Efes’teki Kiliseye Mektup
- Bu konu 1 izleyen ve 1 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
10. Kasım 2008: 19:42 #25768AnonimPasif
:kiliseye:
Efes’teki Kiliseye Mektup (Esinleme 1:1-7)
(Hanspeter Tiefenbach)1.Tarihi ve Coğrafi Konumu
Efes kenti, kilise topluluklarına yazılmış mektup dizisinde yer alan şehirlerin en önemlisiydi. Romalılar oraya hakim olduklarında bin yıllık bir şehrin tarihi geride kalmıştı.
Asya’nın Işığı
Efes, İ.Ö.29 yılında Bergama’nın yerine Asya ilinin başkenti olunca, zaten önemli olan rolünü daha da büyüttü. Elçi Yuhanna, Kutsal Ruh’un yönetiminde bu yazıyı yazarken Efes tüm yörenin en büyük liman kenti olmakla birlikte, Roma’ya açılan kapısıydı da. Bu önemli bağlantının yanı sıra, kuzey ve güneyi birleştiren ve doğudaki Galatya’ya, hatta ta Fırat vadisi ve Mezopotamya’ya kadar uzanan ticaretin şah damarlarını oluşturan yolların kesiştiği yerde bulunması, Efes’i antik çağın en hakim ticaretinin düğüm noktalarından biri haline getirdi. Willam Barclay bu konuda şunları yazmaktadır: ‘Kent kendini ‘ilin birinci metropolü’ diye adlandırmıştı. Birçokları ise onu ‘Asya’nın ışığı’ olarak nitelendiriyordu.’ Bunun dışında Efes, bağımsız bir kentti. Roma ile sürdürdüğü iyi ilişkilerden dolayı başka (Garnizon) şehirler gibi askeri bir bölüğü ağırlamak zorunda değildi ve otonom bir yapıya sahipti.
Dünyanın Yedi Harikasından Biri
Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis tapınağının orada bulunması, Efes’i Artemis kültü ve tapınışının merkezi haline getiriyordu. 115X55 metrelik bir temelin üzerinde tanrıça Artemis’e (Romalılar’a göre Diana) atfedilen büyük bir tapınak yükseliyordu. Tapınağın ortasında bol sayıda boğa hayalarıyla süslenmiş bir Artemis heykeli ile ormanı andırırcasına 127 adet, 20 metre yükseklik ve yer yer altın kalpli, her biri kral tarafından bağışlanmış olan stünlar bulunuyordu. Esasında nereden çıktığı bilinmemekle birlikte bu figür, bir kurama göre gökten düşmüş (Elçilerin İşleri 19:35) ve üstü selvi ağacından yapılmış örtü ile korunan hac merkezinin kalbini oluşturmaktaydı. İki defa yangın geçirmiş olan tapınak, daha sonraki nesillere bir mermer ocağı şeklinde hizmet edip Bizans kiliselerinin inşaatında kullanılmışa benziyor.
Batıl İnançlar
Birçok yerde yaygın olan batıl inançların en önemli merkezlerinden biri de Efes’ti. ‘Efesos’tan mektup’ diye adlandırılan ve sihirli yazıları içeren bir muska, şifanın yanı sıra kısırlığa çare, yolculukta, savaşlarda ve bu gibi durumlarda destek ve koruma vaadediyordu. 250.000 Nüfuslu bu metropole gelenlerin çoğu böyle bir muska edinmek amacını güderdi.
Kozmopolit bir nüfusa sahip olması Efes’i ünlü bir merkez haline getirmişti. Artemis tapınağının iltica edenlere korunma sağlaması, suçluları ve canileri bir mıknatıs gibi kendine çekerdi. Ayrıca tapınakta yüzlerce dini fahişe hizmet ederdi.
Mesih İnancına Karşı Çorak Bir Toprak
Halkının karışık olması, yasa tanımazların yoğun akışı ve tapınak hizmetçilerinin ahlaksızlığı şehrin olumsuz yönden ünlenmesine neden oldu. Henüz genç ve yeni filizlenen Hristiyanlık için bundan daha olumsuz bir toprak düşünülemezdi. Buna rağmen Mesih inancı bu merkezde en etkileyici ve büyük zaferlerden bazılarını yaşadı. İsa Mesih’le ilgili ‘Sevinç Getirici Haber’i’ dünyaya yayan Pavlus, hizmet yıllarının en uzununu burada geçirdi. İncil’de kendi adına iki mektup yazılan genç öğretmen ve önder Timoteos, Efes inanlılar topluluğunun kilise tarihinde çok önemli bir rol oynadı. Akvilla ve Priskilla’nın yanı sıra Apollos da Ege sahilinde bulunan bu ünlü kentle ilgili olarak Yeni Antlaşma’da adı geçen İsimlerdendir.
Daha sonra elçi Yuhanna da Efes’te yaşadı. Çoğu kimse, 19.yy’da bir katolik rahibenin görümüne inanarak Efes’te Meryem’in evi ve mezarının olduğunu var sayıyor. Bunda, İsa Mesih’in, annesini sevdiği öğrenciye emanet etmiş olduğu gerçeği ile daha sonra Yahuda’nın buraya gelirken Meryem’i beraberinde getirmiş olmasının da ikna edici olduğu düşünülüyor (Yuhanna 19:26*27).
Esinleme 2:1-7
‘Efes’teki kilisenin meleğine yaz. Yedi yıldızı sağ elinde tutan, yedi altın kandilliğin ortasında yürüyen şöyle diyor:
‘Yaptıklarını, çalışkanlığını, sabrını biliyorum. Kötü kişilere katlanamadığını da biliyorum. Elçi olmadıkları halde kendilerini elçi diye tanıtanları sınadın ve onları yalancı buldun.
Evet, sabırlısın, adım uğruna acılara dayandın ve yılmadın.
Ne var ki, bir konuda sana karşıyım: Başlangıçtaki sevginden uzaklaştın.Bunun için, nereden düştüğünü anımsa! Tövbe et ve başlangıçta yaptıklarını sürdür. Tövbe etmezsen, gelip kandilliğini yerinden kaldırırım’.
Meleğin Kimliği
Çoğu zaman ‘haberci’ ya da ‘ulak’ olarak çevrilen Grekçe ‘angelos’ kelimesi Vahiy yazısının ilk üç bölümünün dışında kalan tüm kısımlarda melekleri, yani göksel varlıkları ifade etmek için kullanılmaktadır. Ancak Yeni Antlaşma’nın bazı ayetlerinde insani haberci anlamını içermektedir (bkz. Matta 11:10; Markos 1:2; Luka 9:52). İsa Mesih, toplulukları temsil eden bu ulakları elinde tutmakta ve yedi kiliseyi betimleyen altın kandillerin tam ortasında durmaktadır.İsa Mesih’in Kimliği
Yukarıdaki ayetlerden öğrendiğimiz iki etkene dikkat çekelim: İsa Mesih, topluluğunu kendi elinde koruyor ve aralarında bululnuyor.
1.Her Şeye Kadir Olan’ın Elinde
Bu gerçekler, Kurtarıcı’nın, Yuhanna 10:28’de ‘Onları hiç kimse elimden kapamaz’ ve Matta 16:18’de ‘Topluluğumu bu kayanın üzerine kuracağım. Ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecek’ diye verdiği sözlere uygun biçimde payidar olmaktadır. Geçmişte kilise topluluğunu yok etmek için neler yapılmadı ki. Farklı dönemlerde yapılan en çetin zulümlere karşın RAB topluluğunu korudu. Bir zamanlar Mesih inancının beşiği sayılan ama daha sonraki yüzyıllar boyunca başka dini görüşlerin ve yasaların dikte edildiği yerlerde bile yine kiliseler filizlenmektedir. Bir zamanlar çok yoğun zulüm gördüğünden ve Roma’ya açılan liman kapısı olduğundan Efes, ‘şehitlerin ana yolu’ diye ünlenmiştir. Oradaki inanlılar için İsa Mesih’in yukarıdaki sözleri çok önem taşıyordu.
2. İsa Mesih’in Bulunduğu Yer
Efes’teki inanlılara gönderilen bu mektubun ilk ayeti ayrıca şu önemli gerçeğe dikkat çekiyor: Yeni Antlaşma’nın daha birçok yerinde de belirtildiği gibi RAB’bin bulunduğu konumu gösteriyor topluluğun ortasında. Daha önceden Elçi Pavlus’da Efes’teki İnanlılara bir mektup yazdı. O da aynen bu gerçeğe dikkat çekerek kilise topluluğu Mesih’in etrafında toplandığında ‘Tanrı’nın çok yönlü bilgeliğinin göksel yerlerdeki yönetimlere ve hükümranlıklara’ bildirildiğini açıkladı’ (Efesliler 3:8-10).
İsa Mesih’i ikrar eden ve kendisini O’na ait sayan her bir kişi, yerel bir kiliseye ait olup ona adanmışlığının ne kadar büyük bir sorumluluk olduğunu bilmelidir. Melekler topluluğu gözetip Mesih’in sağladığı kurtuluşun insanlarda nasıl etkin olduğunu anlayarak Tanrı’nın hikmetini görürler. İnanlılar Topluluğu Mesih İsa’nın bulunduğu yerdir. Ayrıca O, topluluğun ortasında bulunmak istiyor.
Bazen başka şeylere önem veriyoruz. Yeni olarak toplantılara kimler katılıyor? İbadet zamanı ve müzik duygularımızı tatmin edebilir mi? Vaazdan yeni bir şeyler öğrendik mi? Bunlardan çok daha önemlisi İsa Mesih’e, kendisine ait olan yeri vermektir. Ve iyi hatırlayalım: Tanrı, İnanlılar Topluluğu aracılığıyla hem görünen hem de görünmeyen dünyaya (meleklere) çok yönlü bilgeliğini açıklamak istiyor.
11. Kasım 2008: 11:18 #31573AnonimPasifEfes Kilisesi’nin Özellikleri
( Hanspeter Tiefenbach)Gayretli Topluluk
Övgü dolu bu sözleri okumak insana hoş gelir. Bu topluluk çalışkandır. Üyeleri, Mesih İnanlıları’nın ortak bir çalışmaya çağrıldığını fark ettiler. Aramızdan kim, ait olduğu yerel kilisede pratik yönden herhangi bir görev alıp hizmet etmeye hazır olduğunu ifade etti? Bunu bir yapsak kilise önderlerimizin bizlere sevinçli değişik görevler emanet ettiklerini göreceğiz.Emek ve Sabır
Burada, Efes topluluğunda, iman eylemleri de biliniyordu. Bu eylemler İsa Mesih’i kurtarıcı ve Rab olarak benimsemenin doğal bir sonucudur (Yakup 2:14-26). Hayal gücümüzü biraz çalıştırırsak İsa Mesih’in limanın yanı sıra çarşıda (Agora) gerçekleştirdiği müjdeleme ve kapalı üç odada yer alan dua toplantısını övgüyle anımsadığını anlayabiliriz. Ayrıca Efes şehir hastahanesi ile huzur evine yapılan ziyaretler veya bir sonraki ev toplantısı için yapılan hazırlıklar, kısaca kentte bulunan İmanlıların bütün hizmetlerini RAB biliyor ve önemsiyor. Ayrıca onların sabırları dile getirilen bir başka niteliktir. Bununla sabır konusunda daha çok şey öğrenmesi gerekenlere iyi birer örnek oluyorlar. Tıpkı Yakup’un yazdığı mektupta sıkıntı ve sabır konusunda peygamberleri örnek gösterdiği gibi (Yakup 5:10 v.d)…
Yaşlı kilise önderi Yakup, ayrıca, çeşitli denenmeler ve problemler karşısında sabrı öğrenme dersinin önemli bir parçası olduğuna da dikkat çekiyor (Yakup 1:2-4). Böylece Efes’teki inanlılar bizlere iman yaşamımızda başımıza gelebilecek zorluklarda hemen ellerimizi kaldırıp şikayet etmek yerine, bunun tersini yaparak şükretmeye teşvik etmek istiyorlar. Onlar sabrı öğrenmenin ve bundan dolayı Mesih’ten övgü almanın mümkün olduğunu yaşayıp gördüler.
Sapmalara Ödün Yok
Dirilen Mesih’in Efes’teki topluluğuna sunduğu başka bir övgü ise; onların kötü ve sahte elçileri sınayıp uyarmalarına ilişkindir. İsa Mesih, öğrencilerini kuzu postuna bürünüp aralarına sızan sahte peygamberlerden sakınmaları gerektiği konusunda uyarıyordu. Aynı şekilde Pavlus da mektuplarında inanlıları bu konuda uyanık olmaya çağırıyordu. Özellikle Efes topluluğunun kilise ihtiyarlarıyla Miletos’ta vedalaşırken yaptığı konuşmada ‘aralarına girmeye çalışacak yırtıcı kurtlardan’ söz ederek onları ikaz etti’ (Elçilerin İşleri 20:29).
Tavizsiz Çizgiler
İnanlılar Topluluğu çok yönlü etkiler altındaydı. Başka şeriatçilik, ondan sonra Mesih inancının komşu sevgisini istismar ederek topluluğun üyelerini soymak amacıyla bunu meslek edinmiş asalaklar vardı. Ya da Mesih’teki özgürlüğü dizginsiz hareketlerle karıştırarak, ahlaksızlıklarına dayanak yapmak için imanı kullanmaya çalışanlar… (Nikolas yanlıları konusunda Bergama’ya yazılan mektubun açıklamalarına bakınız). Efes diğer topluluklardan daha çok bu tür olumsuz etkilere maruz kaldı. Yeni Antlaşma, okurlarını sık sık her şeyi doğruluk konusunda test etmeye teşvik ediyor. Yuhanna’nın Efes’te kaleme aldığı birinci mektup, Tanrı’dan ileri olduklarını ileri süren bütün ruhların denenmesi gerektiğini ifade ediyor. Hristiyan olarak bilinen ülkelerde ‘din pazarlarında’ çeşitlemeler giderek artıyor.
Bir zamanlar canlı ve ruhsal uyanış gücüne sahip olan topluluklarda liberal teolojinin zehiri, öldürücü etkisiyle insanları yutuyor. Evrenselcilik görüşü (sonunda herkes kurtulacak düşüncesi) Müjde’yi acilen herkese duyurma sorumluluğunu azaltıyor. Yine aynı şekilde günümüzün insanları İncil’in cinsel konulardaki kesin ölçütlerini sulandırıp yozlaştırıyorlar. Tüm görüşleri denemek, gereken yerde taviz vermeden uyarmak ve Kutsal Kitap’ın ölçümlerine sadık kalmak günümüzün kiliselerinde en temel zorunluluktur. Başka konularda olduğu gibi bir yönden de Ege’deki topluluk bizlere izlenebilecek örnek bir miras bırakmıştır.
Sitem
‘Ne var ki, sana karşı bir sitemim var.’ Bu sözlerle RAB kiliseden yakındığı bir sorunu dile getirir. Pavlus’un bu topluluğa; ‘Rab İsa’ya iman ettiğinizi ve bütün kutsalları sevdiğinizi duyduğumdan beri sizin için durmadan şükrediyorum’ (Efesliler 1:15-16) diye yazışından bu yana 35 yıl geçmiştir. Efes’te yaşayan inanlıların çoğu ikinci nesilden olsa gerek. Onlar doğru öğretiyi titizlikle korudular, sapık öğretmenlere karşı çıkarak canla başla RAB’be hizmet ettier. Ama bunu yaparken sevgiyi gerektiği gibi koruyamadılar.
Yitip Giden Kardeş Sevgisi
Bugünkü İmanlılar Topluluğu da, doğru övgü, öğreti ve hizmetin yeterli olmadığını dikkate almalıdır. Bunları yaptıran gücün kaynağı, tanrısal sevgi olmalıdır (1.Korintler 13:1-4). Kardeşlere olan sevgimiz imanımızın bir ölçüsüdür (1.Yuhanna 4:20). Yaşlı elçi yazdığı mektuplarda çok yönlü olarak Hristiyan inancının bu vazgeçilmez temeline dikkat çekmektedir. Sevgide çatlaklar olursa tanıklığımız inandırıcılığını ve güvenilirliğini yitirir (Yuhanna 13:34-35). Kardeş sevgisini geliştirmek için küçük topluluklar içinde İnanlılar birbirlerini görmezlikten gelemezler. Yeni Antlaşma yaşamı Tanrı’nın yardımıyla daha kolay öğrenilebilir. Hem de kontrol ve oto kontrol yanyana işlediğinden bu öğretiler yaşama geçirilebilir.
Tanrı’yı Seviyor musun?
Belki de Efesli İnanlılar RAB’be olan sevgilerinden uzaklaştıklarından kendisine dönmeleri için uyarılıyorlar. Mesih İsa ile sürdürülen kişisel ilişki ve dua yaşamı önemini yitirmiştir. ‘İnsan sadece ekmekle değil, Tanrı’nın ağzından çıkan her bir sözle yaşar’ gerçeğinin (Matta 4:4) sıkça anımsatılan bir ayet olduğu bilinir ama kişiler, güncel yaşamlarını Tanrı’nın yönlendirmesi istemini, pratikte pek uygulamamaktadırlar. Bir zamanlar, güç ve etkisini Mesih’in sevgisi ve sabrından almış olan sıcak ‘İyi Haberi’ duyurma arzusu, yerini ağır davranmaya ya da boş vermeye bırakmıştır.
Yeremya 2:2’de Tanrı, halkından benzer şekilde şikayetle; ‘Gelinliğindeki sevgisini, çölde ekilmemiş diyarda nasıl ardımca yürüdüğünü anımsıyorum’ diyerek üzüntüsünü dile getirmiştir. Hani nerde RAB’be verilmiş olan tüm sözler? Belki de sıcak duygular eşliğinde O’na yapılmış teslimiyetler? Yeni Antlaşma’da, Yaratıcı Tanrı’ya olan sevgi sıkça dile getirilir (Markos 12:30); Yuhanna 14:21-23; Yakup 2:5; 1.Petrus 1:8 ve daha niceleri). Hatta İsa Mesih bu sevginin en yakın akrabalara duyulan sevgiden bile daha büyük olması gerektiğine dikkat çeker (Matta 10:37). Rab İsa, Efesliler’e yaptığı tövbe çağrısında, onlara sevgilerini yenilemeyi ve tutumlarını değiştirmeyi buyuruyor. Tanrı’ya, birbirlerine ve topluluğun dışındaki insanlara yapılan hizmetler sadece doğru olduğundan değil, ama Mesih’e duyulan sevgiden kaynaklanmış olarak yapılmalıdır.
Şimdi Ne Yapmalı?
Anımsamak, hatırlamak, atılması gereken ilk adımdır. Tanrı’ya veya kardeşlere duyduğum ilk sevgimi kaybettim mi? Eğer öyleyse bunu anlayıp anımsaman gerek . Tövbe ettikten sonra (tövbe, gitmekte olduğum yoldan dönüp Tanrı yoluna gelmek anlamına gelir) tekrar başlangıçtaki sevgiye ve sıcaklığa çağrılıyorum. Nitekim ayet 2:5’te Mesih şöyle buyuruyor: ‘Başlangıçta yaptıklarını sürdür’.
Aman Dikkat!
Mektupta İsa Mesih’in kilisesini, sözlerini dikkate almadığı için uyardığını okuyoruz. Bu durumda tanıklıklarının ışığı sönecek ve şamdanları yerinden kaldırılacaktır. Bu ikazla, şehrin, daha sonra Küçük Menderes Nehri’nin (Kaystrohs) ovayı kumla ve çamurla doldurmasına karşı sürdürdüğü savaşta yenik düşmesi arasında bir bağlantı kurulabilir mi? Gerçi orada kilise varlığını sürdürdü. Hatta 5.yy’da şehir iki defa bir kilise konseyini ağırlamıştı. Ama bu tarihi olaylardan birinde, bazı seçkin adamların birbirleriyle pek sevgi dolu olmayan kesin sözlerle, hatta daha da ileri giderek, yumruklarla konuşmaları, bu buluşmaların Hristiyanlığa layık övgü yerine ‘haydut konseyi’ adıyla tarihe geçmesine neden oldu.
Bu olaylardan kısa bir süre sonra şehir ve İnanlılar Topluluğu önemini yitirmiştir. ‘Du Mont’ adlı araştırma dergisine göre sivri sinekler ve Malarya hastalığı gittikçe boşalan şehrin yönetimini ellerine aldılar. Bir zamanlar ünlü olan liman çamurla doldu ve denizden uzaklaştı.
Davet, Vaat ve Ödül
Son Bir Övgü…
Mektubun sonuna doğru topluluğun ortasında yürüyen Mesih bir kez daha Efesli İnanlıları övüyor, çünkü kendisi gibi onlar da Nikolas yanlılarının işlerinden nefret ettiler. Nikolas tarikati (Bergema’ya yazılan mektubun açıklamasına bakın) Kutsal Kitap’ın değerlerini ters çevirerek ahlaki standartlarının yıkılmasına neden oldu.
… ve Bir Vaat
İsa Mesih kendisini dikkate alanlara verdiği bir vaatle, Efes’teki İnanlılara olan sözlerini sona erdiriyor. Yaşam ağacı ilk defa Aden bahçesine ilişkin olarak dile getirilir (Yaradılış 3:2). Daha sonra yeni göksel Yeruşalim’le bağlantılı olarak Vahiy 22:2’de tekrar karşımıza çıkar. Kutsal Kitap’ın ilk yazı parçası ‘ondan yiyenin hiç ölmeyeceğini’ müjdeliyor. Bu vaat, sadece özel bir statüye sahip olan tek bir Mesih İnanlılar grubuna özgü algılanmamalıdır. Bu, tam bir güvenle günah sorununun çözümünü sağlayan İsa Mesih’in kurtarışına iman eden her bir kişinin sevinç dolu beklentisi olabilir.
-
YazarYazılar
- ‘Efes’teki Kiliseye Mektup’ konusu yeni yanıtlara kapalı.