Sozlerin hayatimizdaki etkisi
- Bu konu 2 izleyen ve 3 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
8. Temmuz 2008: 20:56 #25258AnonimPasif
ASAGIDAKI VAAZ COK UZUN GIBI GORULEBILIR…… EVET COK UZUN BIR YAZI KABUL EDIYORUM AMA LUTFEN VAKIT AYIRIP OKUYUN SAYGILARIMLA
SÖZLERİN HAYATIMIZDAKİ ETKİSİ
Sizlerle Süleyman’ın özdeyişlerine bakarak güncel hayatımızda bizi yönlendirecek bazı konulara değinmek istiyorum. Süleyman’ın özdeyişleri bizim bilgelik ve hikmet kazanmamız için birçok öğütler vermektedir. Çünkü birçok bölümü günlük yaşamla ilgili konular içerir. 31 bölümden oluşan bu kitaptan birçok şey öğrenebiliriz. Eğer her gün bir bölüm okuyarak ve bölüm içerisindeki ayetler üzerinde derin düşünerek bu kitabı çalışırsanız bir ayda bitirebilir. Ve yaşamınız için Tanrı’dan yönlendiriş alabilirsiniz. Bu kitabı çalışmak isteyenlere bir öneri verebilirim. Okurken ayetleri konulara göre ayırırsanız ve daha sonra ayırdığınız bu konulardaki ayetleri bir araya getirdiğinizde, kitabın baştan sona kadar ayırdığınız konularda size net bir öğretiş verdiğini görebilirsiniz, bir yapboz gibi. Bu hafta sizlerle Süleyman’ın özdeyişleri’ne ve Kutsal Kitabın geneline bakarak, ağzımızdan çıkan sözler konusunda neler öğrettiğini inceleyeceğiz.
Kullandığımız veya söylediğimiz sözlerin, gerek bizim hayatımızda, gerekse diğer insanların hayatlarındaki etkisi çok güçlüdür. Ağzımızdan çıkan sözlerle insanlara yaşam verebilir yada onları öldürebiliriz.
18:21 “Dil ölüme de götürebilir, yaşama da; Konuşmayı seven, dilin meyvesine katlanmak zorundadır” 15:4 “Okşayıcı dil yaşam verir. Çarpık dilse ruhu yaralar” böyle diyor.
Sözlerimizin nasıl olmasını istiyoruz öldüren, yaralayan sözler mi? Yoksa yaşam veren ve ruhu okşayan sözler mi? Ağzımızdan çıkan sözlerle insanları sevindirebilir yada daha çok kederlendirebiliriz? 12:25 “Kaygılı yürek insanı çökertir, Ama güzel söz sevindirir.”Ağzımızdan çıkan sözlerle başımızı belaya sokabilir, günahlarımızı çoğaltabiliriz yada kutsallık yolunda daha da ilerleyip, esenlik bulabiliriz.
10:19-21 “Çok konuşanın günahı eksik olmaz, Sağduyulu kişiyse dilini tutar. Doğru kişinin dili saf gümüş gibidir, Kötünün niyetleriyse değersizdir. Doğru kişinin sözleri birçoklarını besler, Ahmaklarsa sağduyu yoksunluğundan ölür.”
21:23 “Ağzını ve dilini tutan Başını beladan korur.”
S.Özdeyişleri 10:11 Doğru kişinin ağzı yaşam pınarıdır, Kötülerse zorbalıklarını sözle gizlerler.
10:14 Bilge kişi bilgi biriktirir, Ahmağın ağzıysa onu yıkıma yaklaştırır.
i
10:32 Doğru kişinin dudakları söylenecek sözü bilir, Kötünün ağzındansa sapık sözler çıkar. 12:18Düşünmeden söylenen sözler kılıç gibi keser, Bilgelerin diliyse şifa verir. 13:2
İyi insan ağzından çıkan sözler için ödüllendirilir, Ama hainlerin soluduğu zorbalıktır.
13:3 Dilini tutan canını korur, Ama boşboğazın sonu yıkımdır.
14:3 Ahmağın sözleri sırtına kötektir, Ama bilgenin dudakları kendisini korur.
15:1 Yumuşak yanıt gazabı yatıştırır, Oysa yaralayıcı söz öfkeyi alevlendirir.
15:23 Uygun yanıt sahibini mutlu eder, Yerinde söylenen söz ne güzeldir!
16:24 Hoş sözler petek balı gibidir, Cana tatlı ve bedene şifadır.
17:28 Çenesini tutup susan ahmak bile Bilge ve akıllı sayılır.
İsa’nın ağzından çıkan Sözleri
Kutsal kitap birçok yerde İsa Mesih’i örnek almamız gerektiği konusunda bizleri yönlendiriyor. İsa Mesih’te zaten bu yüzden beden alarak insanların arasına geldi. Onların bakabileceği kusursuz bir model olmaları için iman hayatımızda örnek almak için bakacağımız bir yer varsa oda İsa Mesih’tir. Kutsal bir yaşam için, en iyi hizmet için, sevgi için, sıkıntılar ve denenmelere katlanmak için sadece bunlarla sınırlı değil yaşantımızın her alanında bakacağımız, örnek alabileceğimiz tek yer İsa Mesih’tir. Aynı zamanda ağzımızdan çıkan sözler konusunda da örnek almamız gereken tek kişi İsa Mesih’tir. Çünkü İsa Mesih’in sözlerinde güç vardır. Teselli vardır, bereket vardır.
İsa Mesih’in ilk takipçileri olan Öğrencileri O’nu örnek aldılar ve her zaman yaşam veren sözler duymak için O’na gittiler. Bazı kişiler O’nun söylediği gerçekleri kabullenemeyip İsa Mesih’i terk ettiklerinde İsa Mesih öğrencilerine sordu Yuhanna 6:67-68’de
“Sizde mi ayrılmak istiyorsunuz? diye o zaman öğrencilerinden Petrus O’na şu karşılığı verdi. Rab biz kime gidelim? Sonsuz yaşamın sözleri sendedir.”
Petrus ve diğer öğrenciler İsa Mesih’i çok iyi tanımıştı. Onlar İsa’nın ağzından çıkan sözlerin gerçek olduğunu biliyorlardı. İsa konuştuğu zaman daima onlara gerçekleri söyledi. İsa konuştuğu zaman insanlar tutsaklıklarından özgür oldular. Çünkü İsa onlara onları özgür kılan sözler söyledi. İsa konuştuğu zaman hastalar iyileşti. Günahta yaşayanlar tövbeye geldi, fahişelik yapan kadın gibi. İsa konuştuğu zaman, cesaretini kaybeden insanlar cesaret buldu, yüreklendi. İsa konuştuğu zaman İnsanlar teşvik aldı. İsa konuştuğu zaman insanların hayatları değişti tıpkı Zakay gibi. İsa konuştuğu zaman ağzından çıkan sözlerle insanlar yaşam buldu ve Ruh’la doldular. Çünkü Yuhanna 6:63’te şöyle diyor.
“Yaşam veren Ruh’tur. Beden bir yarar sağlamaz sizlere söylediğim sözler ruhtur ve yaşamdır.”
Elçilerin Ağzından çıkan sözlerMesih’in göğe alınışından sonra O’nun dirilişine tanıklık eden öğrencilerin hayatına ve ağızlarından çıkan sözlere de baktığımızda onlarında İsa Mesih’in ki gibi sözlerinin etkili olduğunu görüyoruz. Şimdi birkaç örneğe bakalım Elçiler nasıl sözler söylediler.
1-) Kurtuluş getiren sözler:
Sezariye’de yaşayan Kornelyus adında bir adam vardı. Bu adam Tanrı’dan korkan, yardımsever ve dindar Romalı bir yüzbaşıydı. Tanrı’yı arayan bir kişiydi. Tanrı’yı işitmek istiyordu. Tanrı’yı tanımak ve O’nu anlamak için bir gün dua ederken Tanrı Ona kendisini tanıtmak ve kurtuluş getiren sözlerini duyurmak için Petrus’u çağırıp O’nun ağzından çıkan sözleri dinlemesi gerektiğini O’na bildirdi. Neden Petrus? Tanrı isteseydi bir meleğini gönderip veya bir rüya yada görüm aracılığıyla O’na kendisini açıklayabilirdi. Tanrı’nın amaçlarını gerçekleştirmesi için kimseye ihtiyacı yok ama Tanrı insanları kullanmayı ve onlarla birlikte çalışmayı sevdiği için Kornelyus’a kurtuluş getiren sözlerini duyurmak için Petrus’u kullandı. Bakın ayet ne diyor.
Elç.11:14 “O sana, senin ve bütün ev halkının kurtuluş bulacağı sözler söyleyecek.”
Aynı şekilde kardeşler Tanrı’yı arayan ve Tanrı’nın kendisini tanıtmak istediği birçok insan var.Ve Tanrı onların kurtuluş bulacağı sözler duymaları için seni ve beni elçisi olarak kullanmak istiyor. O halde şimdi durup bir düşünelim bizler İsa’yı tanımayan, imanlı olmayan insanlarla bir araya geldiğimizde bizim ağzımızdan çıkan sözler nasıl sözler? Petrus ve diğer öğrenciler gibi kurtuluş getiren sözler mi, yoksa imanlı onlarla bir araya geldiğimiz zaman dünyasal boş sözler söyleyerek mi zaman geçiriyoruz. Eğer boş sözler söyleyerek zaman geçiriyorsanız İsa’nın şu sözlerine bir kulak verin
Matta.12:33-37 “Ya ağacı iyi, meyvesini de iyi sayın; ya da ağacı kötü, meyvesini de kötü sayın. Çünkü her ağaç meyvesinden tanınır. Sizi engerekler soyu! Kötü olan sizler nasıl iyi sözler söyleyebilirsiniz? Çünkü ağız yürekten taşanı söyler. İyi insan içindeki iyilik hazinesinden iyilik, kötü insan içindeki kötülük hazinesinden kötülük çıkarır. Size şunu söyleyeyim, insanlar söyledikleri her boş söz için yargı günü hesap verecekler. Kendi sözlerinizle aklanacak, yine kendi sözlerinizle suçlu çıkarılacaksınız.”
Bu ayetler söylediğimiz her bir boş söz için yargılanacağımızı söylüyor. Bazen bizler kardeşlerimizle bir şeyler paylaşmak istediğimiz zaman bu kürsüye çıkacak cesaret bulamıyoruz heyecanlanıyoruz. Düşünün peki ya diri Tanrı’nın yargı kürsüsü önüne çıktığımız zaman ne yapacağız?
2-) Yüreklendiren, geliştiren ve teşvik eden sözler:
Elçilerin ağzından çıkan sözler kardeşlerini yüreklendiren teşvik eden, onlara cesaret veren ve onları geliştiren sözlerdi. Yeruşalim’deki İnanlılar topluluğunun önderleri Antakya, Suriye’de ve Kilikya’da bulunan kardeşlere bir mektup yazıp Pavlus, Barnaba, Yahuda ve Silas’ı da seçerek onlarla birlikte gönderdiler. Seçilen bu Elçiler Antakya’ya gittiklerinde mektubu onlara okudular bakın mektuptaki sözler nasıl sözlermiş. Elç.iş.15:30-32
“Adamlar böylece yola koyulup Antakya’ya gittiler. Topluluğu bir araya getirerek onlara mektubu verdiler. İmanlılar, mektuptaki yüreklendirici sözleri okuyunca sevindiler. Kendileri peygamber olan Yahuda ile Silas, birçok konuşmalar yaparak kardeşleri yüreklendirip ruhça pekiştirdiler.”
Gerek Elçilerin yazdığı mektup gerekse Yahuda ve Silas’ın onlara söyledikleri sözler onların cesaretlerini kıracak sözler değil tam tersine onları yüreklendiren sözlerdi.
Aynı şekilde Yeruşalim’deki kilise ilk defa Antakya’daki imanlıların nasıl imanlılar olduğunu anlamak için oraya bir adam göndermişlerdi. Bu adam kimdi? Tabi ki Barnaba çünkü Barnaba sözleriyle cesaret ve teşvik veren bir adamdı, zaten isminin anlamı da budur.
Bakın Elç.11:22-24 ne diyor? “Olup bitenlerin haberi, Yeruşalim’deki kiliseye ulaştı. Bunun üzerine imanlılar Barnaba’yı Antakya’ya gönderdiler. Kutsal Ruh’la ve imanla dolu, iyi bir adam olan Barnaba, Antakya’ya varıp Tanrı lütfunun meyvelerini görünce sevindi. Herkesi, candan ve yürekten Rab’be bağlı kalmaya özendirdi. Sonuç olarak Rab’be daha birçok kişi kazanıldı.”
Peki kardeşler şimdi düşünelim biz kardeşlerimizle bir araya geldiğimiz zaman ağzımızdan çıkan sözler nasıl sözler bu Elçiler gibi onları cesaretlendiren, teşvik eden onları ruhça geliştirip yüreklendiren sözler mi? Yoksa biz imanlılar olarak bir araya geldiğimizde ağzımızdan çıkan sözler yargı, dedikodu ve yıkıcı eleştiri gibi sözlerimi. Dikkat edelim çünkü bunun gibi sözler gizlide söylenip de açığa çıktığı zaman kardeşlerimizi yıkan, teşviklerini kıran ve onları yaralayan sözler olacaktır. Ve şunu unutmayalım söylediğimiz hiçbir söz gizlide kalmayacak açığa çıkarılacaktır.
İsa Luka 12:2-3’te şunları söylüyor. “Örtülü olup da açığa çıkarılmayacak, gizli olup da bilinmeyecek hiçbir şey yoktur. Bunun için karanlıkta söylediğiniz her söz gün ışığında duyulacak, kapalı kapılar ardında kulağa fısıldadıklarınız damlardan duyurulacaktır” diyor.
Bu gibi sözler yerine kardeşlerim ağzımızdan çıkan sözler Pavlus’un yazdığı sözler gibi olsun bakın Pavlus imanlılara yazdığı mektuplarda onlara ne diyor.
Efesliler 4:29 “Ağzınızdan hiç kötü söz çıkmasın. İşitenler yararlansın diye, ihtiyaca göre, başkalarının gelişmesine yarayacak olanı söyleyin.”
Sözlerimize dikkat etmeliyiz. Kutsal Kitap dinlemekte çabuk, konuşmakta yavaş, öfkelenmekte de yavaş olun diyor. Bazen aklımıza gelen ilk sözü hiç düşünmeden söyleyebiliyoruz. Ve düşünmeden söylediğimiz bu sözler bazen kardeşlerimizi çok yaralamaktadır. Ağzımızdan bir söz çıkmadan önce düşünmeliyiz. Benim söyleyeceğim söz yararlı, teşvik eden ve gerekli bir söz mü? Eğer değilse söyleme sende kalsın. Böyle yapmakla kardeşini üzmemiş olursun. Etrafımızda o kadar negatif şeyler yaşıyor ve duyuyoruz ki bunlar bizi de bazen negatif bir insan haline getiriyor. Ve ağzımızdan negatif sözler çıkıyor. Örneğin kilo sorunu olan bir kardeşle sohbet ederken “Ya sen kilo mu aldın? Gözüme biraz şişmanlamış gibi gözüküyorsun.” Yada hastalıkla sık sık uğraşan bir kardeşle konuşurken “Gene mi hastasın ne zaman iyileşeceksin.” Sık sık yabancılardan duyuyorum kardeş henüz Türkçeyi tam olarak bilmiyor ve öğrenmeye çalışıyor onunla sohbet ederken “Hala Türkçeyi öğrenemedin mi?” yada üzgün bitkin bir kardeşle sohbet ederken “Ya çok berbat görünüyorsun?” gibi sözler ağzımızdan çıkıveriyor. Böyle sözler çıktığı zaman hiç iyi olmuyor bunu işiten kardeşler için. Böyle sözleri söyleyenler için bir söz vardır ya “Hay dilini eşek arısı soksun” aynen öyle. Bu sözleri söylemek karşımızda ki insana hiç yararlı olmuyor tam tersine daha da moralini bozuyor ve teşvikini kırıyor.
Bunun yerine olumlu şeyler düşünelim. Ben demiyorum ki yalan söyleyin. Eğer söyleyecek olumlu ve iyi bir şey bulamıyorsan hiçbir şey söyleme. Hiçbir şey söylememek olumsuz bir şey söylemekten daha iyidir. Konuşacak bir şey bulamıyorsan Rab’den ve O’nun sözünden konuşyine Efesliler 5:18-21’de
“Şarapla sarhoş olmayın, bu sizi sefahate götürür. Bunun yerine Ruh’la dolun: Birbirinize mezmurlar, ilahiler, ruhsal ezgiler söyleyin; yürekten Rab’be ezgiler, mezmurlar okuyun; durmadan, her şey için Rabbimiz İsa Mesih’in adıyla Baba Tanrı’ya şükredin; Mesih’e duyduğunuz saygıdan ötürü birbirinize bağımlı olun.”
Koloseliler 2:2-3’te “Yüreklerinin cesaret bulmasını, sevgide birleşmelerini dilerim. Öyle ki, anlayışın verdiği tam güvenliğin bütün zenginliğine kavuşsunlar ve Tanrı’nın sırrını, yani bilginin ve bilgeliğin bütün hazinelerinin saklı olduğu Mesih’i tanısınlar. Kimse sizi kulağı okşayan sözlerle aldatmasın diye söylüyorum bunu. Çünkü her ne kadar bedence aranızda değilsem de, ruhça sizinle birlikteyim. Düzenliliğinizi, Mesih’e imanınızın sağlamlığını görüp seviniyorum. Mesih’in Sağladığı Yaşam Bu nedenle Rab Mesih İsa’yı nasıl kabul ettinizse, O’nda öylece yaşayın. Şükranla dolup taşarak O’nda köklenin ve gelişin, size öğretildiği gibi imanda güçlenin. Dikkatli olun! Mesih’e değil de, insanların geleneğine, dünyanın temel ilkelerine dayanan felsefeyle, boş ve aldatıcı sözlerle kimse sizi tutsak etmesin. Çünkü Tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih’te bulunuyor. Siz de her yönetim ve hükümranlığın başı olan Mesih’te doluluğa kavuştunuz. Koloseliler 3:8-10 “Ama şimdi öfke, kızgınlık, kötü niyet dahil, hepsini üzerinizden sıyırıp atın. Ağzınızdan hiçbir iftira ya da edepsiz söz çıkmasın. Birbirinize yalan söylemeyin. Çünkü eski yaradılışı kötü alışkanlıklarıyla birlikte üzerinizden çıkarıp attınız; eksiksiz bilgiye erişmek için Yaratıcısı’na benzer olmak üzere yenilenen yeni yaradılışı giyindiniz.” Koloseliler 3:16-17 “Mesih’in sözü bütün zenginliğiyle içinizde yaşasın. Tam bir bilgelikle birbirinize öğretin, öğüt verin, mezmurlar, ilahiler, ruhsal ezgiler söyleyerek yüreklerinizde şükranla Tanrı’ya nağmeler yükseltin. Söylediğiniz, yaptığınız her şeyi Rab İsa’nın adıyla, O’nun aracılığıyla Baba Tanrı’ya şükrederek yapın.” Koloseliler 4:6 “Sözünüz tuzla terbiye edilmiş gibi her zaman lütufla dolu olsun. Böylece herkese nasıl karşılık vermek gerektiğini bileceksiniz. 2.Timoteyus 2:16 “Bayağı, boş sözlerden sakın. Çünkü bunlara dalanlar tanrısızlıkta daha da ileri gidecekler.”
Titus 2:7-8 “İyi olanı yaparak her konuda onlara örnek ol. Öğretişinde dürüst ve ağırbaşlı ol, kimsenin kınayamayacağı doğru sözler söyle. Öyle ki bize karşı gelen, hakkımızda söyleyecek kötü bir söz bulamayıp utansın.”
Aynı şekilde Petrus şunları söylüyor. 1.Petrus 3:8-10 “Sonuç olarak hepiniz aynı düşüncede birleşin. Başkalarının duygularını paylaşın. Birbirinizi kardeşçe sevin. Şefkatli, alçakgönüllü olun. Kötülüğe kötülükle, sövgüye sövgüyle değil, tersine, kutsamayla karşılık verin. Çünkü kutsanmayı miras almak için çağrıldınız. Şöyle ki,”Yaşamdan zevk almak, İyi günler görmek isteyen, Dilini kötülükten, Dudaklarını yalandan uzak tutsun.”
Evet kardeşler tıpkı bu ayetlerde dediği gibi, Elçilerin yaptığı gibi ve İsa’nın ağzından çıkan sözlerde olduğu gibi bizim sözlerimizde birbirimize teşvik veren, cesaretlendiren, yüreklendiren ve birbirimize yaşam veren sözler olsun. Birbirimizi avutan sözler olsun dokunaklı sözler olsun. Çünkü Rab bizden bunu istiyor bakın Rab Yeş.40:1-2’de ne diyor
“Avutun halkımı” diyor Tanrınız, “Avutun! Yeruşalim halkına dokunaklı sözler söyleyin. Angaryanın bittiğini, Suçlarının cezasını ödediklerini, Günahlarının cezasını RAB’bin elinden İki katıyla aldıklarını ilan edin.”
Son günün yaklaştığını bilerek birbirimize böyle sözler söyleyelim, askerdeki ve bizden uzaktaki kardeşlerimize elçilerin yazdığı gibi mektuplar yazalım, birbirimize aramızdan bazı kardeşlerin yaptığı gibi mesajlar çekerek Seni Seviyorum kardeşim diyelim inanın bazen bu sözlerimizin o kişiler üzerinde öyle bir etkisi olacak ki. Belki siz bunun farkında olamaya bilirsiniz ama Rab bu sözlerinizi o kişilerin hayatında kullanır. Çok etkilendiğim gerçek bir hikâye duymuştum onu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Siz Çok Önemlisiniz yazan mavi kurdele :
New York’ta yaşayan bir öğretmen, lise son sınıftaki öğrencilerinin diğer insanlardan farklı olan özelliklerini vurgulayarak onurlandırmaya karar vermişti. California DelMar’dan Helice Bridges tarafından geliştirilmiş süreci kullanarak her bir öğrencisini teker teker tahtaya kaldırdı. İlk önce öğrencilere sınıf ve kendisi için ne kadar farklı olduklarını belirtti. Sonra her birine üzerinde altın harflerle “Siz çok önemlisiniz” yazılı birer mavi kurdele verdi. Daha sonra kabul görmenin toplum üzerinde ne gibi etkileri olacağını anlayabilmek amacıyla sınıfına bir proje yaptırmaya karar verdi. Her bir öğrencisini üçer tane daha kurdele verdi, onlardan bu töreni gerçek dünyada devam ettirmelerini istedi. Öğrenciler daha sonra sonuçları takip edecek kimin kimi onurlandırdığını tespit edecek ve bir hafta boyunca sınıfa bilgi vereceklerdi.
Çocuklardan biri, gelecekteki kariyer çalışmaları için kendisine yardımcı olduğundan yakınlardaki bir şirketin üst düzey görevlisini onurlandırmıştı. Adamın yakasına mavi kurdeleyi iliştirmişti. Daha sonra iki tane daha kurdele vermiş ve “Sınıfça bu konuda bir projemiz var. Sizden onurlandırmanız için birini bulmanıza istiyoruz. Onurlandırdığınız insanlara ekstra kurdele de verin. Böylece onlarda bu projenin devam etmesi için başkalarını bulabilirler. Daha sonra lütfen bana ne olduğu konusunda bilgi verin.”O gün üst düzey yönetici, suratsız biri olarak bilinen patronunun yanını gitmeye karar verdi. Patronun odasını girdi ve patronuna yaratıcı bir deha olduğundan ötürü onu takdir ettiğini söyledi. Patron şaşkını uğramıştı. Patronuna mavi kurdeleyi yakasını takmasına izin verip veremeyeceğini sordu. Şaşkına dönen patron, “tabii ki” şeklinde yanıt verdi. Üst düzey yönetici mavi kurdeleyi patronunun tam kalbinin üstüne ceketine iliştirdi.
Ekstra kurdeleyi verirken, “Bana bir iyilik yapar mısınız? Sizde bu kurdeleyi onurlandırmak istediğiniz birine verir misiniz? Bunun bana veren çocuk okulda bir proje yaptıklarını söyledi. Bu kabul görme töreninin devam etmesi gerekiyormuş. Böylece insanları nasıl etkilediğini belirleyeceklermiş.”O gece patron evine geldiğinde on dört yaşındaki oğlunu yanına oturttu. “Bugün bana inanılmaz bir şey oldu. Ofisteydim Üst düzey yöneticilerden biri içeri girdi. Bana hayran olduğun söyledi ve yaratıcı bir deha olduğum için bir kurdeleyi üstüme iliştirdi. Bir hayal etmeye çalış. Benim yaratıcı bir deha olduğumu düşünüyor. “Siz çok önemlisiniz” yazılı bu kurdeleyi tam göğsümüm üstüne taktı. Bana ekstra bir kurdele verdi ve onurlandıracak başka birini bulmamı istedi. Arabayla eve gelirken, bu mavi kurdeleyle kimi onurlandırabileceğimi düşünden ve aklıma sen geldin. Ben seni onurlandırmak istiyorum. Günlerim aşırı yorucu geçiyor. Eve gelince sana pek ilgi gösteremiyorum bazen derslerden aldığın notları beğenmeyince veya odanı toparlamayınca sana bağırıp çağırıyorum. Oysa bu gece bir şekilde buraya oturup sana benim için ne kadar farklı olduğunu söylemek istedim. Annen gibi sen de benim hayatımdaki en önemli insansın. Sen mükemmel bir çocuksun. Seni seviyorum oğlum!” Şaşkına dönen çocuk ağlamaya başlamıştı. Bütün vücudu titriyordu Başını kaldırdı, gözleri yaş içinde babasını baktı ve “Yarın intihar etmeyi düşünüyordum. Baba, ben senin beni sevmediğini düşünüyordum. Ama artık her şey farklı” dedi.
2.Selanikliler 2:16-17 “Rabbimiz İsa Mesih’in kendisi ve bizi sevip lütfuyla bize sonsuz cesaret ve sağlam bir umut veren Babamız Tanrı sizi yüreklendirsin, her iyi eylem ve sözde pekiştirsin.”
10. Temmuz 2008: 23:01 #29672AnonimPasifSevgili Orhan kardeşim, Bu güzel paylaşımın için çok teşekkürler. Gerçekten de dudaklarımızdan çıkan sözler çok önemlidir. Yıkıcı da olabilir, yapıcı da.. Ölüme de götürebilir, yaşam da verebilir. Şifa da verebilir, yaralayabilir de. Cesaret verebilir, cesaret kırabilir de vs. Artık seçim bize kalmış…
Bizler İsa Mesih’e aitsek, insanların, canların kurtulmalarını istiyorsak dilimizi Rabbi hoşnut edecek şekilde kullanmalıyız. Ağzımızdan çıkan sözler yaşam versin, kurtuluş getirsin, cesaretlendirsin, uyarsın, esenlik versin.
Sevgiler
11. Temmuz 2008: 9:15 #29673AnonimPasifSizin gibi değerli sonsuz ve sınırsız saygı duyduğum bir büyüğümden böyle birşey duymak, beni Rab’de onurlandırdı, vakit ayırıp okuyup, ayrıca teşvik ettiginiz için de tesekkürler.
Kutsal Olan Krallar Kralı’nın ismi yüceltlsin.
11. Temmuz 2008: 15:43 #29676AnonimPasifhamdolsun
Öylesine alçakgönüllüsün ki sevgili kardeşim, Rab seni bolca bereketlesin. Ayrıca tüm yücelik, onur Rabbimiz’edir. Övülmeye layık olan tek kişi O’dur.
Sevgiler
Suna -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.