Ana Babalığın Önemi
- Bu konu 1 izleyen ve 1 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
2. Kasım 2008: 10:27 #25746AnonimPasif
ANA BABALIĞIN ÖNEMİ
(Yazarlar: Sjoerd ve Gerdien Poorta)
‘Yüceliğim için yaratıp biçim verdiğim, adımla çağrılan herkesi, evet, oluşturduğum herkesi getirin’ diyeceğim’ (Yeşeya 43:7).
‘Neden anne ya da baba oldunuz?’ sorusunu hiç düşündünüz mü? Sanırım birçok ana baba bu soru hakkında hiç düşünmemiştir. Dürüst olmak için şöyle diyeyim: Bence birçok erkek, karısıyla yatmanın doğal sonucunun hamilelik olduğunu düşünüyor. Çocuk doğar ve sonra … Biz de onu elimizden geldiğince yetiştirmeye çalışırız.
İnsanların neden ana baba olmalarını istemelerinin nedenlerine daha yakından bakmalıyız. Norman Wright bu isteğin altında yatan dört neden olduğunu söylüyor:
* Bazı insanlar kendi egolarını tatmin etmek için ana baba olmayı seçiyorlar. Adlarını devam ettirecek, ailenin mal ve mülkünü miras alacak bir kişiye ihtiyaç duyuyorlar. Kendilerini mutlu hissetmelerine yardımcı olması için çocuk sahibi olmayı diliyorlar. Dünyaya ünlü, başarılı ve her şeyi yapabileceğini kanıtlayan kişiler getirmekle övünmek istiyorlar.
* Başkaları da yaşamlarındaki eksikliği kapatmak için çocuk sahibi olmak istiyor. Çocuk evliliği mutlu kılacak, iş yerindeki doyumsuzluğu giderecek, sosyal yabancılaşma duygusunu alt edecek, ana babaların erkeklik ve dişilik güvensizliklerini örtecektir.
* Bazı çiftler herkes çocuk yapıyor diye çocuk sahibi ister. Başkaları gibi olmayı, kendi ana babalarını hoşnut etmeyi arzularlar. Başka deyişle sosyal eleştirinin önünü almak için ana baba olmak isterler.
* Son olarak, bazı kişiler sevgi ve şefkat için çocuk sahibi olmak isterler. Sevgi ve şefkat gösterebilecekleri, mutlu ederek yetiştirebilecekleri bir varlığa ihtiyaç duyarlar. Bu nedenler, biz farkında olmasak bile genellikle birbiriyle ilişkilidir.
Bütün bu nedenlerin arasında Tanrı’nın aile yaşamı için tasarısına bakmamız yerinde olur. Tanrı dünyayı neden yaratmış ve insanlarla doldurmuştur? Bruce Narramore’un bu konudaki görüşlerini önemsiyorum. ‘Sevgiyle ana babalık sınırları’ adlı kitabında, burada özetleyerek vereceğim bazı ana babalık amaçlarından söz etmektedir.
Yeryüzünde aileyi yaratan Tanrı, karı ve koca, ana baba ve çocuklar arasında göksel konutunun sevgisini ve yüceliğini sergilemeyi amaçlamıştır. Tanrı yeryüzünü kendisiyle birlikte yaşayan insanlarla doldurmak istemiştir. Tanrı’yla yaşayarak O’nun yüceliğini, karakterini, kutsallığını, bilgeliğini, sadakatini, iyiliğini ve sevgisini paylaşmayı öğrenebiliriz. Tanrı’nın başlangıçtan beri amacı, çocuklarımızın karakterinin tanrısal yüceliği yansıtacak bir şekilde biçimlendirilmesidir. Tanrı’yı bu şekilde onurlandırmış oluruz.
Çocuklarımızın Yaratıcı’yı onurlandırmaları, çocuklarımızın ulaşabilecekleri en yüce amaçtır. Bugünkü metinde de bunu görebiliriz. Bizler normal Tanrı’ya aitsek, çocuklarımız da öyledir. Çocuklarımız aslında Tanrı’nındır; Tanrı onları bize emanet etmiştir. Biz Tanrı’nın adına çocuklarımızı sevgiyle, iyilikle, korumayla, vb, yetiştirme amacına sahibiz. Ne muhteşem bir görev! Sonsuza dek yaşayan insanları biçimlendirme görevine sahibiz! Kişinin sahip olduğu Tanrı imajı, ana babanın yarattığı imajdan güçlü bir şekilde etkilenir.
Ana babaların en önemli görevlerinden biri, çocuklarıyla açık, sevecen, sıcak, ve dürüst bir ilişki kurmaktır. Üstelik, çocuklarımız her gün İsa’yla beraber nasıl yaşadığımıza tanık oluyorlar. Çocuklarımızın, Tanrı’yı örnek alan ve komşularını seven bir yaşam sürmeleri için ilk ve önemli ortam ailedir. Çocuklar bizi taklit ettikçe Mesih’i taklit etmeyi öğreneceklerdir.
Ana babalığın başka bir amacı da yeryüzünü doldurmak ve denetim altına almaktır. Dolayısıyla çocuklarımızı, toplumdaki yerlerini almaları için hazırlamalıyız. Topluluğumuzun her kesimi, Tanrı’nın doğruluk, aile yaşamı, kilise, siyaset, eğitim, iş, sanat ve dinlence alanlarındaki tasarısını yerine getiren insanlara ihtiyaç duyar. Bu nedenle çocuklarımızı ruhsal, sosyal ve düşünsel olarak olgunlaştırmak amacıyla onları eğitmeli, düzeltmeli ve öğrenimlerine özen göstermeliyiz. Tanrı bizim bütün (ruhsal, sosyal, bedensel, vb) ihtiyaçlarımızı giderdiği gibi biz de çocuklarımızın ihtiyaçlarını gidermeliyiz.
Kutsal Kitap’ta çocuk sahibi olmak büyük bir bereket olarak görülmektedir: ‘Rab’den bir miras’, ‘bir ödül’, ‘Tanrı’nın güzel bir armağanı’. Çocuk sahibi olunacağına kesin bir gözle bakılamaz. İbrahim ve Sara’nın, Rahel ve Anna’nın büyük arzularına bakın. Çocuksuzlukla nasıl mücadele ettiler. Tanrı, çocukların ana babalara sevinç getirmesini tasarlamıştır.
Norman Wright imanlı ana babalara amacını çok açıklıkla dile getirmiştir:
‘Ana babalar olarak amacımız, olgunlaşmaları için çocuklarımızı güçlendirmek ve bizden bağımsız olmaları için serbest bırakıp Tanrı’ya bağımlı kılmaktır’.
Bu da, ana babalığın amacına dair aşağıda özetlediğim sözleri dile getiriyor:
‘Amacım onların, Tanrı’nın ve kendilerinin gerçekten kim olduğunu anlamalarını sağlamaktır. Başka deyişle, Tanrı’ya ve kendilerine yakın (maskelerin altına saklanmadan) yaşamalarını isterim.’
Olgunluk, yaşamda amacımıza ulaşmamızla yakından bağlantılıdır. Ana babalar olarak çocuğumuzun armağanlarının gelişmesine yardımcı olmalıyız. Öyle ki, Tanrı’ya ve insanlığa bereket olsunlar, yaşamları verimli ve etkili olsun.
Çocuklara iyiyi ve kötüyü ayırt etmeyi öğretmeliyiz. Yoksa, daha sonra büyük sorunlar yaşarlar. Eğer herkes canının istediğini yaparsa, çelişki ve karmaşa çıkar.
Meslekdaşlarıyla iyi bir bağlantı kurabilmeleri, kilisede anlamlı bir yer alabilmeleri, yeteneklerini, zamanlarını ve paralarını en iyi şekilde değerlendirmeleri için çocuklarımızın sorumluluk taşımayı öğrenmeleri şarttır. Elbette, bunun ileride evlilik ve çocuklar için büyük bir önemi vardır. Çocuklarımıza öğretmemiz gereken başka bir nitelik de ilke sahibi olmaktır. Yoksa kafaları çabucak karışacak, duyarsız insanlar gibi çağdaş akımlarla kolaylıkla oradan buraya sürüklenecek ve Tanrı’ya saygıları kalmayacaktır.
Bence ana babaların çoğu, çocuklarının mutluluğunu istiyor ve ana amaçlarının bu olduğunu düşünüyorlar. Ne var ki Kutsal Kitap’a göre mutlu olmak, kendi başına bir amaç değildir; Tanrı’ya yaraşan bir yaşamın sonucudur. Ne mutlu Tanrı’ya güvenenlere, O’nun Sözü üzerinde derin düşünenlere, O’ndan güç alanlara, O’nu dahil edenlere, her şeyde Rab’bin yolunu arayanlara, O’ndan destek ve korunma isteyenlere!
Çocuklarımızı serbest bırakmayı öğrenmek zorunda olduğumuz düşüncesi beni şahsen şaşırtıyor. İnsanlar olarak biz, özellikle çocuklarımız söz konusu olduğunda ‘sahiplenme’ eğilimindeyiz. Ne var ki, çocuklarımızı elimizde tutamayız, tutmamalıyız. Onları (Tanrı’nın ellerine) bırakmamız gereken zaman gelecektir. O zaman çocuklarımız, bedensel ya da duygusal olarak kontrolümüz altında olmayacaktır. Benim arzum, o gün geldiğinde çocuklarımızın Tanrı’ya bağımlı yaşamayı öğrenmiş olmasıdır.
Çocuklarımız için nasıl bir gelecek öngörüyoruz? Çocuklarımızın ilişkilere yüksek bir öncelik verdiğini, mutlu bir evlilik ve iyi arkadaşlıklar kurduğunu görmeyi arzuluyorum. Onlara bu alanda örnek oluşturunuz, bence ana babalığın en önemli noktalarından biridir.
Birlikte konuşmak için
1.) Hangi nedenlerle çocuk sahibi oldunuz?
2.) Ana babalığın amacını kendi sözlerinizle nasıl dile getirirsiniz?
3.) Çocuklarınızı serbest bırakma zamanının geldiğini düşündüğünüzde neler hissediyorsunuz? O zaman çocuklarınızı – duygusal, bedensel, ruhsal ve sosyal olarak – nasıl donatmış olmak isterdiniz?
4. Kasım 2008: 10:47 #31504AnonimPasifa-rabbe hamdolsun
Anne baba olmak Tanrı’nın verdiği en büyük ve en güzel armağanlardan biridir. Bunun bilincinde olmak, Tanrı’ya çocuklarımız için teşekkür etmek önemlidir. İmanlı anne babalar olarak onları Tanrı yolunda yetiştirmekle sorumluyuz.
Yazarın dediği gibi: ‘Amacımız, çocuklarımızın Tanrı’nın ve kendilerinin gerçekten kim olduğunu anlamalarını sağlamak, armağanlarının gelişmesine yardımcı olmaktır. Öyle ki, Tanrı’ya yaraşır ve insanlığa bereket olsunlar, yaşamları verimli ve etkili olsun.’
Çocuğu doğurup dünyaya getirmek, anne baba olmak demek değildir. Anne baba olmak demek, onlara yeterli ilgiyi, sevgiyi, şefkati ve güveni vermek, onları topluma yararlı bireyler olarak yetiştirmek ve en önemlisi de Tanrı yolunda yetiştirmektir.
Çocukluklarında dışlanıp dövülen, anne baba sevgisi ve ilgisi görmeyenler için kendi çocuklarına yeterli sevgiyi vermeleri zordur. Ama İsa Mesih’e iman edince Tanrı, kişinin sevgi açlığını bilir ve sevgisini bol bol üzerine boşaltarak o eksikliği kapatır.
Çocuklarımızı yetiştirirken, Tanrı’ya bizlere bu konuda bilgelik ve anlayış vermesi için dua etmeliyiz. Çocuklarımızı hergün duayla O’nun kutsal ellerine vermeliyiz. Tanrı’yla işbirliği yapmalı ve O’na güvenmeliyiz.
Sevgiler
Suna -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.