Neden Müjde?

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25174
    Armagan
    Anahtar yönetici
    NEDEN “MÜJDE?
    [IMG]http://s.azbuz.com/uploads/images/24/81/5000000002481646.gif?1394899218[/IMG] Kitabı açarken böyle bir soru aklınıza gelmiş olabilir. Neden sadece İncil değil de ‘Müjde’ diyoruz? Herkesin bildiği ad İncil değil mi?

    İncil, eski Grekçedeki ‘evangelion’ sözcüğünün Arapça’da aldığı şekildir. ‘Evangelion’ da sözcük anlamıyla ‘iyi haber, müjde’ demektir. Bu sözcük, İsa Mesih ile izleyicilerinin dünyaya duyurdukları Tanrısal bildiriyi tanımlar. İsa’nın elçilerinden Pavlus, ‘Ben Müjde’den utanmıyorum’ diyerek bunu herkese duyurmakla yükümlü olduğunu belirtir (Rom.1:16).

    Söz konusu bildiri ne anlamda `müjde’ oluyor? Pavlus yine şöyle der: Müjde, ‘iman eden herkesin kurtuluşu için Tanrı’nın gücüdür. Çünkü Tanrı’nın insanı akladığı, Müjde’de açıklanır’ (Rom.1:16-17). Dünyaya duyurulan bu kurtuluş müjdesini birkaç noktada özetleyebiliriz.

    1). İlk atamızı `kendi benzeyişinde’ yaratan Tanrı, insanın, kendisiyle anlamlı bir ilişki içinde yaşamasını amaçlamıştır (Tek.1:26-27). İnsanı seviyor, insan tarafından da sevilmek istiyor. Yüce Yaratıcı, yarattığı kulların kendisine gönülden bağlanmasını, kendi sonsuz yaşamına paydaş olmasını arzu ediyor (Yu.17:20-26; 1Yu.4:8-10).

    2). Ne var ki, özgür bir iradeyle yaratılan insan, Tanrı’ya baş kaldırıp kendi yaşamını yönetmekte ısrar etti. Kutsal Kitap buna `günah’ diyor. Bu günah kavramı sadece yanlış davranışları kapsamakla kalmıyor, kötü söz ve düşüncelerimizi de içeriyor (Mat.5:21-48). Günah özde insanın Tanrı’ya karşı takındığı asi tutumdur. Günahın sonucu olarak insanla Tanrı arasındaki canlı ilişki bozuldu, bağlantı koptu, insan ruhsal anlamda öldü. Dünyaya gelen her insanın acıklı durumu işte budur (Rom.1:18 – Rom.3:23; Ef.2:1-3).

    3). Tanrı insanı seviyor, ona sonsuz lütfunu ve merhametini göstermek istiyor. Ama Tanrı salt kutsal bir varlık olduğu için günahı cezasız bırakamaz. Yüzde yüz kutsal olan Tanrı’nın ölçütlerine erişemeyen kişiyi, Tanrı’dan sonsuzluk boyunca ayrı kalmak anlamına gelen cehennem cezası bekliyor (Yah.20:11-15).

    4). İnsan ne kadar çabalasa, kötülüklerini iyilikle dengelemek için ne kadar uğraşıp didinse Tanrı’nın öngördüğü yetkinliğe erişemez. Tanrı ile insan arasındaki ilişki günahımız sonucu koptu; yaptığımız ve yapacağımız sayısız iyilikler de bu ilişkiyi onarmaya yeterli değildir.

    Aynı şekilde insan herhangi bir dinin koyduğu kuralları uygulamakla kendini bu ümitsiz durumdan kurtaramaz. Kurtuluşu bu kuralları uygulamakta gören kişinin, Tanrı’nın Yasasını eksiksizce yerine getirmesi şarttır. İnsanın bunu başaramayacağı apaçıktır. Zaten Tanrı’nın Yasası bizi kurtuluşa eriştirmek için değil, günahlı olduğumuzun bilincine varmamız için verildi (Gal.2:16 Gal.3:29; Yak.2:10).

    5). Tanrı bir yandan sevdiği insanları günahın getirdiği ölüm cezasından kurtarmak ister, öbür yandan da günahı cezasız bırakamaz. Bu ikileme nasıl bir çözüm bulunabilir? İşte İsa Mesih’in çarmıh üzerindeki ölümü burada anlam kazanmaktadır. Tanrı’nın özünden olan Mesih dünyaya gelip insan olarak doğdu, yaşadı, ama hiç günah işlemedi. Tanrı’nın sözünü yaydı, mucizeler yarattı, herkese iyilik yaptı ve bunu yaparken özellikle din adamlarının düşmanlığını kazandı. Sonunda da çarmıha gerildi.

    İsa’nın ölümü bir kaza değil, bilinçli ve amaçlı bir eylemdi. Kendisi öyle olacağını önceden bildirmişti (Mat.16:21; Mat.17:22-23; Mat.20:17-18). İsa Mesih gönüllü olarak senin, benim, tüm insanların günahını yüklenerek çarmıha çıktı, bizim cezamızı çekti, bizim yerimizde kurban oldu. Ölümünden üç gün sonra dirildi. SonuçtaTanrı, İsa Mesih’e iman edip O’na bağlanan kişiyi aklar (Rom.3:21-31; 1Ko.15:1-4; İbr.9:11 – İbr.10:18; 1Yu.2:2).

    6). İsa Mesih böyle bir şeyi nasıl yapabilir? Kendisi diğer birçokları gibi Tanrı’nın gönderdiği bir peygamber değil miydi? Evet, peygamberdi – ama peygamberden de çok üstün biriydi. İncil’in öğretisine göre İsa, Tevrat, Zebur ve peygamberlerin yazılarında geleceği bildirilen Mesih, Kurtarıcı-Kral’dır. Çok sayıda önbildiri O’nun doğuşunu, yaşamını ve ölümünü yüzyıllar öncesinden haber verdi. İsa Mesih, Tanrı özünden olan Tanrı Sözü’nün ta kendisidir. Ve O olduğu için insanlara güvenilir bir kurtuluş armağanı sunabiliyor (Yu.1:1-18; Yu.6:35-48; Yu.10:1-30; Yu.11:25-26; Flp.2:5-11; Kol.1:15-20).

    7). Tanrı, İsa Mesih’e iman eden herkese bu paha biçilmez armağanı sunmaktadır. Yeter ki, insan bu armağanı kabul etsin. İsa Mesih’i kendi Kurtarıcısı ve Önderi olarak benimseyen, günahına sırt çevirmeye karar veren, yaşamının yönetimini O’nun eline bırakan kişi kurtulur; günahı bağışlanır (Ef.1:7); aklanıp Tanrı’yla barıştırılır (Rom.3:24; 2Ko.5:18-21); yeni ve sonsuz bir yaşama kavuşur (Yu.3:16); İsa Mesih’in vaat ettiği Kutsal Ruh’u alır (Yu.14:16-17,26); Tanrı yolunda yaşayabilmek için Kutsal Ruh sayesinde gereken güce sahip olur (Rom.8:1-11); cennete girip sonsuzluk boyunca Tanrı’yla canlı bir ilişki içinde yaşama güvencesini elde eder (1Yu.5:10-13).

    İşte, özet olarak Müjde budur. Kötü haberle başlıyor: insan kendini kurtaramayacak kadar günahlıdır ve sonsuz cezayı hak etmiştir; ama eşi duyulmamış iyi bir haberle sonuçlanıyor: İsa Mesih, ölüp dirilmekle biz insanlar için kurtuluş yolunu açtı. O’na iman eden, gerçek Müjde’ye kavuşur.

    (Azbuz’dan alıntı)

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.