RAB’bin İmana Getirdikleri.
- Bu konu 7 izleyen ve 12 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
22. Eylül 2010: 19:51 #25224AnonimPasif
Rüzgar’ın yazdığı fıkra çok güzel eline, güzel yüreğine sağlık.Papazın Vaaz’ı adlı Fıkrayı okuyunca, benimde aklıma şu fıkra geldi.
Bir Rahip’in vaazıyla imana gelmiş,ancak sonra tekrar günaha düşerek çok ağır ve ahlahsız bir yaşam yaşayan bir adam varmış.Aynı kiliseden biri Rahibe O günaha düşen adamı göstererek şöyle demiş:
“Şu adam senin imana getirdiklerinden değilmi.?
Rahip buna karşılık olarak şöyle demiş:
“O adamın benim işimin bir ürünü olduğu bellidir.Çünkü o işe yaramaz biridir.Ben de zavallı,zayıf bir aletim.Efendimin beni kendi işinde sakladığına şaşarım.Ben kilisede benim imana getirdiğim değil,ama RAB’bin imana getirdiği kimseleri isterim.”
“Tanrıyı övüyorlardı ve tüm halkın beyenisini kazanmışlardı.Rab’de hergün yeni kurtulanları onların arasına katıyordu.”
Elçilerin işleri 2:37Sizi Çağıran Sesi Dinleyin.
Eyer siz hala iman etmediyseniz,yada imanlı olupta şimdi, Mesih’ten Uzaklaştıysanız,İSA MeSih’ı kabul etmemenin yada uzaklaşmanın size neler kaybettirdiğinin farkında değilsiniz.
İSA MESİH, sizdeki tek ümit’tir.
TANRI’nın yargısı önünde sizler,kurtarıcısız ne yapacaksınız.Günahlarınıza karşılık RAB sizi davet ediyor. ve siz bunu görmezden geliyorsunuz.
Bir zamanlar sizin için ağlayan o gözler,sizin üzerinize yıldırım gibi parlayacak.Çarmıhta delinen O eller size karşı kalkacak,Yürekleri eriten “Bana gelin “diye size seslenen,yüreğinize konuşan,hatta sizi uyaran O ses size birgün “Huzurumdan kaybol ve git “diye gürlüyecek.Ey ölümlü cana sahip olanlar,lütfen düşünün ve daha henüz fırsat varken ve daha ölümsüz can’lara sahip olmak varken,birkez daha düşünün,ve fırsat geçmeden size seslenen O ses, gitmeden Tövbe edin ve İSA MESİH’in sizi çağıran sesini dinleyin.Ruh’larınızdaki
huzur ,size pişman olmayacağınızı fısıldıyacaktır.“Günahlarımızı itiraf edersek,güvenilir ve adil olan TANRI günahlar- ımızı bağışlayıp bizi her kötülükten arındıracaktır.”
Yuh 1:8:10Esenlikle.
23. Eylül 2010: 7:58 #35595AnonimPasifhristiyan,müslüman,yahudi,putperest…kardeşlere sesleniyorum.zaman insanın aklını en fazla kullandığı,maddenin ön plana çıktığı maneviyatın azaldığı bir zamandır. böyle bir zamanda inançlar akle uygun alabilecek bir şekilde bilimin ışığı altında açıklanmalıdır. maneviyati inkar edenler bilimden delil getirip inkar ederler.ozaman maneviyata inananlarda bilimden delil getirmelidirler.yani aynı silahı kullanılmalıdır.haydi inaçlarınızı inandırın!
25. Eylül 2010: 22:55 #35606AnonimPasifhristiyan,müslüman,yahudi,putperest…kardeşlere sesleniyorum.zaman insanın aklını en fazla kullandığı,maddenin ön plana çıktığı maneviyatın azaldığı bir zamandır. böyle bir zamanda inançlar akle uygun alabilecek bir şekilde bilimin ışığı altında açıklanmalıdır. maneviyati inkar edenler bilimden delil getirip inkar ederler.ozaman maneviyata inananlarda bilimden delil getirmelidirler.yani aynı silahı kullanılmalıdır.haydi inaçlarınızı inandırın.
Demişsiniz.Sayın Ekrat 65.
Bizlerin kimseyi zorlayarak İnanç’ımızı inandırma diye bir düşüncemiz yok.İSA MESİH’i yani, TANRI SÖZ’ünü anlatırız,İsteyen inanır isteyen bunu reddeder.İnanç’ımızda dayatmada söz konusu değildir.Özgür irade söz konusudur.Bilim ve Din konusunun,kısa bir süre öncesine kadar,çatışma içinde olduğunu biliyoruz.yakın geçmişte evren ve insanlığın oluşumuna dair ortaya çıkan gerçekler sayesinde,bu gün bilim dünyası bile bölünmüş durumdadır.İlginç olansa yeni bilimsel kanıtlar ortaya çıktıkça ,yaratıcı kavramının daha etkin bir şekilde belirlenmeye başlamıştır.
Bulunan bilimsel kanıtlar ve evrenin işleyişindeki düzenlilik, sadece basit bir rastlantı sonucumudur sizce..?
Hiç sanmıyorum.Doğanın bu denli mühteşem işleyişi ve düzeninin değişmezliği,bunun bir ratlantı sonuçu olmadığının göstergesi değilmidir.
Karbon,niknojen,oksijen ve diğer kimyasal elementlerin özellikleri de sadece bir ratlantı sonuçu değildir.Suyun ve karbondioksit’in benzersiz nitelikleri bir ratlantı sonuçu değildir.
Kişisel ve herşeyden üstün olan bir yaratıcı’nın yaşami tasarlamış olması gerekir.Bu güç’e biz TANRI diyoruz.Maneviyatı olmayan bir insana ne anlatabilirsinizki,anlatamazsınız.İlginç olansa Tanrı varlığını ortaya çıkaran kanıtlar konusundada,bilği konusunda bir noktadan sonra tıkandıklarından ,inandıkları görüşlerle ilğili fikirleri konusunda açıklama yapamazlar..Bu kuşkucular,bilinmezciler,Ateistler içinde geçerli.belkide işin kolaya kaçış yoluna inanma yada inançsızlık onlara daha kolay gelir.
Bizler dediğim gibi kimseyi inandırmak zorunda değiliz.bilimsel gitsenizde,onlardaki mazeret inançsızlıktır.“Dikkatli olun! Mesih’e değil de insanların geleneğine,dünyanın temel ilkelerine dayanan felsefeyle boş ve aldatıcı sözlerle kimse sizi tutsak etmesin.”
Koleseliler 2:8Esenlikle.
20. Ekim 2010: 12:35 #35699AnonimPasifvay ilk cevap veren bir hristiyan kardeş . müslüman kardeşlerinde cevap yazmasını isterdim.neyse sevgili saba kardeş anlatıklarından anladığım : inançlarınızı insanlara zorlamadan anlatmak olduğudur. bende bunun taraftarıyım.ama beni yanlış anladınız.benim bildiğim zorlama -bakın bu dine girmezseniz cehennemde yanacaksınız. dünyada perişan olacaksınız- gibi tehtit eder gibi delilsiz tebliğlerdir.oysa benim demek istediğim şudur:dininizde hangi imanım rukünleri varsa bunun ispat etme yöntemidir.ben siteyi biraz dolaştım en çok gözüme çarpan iki dinin fertlerinin birbirini zorlamasıdır. yani şunu demek istiyorum mesele müslüman kardeşlerden biri kendi dininin inançlarını ispatlama gibi bir yolu terçih etmiyor hiristiyanlık dininde kendine göre kapalı kalmış bir konuyu dile getirip insanları islama çağırıyor.yani hristiyanlığı çürütüp böylece islamın hak dindir demeye çalışıyor.aynı yöntemi hristiyan kardeşlerde de gördüm. ama bu yöntem uzun uzadıya gider.çümkü dünyada sadece hristiyanlık ve müslümanlık dini yok ki. yüzlerce din vardır.bunların hepsinin çürütülmeye çalışılması imkansızdır.en kısa yol sadece kendi dininin güzelliklerini göstermek inançlarıda akla uygun bir şekilde ifade etmektir. gerisi yaratıcınıza kalmış.benim demek istediğim buydu. mesela siz kainatta -bilimden yararlanarak-olan düzenden bahsetmişsiniz. bununda kainatı yaratan yaratıcı veya yaratıcılar olması ğerektiğini yazmışsınız. sizin inançlara üç tanrı vardır. bunların delilleri varmıdır.yada müslümanlar tek tanrı vardır diyorlar. onlarda bunu ispatlasınlar.böylece dine olan saldırılar azalır.iyi günler.
20. Ekim 2010: 18:45 #35702AnonimPasif@ekrad_65 19744 wrote:
vay ilk cevap veren bir hristiyan kardeş . müslüman kardeşlerinde cevap yazmasını isterdim.neyse sevgili saba kardeş anlatıklarından anladığım : inançlarınızı insanlara zorlamadan anlatmak olduğudur. bende bunun taraftarıyım.ama beni yanlış anladınız.benim bildiğim zorlama -bakın bu dine girmezseniz cehennemde yanacaksınız. dünyada perişan olacaksınız- gibi tehtit eder gibi delilsiz tebliğlerdir.oysa benim demek istediğim şudur:dininizde hangi imanım rukünleri varsa bunun ispat etme yöntemidir.ben siteyi biraz dolaştım en çok gözüme çarpan iki dinin fertlerinin birbirini zorlamasıdır. yani şunu demek istiyorum mesele müslüman kardeşlerden biri kendi dininin inançlarını ispatlama gibi bir yolu terçih etmiyor hiristiyanlık dininde kendine göre kapalı kalmış bir konuyu dile getirip insanları islama çağırıyor.yani hristiyanlığı çürütüp böylece islamın hak dindir demeye çalışıyor.aynı yöntemi hristiyan kardeşlerde de gördüm. ama bu yöntem uzun uzadıya gider.çümkü dünyada sadece hristiyanlık ve müslümanlık dini yok ki. yüzlerce din vardır.bunların hepsinin çürütülmeye çalışılması imkansızdır.en kısa yol sadece kendi dininin güzelliklerini göstermek inançlarıda akla uygun bir şekilde ifade etmektir. gerisi yaratıcınıza kalmış.benim demek istediğim buydu. mesela siz kainatta -bilimden yararlanarak-olan düzenden bahsetmişsiniz. bununda kainatı yaratan yaratıcı veya yaratıcılar olması ğerektiğini yazmışsınız. sizin inançlara üç tanrı vardır. bunların delilleri varmıdır.yada müslümanlar tek tanrı vardır diyorlar. onlarda bunu ispatlasınlar.böylece dine olan saldırılar azalır.iyi günler.
hristiyanlıkta tek tanrı inancı var bunu ben hristiyan olmadığım halde biliyorum
20. Ekim 2010: 21:42 #29583AnonimPasifEkrat 65, güzel, özgür zihinsel bir yasantinizin olmasi. Mantik ne demek, düsünmek ne demek, gercekten, biliyorsunuz. Bunlar aklinizin övülecek özellikleri.( Ve sizin). Bu konulara henüz yabanci oldugunuz cok belli. Cok arastirmali ve okumalisiniz. Bilgi olmadan degerlendirme, sonuc cikarma nasil mümkün olabilir. Yazinda yanlis yer alan su noktalari dogru yerine koymak istiyorum. 1 inananlarin cehennemden bahsetmesi, piskolojik bir zorlama kurnazligi yaptiklarindan degil, incili okursan orada gectigini,Tanrinin da bunun bilinmesini, söylenip insanlari uyarmamizi istedigini görürsün. 2 hristiyanlar üc tanriya inanmiyorlar. bir olan Tanrida üc benlige, var olusa inaniyorlar. Tanrinin kendisi, sözü(dünyada Mesih olarak var oldu)ve Tanrinin ruhu Kanita gelince: Bir ateiste ruhsuz desem cok kizar. Ruhlu oldugun sana hos geliyor da, Tanrili oldugun niye mayhos geliyor. Ruhun varsa Tanri da var. Diyip sana iyilikler diliyorum.( ayrica,sonsuzluk- uzayda-zamanda-en acik kanit baska bir boyutun olduguna dair. Yoksa akil mantik ötesi böyle seyler de olmazdi)
20. Ekim 2010: 23:44 #27957AnonimPasifQuote:Çünkü dünyada sadece hristiyanlık ve müslümanlık dini yok ki. yüzlerce din vardır.bunların hepsinin çürütülmeye çalışılması imkansızdır. En kısa yol sadece kendi dininin güzelliklerini göstermek inançlarıda akla uygun bir şekilde ifade etmektir. gerisi yaratıcınıza kalmış.Sevgili Ekrad_65,
Dünyada irili ufaklı pekçok din vardır, ama hristiyanlık, yasalardan, kurallardan oluşan bir din değildir. Gerçek hristiyanlık yaşayan diri Tanrı ile iletisim içinde olmak demektir. Dinler insana sonsuz kurtuluş sağlayamaz, ancak, çağlar boyunca insanlığın en büyük bölücü ve yıkıcı etkeni olmuşlardır. Her insan günahlıdır ve sonsuz cehennem yargısıyla yargılanmaktadır ve her insanın kurtuluşa, bir kurtarıcıya gereksinimi vardır. Yerden olan hiçbir din önderi insana kurtuluş güvencesi veremez. Gökten olan bir kurtarıcı ancak sonsuz yaşam güvencesi verebilir, kurtarabilir. Dinsel işler, din adına yapılan güzel işler, yapılan iyilikler insanın Tanrı ile barışması ve sonsuz yaşama kavuşması için yeterli değildir. Kurtuluş için gereken her şeyi İsa Mesih çarmıhta canını vererek ve kanını akıtarak sağlamıştır. Bu da, İsa Mesih’in haç üzerinde günahlarınızın bedelini ödediğine iman ederek, İsa Mesih’in armağan olarak sunmuş olduğu kurtuluş armağanını almakla elde edilir.[/quote]Sizin inançlara üç tanrı vardır. bunların delilleri varmıdır.yada müslümanlar tek tanrı vardır diyorlar. onlarda bunu ispatlasınlar. [/quote]
Üçlü birlik anlayışı yalnızca Hıristiyanlıkta görülmektedir. Aslında bu kavramı anlamak zordur.Üçlü birlik, tek Tanrı’da üç ayrı kişilik anlamına gelmektedir. İnsandaki can, ruh ve beden gibi…Fakat Tanrı, kendisini kişisel olarak tanıyabilmemiz için yeterince açıklamada bulunmuştur. Hıristiyanlıktaki tek Tanrı inancı, ta Eski Antlaşma’ya dayanmaktadır. Yasanın Tekrarı 6:4’de şöyle yazılıdır:
‘Dinle, ey İsrail! Tanrınız Rab tek Rab’dir’.
Tanrı’nın tek olması, özde ve doğada ‘eşsiz’ olması demektir. Her üç kişilik de – Baba, Oğul ve Kutsal Ruh – aynı sınırsız ve yaratılmamış varlığın özüne sahiptir. Yani üç ayrı tanrıdan söz etmiyoruz. Aynı özü paylaşan üç kişilikten söz ediyoruz.Tanrı’nın tek olması, üç kişiliğin her zaman bir beraberlik ve uyum içinde olduğunu göstermektedir. Kişiliklerin hepsinin düşüncesi, isteği ve karakteri birdir. Yuhanna 8:28’de İsa şöyle diyor:
‘Kendiliğimden hiçbir şey yapmadığımı, ama tıpkı Baba’nın bana öğrettiği gibi konuştuğumu anlayacaksınız.’
Üçlü birliğin kişilikleri arasında işlev farkı da vardır. Tanrı’nın bütün işlevleri üç kişilik tarafından yerine getirilmektedir. Ama genellikle yaratılış Baba’ya, kurtuluş Oğul’a, kutsal kılma ise Kutsal Ruh’a bağlıdır.
Sorularınız olursa size severek yardımcı olmaya çalışacağız. Rab sizi bereketlesin ve gerçeklerini tüm açıklığıyla size göstersin..
Sevgilerimle
27. Ekim 2010: 9:55 #35713AnonimPasifVerdiğiniz cevaplar için sağolun arkadaşlar . Ama üçlü birlik kavramını anlamakta zorluk çekiyorum. çünkü tanrı kainatı ve insanları yarattıktan sonra kendini insan bedenine bürüyüp sonra ölüp kendi makamına mı yükseldi. Hatta bir insandan doğup insanlar gibi yaşayıp sonra baba çığlıkları içinde idam mı edild? Ben bunları anlamıyorum, eğer sevgiden diyorsanız tanrı hz adem günah işlediği zaman onu af etse idi dünyada bu kadar insanların zülüm görmesi gerekmezdi . Herkes cennette yaşardı, hz isa da idam edilmezdi. Ben bu inanışların akıldan ziyade hislerle inanilınacakları kanaatındeyim. Bu yüzden sizlerin hislerinizin övğüye değer olduğunu düşünüyorum. Görüşmek üzere.
27. Ekim 2010: 21:14 #35710AnonimPasifEkrat 65, ictenligin ve dürüstce duygularini, düsüncelerini belirttigin icin hem bravo, hem de tesekkurler sana. Vicdaniyla konusan senin gibi insanlarin orani sanirim cok az. insanlarin cogu ezberden, egolarindan konusurlar. Senin belirttigin konulara gelince: Tanri kendi yapisina aykiri davranamiyor. Sonsuz adil ve sonsuz merhametli, sevgi dolu. Adem Havva suc islediklerinde onlara mecburi adaletin gerektirdigini yapti. Zaten iyi ve kötüyü ayir etme yetenegi kazandiklarindan artik is isten gecmisti. Hicbirsey eskisi gibi olamazdi. Bu yetenegin karsiliginda ölümü de kazanmislardi. Tanri orada olan kopmayi Mesih isada tekrar sonsuza dek gecerli olacak sekilde bagladi. üclü birligin anlasilmasi Kutsal Kitapta yalnizca kutsal ruhun yardimiyla olabilecegi gecer. Anlamamis olman cok normal, Tanri sözüne de cok paralel bir durum. Tanri bir kütlesi, hacmi olan birsey degil. Heryeri kaplayan heryerde olan adeta bir enerji.Bundan bir parcanin dünyada insan vücudunda ömür sürüp ait oldugu varliga da baba demesi dogal. Bir de bu varligin ruhu var. Bu da Kutsal Ruh olarak geciyor. Günes iste isiklariyla elimin üzeinde duruyor iste ruhum var benim bedenim =benim canim=benim hicbiri digerinin ayni degil hepsi bir ben yapiyor. Ekrat dua et kardesim. Tanriyla konus. Neyse, nasilsa, hangi kimlikteyse cagir kendiysini sana tanitsin. Tanri sözü var: Beni davet ederseniz gelecegim, yanitsiz birakmayacagim der. Davet et onu, cagir kendine. Eminim gelecek kendini sana bulduracak. ictenlikli ,günde bir dua, tek yapacagin sey. Yaraticimiza ulasmak icin bu kadari cok olmasa gerek.
28. Ekim 2010: 9:05 #35715AnonimPasifEkrad_65 kardeşim, foruma hoş gelmişsin… Mustifi kardeşimizin dediklerine katılıyorum, sorunlanışın çok samimi… Sorunlanışın samimi olması her bereketin başlangıcıdır şüphesiz…
Bak, bu, varlığın kökünde yatan gerçek, bir sırdır… Ama gizli tutulduğundan sır olduğu yok… Doğası itibarıyla insanın aklının ötesindeki bir yapı blokuna hitap eden bir şey olduğundan sırdır… Bizler, şu anki medeniyetimizde herşeyi akılcılığa indirgemiş, aklın ötesinde varlığı algılayacak bir ‘gereç’imizin olmadığına inandırılmışız… Halbuki bu böyle değildir… Aklın ötesinde, hiyerarşik olarak üzerinde olan bir gerecimiz var, yaradılışımız itibarıyla… O gerecin tıkanıklığının giderilmesi gerekir ki… o mevzubahis sır da algılanabilsin, anlamının ne olduğuna tanık olunabilsin… Ama o ‘gereç’ sadece Tanrı’nın doğrudan lütfuyla sağlık ve işlerliliğine kavuşabilecek bir gereç… Gerecin ismi firaset veya sezgi…
İnsanda o varlıksal düşkünlüğüyle tıkanmış firaset açıldı mı her şeyi anlar… ama açılması için insanın nefsinin aczinden ümitsizliğe kapılıp tam teslimiyete ‘sürüklenmesi’ lazımdır… Bu ise sadece insani taraftan çok derin bir iyi niyetle Rab’bın işi üstlenmesinin mucizevi bir bileşiminden hasıl olabilecek bir şeydir…
Firaset kapısı açıldı mı… Hristiyanlar’ın ‘birlikte üçlük, üçlükte birlik’ demeleriyle neler kastettiklerini de anlarsın, herşeyi de anlarsın… Diliyoruz onu sana can-ı gönülden, burdaki tüm kardeşler… Sevgiler…
28. Ekim 2010: 20:16 #35717AnonimPasifSayın Ekrat 65.
Dünyada sadece hristiyanlık ve müslümanlık dini yok ki. yüzlerce din vardır.bunların hepsinin çürütülmeye çalışılması imkansızdır.en kısa yol sadece kendi dininin güzelliklerini göstermek inançlarıda akla uygun bir şekilde ifade etmektir. gerisi yaratıcınıza kalmış. sizin inançlara üç tanrı vardır. bunların delilleri varmıdır.yada müslümanlar tek tanrı vardır diyorlar. onlarda bunu ispatlasınlar.böylece dine olan saldırılar azalır.
Demişsiniz.Kutsal kıtap’ı kabul etmek ve O’nun kanıtlarını açık ve önyargısız bir kafayla incelemek isteyen kişi öncelikle, kendi inancı her neyse o inanç’a ait, karşılaştırma yada şöyle diyeyim çünkü genelde bu yapılıyor,tartışma içine girer.
Biz şunu yapıyoruz.kesinlikle üstünlük taslamadan,karşı düşünceye ,
kendi inanç’ımız neyse bununla ilğili olarak daha doğrusu şöyle izah edeyim,Kutsal kıtap’ın esini ve güvenirliği hakkında deliler nedir bunlarla ilğili bilği verme yoluna ilk etapta gidiyoruz.
Bakın bilğilendirme diye yazıyorum yani dayatma kesinlikle değil.Yerine gelmiş peyganberlikler,bulunmuş kanıtlar,Kutsal kıtap’ın yalanlanamayacağı ile ilğili gerçekler tüm bunlara değiniyoruz ve anlatıyoruz.Kutsal Kıtap’ımızda hiç bir insan yada diğer başka bir inanç’ın bile yalanlayamayacağı gerçeğinden bahsediyoruz.Gerçeği arayan gerçeğe yönelmiş insanlar,kendi ön yargıları görüş açısıyla değil,anlattığımız,izah ettiğimiz açıkladığımız bilğilere ve bunlarla ilğili arkolojik yada tarihi kanıtlara bakarak gerçeği aramada,onu bulma çabalarını güçlendirebilirler.
Tanrı kendisini, tam olarak tanıyabilmemizi istediği için,SÖZ’ünü aramıza gönderdi.Onu tanımamız için değişik yazarlara esinleme yolu ile yazdırdı.Tanrı duyurusu ve görünümü yanı sıra O’nun öğreti ve eylemlerini öğrenmemiz için,SÖZ’ü ete, bedene büründü.
Bizler bunu anlatıyoruz.Sizin dediğiniz gibi de bizler üç tanrıya inanmıyoruz.bu konu ile ilğili o kadar yazı varki sitede, bunları okumanızı öneriyorum.
Baba ile özde bir olan Tanrı Söz’ü ,bedene girerek insan’la birleşti. Filozoflar,Tanrı tanımazlar,yada başka din bilğinleri bu gün hala bile,onca kanıta ramen, hayal mahsulu bir şeyler anlatıp duruyor,ve gerçeği kabullenemiyorlar.
Oysa bizlerin inandığı Kutsal Kıtap insanlara, insanlar ile Tanrı arasında tek aracı olan kusursuz Tanrı ve kusursuz insan İsa Mesih’i müjdeler.
İnsanın niçin yaratıldığını,nasıl günaha düştüğünü,bağışa nasıl ihtiyacı olduğunu açıklar.Günahı ve günahın nelerden oluştuğunu,Tanrının günaha bakışını, günahların nasıl affedileceğini,nasıl aklanacağımızı izah eder.
İSA MESİH’ı kabul edenlerin, yüreklerindeki, yaşamlardaki köklü
değişiminden bahseder,yanlızca bu değişimi yaşayanlar bunu hissedenler bunun nasıl bir duygu olduğunu bilirler.
lİşte bizler bunları, yaşadığımızı ve RAB’le canlı birebir değişmi, anlatıyoruz.İnandığımız Kutsal Kıtap, bize TANRI’nın kim olduğunu göstermiş ve yaşatmıştır.
İNCİL doğru olanı göstermekle kalmadığı gibi,her inanlıya bunu uygulama gücü’de veriyor.Bu inanılmaz güç’ün kaynağı Kutsal kıtap’tır.Mesih İnanlılarından biri Budist bir Hintli bilgin’e şunu sormuş:
“Sen hem Kutsal KItap’ı okudun,hem de kendi dininin kıtaplarını.”
“Aradaki fark nedir.?”
Budist:
“Kendi kaynaklarımızda da Kutsal Kıtap’ta da yüce duygular,derin düşünceler buldum,aradaki fark şu:
Siz Mesih İmanlıları gerek üstünüze düşen görevi,gerekse size onu uygulama imkanı veren güçün nereden geldiğini biliyorsunuz.Oysa biz sadece ,neyi yapmamız gerektiğini biliyoruz.”Varlığını dünyada sürdürmesi Kutsal KItap gerçeğinin,delilidir.Arada fark diğer inançlarla Mesih İnancı bu aşamaya asla güç,servet,dünyalık yada benliksel hırslarla,veye buna yol açabilen vasıtalar aracılığı ile gelmemiştir ki,öğretileri yada inancı kabul edenlere de üstelik şu söylenir.Zorluklarla,sıkıntılarla,başetmeye hazırlıklı ol Seni ayakta tutacak tek güç İSA MESİH’tir.Onca içkence,ölüm,zorluklar,yaşanılan (bu gün her iman eden inanlı yaşıyor bunu,)sıkıntılar.!
Bana söyleyebilirmisiniz, bu sizce, hangi İnançta yada inançlarda vardır..?
Ben diyorumki:
Güneş balçıkla sıvanmaz,Kutsal KItap gerçeğide yok edilemez edilemiyecektir.Esenlikle
29. Ekim 2010: 1:15 #35719AnonimPasifEkrad_65 Arkadaş merhaba,Rab’bin esenliği seninle olsun.
Sorularınız ve kardeşlerimin verdiği cevaplar çok güzel,
İnancınızı bilim ile sunun diyorsun.Hepimiz biliyoruzki,pek çok ateist bilim adamı yaptıkları çalışmalar ile Tanrı’yı inkar etmeye çalışırken,inançlı birer Mesih İsa imanlısı oldular.
Nedenmi……?“Bizi Mesih’te her ruhsal kutsamayla göksel yerlerde kutsamış olan Rabbimiz İsa Mesih’in babası Tanrı’ya övgüler olsun.O kendi önünde sevgide kutsal ve kusursuz olmamız için,dünyanın kuruluşundan önce bizi Mesih’te seçti.Kendi isteği ve iyi amacı uyarınca isa Mesih aracılığıyla,kendisine oğullar olalım diye bizi önceden belirledi.”
Efesliler 1:1-5Rab İsa Mesih yeri ve zamanı geldiğinde seçilmişlerine kendisine ulaşabilecekleri bir ortam hazırlıyor,ama dağda bir çoban ama labaratuvarda çalışan bir bilim adamı.
Yeterki Tanrı’dan dileyin.
“Dileyin size verilecek;arayın bulacaksınız;kapıyı çalın size açılacaktır.
Çünkü her dileyen alır,arayan bulur,kapı çalana açılır.”
Matta 7:7-8Sitemizdeki araştırmalarınız Rab’bin kapısını çalma vesileniz olsun.
İşte DNA şifresini çözen bilim adamının TANIKLIĞI.
Ateist Bilimadamı DNA Şifresini Çözünce Tanrı’ya İnandı
« : 07 Nisan 2009, 10:38:04 »İnsanın DNA şifresini çözerek bilim tarihine geçen Francis Collins, “Laboratuvarda çalışırken Tanrı’nın varlığını hissettim” dedi.
Dünyanın en büyük genetik uzmanlarından biri olarak gösterilen ve sekiz yıl önce çalışma arkadaşı Craig Venter’le birlikte insan DNA’sının şifresini çözerek büyük şöhret yakalayan Dr. Francis Collins, “imana geldi.”
Venter, bilim dünyasında büyük ses getiren buluşlarının ardından çalışmalarını ilerleterek, laboratuvarda “yapay canlı” üretmeye çalışırken, Collins ise yeni kitabıyla bilim ve din arasında yeni bir tartışma yaratacak gibi gözüküyor. Eylül’de piyasaya çıkaracağı “Tanrı’nın Dili” adlı kitabıyla ilgili İngiliz The Times gazetesine konuşan 56 yaşındaki Collins, 30 yıl öncesine kadar ateist olduğunu ancak artık Tanrı’ya inandığını söyleyerek, “Tanrı’nın var olduğuna dair rasyonel bir temel var ve bilimsel gelişmeler insanı Tanrı’ya daha da yaklaştırıyor” dedi. Amerikalı bilim adamı artık inandığını belirterek, “Laboratuvarda çalışırken Tanrı’yı hissettim. Kesinlikle bizden daha büyük bir güç var ve ben ona inanıyorum. DNA’nın şifresini çözmek beni Tanrı’ya biraz daha yakınlaştırdı. Hastalıktan kırılan insanlar gördüm. Bilim onlardan umudunu kesmişti. Ama mucizevi olarak hayata döndüklerini gördüm. Bu da Tanrı’nın işidir” diye konuştu. İnsan genini çözmenin de kendisine Tanrı’nın eserini görme fırsatı verdiğini söyleyen Collins, “Önemli bir buluş yaptığınızda o bilimsel coşku anını yaşarsınız, çünkü onu araştırmış ve keşfetmişsinizdir. Keşfettiğim şey öyle bir şeydi ki, bu bilgiye daha önce hiçbir insan sahip olamamıştı. Fakat Tanrı onu her zaman biliyordu” dedi.
TARİHE GEÇTİLER
İnsan vücudunun genetik kodları olan DNA’nın şifresini çözen iki bilim adamı, bu çalışmalarıyla bilim tarihine geçmişlerdi. DNA’nın dizilimi ve kodlarının çözülmesi dönemin ABD Başkanı Bill Clinton ve İngiltere Başbakanı Tony Blair’in eş zamanlı açıklamalarıyla dünyaya duyurulmuştu.
Esenlik olsun.29. Ekim 2010: 20:58 #35721AnonimPasifSayın Ekrat 65.
” tanrı kainatı ve insanları yarattıktan sonra kendini insan bedenine bürüyüp sonra ölüp kendi makamına mı yükseldi. Hatta bir insandan doğup insanlar gibi yaşayıp sonra baba çığlıkları içinde idam mı edild? Ben bunları anlamıyorum, eğer sevgiden diyorsanız tanrı hz adem günah işlediği zaman onu af etse idi dünyada bu kadar insanların zülüm görmesi gerekmezdi . Herkes cennette yaşardı, hz isa da idam edilmezdi. Ben bu inanışların akıldan ziyade hislerle inanilınacakları kanaatındeyim. Bu yüzden sizlerin hislerinizin övğüye değer olduğunu düşünüyorum.
Diye yazmışsınız.
Bakın, önce Tanrı kainatı ve sonra Adem’i daha sonra da havva’yı yarattı.
Her şeyi bilen Tanrı sizce Ademle Havva’nın kendisini dinlemeyerek,kendisine karşı itaatsizlik edeceğini hesaplayamadımı.? Konulan yasağa karşı geldiler ve günaha düştüler öyle değilmi.?
Bunu Tanrı bilmiyormuydu sizce?
Tüm bunların cevabı,şudur.Tanrı yarattığı Adem ve Havva’ya özgür seçim bahşetti.İyiyi ve kötüyü bilme ağacından yememek yasağı, sadece yarattığı bu canların kendisine karşı olan İtaatlerini ölçmekti.
Adem ve Havva Özgür seçimlerini kullanarak,Tanrı’yı dinlemediler.Şeytan Havva’yi kandırdığında Adem bu duruma sessiz kaldi,kendisine verdiği yasak ağacın meyvesini itiraz etmeden alıp yedi.Daha sonra işlediği günahı kabul edip tövbe edeceğine,suçu eşi Havva’nın üzerine attı.Havva’yı suçlamakla kalmayıp Tanrı’yıda suçladı.Kullandığı “Senin verdiğin kadın” cümlesiydi.
Tanrı havva’yı yanlızlığına çözüm olsun diye Ademe vermişti.Günah işlesinler diye değil.Bakın ilk günah kendini yaratan Tanrı’ya karşı yapılan itaatsizliktir..Yani burdaki konu kendi iradeleri ile Tanrı’ya itaati seçen özgür insan olmalarıydı ama onlar bunun tersini tercih ettiler.
İkinci Konu;Tanrı insan bedenine bürünüp,sonra ölüp daha sonra kendi makamına yükselmedi.
Bizler ne diyoruz İSA MESİH TANRI’nın beden almış SÖZ’üdür.O İnsan bedeninde iken, Öz’olan TANRI’nın kendisi zatem yüce makamındaydı.
Bir Sperm’den İnsanı yaratan TANRI, kendi Söz’ünü(İSA Mesih) insan yapamazmı sizce.?
Çarmıhta ölen Beden almış kendi Söz’üydü.
Çığlık atması.. bunu kullanış tarzınız biraz banal.
Korku’danmı çığlık attı diye mi düşünüyorsunuz.?
Kardeş Ekrat 65,
İSA MESİH Tüm insanlığın üstüne yüklenen günah’in iğrençliği nedeni ile çığlik attı.TANRISAL yani bunu kaldıramadı.her ne kadar ÖZ’ü yukarda olsa bile insan etine burunmuş TANRI’sal söze Günah iğrenç geldi,tiksinti duydu.bunu anlamanız ve kavrayabilmeniz şu an size zor gelebilir.TANRI, kutsal, kusursuzdur,günahtan tiksinir.Diyorsunuzki, Tanrı Ademi affetseydi.
TANRI merhametlidir,affedicidir, sevgi doludur,fakat,
adil’dirde.
Kutsal Kıtap’ta yazar.Tanrı ,Adem’i,Havva’yi,ve kendisine karşı gelmiş olan şeytan’ı(Yılan’a)işledikleri bu günahlarına karşılık günahlarını cezasının ne olacagını ,nasıl bir bedel ödeyeceklerini açıklar.Yılana,şeytanın kendisini kullanmasına izin vermesi neticesinde,toprak yiyerek karnı üzerinde sürünmeyi,havva’ya çocuk sahibi olurken ağır sancılar cekerek doğum yapmayı,Ademe’de çalışarak ter dökerek zorluklar içinde yaşamı,vererek cezalandırdı.dahası cennetten kovuldular.ve dahası ölümlü oldular.Bu TANRI’nın Adil yargılayışıydı.
İSA MESİH idam edilmezdi diyorsunuz.
Bakın;TANRI’nın günahkar insanla olan bu kopukluk ve ayrılışı,TANRI’nın gene kendisinden geldi,Eyer itaatsizlik yapmamış olsalardı,tüm insanlık bu gün cennette yaşayacak ve TANRI ile beraber olacaktı.İtaatsizlikle,tüm insanlığın ölümlü olmalarını ve günahkar bir doğa ile dünyaya gelmelerine neden oldu.Bu günah’ı ortadan tek bir şey kaldırabilirdi bu da günahsız olan İSA mesih ‘ti.
Yani İSA MESİH’in çarmıha gerilişi TANRI’nın Günahkar insanların kurtuluşu için olan tasarısıdır.TANRI’sal SÖZ’ olan İSA MESİH bunun için, insan bedeninde dünyaya geldi.Ve Öz’de baba TANRI’nın tasarısını gerçekleştirdi.İlk günah ilk insan aracılığı ile dünya’ya girdi ve tüm insanlığa yayıldı.TANRI’sal SÖZ olan İSA Mesih bizleri günahın tutsaklığından kurtarmak,bu dünya’ya Tüm insanlığın günah bedelini ödemek için geldi ve çarmıkta ölerek bizlerin TANRI ile barışmasını sağladı. Şeytanı çarmıh üzerinde yenen,günahsız tek kurban kuzusu İSA Mesihtir.
TANRI adeleti günah’ın cezalandırılmasını gerektirir.TANRI Kutsaldır,merhametlidir,sevecendir,ama günahından dönmeyenleri cezalandıracak kadarda gaddardır Bizler İSA MESİH’in çarmıhta döktüğü kan ile aklandık.
“Evet,biz daha çaresizken Mesih belirlenen zamanda tanrısızlar için öldü.Bir kimse doğru insan için güç ölür,ama iyi insan için belki biri ölmeyi göze alabilir.Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor.Biz daha günahkarken,Mesih bizim için öldü.Biz,Tanrı’nın düşmanıyken oğlu’nun ölümü sayesinde O’nunla barıştıksa,barışmış olarak Oğlu’nun yaşamıyla kurtulacagımız çok daha kesindir.”Romalılar 5.9
Esenlikle.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.