Hayatim için tanrinin iradesini nasil ögrenebilirim
- Bu konu 2 izleyen ve 3 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
28. Ekim 2008: 17:14 #25736AnonimPasif
HAYATIM İÇİN TANRININ İRADESİNİ NASIL ÖGRENEBİLİRİM?
Belli bir durumda Tanrı’nın iradesini bilmek için iki ana şey vardır:
(1) Dua ettiğin veya yapmaya planladığın işin, Kutsal Kitab’ın yasak etmediği bir şey olduğundan emin olmak.
(2) Dua ettiğin veya yapmak istediğin şey, Tanrı’yı yücelteceğini ve senin manevi gelişmene yardım edeceğinden emin olmak.
Eger ki bu iki çerçevede dua adipte,
Tanrı senin duana hala cevap vermediyse, bu Tanrı’nın iradesi olmadığı veya istediğin yerine gelmesi için biraz daha bekmemenin gerektiği anlamına gelmektedir.
Dua ettiğimizde bizler anında olsun isteriz. Sabır göstermeyiz.
O an bizim için dogeu andır çünkü.
Ama bizim dogru kabul ettiğimiz o an acaba Tanrı için uygun anmıdır?
Tanrı’nın dogru zamanını beklemeli ve duada kalmalıyız sürekli.Romalılar 12:2 bizlere şunu söylüyor: “Bu çağın gidişine uymayın; Tanrı’nın iyi, hoş ve mükemmel isteğinin ne olduğunu ayırt etmek için düşüncenizin yenilenmesiyle değişin.”
Tanrı bizlerle sürekli bir iletişim içerisinde olmak isterken,
Aynı zamandada bizlerin hür iradeleriyle kararlar almamızıda bekliyor.
Bu kararları kendi benliğimiz çerçevesinde aldıgımızda,
Kararlarımızda Tanrı’ya hizmet etmediğimizde,
O’nun planlarımı yaşamlarımızda uygulamadıgımızda,
Ne kadar çırpınırsak çırpınalım… başarı elde edemiyoruz.
Boşa kürek çekip duruyoruz.
Bunun anlamı ise.. Tanrı yaptıklarımızı onaylamıyor demektir.
Tanrı kutsaldır.
Bizlerin bu kutsallıkla bütünleşebilmesi için günaha egemen olan dünyasallıgımızı kırmamız gerekmektedir.
O’nun istegi, O’nun iradesine karşı gelmeyen,
O’nun planlarının dogrultusunda olan,
O’nu hoşnut eden ve yücelten kararlar alabilmemizdir.“Rab’den lezzet al; O da senin dileklerini verecektir.” (Mezmur 37:4).
O’nun varlığından zevk ve lezzet alabiliyorsak.
Diri bir ilişki içerisindeysek,
Benim degil de, Senin dediğin yaşamlarımızda gerçekleşsin diyebiliyorsak,
Yaşamsal kararlarımızı O’na güvenip ellerine teslim edebiliyorsak,
Kendimizi O’nsuz yok sayabiliyorsak,
Biliniz ki dogru yoldayız.
O’nunla biriz.
O’ndan her istediğimiz, dileğimiz gerçek kılınacaktır.
Tanrı’yla yakın ilişki kurduysan ve hayatında gerçekten O’nun istediğini yerine getirmek istersen o zaman Tanrı, Kendi dileklerini senin kalbine yerleştirecektir.
Anahtar, senin istediğin değil Tanrı’nın istediğini yerine getirmektir.
Kutsal Kitap, dua ettiklerin hakkında karşı hiç bir şey söylemezse ve bu senin manevi gelişmeni desteklerse, o zaman Kutsal Yazılar karar almana, kalbinin söyleklerini izlemeye “izin vermektedir.”Sevgiyleeee
31. Ocak 2009: 21:17 #28881AnonimPasifAllah’ın iradesinin üç özelliği dikkatimi ve ilgimi çekti:
1- İyidir (demek oluyor ki, kötülüğü ancak Allah’ın iradesi ile yenebiliriz).
2- Makbuldür (içimize doğan düşüncesi ile düşünceye dalarken ona teslim olunuruz- iradenin benimserliği!).
3-Mükemmeldir (onun iradesi ile hareket ederken kusur işlemediğimizi farkederiz!(Rom.12:2).
8. Şubat 2009: 8:06 #32169AnonimPasifALLAH’IN İSTEĞİ İÇİME NASIL DOĞACAK?
Bu konuda düşünme isteği içime şu yolla doğuyor : İsa Mesih’in İNCİL’de yazılı sözlerini düşünürken sanki başka bir irade ile düşüncem yenileniyor. Yani düşünceme ruh veriliyor. Ve Mesih İsa’nın İNCİL’de yazılı şu sözünün hatırıma gelişi ile dülşüncemin doğruluğu onaylanıyor: ‘Eğer bende durursanız, ve sözlerim sizde durursa, her ne isterseniz dileyin, size olacaktır’. İNCİL ışığında farkettim ki, İnsan aklına takılan düşünce her ne ise, içerdiği irade ile insanda düşünülüyor ve eylemleri ile insanda görünüyor! Düşünceleri ardınca yürüyen her insan, o düşüncenin insanı oluyor. İNCİL’den okuduğumuz sözleri kendiliğimizden doğru düşünme yetisine sahip değiliz . ancak doğru düşünme yetisini bize Allah verirse onu doğru düşünürüz.
8. Şubat 2009: 11:57 #32168AnonimPasif“Bir şeyi kendimizden gibi düşünmeğe biz kendimiz yeterli değiliz, fakat yeterliliğimiz Allah’tandır; ve o bizi yeni ahdin, harfin değil ancak ruhun hizmetçileri olmağa yeterli kıldı; çünkü harf öldürür, fakat ruh diriltir.”(2.Korint.3:5,6).Bedeninin günlerinde Mesih İsa, söylediği sözlerini, adını taşıyarak Baba’dan çıkan Kutsal Ruh’un bize öğreteceğini ve sözlerini hatırımıza getireceğini vaat etmiştir(Yuhanna 14:25,26). O halde bugünlerde İNCİL’den okuduğumuz MESİH’in yazılı sözlerini yetersizliğimizde düşünürken Kutsal Ruh esinleriyle yeterli, yani doğru düşünüyoruz! Böylece ” Mesih İsa’da olan düşünce sizde de olsun” duasının yanıtı içimize Kutsal Ruh’tan doğuyor!(Filipi 2:5).Allah’ın iradesinin hayatımda görünmesini merak ederken, öğretişlerinin insan öğretişlerinden çok çok farklı şeyler olduklarını düşünmeğe başlıyorum! Çünkü insan, kendi iradesini kullanarak başkalarına öğretir;halbuki Allah (Kutsal Ruh),kendi iradesi ile insana öğretir.İNCİL’de Ferisilerin ve Yazıcıların insansal öğretişlerine indekslenmiş olan Yahudiler, Mesih İsa’nın öğretişlerinde olağanüstü farklılık görmüşler ve şaşkınlıkla birbirlerine şu soruyu sormuşlar: “Hiç öğretilmemiş olduğu halde, bu adam yazıları nasıl biliyor?” İsa’nın bu soruya yanıtı hepimiz için ışıktır! Allah’tan öğrenen herkes, Allah’ın iradesini arar; çünkü Alla’ın iradesi iyidir, benimsenir gücü içerir ve o irade ile yönetilenler kusur işlemediklerini sezerler! Eğer Allah’ın iradesi “İYİ İRADE” olarak bize bildirilmişse, insan iradesi nedir? İtiraf edeyim ki, beden arzularım, İNCİL ışığında “kötülük” olarak tanımlanıyorsa, bunu yenmenin yolu var.Benlik arzularına göre yaşamağa alışmışlık, Allah’ın iradesini bize yabancılaştırmıştır! İnsan öğretişleri nedeni iledir ki, Yaratıcımızı tanımıyoruz! Kendi iradesi ile bize öğretecek olan Allah’ımızı tanımağa çağrılıyoruz! Kötülükleri yenmenin yolu, Allah’ın iradesini benimsememiz ve o irade ile düşünüp o iradenin hareketlerinin fani bedenimizde görünmesidir! İNCİL’de şöyle yazılıdır: “Fakat diyorum:Ruh ile yürüyün, ve bedenin arzusunu asla icra etmezsiniz. Çünkü beden Ruh’a karşı, ve Ruh bedene karşı arzu eder; çünkü istediğiniz şeyleri yapmıyasınız diye, bunlar birbirine zıttırlar. Fakat Ruh size kılavuzluk ediyorsa, şeriat altında değilsiniz”.(Galatya 5:16-18). Kendi irademe göre yaşamaktan yorgun düştüm. Benimsediğim İNCİL’i okuyup yazılı emirleri kendi irademle uygulamağa çabaladıkça,İNCİL’e uymayan hareketlerimi gördüm ve çabalamaktan dolayı yorgun düştüm! Bu halimde Mesih İsa’nın İNCİL’de yazılı şu sözü dikkatimi ve ilgimi çekti: ” Ey bütün yorgunlar ve yükleri ağır olanlar, bana gelin,ve size ben rahat veririm. Boyunduruğumu takının, ve benden öğrenin; zira ben halim ve alçak gönüllüyüm; ve canlarınıza rahat bulursunuz.Çünkü boyunduruğum kolay, ve yüküm hafiftir”.(Matta 11:28-30).Bu mesajın ışığında yine farkediyorum ki,onun öğretilşini almakla onun boyunduruğu altına girmiş oluruz.İsa Mesih’in boyunduruğu iyidir, benimsetici rahatlığı, kolaylığı, hafifliği ve kusursuzluğu tanık olanlar için tartışılmaz! Kutsal Ruh, İsa Mesih’in doluluğundan aldığı düşünceleri iç varlığımızda doğurur ve onlarla bizi düşündürerek bizi İsa Mesih’in boyunduruğu altına alır. İsa’nın yaşamı bizim fani bedenimizde boşuna görünmeyecektir(2.Korint 4:10,11). Çünkü ” İsa Mesih’in bedeninin bir kerede takdim olunması ile o iradede takdis olunduk “.(İbranilere Mektup 10:10 ).Baba-Oğul- Kutsal Ruh adı ile vaftiz olunanlarımızın hepsi, o iradenin boyunduruğu altındadır.Bu iradeyi bilmeyi İsa Mesih adı ile Baba Allah’tan isteme yetkimiz vardır. Çünkü İNCİL’de “BİLMEZ MİSİNİZ?” sorusu bize sorulmuştur. Bu bilgi bize Allah’tan verilsin diye bizi teşvik için yazılmış. “Siz de böylece kendilerinizi günaha ölü.fakat Mesih İsa’da Allah’a diri sayın “( Rom.6:11 ).Mesih İsa’da mukadder muradına göre, irademiz üzerinde Allah’ın iradesi İNCİL’de şöyle yazılıdır: ” Çünkü günah size saltanat etmeyecektir; çünkü şeriat altında değil, fakat inayet altındasınız “(Rom.6:14 ). Geçmişimde beden arzularımla sürüklenirken içimde zıt bir iradenin sesini işittim! O hüzünlü sesin benim için Allah’a yalvarışı hala belleğimde duruyor! İçimde kendi iradesi ile Allah’ yakarışı şöyle idi: ” Ya Rab, kendi işini canlandır!” İçimde işittiğim o iradenin sesine gelen yanıt gecikmedi! Şu gerçeği öğreniyorum ki, benlik arzularımın tutsağı iken Allah’ı hiç bir zaman aramadım. Dünya zevkleriyle adeta büyülenmiştim.Ama içimde işittiğim o sesle içime doğan başka bir istekle İsa Mesih’e döndüm.Biz insanlar,Rab’ın sesini içimizde işitmeğe daima muhtacız.Allah’ın herbirimizin içinde konuşan sesini işitmeğe çağrılıyoruz! Allah’ın sesini içimizde işitmekle emin oluruz! Başkalarının “Allah’a iman et ” demeleri bizi emin yapmaz. İçimize emniyet, Allah’ın sesini duymamızla doğar! İsa Mesih bunun için dünyamıza girdi ve daima bizimle beraber olmak için yaşayan gerçek ve yoldur.Beden arzularına tutkun her insana İsa Mesih, Baba Allah’a kavuşmasını sağlayan yol, gerçek ve yaşamdır (Yuhanna 14:6). Kendi irademizin karşı koymasına rağmen,Allah bize kendi iradesi ile yaklaşıyor ve “buradayım” diyor! Ne yücedir bizi kendine çağıran o irade! “Beni aramayanlar tarafından bulundum”(Rom.10:20).Allah’ın iradesi bütün insanlara bereketli olsun. Amin.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.