Vatikan: "Diğer kiliseler geçerli değil"
- Bu konu 10 izleyen ve 19 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
13. Temmuz 2008: 17:01 #25284ArmaganAnahtar yönetici
Vatikan, Katolik Kilisesi dışındaki kiliselerin geçerli olmadığını ileri sürdü. Bu açıklamanın Protestan Kilisesi’nin Vatikan tarafından aforoz edildiği anlamında olduğu tartışılıyor.
Dinsel Öğretiler Kurulu’nun (DÖK) bugün yayımladığı belgede, yeryüzünde yegane geçerli dinin Hristiyanlık olduğu öne sürülerek, Hristiyanlığın da en mükemmel biçimde Roma Katolik Kilisesi tarafından temsil edildiği iddia edildi.
Vatikan’ın en önemli kurumlarından biri olan DÖK’ün, Kilise öğretisine ilişkin kimi sorulara yanıtlar” başlığı altında yayımladığı belge, diğer Hristiyan kilise ve cemaatlerinin de dinsel hakikatin temsilcisi sayılabileceği iddiasıyla çoğulcu yaklaşımların savunuculuğunu yapan kimi Katolik ilahiyatçılara eleştiri niteliği taşıyor.
“Çoğulcu yaklaşımlar hatalı”
DÖK belgesinde, diğer Hristiyan kiliselerinin inanç sistemlerinin, bünyelerinde; hakikat ögeleri” barındırsa da Papa’nın otoritesini inkar başta olmak üzere önemli eksiklikler içerdiği iddia ediliyor.
DÖK, İkinci Vatikan Konsili’nin geleneksel Katoliklik öğretisinden farklı bir anlayışı getirdiğini savunan kimi ilahiyatçıların, Hıristiyanlar arası ilişkilerde çoğulcu bir yaklaşımın hakim olmasını isteyen çeşitli görüşleriniyse; temelsiz, hatalı ve yanlış” olarak niteliyor.
DÖK tarafından bugün yayımlanan yeni belge, Vatikan’da mutlakiyetçi ve benmerkezci çizginin güçlendiğine ilişkin önemli bir gösterge olarak yorumlanıyor.
“Kiliselerin arası daha da açılacak”
Hakikat tekelciliği iddiasına dayalı söz konusu yaklaşımın, Roma Katolik Kilisesi’nin Katoliklik dışındaki Hristiyanlarla ilişkilerinde ciddi bir sorun teşkil edeceği de belirtiliyor.
Roma Katolik Kilisesi, Ortodokslar ve diğer Hristiyan gruplar tarafından sık sık yayılmacılıkla suçlanıyor.
Uzmanlar, DÖK belgesinde savunulan yaklaşımın, diğer Hristiyan grupların Vatikan’la ilişkilerinde kuşkuculuğun ve yayılmacılık suçlamasının artışını beraberinde getirebileceğine de işaret ediyorlar.
DÖK belgesinde, Katoliklerin Hristiyanlık dışındaki dinlerin müntesipleriyle ilişkileri konusunda herhangi bir görüş belirtilmiyor.
Ancak, konunun uzmanı olan yorumcular, DÖK belgesinde Roma Katolik Kilisesi’ni dinsel hakikatin yeryüzündeki yegane ve de en mükemmel temsilcisi olduğunun iddia edilmesinin, Hristiyanlık dışındaki dinlere atfedilen önemin azalmasını da beraberinde getirdiğine değiniyorlar.
13. Temmuz 2008: 19:13 #29699AnonimPasifEvangelist;7419 wrote:Vatikan, Katolik Kilisesi dışındaki kiliselerin geçerli olmadığını ileri sürdü. Bu açıklamanın Protestan Kilisesi’nin Vatikan tarafından aforoz edildiği anlamında olduğu tartışılıyor.DÖK belgesinde, diğer Hristiyan kiliselerinin inanç sistemlerinin, bünyelerinde; hakikat ögeleri” barındırsa da Papa’nın otoritesini inkar başta olmak üzere önemli eksiklikler içerdiği iddia ediliyor.
Zaten en güzel aciklamayi kendileri yapmislar: PAPA`nin otoritesi.!!!
Gercek Hristiyanlar Tek otorite olarak Tanri`yi gorurler. Papa`yi Tek otorite olarak görmüyorlar diye KATOLIK KILISESI Protestanlari “Kilise” olarak kabul etmiyorsa bu onlarin kendi sorunudur. Onlarin bu düsüncesi Tanrinin bedeni olan Kiliseleri asla etkilemez ve ilgilendirmez.
Katolikler Papa`yi günahsiz olarak kabul ederler, en basit ornek, Su anki Papa Eskiden Nazi partisi uyesiymis, yani insanlari katleden bir ideolojinin taraftariymis, Kutsal Kitap Yürekten günah tasarlamanin bile GÜNAH oldugunu bildirdigine gore, demek ki Su anki papa fiili olarak yahudileri katletmese bile, düsünce olarak bu günaha düsmüstür.
Böyle günaha düsmüs birisi nasil olur da Yeryüzünde Tanri`nin Temsilcisi !!!!!! olup Tek Otorite olarak kendisini gorebilir?
Bugün Katolikler bircok düsunceyi degistirmislerdir (örnegin Ortodokslari eski papalar Hristiyan kabul etmezken, simdi kabul etme calismasindadirlar. Örnegin Kürtaj olayi v.s.) Eski Papalar bunlara karsi cikarken, yeni papalar bunlara karsi cikmiyor; o zaman ya eski papalarda hata vardi, ya da yeni papalarda.. Böyle bir insan nasil otorite sayilabilir ki??
Zaten BEN DE Katolik kiliseyi bir “KILISE” OLARAK KABUL etmiyorum.
13. Temmuz 2008: 23:13 #29703AnonimPasifSevgili Orhan Ant belki bana kızacaksınız; ama bu konuda sizinle hemfikir değilim :)
Günümüz Papa’sının Hitler’le olan bağlantısını bu ülkede ilk defa gündeme getiren Aytunç Altındal denilen zaattır.Hiç bir zaman sevemedim bu adamı.Ne ideolojilerini sevebildim nede zihninde yarattığı hayal dünyasını.En son TVlerde kuş gribinin, ABD’nin Türkiye’yi bitirmek için ortaya çıkarmış olduğu biyolojik bir saldırı olduğunu iddia eden bir zihniyetten ne beklenebilir ki?
Günümüz Papası hiç bir zaman Nasyonel Sosyalist Alman İşçi Partisi’nden değildi.
Günümüz Papası Hitlerin gençlik kollarındandı.
Her ne kadar ilk bakışta parti üytesi olmakla gençlik kolu üyesi olmak aynı şey gibi görünse de, Hitler Almanyası için ikisi oldukça birbirinden farklıydı.
Parti üyesi kişiler bu oluşumun içinde direk rol alan, Yahudilerin öldürülmesini destekleyen kişilerdi.Gençlik kolları ise bu şekilde değildi; çünkü o günün Almanyasında her Alman genci (Hitleri desteklese de desteklemese de) gençlik kollarına üye olma mecburiyeti vardı.Böyle bir durumda da 16.Benedik’in önünde iki tane seçenek kalıyordu.Ya her Alman genci gibi gençlik kollarına üye olacaktı, yada intiharı seçecekti.Rab’be gönül vermiş birinin intiharı seçebilme gibi bir lüksü yoktu…
Şu da var…Hitler Almanyasında Vatikan sütten çıkmış ak kaşıkmıydı?Elbette ki değildi!2. dünya savaşında bir çok hata yapmıştır ve bir şekilde Vatikan o gündeki tutumlarıyla dünya kaderini olumsuz yönde değiştirmiştir.Eğer o günlerde Papa Noel konuşmasında Hitler’in yapmış olduklarını “büyük bir yanlıştır” diye adlandırsaydı, o gün o savaşın önüne geçilebilirdi ki buna gücü de vardı; ama yapmadı…Herşeyi akışına bıraktı ve olanlarda oldu…Vatikan’ın büyük hataları vardır, buna hiç bir zaman bir şey diyemem; ama bu konuda 16. Benedik’in suçlanmasına kendi düşüncelerimi ve duygularımı baz alarak karşı çıkarım.
Başka bir konuda, Vatikan’ı yönetenlerin de insan olduğunu, Onlarında hata yapabileceğini söylemiştiniz…Bu düşüncelerinize kesinlikle katılıyorum.Bir çok Papa hata yaptı.Zaten bunların hepsinin herkes farkındadır.Bu gün günümüz Papası çıkıpta haçlı seferleri için özür dilemiyor mu?O haçlı seferlerinden bazılarını yöneten eski Papalar değilmiydi?
Yapılan hatalar sadece katolik kilise’yede mahsus değildir.Protestanlar da hata yapmadı mı?Geçenlerde sanırım burada okumuştum, İngilteredeki bir rahip eşcinsel evlilik yapmıştı.Ya da size Jesus Camp’ıda örnek verebilirim.
Her dinin her mezhebin bir sürü hatası vardır.Sadece hatalar baz alınarak bir şeyleri suçlamak istiyorsak her dini, her mezhebi suçlayabiliriz.
Otorite konusuna gelince…Otorite dediğimiz şey bir hiyeraşidir ve bazı şeylerin de düzenli bir şekilde işlemesi için de hiyeraşiye ihtiyaç vardır.Örneğin her kilisenin bir lideri vardır ve ayinlerde kilise topluluğu o lideri dinleyip, onu takip eder.
Vatikan’da böyle bir şey…Hiyeraşik bir oluşum…
İllaki bu hiyeraşinin en tepesinde Papa mı olmalıdır?Herkes onamı bağlanmalıdır?Elbette ki hayır…Burada örf, adet, gelenek, görenek, inanışlar devreye girer ve herkes istediğine inanır.Ama hiyeraşi kavramına karşı çıkmak bence yanlıştır.
14. Temmuz 2008: 12:40 #29706AnonimPasifDegerli Burc, Eksik bilgilerimi duzelttiginiz icin oncelikle size tesekkur ederim,
Ancak Genclik kollari veya bir parti uyeliginin arasindaki farki aciklamissiniz ama ancak tam oldugunu dusunmuyorum, yinede bu konu uzerinde durmak istemiyorum ve diger konularda yogunlasmak istiyorum,
Katolik inancina gore Papa gunahkar kabul edilirmi? edilmezmi? bu konuda beni bilgilendirmenizi rica ediyorum, Kutsal Kitap Romalilar TANRIDAN BASKA HERKESIN GUNAHKAR OLDUGUNU SOYLER, bu ayete net iken EGER KATOLIK KARDESLERIMIZ hayir gunahkar degil derse, sizce bir celiski olmazmi? Eger evet Papa`da gunahkar diyorsa (en azindan orijinal gunahtan bahsediyorum) o zaman en buyuk adimi atmis oluruz, Katolikligi anlamak icin,
Ayrica Protestanliga ben mukemmel demem, cunku az once soyledigim gibi bizler insanlariz ve her insan gunahkardir, hatta Kilise Tarihine baktigimizda, katolikler, yeni olusum sirasinda nasil Protestanlari katletti ise, protestanlarda guclendikten sonra Ana Baptis diye ortaya cikan teolijiyi savunan insanlari katletmislerdir, yani gerceklerden kacmak imkansizdir,
iste bunun icindirki TEK OTORITE KUTSAL KITAP OLMALIDIR,
Papa kendisine istedigi KILISE LIDERLIGI degildir, Papa Kendisini TANRININ TEMSILCISI OLARAK GORMEKTEDIR, Peki Tanri hata yaparmi?? asla, o zaman ben bir protestan olarak Papayi Katolik Kilisesinin Ruhani lideri kabul ediyorum ve sayiyorum, ama Tanrinin temsilcisi olarak goremem.
Papa KATOLIK GORUSE GORE EN DOGRU KILISE KATOLIK TEOLOJIYI BENIMSEYEN KILISEDIR diye aciklama yapabilir, ancak Kalkipta TANRIYA GORE TEK KILISE KATOLIKTIR demek haddi asmak ve Tanri adina konusmak demektir.
Saygilarimla
14. Temmuz 2008: 14:23 #29707AnonimPasifPapalar kesinlikle ama kesinlikle günahlıdır.
Size kaynak gösteremem; ama bir haber bülteninde dinlemiştim.Mutlaka sizinde bundan haberiniz vardır.16.Benedik haçlı seferlerinin hristiyanlığın yüz karası olduğunu söylüyordu ve bunlardan dolayı tüm dünyadan özür diliyordu.Haçlı seferlerine baktığımız zaman ise 1-2 tanesini günün papası yönetmiştir.
Böyle bir durumda da, günümüz Papası da dahil, zamanında Papaların hata yaptıklarını kabul ederler ve dolayısıylada onlarda günahlıdır.
Papa kilise lideri midir yoksa Tanrı’nın yeryüzü temsilcisimidir…Aslına bakarsanız bu konu uzun uzadıya tartışılır.Pek bir sonuçta elde edilemez; çünkü bana göre burada bakmamız gereken nokta kelimenin terimsel anlamından çok olayın mantığıdır.
Örneğin bizim yıllardır İslam’a gönül vermiş insanlara anlatamadığımız bir şey vardır.Üçlü birlik.Müslümanlar bu kelimenin sadece terimsel anlamına bakıyor (sadece üç kelimesini ele alıyorlar) ve nasıl olurda bir dinin üç Tanrısı olur diyorlar.Yada başka bir örnek vermek gerekirse.Müslümanlar (yada diğer dinlere gönül vermiş insanlar) “İsa Tanrı’nın oğludur” cümlesinin sadece terimsel anlamına bakıp alaycı üsluplarla “Nasıl olurda İsa Tanrı’nın oğlu olur, ne yani Tanrı evlimidir?” tarzında akla, mantığa sığmayan eleştiri getiriyorlar…
Tanrı söylemek istediklerini İsa aracılığıyla bize iletmiştir.İsa bedeninin bu dünyayı terk edeceğini anladığı zamanlarda ise görevini havarilerine vermiştir.Havalariler ise ölümlerinden sonra görevini kilise liderlerine vermiştir.Dolayısıyla bu mantığa dayanarak Papa için Tanrı’nın yer yüzü temsilcisi denir; ama bu kesinlikle Papa’nın Tanrı olduğu anlamına gelmemelidir.Dolayısıyla Papa kilise lideridir.
14. Temmuz 2008: 16:17 #29710AnonimPasifSayın Burç, ifade edeceklerimi lütfen yalnış değerlendirmeyin. Sayın orahanant ifade etmiş: ” Tek otorite Kutsal Kitap ” diye. Burada söz edilen de islam değildir. Biz onu konuşmuyoruz. Kilise önderliği ile papanın temsilciliği söz konusu! Siz de demişsiniz ki; ” Papa’nın Tanrı olduğu anlamına gelmemelidir.” Öyle mi ? Peki, size sorarım: “Katolik kilisesi ve onun inanlıları nasıl oluyor da onun her dediğini Tanrı sözü olarak kabul ediyor?” Tek rehber , Kutsal Kitap değil midir? Siz ne derseniz deyiniz, katolikler papanın ifadeleri dışında davranıyor mu, davranmıyor mu? Bunu sakın hiyerarşiyle açıklamayınız… Kimse Tanrı’nın temsilcisi değildir. Kilise önderi olmak, günahsız olmak ve de Rab’bin temsilcisi olmak demek değildir. Korintliler ve Timoteos mektuplarını iyi inceleyin ve bütüne koyunuz. Sadece mektuplardan ( Babamın dediği gibi teolojiler üretmeyin ) kendi davranışlarınıza göre söylemler üretmeyin. Kutsal Kitap teolojisine uyunuz. Onlar da açıktır. Eğer devamını isterseniz – ki ben yazmaktan sıkılmam – Laf ebeliği ile sözleri çarpıtmayalım. Belki Orhanant gibi kibar olamadım, ama gerçekler bunlar. Tanrı yolunda kimseye taviz vermem!
Rabbimizin sevgisi sizinle olsun.
” İnsanoğlu’na bağlılığınız yüzünden insanlar aizden nefret ettikleri, sizi tolum dışı edip aşağıladıkları ve adınızı kötüleyip sizi reddettikleri zaman ne mutlu size ! ” ( Luka 6: 22 ) tanri sevgidir isamesihyasiyor
14. Temmuz 2008: 22:17 #29717AnonimPasifHoşgeldiniz Sayın Çölgeçen :)
Sanırım bazı şeyleri açık, net bir şekilde anlatamıyorum size.Bir çok konuda bu başıma geldi.
İslam’dan bahsetmeniz, konunun İslamla ne alakası var demenizi garipsiyorum.
İslamdan ne için bahsettim Çölgeçen?Onu övmek için mi?Yada yermek için mi?İkiside değil…
Daha açık yazmayı deniyeyim…
İslam’dan bahsettim; çünkü yapılan bir yanlışı örneklendirmek istedim.
Ayrıca hiyeraşiden bahsetmeyin diyorsunuz; ama hiyeraşiden bahsetmeden nasıl bir açıklama yapabilirim ki?
Bakın, eğer sizin mantığınızdan gidersek şuan fikir alışverişinde bulunmamaz da bir günahtır.Çünkü Kutsal Kitap herşeye yeter deriz, kafanızda soru işareti varsa açın Kutsal Kitabı oku deriz ve olayı bitiririz…
Kutsal Kitab’ın yüceliğini kimsenin yadsıdığı yok.Elbette ki Hristiyanlığın her mezhebi için Kutsal Kitap alternatifsiz bir numaradır.
Ama örneğin, zamanında Kutsal Kitabı okurken kafama bazı yerler takılmıştı ve bilgisine her zaman güvendiğim Orhan Ant’a özel mesaj atıp kafamdaki soru işaretlerini gidermesini istemiştim.Şimdi ben günah mı işledim?Bu işe gönül vermiş, bilgisine sonuna kadar güvendiğim insanlara soru sormak günah mıdır?Eğer bunu iddia ediyorsanız, gülerim…
Evet her zaman için Kutsal Kitap bir numaradır.Herşeyin cevabı orada yazılıdır.Ama bununla birlikte kafamıza takılan, zaman zaman aklımızda soru işaretleri oluşturan yerleride bilgisine güvendiğimiz insanlara sormamız gerekmez mi?
İşte sayın Çölgeçen, hiyeraşi burada devreye giriyor.Her ne kadar yıllardır Kutsal Kitabı okusamda, tabiri cayiz, bir şekilde ben bu işi amatörce yapıyorum.Yani belirli bir yere kadar yetebiliyorum.Oysa bu işin eğitimini almış, hayatlarını buna adamış insanlar var (Orhan Ant gibi) ve bir şekilde her hangi bir sorunla karşılaşıldığı zaman, bilgi mabında Orhan Ant bizden üstün olduğu için Ona danışılması gerektiği taraftarıyım.
Siz hiç her hangi bir kilisenin önderinden fikir almadınız mı?Onun bilgilerine güvenmediniz mi?
Aslına bakarsanız Vatikan’daki hiyeraşide bu şekilde.
Vatikan lideri Papa seçilirken, bu kişi kura ile seçilmiyor ve oraya boş adamda getirilmiyor (en azından bu gün için böyle).Bilgisine, karakterine güvenilen kişiyi Papa seçiliyor ve dolayısıyla oda kurallar koyuyor ve kiliseler de Onun sözünü dinliyor.
Gelin, Vatikan’ın bu hiyeraşi konusunda yapmış olduğu yanlışları eleştirelim.Örneğin zamanında resmen babadan oğula geçme bir Papalık sistemi vardı.Çok yanlış bir şeydi.
Ama eğer kilisedeki hiyeraşi kavramını eleştirirseniz bende bu düşüncenizi eleştiririm.Sonuçta insanların bilgili kişilere her zaman ihtiyacı vardır.Onlara danışmak isterler.Kafalarındaki soru işaretlerini gidermek isterler.
Bunu yazmama gerek var mı bilmiyorum; ama yine de yazmamda fayda var…Hiyeraşinin başındaki kişi (yani Papa) Tanrı değildir sayın Çölgeçen.Bunu iddia edende yoktur.Kimi zaman Papa için Tanrı temsilcisi dene bilir; ama bu hiç bir zaman ve hiç bir şekilde Papa’nın Tanrı ile aynı kefeye konulduğu manasına gelmez!Bir önceki mesajımda bu konuya yüzeysel bir şekilde değindim.Dinler tarihi baz alınarak, Papa için Tanrı vekili deniliyor.
Ayrıca emin olun ki burada içten olan herkes Tanrı konusunda oludkça hassastır sayın Çölgeçen.
14. Temmuz 2008: 23:02 #29718AnonimPasifSayın burç ( sizi tanımasam da Rab’bi sevdiğiniz ve O’nun yolunda olduğunuzu ifade ettiğiniz için ); siz, Rab’de kardeşimsiniz … Ben fırat ‘ın kızıyım. Dikkat ederseniz, yazımda; ” Bababım dediği gibi teolojiler üretmeyin ” diye mektuplardan bir sözüm var. Kutsal Kitap teolojisi önemlidir ! Papa, asla Tanrı’nın vekili olamaz.Eğer uzun açıklama isterseniz; babam geldiğinde , onunla tanışır ve gereken yanıtı alırsınız ki; benim söylemimi kabul etmiyorsanız !Ben; size hiyerarşinin ve yönetimlerin nasıl oluştuğunu ( Dünyada ) açıklarım ki; onu da kabul edeceğinizi sanmıyorum. Zira; en az beş cilt olur ! Buna benim anım yok ki; sizin anınız varsa da uzunca zaman beklemeniz gerekir. Bence; bu olguları siz bir daha araştırın ! Rab, yüreğinizde olsun. ( Laf ebeliği yapmak ve kimseyi de ikna etmek gibi bir lüksümüz de yoktur. )
Rabbimizin sevgisi sizinle olsun.
” İnsanoğlu’na bağlılığınız yüzünden insanlar sizden nefret ettikleri, sizi toplum dışı edip aşağıladıkları ve adınızı kötüleyip sizi reddettikleri zaman ne mutlu sizlere ! ” ( Luka 6: 22 ) rabbe hamdolsun :papatya:
14. Temmuz 2008: 23:33 #29719AnonimPasifTavsiyelerinizi dikate alacağım, teşekkür ederim…
Aslına bakarsanız sorun nereden çıkıyor biliyor musunuz?Terimler üzerinde anlaşamıyoruz…”Tanrı vekili” kelimelerini gördüğüm zaman ben çok farklı yorumlarken, siz yada herhangi bir protestan çok daha farklı yorumluyor.İşte problemin özü bu…
15. Temmuz 2008: 9:52 #29720klausAnahtar yöneticiSevgili Burç arkadaşım. Bu sefer bu konuda sizinle aynı düşüncede değilim.
Her ne kadar ailemde katolik insanlar olsada !
Yaınızı dikkatle okudum ve sizi anlamaya çalışdım. Bu sizin düşünceniz ne de olsa.
Yazınızda ” Bilgisine, karakterine güvenilen !! kişi papa seçiliyor. ” demişiniz.
İyi de buna kim karar veriyor ?? yani papanın imanını ve yüreğinin ne kadar güçlü olacağını ?? papayı atayanlar Tanrı mı ki biliyor? Yani bu cümlenize göre yorum yapıyorum.
Hristiyan olmak ayrı bir şey imanlı bir yüreğe sahip olmak ayrı bir şey.
Bunu sadece TANRI BİLİR.
Bana soracak olursanız ben papa yerine ORHAN hocama danışmayı tercih ederim.
Bana soracak olursanız ben çoçukların duasını almayı tercih ederim. Nitekim hem kilisemde hemde burada aylin hanımın oğlundan da istedim dua geçen günlerde. Benim için çoçukların duası daha saf ve temizdir. İsamın dediği gibi
” Bir çoçuk imanıyla bana gelin ”
Vatikanda hiyerarşi olması, o insanlara her konuda danışmayı gerketirmez bence. Katolik olan ablam ve eniştem, en ufak bir sorunda beni arar ve bana danışır. Onlar tevratı pek okumazlar. Benim duama ve bilgilerime ihtiyaç duyarlar bazen telefon açıp. Benden daha eski imanlılar ama daha geçen yıl öğrendiler benden ismail ve ishakın annelerinin kim olduğunu !!!
Birde üstüne üstlük sürekli benimle alay ederler. ” senin vaftizinizi vatikan kabul etmiyor ki !!!! ” Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu :)) O zaman neden benim imanıma güvenip benden dua ve ayetlerle teşvik istiyorlar ki !!!!!Geçenlerde de bir hristiyan sitede bir yazı okudum şok oldum. Bir katolik sitesi.
İmanlı olmayan insanlara iman çağrısı yaptılar. şöyle ki;” ATANASYUS İMAN AÇIKLAMASI ”
Burada o uzun yazıyı yazmıyorum. anlatmış anlatmış anlatmış….
Son cümleye bakar mısınız?
” BU KATOLİK İMANA SAĞLAM BİR ŞEKİLDE İNANMAYAN BİR KİŞİ KURTULMAYACAKTIR ” !!!Yorumu sizlere bırakıyorum kardeşler.
Esen kalın.
15. Temmuz 2008: 15:03 #29721AnonimPasifSevgili KAYRAM, düşünceleriniz için çok teşekkür ederim.Bu şekilde güzel cümleler okumak insanı mutlu ediyor.
Aslında gün geldi yetemediğim bir çok yerlerde bende protestanlara sorular sordum.Onların bilgilerinden yararlandım.İnsanın herhangi bir mezhebe ayit olması onu bilgili yada bilgisiz yapmaz.Protestan olupta ciddi anlamda bu işi çok iyi bilen ve kendilerine mutlaka danışılması gereken insanlar vardır ki Orhan Ant’a bu kişilerin en iyi örneklerinden biridir.Aynı zamanda Papa olupta kör cahil olanda insanlar vardır.Bir önceki mesajımda da belirttiğim gibi geçmişte Papalık makamı iki aile arasında gidip geliyordu.Bir şekilde babadan oğula geçme bir Papalık sistemi vardı.Şimdi bu insanların bilgisine mi bakılıyordu yoksa kan bağınamı?Elbetteki bilgisine yada yaşamışlığına bakılmadan Papa seçiliyordu ve çok yanlış bir şeydi.
Burada bir çok mesajlarımda belirttim.Ben kesinlikle Katolik değilim!Hatta ve hatta Kutsal Kitabın ta kendisi mezhep kavramına karşı çıkar.O mezheptenim yada bu mezheptenim demek çok büyük bir yanlıştır; çünkü bu bize bölücülükten başka bir şey vermez!
Sonuna kadar eleştirelim.Papaları eleştirelim, yada diğer mezhebe ait olan din adamlarını eleştirelim; ama eğer herhangi bir mezhepten diye bir insanı dinsiz yada Tanrı tanımaz olarak adlandırıyorsanız ben buna karşı çıkıyorum.
Sevgili KAYRAM, sözüm kesinlikle size değildir…Ama sizde çok iyi bilirsiniz ki bir çok protestan Kutsal Kitap’ta ki “dostunu sev, düşmanını da sev” mantığını baz alarak Katolikleri dinsiz ve en büyük günahkar görmelerine rağmen “Onlarda Tanrının yaratmış olduğu bir insandır ve onlarıda çok severim” derler.Oysaki Protestanların da Katolik mezhebine ait olan insanları, doğrularıyla yanlışlarıyla, Rab İsa yolunda yürüyen bireyler olarak görmeleri gerekmektedir.İşte benim kavgam budur :)Yoksa herhangi bir mezhebi övmek yada kötülemek değildir.
Aslında konu çok farklıydı, Hitlerdi…Sayın Çölgeçen’in mesajından sonra konu buralara kadar geldi…
15. Temmuz 2008: 16:41 #29723AnonimPasifBelki bu konuya HEPIMIZDE cevap yazmadan once su linki okuyup, ona gore cevaplarimizi yazarsak daha faydali ve Mesih`in dedigi gibi birbirimizi bina ederek yapabiliriz.
http://hristiyanturk.com/showthread.php?p=7459#post7459
1.Yu.2: 4 “O’nu taniyorum” deyip de buyruklarini yerine getirmeyen yalancidir, kendisinde gerçek yoktur.
**
1.Yu.2: 11 Ama kardesinden nefret eden karanliktadir, karanlikta yürür ve nereye gittigini bilmez. Çünkü karanlik gözlerini kör etmistir.
1.Yu.2: 12 Yavrularim, size yaziyorum, Çünkü Mesih’in adi ugruna günahlariniz bagislandi.
**
Yak.1: 19 Sevgili kardeslerim, sunu aklinizda tutun: Herkes dinlemekte çabuk, konusmakta yavas, öfkelenmekte de yavas olsun.
**
Isa Dua Ediyor
Yu.17: 1 Isa bunlari söyledikten sonra, gözlerini gökyüzüne kaldirip söyle dedi: “Baba, saat geldi. Oglun’u yücelt ki, Ogul da seni yüceltsin.
Yu.17: 2 Çünkü sen O’na bütün insanlik üzerinde yetki verdin. Öyle ki, O’na verdiklerinin hepsine sonsuz yasam versin.
Yu.17: 3 Sonsuz yasam, tek gerçek Tanri olan seni ve gönderdigin Isa Mesih’i tanimalaridir.
Yu.17: 4 Yapmam için bana verdigin isi tamamlamakla seni yeryüzünde yücelttim.
Yu.17: 5 Baba, dünya var olmadan önce ben senin yanindayken sahip oldugum yücelikle simdi beni yaninda yücelt.
Yu.17: 6 “Dünyadan bana verdigin insanlara senin adini açikladim. Onlar senindiler, bana verdin ve senin sözüne uydular.
Yu.17: 7 Bana verdigin her seyin senden oldugunu simdi biliyorlar.
Yu.17: 8 Çünkü bana ilettigin sözleri onlara ilettim, onlar da kabul ettiler. Senden çikip geldigimi gerçekten anladilar, beni senin gönderdigine iman
ettiler.
Yu.17: 9 Onlar için istekte bulunuyorum. Dünya için degil, bana verdigin kimseler için istekte bulunuyorum. Çünkü onlar senindir.
Yu.17: 10 Benim olan her sey senindir, seninkiler de benimdir. Ben onlarda yüceltildim.
Yu.17: 11 Ben artik dünyada degilim, ama onlar dünyadalar. Ben sana geliyorum. Kutsal Baba, onlari bana verdigin kendi adinla koru ki, bizim gibi bir olsunlar.
Yu.17: 12 Kendileriyle birlikte oldugum sürece, bana verdigin kendi adinla onlari esirgeyip korudum. Kutsal Yazi yerine gelsin diye, mahva giden adamdan*fx* baska içlerinden hiçbiri mahvolmadi.
Yu.17: 13 “Iste simdi sana geliyorum. Sevincimin onlarda tamamlanmasi için bunlari ben dünyadayken söylüyorum.
Yu.17: 14 Ben onlara senin sözünü ilettim, dünya ise onlardan nefret etti. Çünkü ben dünyadan olmadigim gibi, onlar da dünyadan degiller.
Yu.17: 15 Onlari dünyadan uzaklastirmani degil, kötü olandan* korumani istiyorum.
Yu.17: 16 Ben dünyadan olmadigim gibi, onlar da dünyadan degiller.
Yu.17: 17 Onlari gerçekle kutsal kil. Senin sözün gerçektir.
Yu.17: 18 Sen beni dünyaya gönderdigin gibi, ben de onlari dünyaya gönderdim.
Yu.17: 19 Onlar da gerçekle kutsal kilinsinlar diye kendimi onlarin ugruna adiyorum.
Yu.17: 2021 “Yalniz onlar için degil, onlarin sözüyle bana iman edenler için de istekte bulunuyorum, hepsi bir olsunlar. Baba, senin bende oldugun ve benim sende oldugum gibi, onlar da bizde olsunlar. Dünya da beni senin gönderdigine iman etsin.
Yu.17: 22 Bana verdigin yüceligi onlara verdim. Öyle ki, bizim bir oldugumuz gibi bir olsunlar.
Yu.17: 23 Ben onlarda, sen bende olmak üzere tam bir birlik içinde bulunsunlar ki, dünya beni senin gönderdigini, beni sevdigin gibi onlari da sevdigini anlasin.
Yu.17: 24 Baba, bana verdiklerinin de bulundugum yerde benimle birlikte olmalarini ve benim yüceligimi, bana verdigin yüceligi görmelerini istiyorum. Çünkü dünyanin kurulusundan önce sen beni sevdin.
Yu.17: 25 Adil Baba, dünya seni tanimiyor, ama ben seni taniyorum. Bunlar da beni senin gönderdigini biliyorlar.
Yu.17: 26 Bana besledigin sevgi onlarda olsun, ben de onlarda olayim diye senin adini onlara bildirdim ve bildirmeye devam edecegim.”
Bazi seyler kabullenemez, ancak sevgi bircok ayip`i orter (kapatir.)
Flp.2: 5 Mesih Isa’daki düsünce sizde de olsun.
16. Temmuz 2008: 6:51 #29730klausAnahtar yönetici@BURÇ 7454 wrote:
Sevgili KAYRAM, düşünceleriniz için çok teşekkür ederim.Bu şekilde güzel cümleler okumak insanı mutlu ediyor.
Aslında gün geldi yetemediğim bir çok yerlerde bende protestanlara sorular sordum.Onların bilgilerinden yararlandım.İnsanın herhangi bir mezhebe ayit olması onu bilgili yada bilgisiz yapmaz.Protestan olupta ciddi anlamda bu işi çok iyi bilen ve kendilerine mutlaka danışılması gereken insanlar vardır ki Orhan Ant’a bu kişilerin en iyi örneklerinden biridir.Aynı zamanda Papa olupta kör cahil olanda insanlar vardır.Bir önceki mesajımda da belirttiğim gibi geçmişte Papalık makamı iki aile arasında gidip geliyordu.Bir şekilde babadan oğula geçme bir Papalık sistemi vardı.Şimdi bu insanların bilgisine mi bakılıyordu yoksa kan bağınamı?Elbetteki bilgisine yada yaşamışlığına bakılmadan Papa seçiliyordu ve çok yanlış bir şeydi.
Burada bir çok mesajlarımda belirttim.Ben kesinlikle Katolik değilim!Hatta ve hatta Kutsal Kitabın ta kendisi mezhep kavramına karşı çıkar.O mezheptenim yada bu mezheptenim demek çok büyük bir yanlıştır; çünkü bu bize bölücülükten başka bir şey vermez!
Sonuna kadar eleştirelim.Papaları eleştirelim, yada diğer mezhebe ait olan din adamlarını eleştirelim; ama eğer herhangi bir mezhepten diye bir insanı dinsiz yada Tanrı tanımaz olarak adlandırıyorsanız ben buna karşı çıkıyorum.
Sevgili KAYRAM, sözüm kesinlikle size değildir…Ama sizde çok iyi bilirsiniz ki bir çok protestan Kutsal Kitap’ta ki “dostunu sev, düşmanını da sev” mantığını baz alarak Katolikleri dinsiz ve en büyük günahkar görmelerine rağmen “Onlarda Tanrının yaratmış olduğu bir insandır ve onlarıda çok severim” derler.Oysaki Protestanların da Katolik mezhebine ait olan insanları, doğrularıyla yanlışlarıyla, Rab İsa yolunda yürüyen bireyler olarak görmeleri gerekmektedir.İşte benim kavgam budur :)Yoksa herhangi bir mezhebi övmek yada kötülemek değildir.
Aslında konu çok farklıydı, Hitlerdi…Sayın Çölgeçen’in mesajından sonra konu buralara kadar geldi…
Sevgili Burç, haklısın. Bir bütün olmalıyız ama sadece katolik kiliselerinde ayinlerde şunu görebilirsin (ki ben ailemle katılmak durumunda kalıyorum bazı durumlarda) ibadet için gelen insanlara broşürler dağıtıyorlar, ibadet sırasında takip edesiniz diye.
Dualar edilirken bende takip ediyorum oradan. Dualar ediliyor ediliyor ediliyor ve en sonunda ” sadece gerçek olan katolik kilisenin varlığına iman ediyorum ” diyorlar. Bende eşlik ederken bu cümleye geldiğim zaman hop atlıyorum.
Yani bu şekilde dua eden sadece katolikler, bizler değiliz ki. Bizler kendi kilisemizde her tapınmada demiyoruz ki ” biz de kutsal kitaba göre yaşıyoruz. Doğru olan protestanlıkdır ” falan demiyoruz.
Ha insanlar toplum içinde birbirleri için laf söyleyip, dinlerindeki ayrılıkları dile getirebiliyor. Bu ayrı bir şey, katoliklerin sürekli ibadetlerinde üstüne basa basa vurguladıkları olay farklı bir şey. Orada benim gibi misafir giden, yakınlarının düğününe veya vaftizine katılan protestanlar, o an( ben dahil) sence ne hissediyorlar ? İşte bizim kilisemize gelen katolik misafirler bunu hissetmiyorlar, çünkü hissettirmiyoruz.
Esen kal arkadaşım.tanri sevgidir
16. Temmuz 2008: 8:13 #29731AnonimPasifSayın burç; dediğiniz gibi konunun girişimi farklı. Ama; açılımların olması da sizce iyi değil mi ? Hem yazılımda akıcılık olmuş hem de zihinleri kurcalayan bazı uygulamalar ortaya konmuş. Acaba yanılıyor muyum ? Yanılıyor da olabilirim. Esasında yazı yazmadan önce ; düşünen ve acele etmeyen bir insanım ki, örneğin dün gece yazdığım yazının gereksiz olduğunu gördüm ve sildim. İnsan; hata yaptığında bahanelere sığınır. Ben, bahanelere sığınmak istemem ve de hatamı kabul ederim. Dün gece yazdığım yazı da, acele ettiğimi gördüm ve sildim. Bana kırılmadığınızı umarım. Eğer kırdıysam da; Rab’de özür dilerim
Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.
16. Temmuz 2008: 12:14 #29740AnonimPasif@KAYRAM 7472 wrote:
Sevgili Burç, haklısın. Bir bütün olmalıyız ama sadece katolik kiliselerinde ayinlerde şunu görebilirsin (ki ben ailemle katılmak durumunda kalıyorum bazı durumlarda) ibadet için gelen insanlara broşürler dağıtıyorlar, ibadet sırasında takip edesiniz diye.
Dualar edilirken bende takip ediyorum oradan. Dualar ediliyor ediliyor ediliyor ve en sonunda ” sadece gerçek olan katolik kilisenin varlığına iman ediyorum ” diyorlar. Bende eşlik ederken bu cümleye geldiğim zaman hop atlıyorum.
Yani bu şekilde dua eden sadece katolikler, bizler değiliz ki. Bizler kendi kilisemizde her tapınmada demiyoruz ki ” biz de kutsal kitaba göre yaşıyoruz. Doğru olan protestanlıkdır ” falan demiyoruz.
Ha insanlar toplum içinde birbirleri için laf söyleyip, dinlerindeki ayrılıkları dile getirebiliyor. Bu ayrı bir şey, katoliklerin sürekli ibadetlerinde üstüne basa basa vurguladıkları olay farklı bir şey. Orada benim gibi misafir giden, yakınlarının düğününe veya vaftizine katılan protestanlar, o an( ben dahil) sence ne hissediyorlar ? İşte bizim kilisemize gelen katolik misafirler bunu hissetmiyorlar, çünkü hissettirmiyoruz.
Esen kal arkadaşım.tanri sevgidir
Bahsetmiş olduğunuz konu bana da çok ters geliyor.
Gerçi şuda var, bu gün bu konuda Katolikler de iki ye bölünmüş durumda.
Bir kısmı sizin de bahsettiğiniz gibi tek gerçek kilisenin Katolik Kilise olduğunu, diğerlerinin ise sadece bir yalandan ibaret olduğunu söylüyorlar.
Bir diğer kısmı ise de mezhep ayrımı yapmıyorlar.Hatta geçenlerde Sevgili Orhan Ant anlatıyordu…Bir katolik papaz, esasında Müslümanların dahi cennete girebileceğini söylemiş.Aslına bakarsanız bende bu şekilde düşünürüm.Önemli olan Kutsal Kitaba inanıyorum demek değildir, onu hayatımıza geçirebilmektir (farkında olarak yada olmayarak).
Gerçekte katoliklerin ikiye de bölündüğü yok.Eski zamanlarda sizin de bahsetmiş olduğunuz gibi katolik kilise tek kral benim mantığını güderdi ki çok ta yanlış bir şeydi.Gün geldi, kimi katolikler yaptıkları hataların farkına varıp geri adım attılar.Umarım bu tarz düşünen insanların sayısı oldukça artar…
@fırat çölgeçen 7473 wrote:
Sayın burç; dediğiniz gibi konunun girişimi farklı. Ama; açılımların olması da sizce iyi değil mi ? Hem yazılımda akıcılık olmuş hem de zihinleri kurcalayan bazı uygulamalar ortaya konmuş. Acaba yanılıyor muyum ? Yanılıyor da olabilirim. Esasında yazı yazmadan önce ; düşünen ve acele etmeyen bir insanım ki, örneğin dün gece yazdığım yazının gereksiz olduğunu gördüm ve sildim. İnsan; hata yaptığında bahanelere sığınır. Ben, bahanelere sığınmak istemem ve de hatamı kabul ederim. Dün gece yazdığım yazı da, acele ettiğimi gördüm ve sildim. Bana kırılmadığınızı umarım. Eğer kırdıysam da; Rab’de özür dilerim.:kucak::elsalla:
Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.
Lütuf, İsa mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle! tanri sevgidir hisusa
Sanal alemin dez avantajları :)
Mimikler, ses tonları… olmayınca birbirimizi ya tam olarak anlayamıyoruz yada yanlış anlıyoruz.Ki bu her zaman iki taraflı olur.Ben de sizi kırmışsam özür dilerim…
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.