KİM LÂNETLİ ?

Pakistan’ın İslâmabad kentinde yaşam süren Dr. Faruk Saleem adlı bilim adamının, uzun bir yazısını, biraz kısaltarak, sizlerle paylaşmak istiyorum. Yazı şöyle:

Dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi var. Kuzey ve Güney Amerika’da 7 milyon, Asya’da 5 milyon, Avrupa’da 2 milyon ve Afrika’da 100 bin kadar. Tek bir Yahudiye, 100 tane Müslüman düşmektedir. Buna rağmen Yahudiler, tüm Müslümanların toplamından yüz kez daha güçlüdürler.

Nedenini hiç merak ettiniz mi?

Tüm zamanların en etkin bilim adamı Albert Einstein bir Yahudiydi.
Psikanalizin babası Sigmund Freud bir Yahudiydi.
Karl Marx, Paul Samuelson ve Milton Friedman de öyle.

İşte size, ürettikleri ile tüm insanlığa zenginlik katmış olan Yahudilerden bazıları:
Benjamin Rubin insanlığa aşı iğnesi verdi.
Jonas Salk ilk çocuk felci aşısını geliştirdi.
Albert Sabin çocuk felci aşısını daha da geliştirdi.
Gertrude Elion lösemiye karşı ilacı verdi.
Baruch Blumberg Hepatit B aşısını geliştirdi.
Paul Ehrlich frengiye karşı bir tedavi buldu.
Elie Metchnikoff bulaşıcı hastalıklarla ilgili çalışmalarıyla Nobel ödülü kazandı.
Bernard Katz nöromüsküler iletişim alanında Nobel ödülü kazandı.
Andrew Schally ise Endokrinoloji alanında Nobel ödülü aldı.
Aaaron Beck ‘Cognitive Terapi’ yöntemini geliştirdi.
Gregory Pincus ilk doğum kontrol hapını geliştirdi.
Gerald Wald insan gözü hakkındaki bilgilerimizi geliştirerek Nobel ödülü kazandı.
Stanley Cohen embriyoloji dalında Nobel aldı.
Williem Kolff böbrek diyaliz makinesini yarattı.
Müslümanlar da dahil tüm hastalar Yahudilerin bu buluşlarından yararlanıyor, sağlığına kavuşuyor.

Peter Schultz optik lif kabloyu
Charles Adler trafik ışıklarını
Benno Strauss paslanmaz çeliği
İsador Kisse sesli filimleri
Emile Berliner telefon mikrofonunu
Charles Ginsburg videotape kayıt makinesini geliştirdiler.
Mikro-çipi ilk Stanley Mezor icat etti
Leo Szilard ise ilk nükleer zincirleme reaktörünü geliştirdi.

Son 105 yılda, 14 milyon Yahudi, bilim dalında yüzden fazla Nobel ödülü kazanırken, 1.4 milyar Müslüman sadece 3 Nobel kazandı.

İslâm Konferansı Örgütü’nün (OIC) 57 üyesi ülkelerinde 500 tane üniversite bulunmaktadır. Ama sadece ABD’de 5758 üniversite vardır. ‘Dünya Üniversitelerinin Akademik Değer Listesi’nde ilk 500’e giren birtek OIC ülke üniversitesi yoktur. Yani bunlara Türkiye de dahildir. Hristiyan dünyasında okuma-yazma oranı %90 iken, Müslüman ülkelerinde ancak %40 civarıdır.

Hristiyan ülkelerinde fert başına düşen gazete ve kitap sayısı, Müslüman ülkelerinden kat kat fazladır. Teknoloji ihracaatı Müslüman ülkelerinde %0.3-1 arasında değişirken, meselâ Singapor’da bu rakam %58’dir.

57 tane OIC Müslüman ülkesinin gayrı safi milli hasılalarının toplamı 2 trilyon doların altındadır. ABD tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretmekte, Çin 8 trilyon, Japonya 3.8 trilyon ve Almanya 2.4 trilyon dolarlık üretim yapmaktadır. Petrol zengini Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Katar, hep birlikte sadece 500 milyar dolarlık mal ve hizmet üretmekte ve bunların çoğunluğu da petrol gelirleridir. Bu rakam sadece Polonya’nın üretimine eşittir. İspanya ise bunun iki katını üretir.

Bu ülkelerin, bu kadar geri kalmalarının nedeni ne? Buna Müslümanlar kendileri karar versin ama bunu yaparken de, başkalarına “Lânetli” gözüyle bakmasınlar. Sonra sorarlar adama: “Acaba Kim Lanetli?”

Aç gözlerimizi Ya Rab, görelim. Koy aynayı karşımıza, bilelim. Ve huzurlarında tövbe ile diz çökelim.

Sevgi ve Dualarımla.