Yaratıcı tapınma

  • Bu konu 2 izleyen ve 17 yanıt içeriyor.
15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 18)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24775
    Anonim
    Pasif

    Yaratıcı tapınma

    Elbette sınırlı insan niteliklerinin, sınırsız tanrısal nitelikleri gerçek ve renkli resimlerle yansıtması mümkün olamaz. Hatta sonsuzluğun bile Tanrı’nın niteliklerini yeterli bir şekilde yansıtmamıza yetmeyeceğini düşünüyorum.Ne var ki bizler, Tanrı’nın benzeyişinde yaratıldık. Yaşantımızın O’nu yansıtan aynalar gibi olması gereklidir.Yaşantımız için bundan daha büyük bir amaç olamaz. Aslında bize vaat edildiği gibi bir gün onu olduğu gibi gördüğümüzde, O’na benzer olarak yaratıldığımızı keşfedeceğiz ( Yu. 3:2 ). Bizler tanrısal gerçeği görebilir kılan olmak üzere yaratıldık. Televizyon örneğini geliştirecek olursak, ruhumuz ve zihnimiz ” gören ” kamera gibi, bedenimiz, yaşantımız ve davranışımız da gördüklerimizi gösteren ekran gibi olmalıdır. Tanrı’nın yüceliğini ve eşsizliğini hem daha net görebilmeli hem de daha doğru her şekilde gösterebilmeliyiz. Ancak tapınmamızın tek renkli olan büyük bir kısmı, Tanrı’nın yüceliğini yansıtmamakta, bizleri cansız bırakmaktadır. İmansızları da bilgilendirip etkilemekten uzaktır. İçten ve dürüst olan bir yabancı sıradan bir imanlı toplantısına davet edilse ve ona, hristiyanların inandığı Tanrı’nın kendisini bu toplantılarda gösterdiği söylense, geldiğinde nasıl bir izlenim edinecektir ? Acaba ölü bir Tanrı’nın anılma merasimine mi yoksa diri bir Tanrı’nın döktüğü bol ve zengin yaşamın kutlanmasına mı katıldığını düşünecektir ? Mesih’in diri ve renkli yaşantısına mı tanık olacak, yoksa solmakta olan siyah beyaz bir fotoğraf mı görecektir ?

    Yaratıcı tapınma ancak, içlerinde yaşayan Kutsal Ruh’un sözlerine, armağanlarına ve gücüne dayanarak imanla bir araya gelen bir toplulukta gerçekleşebilir.
    :dalga:
    Yaratıcılığın eksikliği gerçeği gizler

    İmanlı bir topluluk, aralarında bulunan Tanrı’yla bir macera yaşasa bile, tapınma biçimi yüzünden dışarıdaki insanlara bu gerçeği yansıtamayabilir. Bunun çeşitli nedenleri vardır. Bence nedenlerden biri, Tanrı’nın verdiği yaratıcılığı gözardı etmektir. Yaratıcılık Tanrı’nın niteliklerinden biridir. Kendi varlığımıza, çevremizdeki, dünyanın güzelliğine ve çeşitliliğine baktığımızda bu gerçeği görebiliriz. Tanrı yaratıcıdır; bizleri de kendi benzerliğinde yaratıcı insanlar olarak yaratmıştır. ( Graham KENDRICK )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.

    #28734
    Anonim
    Pasif

    Yaratıcılığımızın Kurtuluşu (G.KENDRICK )

    Tenbelliğimiz, meşguliyetimiz, insan etkinliğinin her türünü tekrarlayıcı ve hayal gücünden uzak alışkanlıklar haline indirgeyişimiz, renksiz bir varoluşla sonuçlanır. Hem dünya hem de kilise aynı olmaya ve aynı olmanın getirdiği sahte güvenlik duygusuna doğru sürüklenir. Nitekim günah nedeniyle yolundan sapmış olan yaratıcılığımız, Yaratıcı yerine insanı yüceltir hale gelmiştir.

    Tanrı’nın yeryüzüne İsa’yı göndermesindeki amaç, günahlı insanlığımızın her yönünü kendisiyle barıştırmak ve bizi kendi benzerliğine dönüştürmekti.Bizler, insanların görüntüsünü çarpıtarak komik biçimlere sokan lunapark aynalarına benziyoruz. Tanrı, kendisine ilişkin gerçeği doğru bir şekilde yansıtmamız için kişiliğimizi yenilemekte, yaratıcılığımızı da bencil çürüklükten kurtararak özgün amacına uydurmaktadır. Daha önce de söylediğim gibi yaratıcılık yalnızca sanatla ilgili bir şey değildir; herkesin yaşamının bir parçasıdır, bu yüzden de son derece geniş bir konudur. Kitabın amacı doğrultusunda, toplu tapınma bağlamındaki yaratıcılığa değineceğim. Ayrıca günlük yaşantımızdaki tapınmayı da – özellikle insanları sevme yoluyla – vurgulamak isterim.

    Boşlukta yaratamazsınız

    Yaratmak için esin gereklidir. Bir söz ve müzik yazarı olarak bunu derin duygularla söylüyorum. Çünkü kafamın içindeki boşluğu yansıtan boş bir kağıda bakarak oturduğum zamanların üzücü deneyimini yaşadım. Yaratıcı enerjimi harekete geçirmeden değerli bir şeyler yapmam olanaksızdı. Yaşantımızın baskı altında olduğu ve değişim geçirdiği zamanlarda oluşan duygular ve kanılar tecrübeleri oluşturuyor. En iyi yaratıcı işler de bu anlarda ortaya çıkıyor, yani gökten üzerimize inmiyor. Elbette tüm esin kaynağı dar boğazlar değildir; ancak belirli bir gerçeğin gün ışığına çıkması ve yaratıcılığın hammaddesini oluşturması genellikle yoğun duyguların ya da kanıların hissedilmesi gerekiyor. Baskının ve süreğen değişimin, gerçek imanlı deneyiminin başlıca nitelikleri olduğunu gözönünde bulundurursak, esinsiz kalmamız olanaksızdır.

    Tanrı’yla yaşanan dram

    Yaratıcı etkinliğin kaynağı yaşantımızdaki dramdır. Acı dolu beklenmeyen olaylarla karşılaştığımızda, sevinçlerin ve üzüntülerin doruğuna çıktığımızda, Tanrı lütfunun ve merhametinin derinliklerini keşfettiğimizde ve buna güvendiğimizde, O’nun sadakatine ilişkin söyleyecek o denli çok sözümüz olur ki ! Yaşantımız önceden tahmin edilebilen sıkıcı bir yönde ilerlediğinde, daha önce söylemediğimiz sözlerin sayısı azalır. Gökyüzünde ve yeryüzündeki en büyük dramın tam ortasında yaşıyoruz. Yaratıcı Tanrı, Mesih İsa’da insan bedeni almıştır. Tanrı’yla yaşanan dram budur. İsa’nın yaşamı, ölümü, dirilişi, göğe alınışı ve yüceliği, tüm zamanların en şaşırtıcı öyküsüdür. Üstelik maceranın doruğuna henüz ulaşılmamıştır.

    Bu arada, imanlı bireyler ve topluluklar olarak, Tanrı’nın aramızdaki egemenliğini geliştirdiğini ve bina ettiğini gördükçe kişisel dramımızda yeni perdeler açıldığına tanık oluruz. Tanrı bizleri her gün, tüm yaratılış için amaçladıklarının görkemli sonuna doğru yaklaştırmaktadır. Gerçek yaşamın bu dramına kıyasla tiyatronun sunduğu her türlü nimet sönük kalır. Ne yazık ki imanlıların bir kısmı, içinde rol aldığımız dev olayların pek farkında değildir, diğerleri ise kenarda durup maceraya atılan canların yaşayan iman girişimlerini seyretmekle yetinir.

    #28816
    Anonim
    Pasif

    Yaratıcı Tapınma Nasıl Olur ?

    İçimizde dışa vurmak isteyen çoşkular vardır. Ancak yürekten ifade ettiğimiz şeyler bizim için çok özeldir ve kişiliğimizin bir uzantısıdır. Ruh’un esinlediği gerçeklerden kendimizi duygusal olarak ayıramayız. Tanıdığım her vaiz, yüreğini açıp Tanrı’nın sözünü paylaşma sorumluluğunu yerine getirdikten sonra kürsüden savunmasız bir şekilde iner. Tanrı ve diğer imanlılar tarafından sevildiğimizi ve kabul edildiğimizi ne denli iyi bilirsek, katılımda bulunmak için kendimizi o denli güvenli ve özgür hissederiz. Ayrıca en çekingen üyenin bile katılımda bulunabileceği bir ortam yaratmalıyız. Tanrı’nın her kişi ve armağan aracılığıyla konuştuğunu bilmeli, O’nun bizi hem kişisel hem de toplu olarak kullanacağına ilişkin beklentiyle dolu olmalıyız.

    Bu alanda gelişmemizin en iyi yolu birbirimizi armağanlarımızı kullanmak için teşvik etmekten ve onaylamaktan geçer. ( G. K. )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.:elsalla:

    #28844
    Anonim
    Pasif

    Yeteneklerimizi Geliştirmek

    Diğer insanlarla kıyaslandığında yeteneklerimiz ne düzeyde olursa olsun, bunları en iyi şekilde kullanma sorumluluğumuz vardır. Talant benzetmesi bu noktayı açıklığa kavuşturuyor. Pavlus Koloseliler 3:23’te şöyle diyor: ” Rab’den miras ödülünü alacağınızı bilerek, her ne yaparsanız; insanlar için değil, Rab için yapar gibi candan yapın. “

    İmanlının yaratıcılığını kullanması genellikle yalnış anlaşılıyor. Sanki radyonuzu açıp tüm ürünü hemencecik çekiyorsunuz. Bazı insanların, ” Bu ezgiyi bana Tanrı verdi “ dediğini işitiyoruz. Ezgiyi dinledikten sonra da o günkü ruhsal yayının bayağı cızırtılı olduğunu farkediyoruz. Bazı durumlarda kuşkusuz Tanrı’dan özel bir esin alabilirsiniz ve ezginiz tümüyle tamamlanabilir.Ancak genel kural, %10 esinden ve % 90 terden oluşan eski formüldür. Örneğin 34. Mezmurun şiirsel yapısına baktığımızda, onu yaratmak için bol miktarda zaman ve çaba harcadığını görüyoruz.Tanrı bize yaratıcı yetenekler vermiştir. Zamanımızı , dikkatimizi ve ilgimizi ayrıntılı olarak kullanarak hazırladığımız sunuları almayı çok sever. 33. Mezmurda “O’na yeni bir ezgi dizin, sevinç çığlıklarıyla sazınızı konuşturun.” diyor. 1. Tarihler 15:22’de de şöyle okuyoruz: Levililer’in önderi Kenanya ise ezgilerden sorumluydu. Bu konuda yetenekliydi. ” Ruhsal armağanların kullanımında, yeteneklere ihtiyaç vardır. Bunlar marangozun yeteneğine benzer. Sevgi, bilgelik ve sezgi yoluyla yetenekli bir şekilde kullanılarak güzellikler yaratılır. Ancak dikkatsizce ve acemice kullanıldıklarında zarar verebilir ve yok edilebilirler. ( G. K. )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.:elsalla:

    #28866
    Anonim
    Pasif

    1. Müzik

    Müzik, ezgi söylemeyi, besteciliği, düzenlemeyi ve aletli çalgıları kullanmayı içerir. Bütün bunlara tarih boyunca büyük ağırlık verilmiştir, ancak yine de birçok topluluğun bu konuda açığa çımamış yetenekleri ve geliştirilmemiş potansiyeli vardır. Koro, ezgi grubu ya da küçük bir orkestra oluşturmak için temel yeteneğimiz olmasa da, ezgi söyleme kalitemizi yükseltebiliriz………. İnsanların olduğu yerde müzik yeteneği de vardır. Ne yazık ki teşviğin ve hayal gücünün yoksunluğu, ayrıca değişim korkusu nedeniyle, yüreğinde, ağzında ve parmaklarında müziği taşıyan birçok kişi kilise sıralarında mum gibi oturuyor.

    2. Dans

    Rab’be tapınmanın bir ifade biçimi olarak dans, yeni bir şey değildir. Kökleri, İbraniler’in bir ulus olarak ruhsal doğuşuna kadar uzanmaktadır…. Bu konuda dev bir gelişim sağlanabilir.

    3. Kutsal Yazı Okuma Sanatı

    Bu, bazı kişilere tuhaf gelebilir ama tapınmada gözardı edilen sanatlardan biridir. Kutsal Kitap’ın yalnızca dümdüz okunması gerekmez. Okunmalara derin ifadeler katılabilir, okunan metinlerdeki olayların havası canlandırılabilir. Eğer Kutsal Kitap’ın, Tanrı’nın esinlenmiş sözü olduğuna inanıyorsak, onu yetkiyle, deinlikle ya da merhametle okumasını bilmeliyiz.İkinci olarak metinleri, iki ya da üç okuyucuyla dramatize edebiliriz. Bu okuyucular Kutsal Kitap’taki kişileri canlandırabilirler, sorulu cevaplı kısımları okuyabilirler. Üçüncü olarak, bir kişi metini okuduktan sonra topluluğa tekrarlatabilir. Buna benzer çok sayıda farklı uygulamalar yapılabilir. Elbette bunlar yeni bir şey değildir. Ancak koşturmacalı hazırlık sırasında, metni canlı bir şekilde okumak için zahmete girmeyiz ve kolaya kaçarız. ( G. K. )

    Devamı var.

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.:papatya:

    #28916
    Anonim
    Pasif

    4. Sessizliğin Yumuşak Sanatı

    Gürültü çağında sessizlik, insanları ürküten bir şey oldu. Toplu tapınmayı bırakın, kişisel yaşantımızda bile bunu öylesine az kullanıyoruz ki… Sessizlik çoğumuzda iç güvensizliği ve hatta utanma yaratıyor. Çünkü genellikle zihnimizi çevremizdeki gürültelere odaklamayı öğrendik.Ayrıca Tanrı’yı dinlemek yerine O’nunla konuşmayı çok kolay buluyoruz.Bizim söylemek istediklerimiz, O’nun söylemek istediklerinden daha fazla ilgimizi çekiyor. Oysa bir kişiliğiyle birlikte sessizce oturup onun dostluğundan zevk almak , arkadaşlığın derinliğini ve anlayışını ortaya koyar. Tanrı’yla da aynı şey geçerlidir. Sessiz kalıp dinlemesini, ruhumuzun kulaklarını açmayı, Kutsal Yazı’dan bir ayet alıp bunlar üzerinde derin düşünmeyi öğrenmeliyiz. Tanrı’nın huzurunda, sessizliğin yumuşak sanatını öğrenmek, hepimize büyük yarar sağlayacaktır. Ayrıca bence, sessiz tapınmamız gürültülü tapınmamıza daha da anlam katacaktır.

    5. Görmek İşitmekten Daha Etkilidir.

    Kilise binasının içindeki tekdüzeliğin ortadan kalkması için duvarları renklendirmenin dışında tapınmaya yardımcı olacak çeşitli görsel gereçler de kullanılır. Örneğin bir çok kilise resimli dersleri, tanrısal gerçeklerin gösterimlerini, anahtar sözcükleri ya da Kutsal Kitap ayetlerini bayrakların üzerine işleyerek tapınmada kullanıyorlar. Bayrakların yaratacağı görsellik bir yana, bunları hazırlayan gruplar arasında dostluk ve karşılıklı yardımlaşma oluşuyor. Eğitsel meslek grupları, iştimeye kıyasla görmenin anımsamayı iki kat hızlandırdığına tanık olmuşlardır. Bu gerçeğe gerekli özeni gösterirsek ve tapınmamıza görselliği katarsak, iletişimimizin ne denli etkin olacağını fark edeceğiz.

    6. Tapınmayı Yönetmek

    Tapınma yönetimi yaratıcı bir işlev ve öğrenilmesi gereken bir sanattır. Tapınma toplantılarını ve programlarını yaratıcı bir yaklaşımla hazırlamak, hatta iskemleleri farklı düzenlerde yerleştirmek bile yeni bir canlılık getirecektir. Böylece hayal gücümüzü kullanarak birlikte tapınmanın en uygun konumlarını keşfedebilir, büyük bir fark yaratabiliriz. ( G. K. )

    Devamı var.

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.:kiliseye:

    #28997
    Anonim
    Pasif

    7. Piyes

    Öğretişleri aydınlatmanın güçlü bir yolu da piyeslerdir. Kutsal Kitap’taki olayları canlandırmak, günlük yaşantımızda müjdenin gerçekleriyle yüzleşmemizi sağlar. Hareket, dans ve mim , ruhsal gerçekleri de açıklar. Rab’bi övmenin ve tapınmanın ifadesi olarak kullanılabilir. Bu şekilde birçok kişi Kurtarıcı’ya duydukları sevgi ve adanmışlığı zengin biçimlerde göstermiş olur. Başka insanlar da sadece seyretme yoluyla ruhsal açıdan alevlenir ve harekete geçer.

    Umarım bu liste, bize bir çok alanda daha fazla yaratıcılık olanağı tanıyacak ve şöyle sormamıza yardımcı olacaktır. Tanrı yaşantımızda ne yapıyor ? O’nun işlerini sözlere, ezgilere, müziğe, hareketlere, dansa, yapılara, modellere, işaretlere, simgelere, kokulara, seslere, dokunuşa ve tada nasıl dökebiliriz ? Tanrı bize merhamette zengin davrandığı gibi bizler de tapınma ifademizi nasıl zenginleştirebiliriz ? ( G. K. )

    Rabbin sevgisi ve ışığı siiznle olsun.:kiliseye:

    #29049
    Anonim
    Pasif

    Yaratıcı tapınma , gerçekleri ifade etmek için sık sık sözlerimizi ve düşüncelerimizi kullanmamızı içerir. Bunları Kutsal Yazı’nın öğretişine ve Ruh’un içimizdeki tanıklığına bakarak sınamalı, ölçüp biçmeliyiz. Örneğin ben, canlandırılan bazı Kutsal Yazı öükülerinin en önemli noktalarının gözden kaçırıldığına ve içtenlikle söylenen bazı ezgilerin öğreti hatalarıyla dolu olduğuna dikkat ettim. Yarattığımız ürün her ne ise , dinleyenlerin ve izleyenlerin öğrenmesine neden olacaktır. Bu yüzden ürünümüzü ilk önce sınamalı, öğretmek istediğimiz gerçeği en etkili şekilde iletip iletmediğine bakmalıyız. Elbette sanatsal yaratıcılık söz konusu olduğunda algılayışımız, kültürel geçmişimizden, zevk ve kişilik renklerimizden büyük ölçüde etkilenir. Bu yüzden, özellikle kişisel zevkimiz ve önyargılarımız söz konusu olduğunda, ürünümüzü hem Kutsal Yazı’nın nesnel süzgecinden hem de Ruh’un tanıklığından geçirmeliyiz. ( G. K. )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.:elsalla:

    #29112
    Anonim
    Pasif

    Son yıllarda, tapınma sanatındaki birçok eksiklikler tamamlanıyor, cansız ve kuru olan nitelikler tazeleniyor. Ancak tapınma anlayışımız ve uygulamamız söz konusu olduğunda, yetkinliğe eriştiğimizi düşünmek saflık olur. Herhalde en büyük gelişme, anlayışımızın uygulamamızı geçmiş olmasıdır. Ne yazık ki imanlıların büyük bir kısmı, kendi kiliselerindeki gelenek, kültür ve önyargı gibi nedenlerle ölü ve kuru tapınma biçimlerine mahkum olmuştur.

    Övgü Piyangosu

    Sanırım kendimizi geliştirebileceğimiz alanlardan biri de Tanrı’nın belli zamanlardaki belli amaçlarına uygun düşecek övgü ve tapınmayı sunmaktır. Tapınmamızın doğası ve içeriği rastlantılara dayanmamalıdır. Kilisede sık sık birinin kalkıp ” Haydi 86. ilahiyi söyleyelim ” gibi bir istekte bulunduğunu duyuyoruz. Kişinin o ilahiyi seçmesinin tek nedeni, en sevdiği ilahi olmasıdır. Bazen, tapınma önderi bile ilahileri kafadan seçebiliyor. Hemen şunu ekleyelim: Böyle seçilen ilahiler, tanrısal bir esin de olabilir.Ama genellikle ilahilerin ve ezgilerin seçilmesi, belli alışkanlık biçimlerine göre oluyor. Yeni, farklı, melodisi güzel ya da sevilen ilahiler özellikle seçiliyor. Oysa kendimize sürekli şunu sormalıyız: ” Neden bu ezgiyi seçiyoruz ? ” Elbette bu soru, eleştirici ve yıkıcı bir tutumla sorulmamalıdır. Amacımız tapınmamızı, Tanrı’nın aramızda yaptığı işlere uygun bir biçime sokmaktır. ( G. K. )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.:bayraksalla:

    #29229
    Anonim
    Pasif

    Ruh’la İşbirliği Yapmak

    İnsan ilişkilerimizde sözlerimizi ve bereketlerimizi, duruma uygun bir şekilde ifade etmeye alışkınız. Düğünlerde oturup yas tutarak ağlamayız ( belki gelinin annesi hariç ! ), cenazelerde gülüp şakalaşmayız. Cenaze arabasını konfetilerle ve balonlarla süsleyip şehir turuna çıkarmadığımız gibi yeni evlileri cenaze marşıyla karşılamayız.

    Aynı şekilde tapınmamızın içeriği ve biçimi de belli nedenlere dayanmalıdır. Bu nedenler, tapınma programı hazırlanırken kişiye Tanrı tarafından verilebilir. Kişi, tapınmanın nasıl akması gerektiğini sezinleyerek toplantıyı buna göre tasarlayabilir. Tapınmanın o günkü ağırlığı, önderlerin Ruh’un yönlendirişine göre seçtiği konuya da dayanabilir. Tapınma unsurları, seçilen konu çevresinde buna göre dikkatlice seçilebilir. Ancak tapınmanın köklerinin , rastgele ya da keyfi seçimlere dayanmaması da önemlidir. Tapınma, Tanrı’nın – geçmişteki, şimdiki ve gelecekteki – etkinliğine ve kimliğine dayanmalıdır. Tanrı belli zamanlarda içimizde ve aramızda özel şekillerde işlemektedir. Tapınmamız her zaman genel gerçeklerin kutlanmasına ağırlık verdiği gibi bu özel işleyişler doğrultusunda da gelişmelidir. ( G. K. )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.:amin:

    #29328
    Anonim
    Pasif

    Duruma mükemmel derecede uygun bir tapınma biçimi

    Matta’nın 21 . bölümünde İsa’nın, Kudüs’e zaferli bir şeklide girişini görüyoruz. Para bozanları, satıcıları tapınaktan kovarak, ordaki kör ve sakatları iyileştiriyor:

    Ne var ki, başkahinlerle din bilginleri, O’nun yarattığı harikaları ve tapınakta ” Davut Oğluna hozana ” diye bağıran çocukları görünce öfkelendiler. İsa’ya, ” Bunların ne söylediğini duyuyor musun ? ” diye sordular. ” Duyuyorum ” dedi İsa. ” Siz şu sözü hiç okumadınız mı ? ‘ Küçük çocukların ve emzikte olanların dudaklarından kendine övgüler döktürdün. ‘ “

    Aslında burada geçen “övgüler” sözcüğü, ” mükemmel övgüler ” dir.
    İsa, ” mükemmel övgülerle ” ne demek istiyor ? Gökyüzünün dışında mükemmel övgü var mıdır ? ” Acaba çocuklar söyledikleri sözlerin tam olarak ne anlama geldiğini biliyorlar mı ? Yalnızca o an ki heyecana kapılıp mı bağırıyor ? ” diye düşünenler olabilir.

    İsa çocukların övgüsünü mükemmel olarak gördü, çünkü o anki duruma tümüyle uygundu. Birkaç nedenle uygundu:
    Birincisi içeriği uygundu.
    İkincisi, çocukların O’nu övme biçimi uygundu.
    Üçüncüsü, övgü sunan kişiler çocuklardı.
    Dördüncüsü, çocuklar İsa’yı tapınakta övüyorlardı. ( G. K. )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.hisusa

    #29445
    Anonim
    Pasif

    İsa’ya ” Davut Oğlu” deniliyordu.Kahinlerin ve Kutsal Yazı uzmanlarının öfkesine ve protestosuna rağmen İsa, bu adın Mesih’i nitelediğini ve kendisine söylenmesinin uygun olduğunu biliyordu.

    Çocukların O’nu övme biçimi uygundu. Çocuklar, bağırıyordu. Mesih’in gözlerinin önünde olduğunu ve mucizeler yarattığını, sevinçle bağırarak ilan ediyorlardı. Mucizeler olduğunda; şaşkınlık çığlıkları, sevinç bağrışları ve yükselen övgüler ; son derece uygundur.

    Övgü sunan kişiler, çocuklardı. Çocukların bile tanıyabildiği Kurtarıcı, şehire buyur ediliyordu. Her zaman olduğu gibi; o tarihte de, çocuklara sık sık kötü davranılır ve onlardan yararlanılırdı. Bu yüzden çocuklar, İsa’nın özgür kılmak için geldiği masumluğu ve çaresizliği simgeliyorlardı. Övgülerin, egemenliğin ulaşmayı amaçladığı kişilerden çıkması uygundur.

    Çocuklar, İsa’yı Tapınakta övüyorlardı. Bundan hemen önce; neler olduğuna bakmamız gerekir. İsa, sıradan insanlardan oluşan bir kalabalıkla, dilenciler ve çocuklarla birlikte tapınağa girdi. Dinsel kuruluşların gözünde hayal bile edilemeyecek bir hainlikti bu; İsa, dinsel ve ekonomik güçlerin simgelediği ve hüküm sürdüğü yere, yani tapınağa girerek onların varlığını tehdit ediyordu. İsa, para bozanların ve kurban satanların masalarını devirirken onlar, ellerindeki gücün, konumun, nüfusun ve para kaynağının tehlikede olduğunu anladılar. Tapınakta, düzenbazlık egemendi ve herkes, bunun farkındaydı. Ancak; arkada güçlü ve kalın enseli insanlar olduğundan kimse bu düzeni değiştiremiyordu. İşte İsa, bunu yaprı ! Kalabalığın sevinmesinin bir nedeni de, adaletin sonunda yerine gelmiş olmasıydı. Sınıf, ekonomi, konum, sağlık, önyargı ve büyük olasılıkla ırk yüzünden tapınağın avlularının dışında bırakılan insanlar, İsa’yla birlikte tapınağa girdiler. Egemenliğin sevinci ve gücü, oarada, hüküm sürmeye başladı. Tapınak yönetimindeki temsilcilerin, kahinlerin ve Kutsal yazı uzmanlarının öfkesine ve neşesiz kuralcılığına kıyasla, çocukların yalın övgüleri; duruma mükemmel derece uygundu. Bu durumu, İsa’nın Nasıra’daki havrada okuduğu İşaya’nın 61. bölümdeki bildiriyle kıyaslarsak, önemini daha iyi kavrayabiliriz. Çocukların övgüleri, o an için, gerçekten de mükemmeldir ve peygamberliğe uygun bir nitelik taşımaktadır. ( G. KENDRICK )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.

    Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !hisusaviolet:papatya:

    #29539
    Anonim
    Pasif

    Uygun tapınmanın başka bir örneğine bakmak için 2. Tarihler 20:1-30’a bakalım. Metin üzerindeki yorumları anlayabilmek için tümünü okumak gereklidir. Yrhoşafat’ın ve Yahuda halkının kurtuluşu, çok çeşit tapınma etkinlikleriyle bağlantılıdır. Yaklaşan işgalin haberi ulaştığında Yehoşafat, halkı toplayarak Rab’bi oruçla aramalarını söyler. Tanrı’nın gücü toplu halde ilan edilir, geçmişteki işleri,, İbrahim’le anlaşması ve koruma vaadi anılır. Tanrı’nın, o durumda adaletini göstermesi istenir ve yalnızca kendisine güvenildiği vurgulanır. Tanrı, Yahaziyel aracılığıyla peygamberlik sözü verir.Halkını teselli eder, zafer vaadi verir ve ne yapmaları gerektiğini söyler. Ardından Yehoşafat ve halk, Rab’bin önünde alçakgönüllülükle secde eder. Levililer ise ayağa kalkarak yüksek sesle övgüler sunar. Ertesi sabah Tanrı’ya güven üzerinde yeniden durulur ve düşmanla karşılaşacak olan ordunun önüne ezgi söyleyen kişiler yerleştirilir. Ezgiler söyleyip övgüler sunuldukça Rab, düşmanların düzenini karıştırır ve birbirlerini öldürmelerini sağlar. Savaş sona erip yağmalar toplandıktan sonra şükran günü ilan edilir ve Rab yüceltilir. Cenk, lir ve borazan çalınarak kutlamalar eşliğinde Kudüs’e dönülür.

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.

    Lütuf,İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle!suda hamdolsun

    #29102
    Anonim
    Pasif

    Oruç tutuluyor, bağrılıyor, secde ediliyor ve kutlama tapılıyor. Ancak bunların hepsinin bir nedeni var. Oruç tutup dua ettiler, çünkü Tanrı’ya yükselen yalvarışların ciddiyetini göstermek istediler. Secde ettiler, çünkü böylesine merhametli ve güçlü olan Tanrı’nın karşısında hayranlıklarını başka türlü gösteremezlerdi. Levililer ayağa kalkıp yüksek sesle Tanrı’yı övdüler, çünkü tanrı’nın kurtarma vaadi karşısında sus pus olup oturmak neredeyse hakaret anlamına gelecekti. Tapınmalarının her evresi, kendilerini içinde bulundukları yaşam dramına verilen uygun bir karşılıktı. Yaptıkları hiçbir şey alakasız ya da gereksiz değildi. İmanımızın dramı canlılığını yitirdiğinde, tapınmamıza alakasız ve gereksiz şeyler sızacaktır. Elbette burada sözü geçen tapınma, özellikle çarpıcı olaylara dayanıyordu, ama daha az çarpıcı olan durumlarda da tapınmamızı uygun bir şekle sokmak mümkündür. ( G. K. )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.

    Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !

    ” En yücelerde Tanrı’ya yücelik olsun, yeryüzünde O’nun hoşnut kaldığı insanlara esenlik olsun! ” ( Luka 2:14 ) isamesihyasiyor

    #29989
    Anonim
    Pasif

    Tapınma yönetimi konusu, çok geniştir. Üstelik çok sayıda düşünceler, fikirler ve geleneklerle daha da genişletilmiştir. Bunların hepsi; toplu tapınmada nelerin yapılabileceği sorusu üzerinde durur. Dünya Hristiyan Ansiklopedisi’ne ( Oxford Üniversitesi Yayını, 1982 ) göre, yeryüzünde 20.780 kadar imanlı mezhep vardır. Büyük olasılıkla bunların hepsi de, tapınmanın nasıl yönetileceğine ilişkin farklı eğilimlere sahiptir. Bu gerçeğin ışığında; benim amacım taklit edilecek bir biçim öne sürmekten çok, çeşitli durumlara uygulanabilecek olan ilkeleri ortaya koymaktır.Açık bir tapınma yönetimi biçimi üzerinde duracağım. Açık tapımada, önceden belirlenen bir programa sıkı bir şekilde bağlanılmaz. Bunun yerine üyeler, Ruh’un yönlendirişini yaratıcı bir şekilde izlerler. Tapınmanın gidişini, topluluğun o anda içinde bulunduğu durumların akışına göre belirlerler. Tapınma yönetimi rolünü değerlendirirken sormamız gereken ilk sorular, sık sık gözardı edilmektedir: İnsanları nereye götürüyoruz ? ( G. K. )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.

    Lütuf,İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle!

    Yahve şalom – RAB, esenliktir. :kiliseye:

15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 18)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.