. O, iyi çobandır. Koyunlarının sesini işitir ve asla terk etmez.
Bundan hemen sonra İsa öğrencilerine, kayığa binip kendisinden önce karşı yakaya geçmelerini buyurdu. Bu arada kendisi halkı salıverecekti. Halkı salıverdikten sonra dua etmek için tek başına dağa çıktı. Akşam olurken orada yalnızdı. O sırada kayık kıyıdan bir hayli uzakta dalgalarla boğuşuyordu. Çünkü rüzgâr karşı yönden esiyordu.
Sabaha karşı İsa, gölün üstünde yürüyerek onlara yaklaştı. Öğrenciler, O’nun gölün üstünde yürüdüğünü görünce dehşete kapıldılar. ‘Bu bir hayalet!’ diyerek korkuyla bağrıştılar.
Ama İsa hemen onlara seslenerek, “Cesur olun! Ben’im, korkmayın!” dedi.
Petrus buna karşılık, ‘Ya Rab’ dedi, ‘eğer sen isen, buyruk ver de su üstünde yürüyerek sana geleyim.’
İsa, “Gel!” dedi.
Petrus da kayıktan indi, su üstünde yürüyerek İsa’ya yaklaştı. Ama rüzgârın ne kadar güçlü estiğini görünce korktu, batmaya başladı. ‘Rab, beni kurtar!’ diye bağırdı.
İsa hemen elini uzatıp onu tuttu. Ona, “Ey imanı kıt adam, neden kuşkuya düştün?”dedi.
Matta 14/22-31
Kardeşim;
İsa MESİH efendimiz hepimiz için buyruk verip “Gel” diyerek elini uzatıyor. Bu durum da kime güveneceğimiz iyi düşünelim.
Sonsuz bir şefkat ve lütuf ile elini uzatarak “Gel” diyen MESİH efendimize mi, yoksa karşılaştığımız gelip geçici sıkıntılara ve İblis’in yalanlarına mı?
İsa MESİH efendim imanlarımızı güçlendirsin ve bizi imanlarımız ile korusun.
Amin.
5. Eylül 2009: 21:10 #33510AnonimPasifGöklerdeki babamız,
Bu kardeşlerimin yaşamını senin önüne getiriyor ve onları senin güvenli ellerine bırakıyorum. Rab sen sevgi ve ışık kaynağısın. Sana inanan çocuklarına her zaman merhametini ve sevgini gösterirsin. Bu kardeşlerim için sana yalvarıyorum Rab. İçinde bulundukları bu kötü durumdan sen onları kurtar ve esenliğini bu evliliğin üzerine dök. Kötü olandan onları koru, üzerlerindeki kötülüğü onlardan uzak tut. Sevginle sımsıkı sarmala, öyle ki, hiçbir kötülük onları rahatsız etmesin. Bu kardeşimin eşine yardım et. Ona güç ver ve kalbinin kapılarını aç. Üzerindeki kötülükleri senin adınla kovuyoruz ya Rab İsa. Karanlıkta olan hiçbirşeyin senin olduğun yerde hükmü yok Rab. Işığını onların üzerine dök. Senin ışığın karanlıkları yokeder, esenlik ver ya Rab. Sen çarmıhta bütün kötülükleri yendin Rab ve biz inanıyoruz ki sen bu evin üzerine güneş gibi doğacaksın. Sevginle aydınlatıp esen kaynağı olacaksın.İsa Mesih’in yüce ismiyle.
Amin…21. Ekim 2009: 22:42 #33689AnonimPasifSevgili kardeşim rabbimiz Isa Mesih’in lütfu,esenliği,merhameti ve Kutsal Ruh’u seninle ve eşinle birlikte olsun.Seni anlıyorum. Iblis Aden bahçesinden beri biz insanoğlu ile şavaşına aralıksız devam etmektedir.
Sevgili kardeşim ailece ilk iman ettigimiz yil ve vaftiz kursları aldığımız günlerde haftanın 6 günü çalışan arabam pazar sabahları çalışmıyordu veya tam kapıdan çıkacak kiliseye gidecek iken mutlaka olumsuz bir şeyler yaşıyorduk. Iblis özellikle Mesih İsa’ya yeni gelmiş insanlarla sürekli bir şavaş halinde. Çünkü Rabbimiz İsa Mesih yeryüzüne inerek çarmıhta iblisi yenmiş ve kendisine ait olanlara kurtuluşu vermiştir. Matta 4. bölümde iblis, İsa Mesih’i Tanrı olduğu halde denemeye kalktı. Tanrı’yı deneyen ve ona dünyasal rüşvetler sunan şeytan, bizleri denemeyecek mi? Tabi ki deneyecek.. elçi Pavlus, Efesliler 6. bölümde iblisin hilelerine karşı durabilmemiz için bizlere gerekli referansları vermiştir.
Ben bittim diyorsun, hayır kardeşim sen bitmedin, sen aslında bu savaşa yeni başladın ve Mesih’te olan kalbimle inanıyorum zafer sizin olacak çünkü o yalancı ve düzenbazın Mesih’le yürümeye başlayanların üzerinde hiçbir hükmü yoktur. Ben ve eşimin ilk iman ettiğimizde yaşadıklarımızı bilsen gerçekten çok şaşırır ve inanmazdın. Nasil mı yendik? Eşim o kadar büyük saldırılara uğradı ki, bizlerden tamamen koptu, intihar eğilimleri başladı, beni her konuda yanlış yönlendirmeye çalıştı, benim Mesih’ten ayrılmam için yapmadığını bırakmadı ve bir süre sonra bana fiziksel saldırıya bile geçti.Ben artık 20 yıllık eşimi tanıyamıyordum, fakat ona bunları kimin yaptırdığını çok iyi biliyordum. Günlerce dua ve yakarışla ‘Rab sen bana kendini açıkladın ve o andan itibaren her şey alt üst oldu, lütfen benimle bu savaşta ol çünkü benim güçsüzlüğüm senin gücün ile tamamlanır ve bu mücadeleden galip ayrılabilirim’ dedim. Sürekli dua ettim, özellikle Rab’den bana, eşime karşı sabır, şefkat,merhamet ve bana dayanma gücü ver diye sürekli dua ve yakarışta bulundum. Eşimin evde olmadığı günlerde evde sürekli ‘ey iblis bu ev bu aile rab İsa Mesih’e aittir ve senin bu ev ben ve eşim üzerinde hiç bir hükmün yok, eşimden çevremden ve bu evden isa Mesih’in adı ile seni kovuyorum’ diye sürekli dua ve tapınma yaptım. Tam 3 yılımı aldı bu mücadele. Hamdolsun iblisi yendik, şu an eşim Rab İsa Mesih’e ait.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.