Zirve Katliamı’nda ŞOK BELGE!
- Bu konu 6 izleyen ve 5 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
13. Ekim 2009: 21:26 #24760AnonimPasif
Zirve Katliamı’nda ŞOK BELGE!
Katliamın sır perdesi aralanıyor. Zirve Yayınevi katliamına ilişkin bir belge Jandarma’nın kasasından çıktı.
12 Ekim 2009 22:00
Malatya’daki Zirve Yayınevi katliamının üzerinden 2.5 yıl geçti ancak sis perdesi hala bu davanın üzerinde dolaşıyor. Bu olay tarihe misyoner cinayeti olarak geçti ama aynı zamanda Ergenekon davasına da çeşitli iddialarla dahil oldu. Bugün ortaya çıkan bir belge ise davanın seyrini değiştirecek gibi!
Malatya’daki Zirve Yayınevi katliamıyla ilgili CNN Türk’te yaynlanan bir belge davanın seyrini değiştirecek. Sorumlu komutanların imzaladığı belgeye göre Zirve Yayınevi’nde öldürülerin Jandarma tarafından takip edildi. Hatta bu faaliyetler için devletin kasasından para bile ödendi. Belgelerde Malatya Jandarma Birliği’nin imzası var. Belgede yazılanlara göre bazı askerler Zirve Yayınevi çalışanlarını öldürülmeden önce takibe almış. Yine belgeye göre takibe almalarının sebebi misyonerlik faaliyeti. Yani jandarma, yayınevi çalışanları Hıristiyanlık propogandası yapıyor mu? Yapmıyor mu? diye takip ettirmiş. Hatta takip edenlere ödenek bile ayrılmış.
Malatya’daki katliam yapılmadan 1 ay öncesinde de yine jandarmaya ait belgede “Malatya ve çevre illerde faaliyet gösteren misyoner grupların faaliyetleri ve yaptıkları toplantıların takibi” yazılı. Takip eden görevliye ödenen miktar 900 YTL.
Bu kez katliam sonrası ve belgede “Malatya ve diğer illerdeki misyonerlik faaliyetlerinin taktik ve tekniklerinin öğrenilmesi” yazılı. Haber elemanına bu kez ödenen ücret 600 TL. Ödeme talimatını çıkaranlar ise bizzat komutanlar. Bir jandarma kıdemli başçavuş ve bir binbaşının belgelerde imzası var.
Belgelere göre 22 Mart 2007’den 30 Kasım 2008′ kadar 15 kez misyonerlik faaliyeti takibi için ödenek çıkartılmış. Ve bu takipler için görevlilere 200 lira para ödenmiş. Ödenen en yüksek ücret 1000 lirayken en düşük ücret 300 lirayla bilgi toplama amacıyla ödenmiş.
14. Ekim 2009: 7:04 #33653AnonimPasifBu haberi ilk gördüğümde hiç şaşırmadım. Zaten biz hristiyanlar tarafından bilinen gerçekler ,ama eminim halk bu haberde anlatılanları bile mazur görecektir. Onlara göre misyonerlik bir suçtur, yasalarda açıkça belirtilmese bile zihinlerde öyledir. Yıldırma, takiplerle taciz etme politikaları ne yazık ki bir çok kişinin hayatına mal oldu, ya da tehlikeye soktu. Daha olgunlaşmamış beyinler kullanılarak cinayet işlettirildi.
Örneğin kıbrısta da bugün aynı şeyler yaşanır, kilise takiplerle ve sanki suçluymuş gibi alenen soruşturmalarla taciz edilir ve çevre halkın etkilenmektedir. Öyle ki halktan bazı kimseler bu kilise açılamaz, açılırsa yakarız gibi tehditler bile savurmuştur. Yine dün xxxxxxxx nickli bu foruma üye olan ama aslında bir muhbir olan (yasin hayaller gibi) kişinin saçma sapan sözlerine ve suçlamalarına maruz kaldım. Aynı zihniyette olan kişiler sürekli tehditler savurmakta, biz inananları ise beyni yıknamış görmekteler. Misyoner faaliyetler bir suç değildir. Bunu bu şekilde kabul edenlerin medeni ya da insancıl olduğu düşünülemez.
Biz Atatürk’ün temellerini attığı laik, demokratik Türkiye Cumhuriyet’i yürekten bağlıyız ve ülkemizi çok sevyioruz
14. Ekim 2009: 8:57 #33656AnonimPasifİsayı sevmenin isaya benzemek olduğunu bununda insanı iyileştirdiğini mutlak iyi yaptığını, kesinlikle hiçkimseye kötülük düşünmeyeceğimizi keşke anlasalar.
15. Ekim 2009: 11:27 #33666AnonimPasifElbette haberi okuyunca şaşırmadım,
benzer olayları biz de Gaziantep’te yaşıyoruz, ameliyat olduktan gün sonra ayağa bile kalkamazken şahsımı polis merkezine alıp saatlerce tuttular ve saçma sapan sorular sorup durdular…
Bu coğrafyada sadece halk değil devlet görevlileri de imanlılara eziyet ediyorlar ve bundan çekinmiyorlar çünkü onlar da aynı zihniyet aynı düzen içerisinden geliyorlar…
Yine de Rab’in öğrettiği gibi, onlara bereket etmesini ve anlayış vermesini diliyoruz…
Hristiyanlar bulundukları yer için bereket kaynağıdırlar, keşke onlar da bunu anlasa…
Esenlikler dilerim15. Ekim 2009: 17:42 #33668AnonimPasifBence “Türk’üm” veya “Türk’üm ve Müslüman’ım” diyen, ve ‘Türk’lüğe’ veya ‘İslâm’a hizmet ederim diyen herkes, bu olaylardan bir ders almalıdır. Böyle şeyler yapabilen yürek iğrençtir, Şeytan’a aittir ve Yaşayan Tanrı’nın düşmanıdır.
Bu kişilere, tüm samimiyetimle, Evangelist’in asmış olduğu “Türkler Nasıl Müslüman Oldular?” yazısını yavaşça ve anlayarak okumalarını tavsiye ederim. Uzun da olsa, buna değerdir. Tarihimizdir. Hakikatlerdir. Müslüman kaynaklarından alınmıştır.
Bu yazı sizleri düşündürecektir. Sizlere: “Siz aslında kime hizmet ediyorsunuz?” diyecektir. Kuzuları kurt, kurtları ise kuzu görmenizden vaz geçirecektir.
Tanrı’mız, yüreğinizdeki nefreti, sevgiye çevirsin. Biz ise her zaman, Tanrı’nın kuzuları olacağız. Ama sağ, ama katledilmiş, ama nefret edilmiş. Yaşamda da, ölümde de sadece Rab’bin adının yücelmesini diliyoruz.
Sevgi ve Dualarımla.15. Ekim 2009: 19:48 #33670AnonimPasifBence olayın Türk’lükle ilgisi yoktur, Ben de Türk’üm ve böyle şeyler yapan insanları Tanrı’ya havale ediyorum. Ben bir Hristiyan Türk olarak, Rab’bimi, Ülkemi, Dünya’yı çok seviyorum. Bunu yapan insanlar kendilerini ÜLKE’YE HİZMET ETTİĞİNİ DÜŞÜNEREK YAPIYORLAR, oysa ülkemize hizmet etmek yerine ülkemize zarar veriyorlar,
Çok sayıda yurtdaşımızın bu olayı kınadığından, tasvip etmediğinden eminim, Yani olayın Türklükle ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Olay yobazlıkla, sevgisizlikle, 3-5 bin inancını yaşayan insanlardan korkmakla ilgisi vardır, kendi düşüncelirine göre “Misyonerler ülkeyi bölecek” diye korktuklarından böyle yapmaktadırlar, bunu yapacaklarına incili alıp okusalar ve orada Rab’bin sözlerinin “BAĞLI BULUNDUĞUNUZ YÖNETİMLERE BOYUN EĞİN” buyruğunu bilseler belkide daha çok izin verirlerdi, inancımızı anlatmamıza,
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.