Benim Adım Kadın

  • Bu konu 4 izleyen ve 26 yanıt içeriyor.
15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 27)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25076
    Anonim
    Pasif

    Üçüncü sayfa haberlerini okumak bana hep zor gelmiştir. İnsanın insana yaptığı zulmün haberleridir onlar; ölüm, cinayet, kazalar, dövülmeler, yaralanmalar, gasplar, hırsızlıklar. Dünyada aklınıza gelemyecek birçok kötülüğün var olduğunun kanıtıdır üçüncü sayfa haberleri. Kadınların gördüğü işkenceleri de işte bu ; üçüncü sayfa haberlerinde okuyabilirsiniz. Erkek çocuk doğuramadığı için kocasının sıcak su döküp haşladığı bir kadın, bir başka gün sadece namusundan şüphelenildiği için taşlanarak öldürülen bir kadıncağız daha ve dayak yiyen yüzlerce kadın. Haklı ya da haksız sebeplerinden şiddete uğramış kadınlar. Dövülmeleri için küçük bir sebep yeterlidir. Çünkü erkeklerin onların üzerinde yetkisi vardır. Döverler de severler de. Çocuğu sırtında tarlada çapa yapan, ormanlardan odun taşıyan, su taşıyan, fabrikalarda en zor koşullarda birazcık ekmek parası için çalışan milyonlarca kadın suskun.

    Peki bu kadar kadın hakları var da bu kadınların neden hakkı yok ?

    Aslında bu gerçek sadece erkeğin kadına uyguladığı şiddet değildir. İnsanın, güçlünün zayıfı ezmesine meyilli olan günahlı tarafın bir göstergesidir. Büyük kardeş küçüğünü ezer, anne baba çocuklarını ezer, erkek kadını ezer.

    Eğer kadın erkekten güçlü olsaydı ( hem maddi hem de fiziksel bakımdan ) ben eminim ki kadınlar da erkekleri dövebilir, baskı altında tutabilirdi ve bazen bunun örneklerini çok ender görebiliyoruz. ( Banu ÇELİK )

    Rabbin sevgisi ve esenliği sizinle olsun.:papatya:

    #29256
    Anonim
    Pasif

    Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa’ya, «Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı» dediler. «Musa, Yasa’da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?» 6Bunları İsa’yı sınamak amacıyla söylüyorlardı; O’nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı.

    İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu. Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, «Aranızda günahsız olan, ona ilk taşı atsın!» dedi.

    Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya koyuldu. Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa’yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu. İsa doğrulup ona, «Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?» diye sordu.
    11Kadın, «Hiçbiri, efendim» dedi.
    İsa, «Ben de seni yargılamıyorum» dedi. «Git, artık bundan sonra günah işleme!»[r]
    Orada günahsız biri vardı: İSA MESİH… O bile yargılamadı kadını, ama malesef günümüzde kadının durumu bu. Rab dayanma gücü versin.

    #29272
    Anonim
    Pasif

    Kadınlar kendilerini o kadar baskı altında hissediyorlar ki bazen hayallerinde erkeksiz bir dünyayı özlüyorlar. Feminizm gibi akımlar bu tür düşüncelerin sonucudur. Tarihteki Amazon kadınları böyle bir düşüncenin öncüleridir. Aynı zamanda güç elde etmek hevesi, erkek üzerinde egemen olma isteği kadınların daha fazla hırslanmasına neden olmuştur. Daha güzel eşyalar, daha fazla para ve güzellik için yıllarını harcayabilirler.

    Bu sorun sadece erkek ya da kadın değil insan olmanın getirdiği bir sorundur. Sorunun çaresi var mıdır ? Bugüne kadar yapılanlar bu baskıların ya da eşitsizliğin sonunu getrimiş midir ? Cevap ” hayır ” dır. Peki ezilenlerin hakkını kim savunacak, şefkat gösterecek, eşimizin, babamızın, ağabeyimizin ya da patronumuzun fikrini değiştirrecek ? Bu böyle gelmiş böyle mi gidecek ?

    Toplumlara baktığımızda özellikle kadınlara yapılan istismarın kaynağını din olarak görebiliriz. Bu din sadece ilahi dinler değildir. Çoktanrılı dinler de kadını istismar etmiş, yalnış amaçlar için kullanmıştır. Kadın şunu yapmaz, böyle yürümez, bunu giymez, onu takmaz… Böyle kuralların amacı nedir ya da bu kurallar sadece kadın için midir ? İnançların getirdiği düzeni, güçlü taraf ne yazık ki zayıf tarafı ezmek için bir araç olarak kullanma fırsatını kaçırmamış.

    Tanrı gerçekten böyle mi istiyor ? Güçlünün zayıfı ezdiği, hor gördüğü bir dünya mı Tanrı’nın arzuladığı ? Hatta en sonunda şöyle bile düşünebilirsiniz. tanrı beni düşünüyor mu ? Bana değer veriyor mu ? Kadınların Tanrı’nın gözünde bir değeri var mı ? ( Banu ÇELİK )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.hisusa

    #29301
    Anonim
    Pasif

    İnsanların yaptıklarıyla Tanrı’yı değerlendirmek yalnıştır. İnsan günahı Tanrı’nın iyiliğini ve kutsallığını göstermez. Tanrı bizi seviyor. İnsanlar her ne kadar O’nun sözlerini her devirde suistimal etseler de O yine de bizi seviyor.

    Ne yazık ki insan, elinde bulundurduğu gücü kendi çıkarı için kullanmaya bayılır. Özellikle de insanın ruhsal inançlarını töre ve gelenek haline getirip baskı aracı yapmışlardır.Ya da insanları bedensel olarak kötü şekillerde kullanmışlardır. Örneğin siyah derili insanları Tanrı’nın kendilerine bu hakkı verdiğini söyleyerek yüzlerce yıl köle olarak kullanmışlardır. Ya da başka bir putperest inançta kadınları tapınaklarda fahişe olarak kullanmaktan çekinmemişlerdir. Tarih sayfalarında bu tür şeylere her satırda rastlayabilirsiniz.

    Benim adım kadın !
    Ben kimim ?
    Tanrı beni yaratmış;
    ama ne amaçla ?
    Köyde, kentte, varoşlarda,
    arka sokaklarda,
    lüks evlerde,
    her yerde varım;
    yaşıyorum.
    Bu yaşamın bir değeri var mı ?
    Tanrı’nın tasarısındaki
    yerim neresi ?

    Acı içindeki, haksızlığa uğramış bir kişi için sevgiden bahsetmek biraz acı veriyor. Çünkü insan acı çektikçe Tanrı’nın varlığından ya şüphe duyuyor ya da O’na daha çok bağlanıyor.

    Bizim için Tanrı’nın Söz’ü olan ve Tanrı’yı gerçekten tanıyabileceğimiz tek kaynak olan Kutsal Kitap’a biz kadınlar hakkında ne söyleniyor diye biraz bakmak istiyorum. ( Banu ÇELİK )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.hisusa

    #29324
    Anonim
    Pasif

    Günümüzde dünyanın birçok inancına göre kadın konusu sürekli gündemde olan bir konudur. Kadının konumu, kadının durumu, kadın erkek ilişkilerinde kadının yeri sürekli sorgulanmaktadır. Gerçekten kadın ikinci sınıf bir yaratık mıdır ? Tanrı kadını yalnızca eşine yardımcı ve uygun olduğu için mi yaratmıştır ? Kadının yardımcılık görevi dışında başka sorumluluğu yok mudur ? Tanrı’nın bakış açısı erkeğe olduğu gibi midir ? Yoksa Tanrı da kadını ikinci sınıf bir yaratık olarak mı görmektedir ?

    Bu ve buna nenzer soruların net cevabını bulmak için tarihe ve tarih içindeki bazı uygulamalara ya da bazı hristiyan yorumlara değil, Kutsal Kitap’ın geneline bakmamız gerekir.

    Zaten birçok konudaki farklı yorumlar ve farklı bakış açıları hep Kutsal Kitap’ın geneline bakış yerine, belli bölümler üzerine takılıp kalmamızdan kaynaklanmaktadır. ( Sibel ÜÇAL )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.:papatya:

    #29352
    Anonim
    Pasif

    Kutsal Kitap’ın geneline baktığımızda birçok konunun aslında çok ana temel taşlar üzerinde bir abide olarak yükseldiğini görürüz. Örneğin ; Tanrı ‘nın en büyük dileği bizim O’na kavim olmamız, O’nun bize Tanrı olmak istemesidir. Sürekli olarak O’nun bizim için yaptıklarını, lütfunu, kurtarışını hatırlamamızdır. Kendi Sözü Mesih İsa’yı kurtarıcı ve Rab olarak kabul etmemizdir. Görüldüğü gibi bu ve benzeri konulardaki ana temel direkler aslında kadın konusunda da Kutsal Kitap oldukça açıktır. Özellikle yaratılış bölümündeki şu ayet çok genel olarak kadın ve erkeğin durumunu açıklamaktadır:

    ” Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı. Onları kutsayarak, ‘ Verimli olun, çoğalın ‘ dedi, ‘ yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun. ‘ ” ( Yaratılış 1:27-28 )

    Bu ayetlerde kadın ve erkek ikisi insan dediğimiz, Tanrı benzeyişindeki o mükemmel yaratığı oluşturmaktadır. Aynı zamanda kadın ve erkek her ikisi de Tanrı tarafından ” çoğalma ve hükmetme ” sorumluluğunu almışlardır. KIsacası Rabbin önünde insan olarak her ikisi eşittirler. Rabbimiz Mesih İsa’nın müjdesinde lütufla sunulan kurtuluşta da her ikisi eşittirler ve eşit bir biçimde Tanrı kelamını, Mesih İsa’nın kurtarış müjdesini bütün dünyaya duyurma sorumluluğundadırlar. ” Çünkü Mesih İsa’ya iman ettiğiniz için hepiniz Tanrı’nın oğullarısınız. Vaftizde Mesih’le birleşenlerin hepsi Mesih’i giyindi. Artık ne Yahudi ne Grek, ne köle ne özgür, ne erkek ne dişi ayırımı var. Hepiniz Mesih İsa’da birsiniz. Eğer Mesih’e aitseniz, İbrahim’in soyundansınız, vaade göre de mirascısınız. ” ( Gal. 3:26-29 ) { Sibel ÜÇAL }

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.rabbe hamdolsun

    #29379
    Anonim
    Pasif

    İnsan dediğimiz muhteşem varlığı oluşturan kadın ve erkek Mesih İsa’yı giyinerek Tanrı önünde mirascı konumuna getirilmişlerdir. Elbette yine Kutsal Kitap’a baktığımızda Adem ile Havva’dan bu yana kadın ve erkek farklı sorumlulukları da paylaşmaktadırlar. Örneğin; çocuk doğurma yeteneği ve tam hakkını vererek çocuğa bakabilme yeteneği, annelik armağanı kadına verilmiştir. Aile reisliği olarak, niteleyebileceğimiz evin özellikle dışa karşı olan sorumluluklarını taşımada, aileyi yönlendirmede daha etkin olma sorumluluğu, sürekli olarak çalışarak aile ekonomisini ayakta tutma sorumluluğu daha çok erkeğe veriliyor. Bu ve benzeri iş bölümü ve sorumluluk paylaşımı elbetteki erkeği ve kadını bazen farklı alanlarda yaşamaya yönlendirebiliyor. Bu nedenle elçi Pavlus, erkeğin ilk yaratılma önceliğinden kaynaklı sorumlulukları olduğunu belirtiyor. Kadının bazı alanlarda sırf sorumluluk ve düzen sebebi ile erkeğe itaatini istiyor.

    Aynı şekilde Kelam’da erkeğin Rabbe tam itaati, kdına tam sevgi ve saygısı, kadının erkeğe itaati aynı zamanda sevgi ve saygısı, çocukların hem anaya hem babaya itaati, hem sevgi ve saygısı, çalışanların işverenlerine itaati, hem sevgisi hem saygısı, işverenlerin çalışanlara hem sevgisi hem saygısı…

    Görüldüğü gibi bütün Kutsal Kitap’a baktığımızda bu karşılıklı itaatin , sevginin, saygının devam edip durduğunu görüyoruz.

    İşte görüldüğü gibi biz Rabbin evlatları olarak Kutsal Kitap’ı daha genelden özele doğru okuyup çalıştıkça, Rabbin Ruhu ile dua ederek Rabbin istemine yürekten baktıkça hem kadın olarak Tanrı önünde kendi değerimizi ve sorumluluğumuzu tam olarak algılayabileceğiz, hem de insanlık alemi içinde Rab’de, Rab ile daha da dolu dolu bir yaşam sürme şansına sahip olabileceğiz. ( Sibel ÜÇAL )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.tanri sevgidir

    #29431
    Anonim
    Pasif

    ” Bir kadın olarak ben kimim ? ” sorusuna yanıt vermeden önce, daha temel olan ” Bir kişi olarak ben kimim ? ” sorusuna yanıt bulmamız gerekir. Yeni bin yıla girdiğimiz yeryüzü gezegeninde insan olmanın anlamı nedir ? Neden buradayım ? Varlığımın bir amacı var mı ?

    Bu temel soruları yanıtlamaya başlamak için, yaratılışımıza geri dönmemiz gerekir. Hem kadınlar hem kişiler olarak kimliğimizin temeli, bizi kimin yarattığına ve neden yarattığına dayalıdır.

    Tanrı’nın benzeyişinde yaratıldık

    Tanrı dünyayı yarattığında, kendi benzeyişini yansıtması için yalnızca insanlığı yapmıştı. Bu, insan ırkına, yaptığı tümdiğer şeylerin çok daha üstünde bir önem ve değer verir.Biz, Tanrı’nın iyi yaratılışının en yüksek noktasıyız.

    Bu bazen, Davud’un 8. mezmurda söylediği gibi, anlaşılması ya da kabul edilmesi zor konudur.

    Seyrederken ellerinin eseri olan gökleri,
    Oraya koyduğun ayı ve yıldızları.
    Soruyorum kendi kendime:
    ” İnsan ne ki, onu anasım.
    Ya da insanoğlu ne ki, ona ilgi gösteresin ? ” ( Mez. 8:3-4 )

    İnsan olan harikanın değeri genellikle takdir edilmez. Mez. 139:14 ” müthiş ve harika yaratıldığımızı ” söyler. İnanılmaz bir işleyişe sahip bedenlerimiz ve fiziksel yeteneklerimiz, dil kapasitemiz kişiyi yansıtan düşünce, icatlar ve sanat. Tüm bunlar, pekçok insanı, bilge ve güçlü bir yaratıcının ellerinin işi olduğumuza inanmaya yönlendirir.

    Ancak Kutsal Kitap’a göre, bu nitelikler, insanlık harikasının yalnızca başlangıcıdırlar. Tanrı, içimize daha da fazlasını, kendimizi koymuştur. Tanrı’nın benzeyişinde yaratılmış olmak akıllı, iyi ahlaklı ya da dil yeteneğine sahip olmanın çok ötesindedir. ( Terry BLOWES )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.:papatya:

    #29500
    Anonim
    Pasif

    Tanrı, yaratılışıyla yakından ilgilenen bir yaratıcı gücün Tanrısıdır. İnsanlığı bu yeryüzüne kendisine kahyalık etmeleri için yerleştirmiştir. Mezmur 8:6’da söylendiği gibi, “Ellerinin yapıtları üzerine onu egemen kıldın, herşeyi ayaklarının altına serdin. “

    Tanrı benzeyişinde olmanın bir anahtar özelliği, insanlığın yeryüzü üzerinde egemen olmaları ve yeryüzünün bakımından sorumlu olmalarıdır.

    Yaratılış kitabının 1. bölümünde, dikkatinizi çekmiş olabilecek bir başka önemli unsur daha vardır.

    Tek varlık, iki parça

    Varlık olarak ” insan ” ( genel anlamda ), iki parçadan oluşur. Erkek ve kadın. ” Tanrı, insanı kendi suretinde yarattı, böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu; onları erkek ve dişi olarak yarattı. ” ( Yaratılış 1:27 )

    Nasıl Tanrı, kusursuz bir birlik olmasına rağmen yine de faklı kişilerden oluşuyorsa, aynı benzer şekilde insan ırkı da iki kişiden oluşmasına rağmen, bir olmakla O’nun benzeyişini yansıtır.

    Tanrı bizi, birbirimize eşlik ve yardım edelim; birbirimizle ilişkide bütün olalım diye, bu şekilde yarattı. Bu, kimliğimizin temellerinden biridir ve kadın olmanın anlamını baştan sona düşünmenin de temelidir.

    Erkek ve kadının, Tanrı tarafından paydaşlık için yaratıldığını gösteren Kutsal Kitap resmi tektir. Erkekler ve kadınlar, insan olmanın anlamını doluluk içinde tecrübe etmek için, Tanrı’yla ve birbirleriylr bütün ve doyurucu ilişkiler içinde yaşamalıdırlar. ( Terry BLOWES )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.

    Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !tanri sevgidir:papatya:violet

    #29541
    Anonim
    Pasif

    Bazen insanlar bir kaburga kemiğinden bir insan yaratma fikrini kabul edemeyerek bu ayetleri ( Yaratılış 2:18, 21 – 24 ) hor görüyorlar. Eğer bir hiçten Tanrı dünyayı ve herşeyi yaratmışsa bir kaburga kemiğinden bir kadın yaratması zor olmasa gerek.

    Tanrı kadını erkeğin bir parçasından yarattı. Tabi ki Tanrı’nın gözünde insan iki kişi değildir. Bir bütünün iki parçasıdır. İnsan sadece kadın ya da erkek değildir. İnsan eşittir kadın ve erkektir. Yaratılışta mükemmel olan kadın ve erkekl beraberliğini Tanrı her zaman arzulamaktadır.

    ” Çünkü kadın erkekten yaratıldığı gibi erkek de kadından doğar.” ( 1. Ko. 11:12 )

    Bu yardımcı sözcüğüne biraz yer ayırmak istiyorum. Çünkü bu sayede kadının Tanrı’da gerçek yaratılış amacını biraz olsun anlayabiliriz. Yardımcı sözcüğü Kutsal Kitap’ın yazıldığı dil olan İbranice’de ezer sözcüğüdür. Bu ayette ” yardımcı yaratacağım ” ifadesiyle ” bir ezer yaratacağım ” kastedilir. ” Ezer ” kelimesinin Kutsal Kitap’ta diğer kullanış yerlerine bakarsak tam olarak Tanrı’nın ne demek istediğini anlayabiliriz:

    ” Babamın Tanrısı bana yardım etti.. ” ( Çıkış 18:4 )

    ” Yardım göndersin sana kutsal yerden. ” ( Mez. 20:2 )

    ” Umudumuz Rab’dedir, yardımcımız, kalkanımız O’dur. ” ( Mez. 33:20 )

    ” Gözlerimi dağlara kaldırıyorum, nereden yardım gelecek ? ” ( Mez. 121:1 )

    Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Dikkat ederseniz hep tanrı’nın yardımı konusunda kullanılmış bir ifadedir bu. Tanrı kadını yaratırken yardımcı sözcüğüyle erkeğe güç veren, her konuda onu destekleyen, güç anlarında ona yardım eden bir yardımcı olmasını istedi. Kendisi insanlara nasıl yardım ediyorsa kadının da erkeğe öyle yardım etmesini istedi. O, erkeğe bir yardımcı yarattı, köle değil.

    Burada kadına düşen sorumluluk da büyüktür. Saygı ve sevgiyle erkeğe destek olmakla vazifelendirilmiştir. Mükemmel olan yaratılışın kadın ve erkeğe dair planı buydu. ( Banu ÇELİK )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.

    Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !tanri sevgidir

    #29566
    Anonim
    Pasif

    ” Esenlik kaynağı olan Tanrı’nın kendisi, sizi tümüyle kutsal kılsın. Ruhunuz, canınız ve bedeniniz, Rabbimiz İsa Mesih’in gelişinde eksiksiz ve kusursuz bulunmak üzere korunsun. ” ( 1. Se. 5:23 )

    Geçmişte uğradığımız cinsel bir taciz çoğumuzun aklından çıkmaz. Çocuklara yönelik cinsel taciz ne derece yaygındır ? İstatistikler şunları göstermektedir:

    * Yaklaşık 4 kız çocuktan 1 tanesi ( % 25 ) 18 yaşına gelinceye kadar bir şekilde cinsel tacize uğramıştır.

    * Yaklaşık 10 erkek çocuktan 1 tanesi ( % 10 ) 18 yaşına gelinceye kadar bir şekilde cinsel tacize uğramıştır.

    * Suçluların yaklaşık % 94’ü tacize uğrayan çocuğun akrabasıdır.

    Soru bize doğrudan sorulsaydı duymazlıktan gelirdik. gerçekte çoğu kimse geçmişte uğradığı tacizleri hatırlamayacaktır; diğerleri ise doğruyu söylemenin vereceği utançtan kaçınmak için yalan söyleyecektir. Cinsel taciz çok hassas bir konudur. Tacize ( saldırıya ) uğrayanlarımızın birçoğu bununla yaşamasını öğrenir. fakat bu kişiler her zaman başarılı olamaz. Tam olarak ne olur ? Şu örneği ele alalım:

    Bir çocuk anne ya da babasından veya yetişkin bir akrabanın veya ailenin yakın dostlarından birinin tecavüzüne uğradığı zaman utanacak, yardım ve korunma istemekten çekinecektir. İleride yenilenecek bir tecavüzden korunmak için saldırgandan nasıl kaçınacaktır ? Çocuğun bu kişiye karşı davranışı değişecektir. Bu davranış değişikliğini farkedince anne-babadab biri veya saldırgan, ” Sana ne oluyor ? ” diye sorar. Çocuk ise hiçbir şey yokmuş gibi davranarak kendini yeni bir saldırıdan koruyabileceğini öğrenmiştir. Böylece yalan söylemeyi tercih ederek, ” Hiç birşey yok, iyiyim. ” der. ( Charlotte McPherson )

    Rabbin sevgisi ve esenliği sizinle olsun.

    Lütuf, İsa mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !suda rabbe hamdolsun

    #29608
    Anonim
    Pasif

    KİM, NE İÇİN SORUMLUDUR ?

    Tecavüze bulunan, bu saldırgan davranışından dolayı sorumludur. Ayrıca geçmişte olanlarla yüzleşmek isteyen çocuğa vereceği cevaplardan da sorumludur. Genelde çocuk saldırı ile ilgili birşey söylemeye çalışmışsa, yine bir zarar görecektir. AMA bir şey olmamış gibi davranmaktan ve söylediği yalanlardan çocuk sorumludur. Çocuğun diğer seçeneği doğruyu söylemektir – saldırıyı yapan ve saldırıyı yapanı ortaya çıkarmak. Fakat doğruyu söylemek yeniden ve büyük bir olasılıkla daha kötü bir saldırıya uğramayı göze almak demektir.………. Geçmişte anılarıyla yüzleşen genç bir kadın şöyle demiştir:

    ” Anılarımdaki gerçeklerle yüzleşmektense ölmeyi yeğlerim. Eğer bu anıların doğru olduğunu itiraf edersem, annem, babam, ailem ve kilise beni tamamen terk eder. Bir yalanla yaşamaya devam edersem, sihir ile yaşama döndürülmüş bir ölü olduğumu bile bile, her şeyin iyi olduğunu iddia ederek içten dışarıya doğru yavaş yavaş çürüyeceğim. “

    Bu genç kadının seçenekleri bellidir: yalan söyle ve yavaş yavaş öl veya konuş ve herkes tarafından dışlan. Eskiden kalma taciz anıları olan herkesin yadsıma diye tanımlanan ve onları dayanılmaz acılardan koruyan bir savunma mekanizması vardır. Dr. Eliana Gil yazısında ” yadsıma” nın hoş olmayan, acı veren anıları devre dışı bıraktığını söyler.

    Bu çeşit anılarla yaşamak acı vericidir. Yaşamı kesintiye uğratır. İlişkileri bozar ve tehdit eder.
    ……….

    Geçmişinizle ilgilenmeyi arzu eder miydiniz ? Tanrı’nın huzurunun yaşamınıza iyilik ve bütünlük getireceğine inanıyor musunuz ? ( C. McPherson )

    Rabbin sevgisi ve esenliği sizinle olsun.

    Lütuf, İsa mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !tanri sevgidir

    #29644
    Anonim
    Pasif

    Tanrı’nın kendisi ” Onlar tek bir beden olacaklar ! ” der. Kadın ve erkeğin evlilik ilişkiisi budur. Tanrı’nın isteği kadın ve erkeğin tek bir beden olmasıdır. Yani çoeşlilik Tanrı’nın yaratılıştaki tasarısına ait değildir.

    İsa Mesih’in bu konudaki sözlerini okuyalım:

    İsa’nın yanına gelen bazı Ferisiler ( din adamları ) O’nu denemek amacıyla şunu sordular: ” Bir adamın herhangibir nedenle karısını boşaması Kutsal Yasa’ya uygun mudur ? ” İsa şu karşılığı verdi: ” Kutsal Yazılar’ı okumadınız mı? Yaradan başlangıçta insanları erkek ve dişi olarak yarattı ve şöyle dedi: ‘ Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak , ikisi tek beden olacak. Şöyle ki onlar artık iki değil tek bedendir. O halde Tanrı’nın birleşştirdiğini insan ayırmasın. ” ( Mat. 19:3-6 )

    İsa Mesih’in sözlerinden anlıyoruz ki, Tanrının mükemmel tasarısında kadının bir erkeğin birkaç eşinden biri olması Tanrı’nın isteği değildi.

    Kadın Tanrı’nın gözünde değerlidir. Çünkü onu erkek gibi kendi benzeyişinde yarattı. Ona canı ve ruhu veren Tanrı’dır. Kadının değeri kendi yaratanının değerinden gelmektedir. Günümüz dünyası ne yazık ki bu değerin çok uzağındadır.

    Peki bu kadar güzel bir yaratılış ne oldu da bozuldu ? Bugünkü yozlaşmış dünyanın ortasında yukarıda yazılanlar hayal gibi gelmektedir. ( Banu ÇELİK )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.

    Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle!

    ” En yücelerde Tanrı’ya yücelik olsun, yeryüzünde O’nun hoşnut kaldığı insanlara esenlik olsun ! ” ( Luka 2:14 ) tanri sevgidir

    #29686
    Anonim
    Pasif

    Bozulmanın nedenini Kutsal Kitap tek bir kelime ile açıklar: günah. Adem ve Havva’nın günaha düşme hikayesini herhalde şu ya da bu şekilde duymuşsunuzdur. Bu olayın gerçeğinin ayrıntılarını Kutsal Kitap’ın Yaratılış bölümünde okuyabilrisiniz.Ben burada kısaca değineceğim.

    Tanrı yarattığı insanların özgür irade sahibi olmasını istedi. Böylece özgür şekilde kendisiyle sevgi ilişkisi kurabilecek ve O da bundan yücelik alabilecekti. Ancak Adem yine kendi özgür iradesiyle şeytanın söylediğini yaparak Tanrı’nın yeme dediği ağacın meyvesinden yedi.Havva ona verdi ve o da yedi. O andan itibaren Tanrı’dan uzak düştüler. Günah dünyaya girmiş oldu. Tanrı onları kendinden uzaklaştırdı. İnsan ilişkilerindeki bozukluk da buradan başladı.

    Yaratılış 3:1-13 ayetlerde gördüğümüz gibi, Tanrı’nın “yapma ” dediği şeyi yapan yılan kılığına girmiş olan şeytanın sözlerini dinleyerek günah işlediler. Tanrı onları sorgulayınca nasıl davrandıklarına dikkat ettiniz mi ? Birbirlerini suçladılar. O andan itibaren Tanrı ile olan ilişki bozulmuştu; ama aynı zamanda insanın insanla olan ilişkisi de bozulmuştu. Suçlamalar ve iftiralar insanların arasına katıldı. Tanrı onları Aden bahçesinden kovdu ve günah dünyaya girdi. Adem ve Havva’nın ilk çocuklarından birinin diğer kardeşini öldürmesi insanlar arasındaki bozukluğun en kesin kanıtıdır.

    İşte mükemmel yaratılışın günümüzde devam etmemesinin sebebi. Günahlı ve güçlü olan zayıfı ezmeye başlar. Tanrı’nın tasarısının, yani kadınla erkeğin birbiri içindeki uyumu bütün her şey gibi yıkılmaya başladı. Bugün de onun sonuçlarını görüyoruz. Değersizlik, saygısızlık ve hoşgörüsüzlük erkek ve kadın ilişkilerine damgasını vurmuştur. ( B. ÇELİK )

    Rabbimizin sevgisi sizinle olsun.

    ” Ne mutlu size, ey yoksullar ! Çünkü Tanrı’nın Egemenliği sizindir. ” ( Luka 6:20 )rabbe hamdolsun :elsalla:

    #29762
    Anonim
    Pasif

    Kutsal Kitap’ın Eski Antlaşma bölümü olan Tevrat’ta ilerlemeye devam ettiğimizde Tanrı’nın kadına kaybolan saygısını geri vermek için pek çok kural koyduğunu okuyoruz.

    Bu şeriat kurallarının çok ağır olduğunu düşünebiliriz ki; aslında öyledirler de. Ancak bugün rahat koltuklarımızda oturarak bundan yüzlerce yıl önceki kültür ve
    dünyayı yargılamak doğru mudur ? Tanrı; kendine yücelik verecek, dünya üzerinde kendi işlerini gösterebileceği bir halk seçmiştir. Bu halk; iman babası olarak da anılan İbrahim’in soyundan gelen İsarail halkıdır.Bu halk; sayfalar dolusu bir şeriata sahiptir. Tanrı’nın bu şeriatı vermesinin ereği; insanın günaha düşmesinden sonra, Tanrı ile bozulan ilişkisini düzeltmektir.İnsan düştüğü günah bataklığından; bu şeriat ve kurban kurallarıyla biraz olsun temizlenecek ve Tanrı’nın büyük arzusu olan sevgi birlikteliğine bir adım atacaktı. Bu kurallar arasında tabi ki kadınlarla ilgili olanlarda vardı.Özellikle cinsel ahlaksızlıkla ilgili şeriat kuralları; hem erkek hem de kadını ilgilendiriyordu. Bu kuralların , İsrail halkını, etraflarında bulunan pekçok putperest halkın iğrenç ve ahlaksız uygulamalarından uzak tutmakta yararı olacaktı. Bu toplumların; kadınları, put tanrılara cinsel araç olarak kullanmak; zina aracı olarak görmek gibi uygulamaları vardı. Kadınlar eğer soylu bir ırktan gelmiyorlarsa, bir hiçtiler. Ancak Tanrı’nın planında bu tamamen yalnıştır. Çünkü kendi benzeyişinde yaratılan bu değerli varlık; Tanrı’nın ilerideki muhteşem planı için büyük öneme sahiptir.

    Çünkü Tanrı; kadına, insan günaha düştükten sonra bile sevgisinden dolayı büyük bir vaat vermiştir. İnsanlığı günahtan kurtaracak olan Kurtarıcı kadın ın soyundan gelecektir. Nitekim İsa Mesih, Meryem’den dünyaya gelmiştir.

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.

    Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !

    ” Başkasını yargılamayın, siz de yargılanmazsınız. Suçlu çıkarmayın, siz de suçlu çıkarılmazsınız. Başkasını bağışlayın, siz de bağışlanırsınız. ” ( Luka 6:37 ) hisusa tanri sevgidir

15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 27)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.