Hristiyan üslubu
- Bu konu 2 izleyen ve 1 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
26. Ekim 2008: 9:23 #25721AnonimPasif
Sizlere esenlik olsun;
Sevgili kardeşlerim, gerek forumdaki yazılanlardan gerekse gündelik ilişkilerimizden kaynaklı bu yazıyı yazdım. Duam odur ki Kutsal Ruh yönlendiricim olsun.Tanrı’yı yüceltmek ve başkalarını bina etmekten bahsederken algımızda oluşan nedir acaba? Bir Hristiyanın dikkat etmesi gereken bir üslup var mıdır?
İnsanın ağzından çıkanlar ve hitabet tarzı karşımızdakine kişiliğimizi yansıtır. Telaffuz ettiğimiz her kelime bizim düşüncelerimizi ve yaşama bakışımızı karşıdakine aktarır. Yapmamız gereken elbette, her durumda, her konuyu ve hareket tarzımızı nasıl belirlemeliyiz diye başvurduğumuz Tanrı sözüne bakmaktır.
Yakup mektubu 3. bölümde yazılmış olduğu gibi, ‘Dilimizle RAB’ bi, Baba’yı överiz. Yine dilimizle Tanrı’ya benzer yaratılmış insana söveriz.’ Ağzımıza hâkim olmak ve dilimizi dizginlemek zorundayız. Şayet yaşadığımız dünyada RAB’bin tanıkları olduğumuza inanıyorsak, O’nu insanlara doğru bir biçimde aktarmak gibi bir yükümlülüğümüz var. Neyi niye savunduğumuzu bilmeli ve rotamızı ona göre belirlemeliyiz. Bir olguyu yıkmak veya bir varlığa zarar vermek çok kolaydır. Zor olan doğruluğu bina etmektir. İman ediyorum ki RAB daima bizleri doğru olana yönlendiriyor fakat bir ayet bize gösteriyor ki (“ Kutsal Ruh’u kederlendirmeyin” ) RAB’ bin doğru yolundan şaşma olasılığımız var.
Kişinin üslubunu belirleyen etkenler içsel varlığında olgunlaşan karakterle orantılıdır. Mesih’in bizlere gösterdiği iki temel buyruk vardır.
1- RAB’bin olan yaratıcıyı bütün aklınla, bütün yüreğinle ve bütün varlığınla sev!
2- Komşunu kendin gibi sev!Birinci buyruk, insanın içsel değişimini sağlar. Varlığın RAB’be yaraşır olması yolunda bir evrim mevcuttur. İkinci buyrukta ise içsel olarak değişmekte olan kişinin bu değişimi dışa yansıtması söz konusudur. Sevgi kendi varlığını burada bariz bir biçimde sergilemeye başlar. Olgunlaşma süreci bu iki buyruk temeli üzerinde hareket halinde ise yansıma elbette ki RAB’ be yaraşır olacaktır. Fakat sevgi söylemde ise yansıma yıkım ve kırıcılık doludur. Tıpkı Galatyalılar’a mektupta da yazılmış olduğu gibi, Ruh’un meyveleri bellidir. Sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetim önemli etkenlerdir.
Ağız yürekten taşanı söyler. Dizginlenmemiş dilden küfür ve yargı çıkar.
Sırtımıza çarmıhımızı alıp yürümeye başladığımızda fark etmemiz gereken önemli konulardan biride, başın Mesih olduğu bir bedenin üyeleri olduğumuzdur. Bu yüzden el göze, ağız mideye itinalı davranmalıdır. Neden sonuç ilişkisi kurarak hareket etmelidir. Gözümüze minik bir çöp kaçtığında, nasıl elimizle gözümüzü yaralamadan o çöpü çıkarmaya çalışıyorsak, imanda öz kardeşimiz olan birine yaklaşımımızda da onu yaralamamak için özen göstermeliyiz. Ve dışsal eylemliliklerimizde de doğru tanıklık için aynı özene sahip olmalıyız.
Elbette ki birçoğumuz RAB’bi ilk tanıdığında içinde taşıdığı coşkudan dolayı radikal söylemlerde bulunabiliyor. Fakat zaman içerisinde, RAB’bi tanıdıkça yumuşak huyluluk hakim olmaya başlamalı. Burada bizlere düşen doğru üslupla olması gerekeni göstermektir. Ama önümüze her geleni yargılarsak (buna durum değerlendirmesi yapıyorum diyenler de dahil) iblisin batağında yürüyenlerden ne farkımız kalır. Yargılayıcı, küfürbaz ve alaycı olmak RAB’bin yolunda bize ne sağlayabilir!Doğru hitabet ve yerinde yaklaşım imanlı yaşayışında çok önemlidir. Bize bakarak RAB’bi övdükleri gibi, bize bakarak RAB’be sövede bilirler. Yaratılış bölümünün başında yazılmış olduğu gibi “hâkim olmak” istiyorsak her konuyu ve her yaklaşımı iyi değerlendirmek zorundayız. Bir konu hakkında yorum yapabilmek için evvela o konuyu iyi anlamalıyız. Dikkatimizi cezbeden veya bizi ateşleyen kelimelerden ziyade konunun geneline hâkim olmalıyız. Bu hakim oluş bizi ileri taşıyıp gelişme sağlayacağı gibi, kelime cımbızlayarak veya bizi ateşleyen söylemlere takılarak hareket etmemiz de gereksiz söz dalaşı ve sevimsizlik doğuracaktır. Oysa kardeşini sevmeyen suç işlemektedir. Sevgi kendi varlığını muhakkak ki dilin telaffuz ettiğiyle de gösterir.
Elbette ki kızgınlıklarımız olacaktır. Fakat bu kızgınlıklarımız RAB’bin sözünden bizi uzaklaştırmamalı. Hareket noktamız ve çıkışımız daima YHVH’nin Kutsal yazılarda bize verdikleri ve Kutsal Yeshuah’ın yaşayışı ile bizlere gösterdikleri olmalıdır.
Huysuz kişi çekişme yaratır, sabırlı kişi kavgayı yatıştırır. Süleyman’ın Özdeyişleri 15:18
Huysuz kişiyle arkadaşlık etme, tez öfkelenen ile yola çıkma.
Süleyman’ın Özdeyişleri 22:24Size zulmedenler için iyilik dileyin. İyilik dileyin, lanet etmeyin. Romalılar 12:14
Ağzınızdan hiç kötü söz çıkmasın. İşitenler yararlansın diye, ihtiyaca göre, başkalarının gelişmesine yarayacak olanı söyleyin. Efesliler 4:29
Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı. Her adımımızı gözümüz görmeli ve aklımız sınamalı. Bizler YHVH’nin çocuklarıyız. Güç O’ndan gelir. Dua edelim ve O’ndan dileyelim ki yaşayışımız O’na yaraşır olsun, ağzımızdan çıkan her söz O’nu yüceltsin.
Ey şanlı Kralımız, övgüyü, yüceliği ve tapınmayı hak eden yalnız Sensin. Sana yücelik olsun. Kutsal olan Babamız, ümidimiz yalnız Sensin. RAB’bimiz Yeshuah adıyla Sana gelir ve Sana tapınırız. Ey ADONAY, Mesih’in hizmetkârları olarak seçtiğin ve gerçeği gösterdiğin çocuklarına sadakat, bilgi ve sevgi bağışla. Bilgeliğin ve hikmetinle canlarımızı donat. Kutsal sözlerine uyabilmemiz için bizleri itaatkâr kıl. Yaşayışımız Sana yücelik getirsin diye Kutsal Ruh’u bizlerde etkin ve egemen kıl. Kardeşlerimizi sevebilmeyi bizlere öğret ki sevinç ve barış içerisinde yaşayabilelim. Bütün yüreğimizle, canımızla ve varlığımızla Seni sevebilmemizi sağla ki komşularımızı sevebilelim. Doğru tanıklıkta bulunabilelim. Ağzımızdan her çıkanı Sen kontrol et.
Ey yüce Yaratıcı, hükümranlığın yeryüzünü kaplasın!
Mesih’in kutsal adıyla;
Baba’ya, Oğul’a ve Kutsal Ruh’a şan ve şeref olsun. Başlangıçta olduğu gibi, şimdi, daima ve ebediyen. Âmin.Bir Hristiyanın üslubu RAB’bin hikmetiyle donatılmış olmalı.
RAB’deki sevincimiz tam olsun ve daima ileriye gidebilelim.
Esenlik sizinle olsun.Esenlik veren RAB’be yücelik olsun.
26. Ekim 2008: 12:37 #31431AnonimPasif”…5Bunun gibi, dil de bedenin küçük bir üyesidir, ama büyük işlerle övünür.Bakın küçücük bir kıvılcım ne kadar büyük bir ormanı tutuşturabilir! 6Dil de bir ateş, bedenimizin üyeleri arasında bir kötülük dünyasıdır. Bütün varlığımızı kirletir. Cehennemden alevlenmiş olarak yaşamımızın gidişini alevlendirir…”
Bazen dikkat etmeden ya da elimizde olmadan çok kolay kalp kırıyoruz. RAB bizi hiç unutmamasına rağmen biz O’nu unutuyoruz ve kendimizi yönetmeye başlıyoruz. En büyük yanlış burada başlıyor. Ve bunun doğurduğu sonuçlar.
Bizler insanları kazanmak zorundayız.Her hareketimize, sözlerimize dikkat etmeliyiz. İnsanlar tarafından oluşturulan önyargı zincirini kırmak zorundayız. İnsanlara müjdeyi vermek zorundayız. Bu kolay bir iş değil. Çok çabuk yenilmemek için sözlerimiz çok öneml olmalı.
Ben ilk İSA’yla tanıştığımda, O’nu kabul ettiğimde O’nu bana anlatan kişinin önce özelliklerine, sakinliğine, huzuruna,güzel ve net açıklamalarına hayran kaldım.
Şimdi aynı durumu kendi üzerimde de hissediyorum çünkü üzerimde esenlik var.
Rab İSA, her daim yanınızda olsun…
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.