Cinselliğin İyileştirilmesi
- Bu konu 3 izleyen ve 27 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
1. Mart 2008: 19:05 #24559AnonimPasif
…….İncil’in gerçeğine direnenler ne olacak ? Tanrı henüz onların yüreklerinin kapısını çalmaktan vazgeçmemiştir. Bir mevsim kaya gibi sert duran katılık, sonraki mevsim yumuşak bir istekliliğe dönebilir. Dolayısıyla bir kimseyi “katı ve ters” olarak nitelemem. Böyle yapmak, Tanrı’nın herşeye egemen olan yumuşatıcı etkinliğini inkar etmek olur. Bununla birlikte, eşcinsellikle bocalayanların,iyileşmeye direnç gösterdikleri mevsimlerde bilmeleri gereken bazı şeyler vardır.
Öncelikle, eşcinsel ilişkilerin Kutsal Kitap’ta yeri yoktur. Eşcinsel uygulamalarını haklı çıkarmak için Kutsal Yazıları çarpıtmak ya da Kutsal Ruh’un sözde yönlendirişini mazeret göstermek tümüyle yalnıştır. Bu tür girişimler kişinin aldanışından ve günahlılığından kaynaklanmaktadır. İmanlılar, hiçbir şekilde Yaratıcının eşcinselliği kutsadığını iddia etmemelidirler.
İkinci olarak, etkin eşcinsel ilişkileri olanlar, bu tür uygulamaları reddetip yardım istemedikçe kilisede hiçbir sorumluluğu almamalıdırlar. Yardım istemek, bu konuda başkalarına açık ve sorumlu olmaktır. Güvenilir bir kişi ya da kişilerle danışmanlık etkinliğine katılmak demektir. Kişi, varolan iyileşme fırsatlarını ( şifa duaları, terapi, destek grupları ) değerlendirmelidir.
Üçüncü olarak kilise içinde eşcinsel ilişkilerde bulunanlara, diğer cinsel günahları işleyenlerden farklı davranılmamalıdır. Cinsel günah içinde yaşayan heteroseksüel bir kişiye uygulanan öğüt ve disiplin, eşcinsel günah içinde yaşayan kişiye de uygulanmalıdır. Bunun fazlası ya da azı olamaz. Cinsel paklık standartını bir kişiye göre alçaltıp diğerine göre yükseltmek doğru değildir. Cinsel paklık, heteroseksüel eğilimleri olanlar için de, eşcinsellikle mücadele edenler için de zorunluluktur.
Tutarlı olun. Heteroseksüel günah daha normal görünüyor diye eşcinselliğe daha ağır bir tepki göstermekten kaçının. Kilise kendi içindeki heteroseksüel günahlara – pornografi, tutsaklık, ahlaksızlık, cinsel oyunlar, zorlayıcı mastürbasyon – sık sık gözlerini kapar. Ancak, eşcinsel bir günah açığa çıktığında, bu kişiler günah keçisi ilan edilir.
Bu nedenle eşcinsellerin, savaşlarını itiraf etmeleri ve özgürlüğü aramaları çevrelerindeki insanların değerlerine ve tavırlarına bağlıdır. Kilise üyeleri, kusurlarını ve başarısızlıklarını birbirlerine itiraf ediyor mu ? İnsanlar birbirlerine teşvik sözleri veriyor mu ? Kişiler doğru ve sağlıklı bir yaşam için birbirlerini destekliyor mu ? Başka bir deyişle Mesih’in yasası, birbirlerinin yüklerini, günahlarını ve zayıflıklarını taşıyan insanlar tarafından yerine getiriliyor mu ?
( Andrew COMISKEY )“Kardeşler, eğer biri suç işlerken yakalanırsa, ruhsal olarak sizler, böyle birini yumuşak ruhla yola getirin. Siz de ayartılmamak için kendinizi kollayın. Birbirinizin yükünü taşıyın, böylece Mesih’in Yasası’nı yerine getirirsiniz. ” ( Galatyalılar 6:1-2 )
Rabbin sevgisi ve esenliği sizinle olsun.
1. Mart 2008: 22:56 #28361AnonimPasif( Yazar :Andrew COMISKEY)
‘Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak’ ( Yar. 2: 24 ).
‘Sodom, Gomora ve çevrelerindeki kentler de benzer biçimde kendilerini fuhuş ve sapkınlığa teslim ettiler. Sonsuza dek ateşte yanma cezasını çeken bu kentler ders alınacak birer örnektir’
‘Aslında yaratılış öyküsü bize ümit verir. Cinsel duyguların ve ilişkilerin anlamına ışık tutar. Yalnız kalmamaya ve birlikte varolup yaşayabileceğimiz bir kişiyi bulmaya yönelik özlemimizi ciddiye almamız gereklidir..Kutsal Kitap’ın yaratılış bölümünde geçen öykü, Tanrı’nın bizim kimliğimizle ve ilişkilerimizle ne denli yakından ilgilendiğini ortaya koymaktadır. Biz kendi cinsiyetimizle bocalarken Tanrı arkaya çekilip eleştirici ve ilgisiz bir yaklaşımla bizi yalnız bırakmaz.Tam tersine, bizi cinsel açıdan sağlıklı görmeye derin bir şekilde adanmıştır..Bizler, erkek ve kadın olarak belki heteroseksüel ilişki açısından Tanrı’nın benzeyişini temsil ediyor olabiliriz. Ancak Adem ve Havva’dan aldığımız miras, onların günaha düşmeleri yüzünden hepimizde bozulmuştur.
Adem ve Havva, birer ilah olmaya kalkıştılar. Yasak ağacın meyvesinden yiyerek kendi kaderlerini yazdılar. Bunun korkunç sonuçlarına katlandılar. gerçek kimliklerini yitirdiler ve Yaratıcı’nın benzeyişini yetkin bir şekilde yansıtamaz hale geldiler.
Tanrı’yla yakın ve içten ilişkilerini yitirmelerinin sonucunda kendi aralarındaki yakın ve içten ilişki de bozuldu. Yaratılış 3:7‘de şöyle yazılıdır: “İkisinin de gözleri açıldı.Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar. ” Adem ve Havva, artık birbirlerinin çıplaklığına utanç duymadan bakamıyorlardı. Önceden Tanrı’nın benzeyişini parlak bir şekilde yansıtan beraberlikleri artık korku ve suçlulukla gölgelenmişti.
Erkek- dişi ilişkisi, günahla birlikte masumluğunu yitirdi. Cinselliğin düzeni bozuldu. Bu nedenle her birimiz, cinsel açıdan bir dereceye kadar hasar görmüş durumdayız. Heteroseksüel eğilimi olanlar, eşcinsel eğilimi olanlardan daha az günahlı durumda değildir. Hepimiz, günahtan önce Aden’de varolan cinsel yetkinliğe buğulu bir camdan bakıyoruz. O yetkinliğin bizim olmasını istiyoruz. Ancak öncelikle, kendimizdeki ve başkalarındaki cinselliğe hasarlı bir açıdan baktığımızı kabul etmeliyiz.
Bu noktanın eşcinsellikle mücadele edenler için nasıl bir anlamı var ? Eşcinsel eğilimi olanlar kendi çarpıklıklarını ve Aden’deki yetkin cinsellikten kopuk olduklarını alçakgönüllükle kabul etmelidirler. Aynı cinsin kollarında ya da hayalinde cinsel doyum ve sağlık arayışı, boş ve sonuçsuz bir deneyimdir. Yaratılış öyküsü bunun boşluğunu açıklamamıza yardımcı olur. Tanrı erkek ve kadının, kendilerini aynı cinsle tamamlamalarını hiçbir şekilde uygun görmemiştir. Bu nedenle, eşcinsel erotizm ve duygusal birleşme arayışı insanlığımızın en temel unsurlarına ters düşmektedir. Yaratıcımız kendi Sözünde , eşcinsel duygu ve davranışlarının ilk insanın günaha düşmesinin bir sonucu olduğunu göstermektedir. Eşcinsellik, günahlı insanlığın dokusuna işlemiş birçok cinsel bozukluktan birisidir.
Arzunun Yönünü Değiştirmek
Yaşam Suyu adını verdiğimiz gruplarımızda Göksel Baba’nın varlığının çeşitli şekillerde görünmesini amaçlarız. Bu hizmet biçimini her yerde salık veriyorum Birinci adım tapınmadır . Her toplantı Tanrı’yı överek ve yüreğimizi O’nun lütfuna açarak başlar. Biz tapındıkça Tanrı’nın varlığı aramıza gelir ve bizi sevgiyle kuşatır. Tanrı’yla buluşma sırasında gözlerimiz O’nun yüceliğine çevrilir. Tanrı’nın göksel huzurunu yeryüzünde tatmaya, O’nun ışığını ve gücünü yaşamaya başlarız. Tanrı eşcinsellikle mücadele eden birçok kişide Kendisini tanıma arzusu uyandırır. İmanımızı canlandırarak soğukluktan ve imansızlıktan kurtulmamızı sağlar.
Tapınma ve övgünün heyecanı, her üyemize dalga dalga yayılırken Tanrı eşcinselleri kutsal ortamına çeker. Onlarda, eşcinsellikten daha büyük bir arzu, kendisine yönelik güçlü bir özlem oluşturur.
İyileştirme sürecinde arzunun yön değiştirmesi büyük önem taşır. Belki de eşcinselliği tedavi etmeye çalışan geleneksel psikoterapi yöntemlerinin başarısız olmasının nedeni budur. Bütün yaşamı çeşitli arzularla sürüklenen ve kendisiyle ilgili çarpık değerlere sahip olan bir kişiye sadece psikolojik çözümlemeyle iyileştirmek mümkün değildir. Kişinin canı Yaratıcısıyla buluşmalı ve O’nun sevgisiyle yıkanıp arınmalıdır.
Romalılar 1:18-32 bunu güçlü bir dille ortaya koyuyor. Elçi Pavlus cinsel düzenin devam etmesi için Yaratıcının güçlü rolünden söz etmiştir. Rab’be sırt çevirerek yaratıklardan medet uman insanları cinsel bir karmaşa beklemektedir. İnsanlık, iyiliği güçlü bir şekilde arzular. İç varlığımızda Yaratıcımıza tapınma ve yaşamı oluşturan Rab’be övgüler sunma özlemi yatar ( Rom. 1:19,20 ). Bu özlem bastırılırsa, daha basit özlemler baskın çıkacaktır. Düşünüşümüz çer çöple dolacak, yüreklerimiz kararacaktır ( Rom. 21-22 ). Yaratıcıya tapınma arzumuz yüreğimizdeki en büyük öncelik değilse, putperestliğin çeşitli türlerine kapılma olasılığımız ortaya çıkacaktır.
Hepimiz – hristiyan olalım ya da olmayalım – Yaratıcıya tapınma özlemini baltalıyan ve içimizde daha basit özlemler uyandıran bir dünyada yaşıyoruz. Hiçbirimiz Romalılar 1. bölümde sıralanan çarpıklıklardan bağımsız değiliz. Pavlus, çarpılan ve bozulan arzuların simgesi olarak eşcinsel eğilimleri gösteriyor. İsyancı yürekten çıkan kötü düşünceleri ve uygulamaları sıralıyor.
( Bkz. Rom. 23-32 )Eşcinsellikle mücadele eden kişi, herkes gibi temel arzularını ve özlemlerini Yaratıcıya yöneltmelidir. İçimizde yatan edilgen tapınma arzusunu uyandırmalıyız. Arzuladığımız en temel varlık Göksel Babamız olmalıdır. Babamızı yüreğimizin merkezine yerleştirdiğimizde, O’nun sevecen varlığının eşcinsel eğilimler gibi arzularımıza dokunmasına ve bunları değiştirmesine izin veririz.
………Suç ve utanç yükünün altında ezilenler, çocularında bozuk aile ilişkilerinden etkilenerek Tanrı’ya ilişkin çarpık düşünceler geliştirenler, Tanrı’yı tanımaktan çok Tanrı hakkında bilgi edinmeye ağırlık veren kiliselerden gelenler, tapınmanın yaşam veren akışına kendilerini bırakmakta büyük güçlük çekmektedirler.
Bu noktada etkili dua etmeyi öğrenmemiz gereklidir….Eşcinsellikle mücadele eden insanların iç varlığında Kutsal Ruh’un daha güçlü bir şekilde etkin olması ve onları Tanrı’ya tapınmada özgür kılması için dua etmeliyiz. Onlara desteğimizi sunmalı ve Tanrı’nın çocukları olarak Baba’nın sevgisini özgürce almalarına ve Tanrı’ya özgürce karşılık varebilmelerine yardımcı olmalıyız.
16. Mart 2008: 18:05 #28463AnonimPasifİSA – TANRI’ NIN ÖZGÜRLÜK ARACI ( Andrew COMISKEY )
Genç kadın , kendisini erkeklere sunarak yaşamıştı. Duygusal ya da maddi güvensizliğe kapıldığında, ucuz bir dirhem sevgi ya da birkaç dinar için bedenini verirdi. Kasabadaki herkes bunu bilirdi. Kadının utancı büyüktü ve ve köylülerin yıkıcı alaylarıyla perçinleniyordu. En sonunda, kendi günahına ve ezikliğine karşı yüreği nasırlaştı. Kendisinden iğrenmesi ve hatta büyük keder duyması bile yüreğini değiştiremedi. Hem halkın hem de kendisinin gözünde lanetliydi.
Adam onun yüreğinde umut uyandırdı. Geniş kalabalıklara nasıl seslendiğini işitti; köydeki din adamlarından farklı görünüyordu. İnsanların dış görünüşlerini ya da geleneklerini umursamıyordu. Hatta, günahkarları hor görmek yerine dinsel ikiyüzlülüğü açığa vuruyordu. Adamın, kendi yüreğini gördüğünü fark etti. Uzaktan da olsa O’na güven duymaya başladı. Bu adamın, içine düştüğü çıkmaza bir son verebileceğini anladı. Kaderini değiştirebilirdi.
Adamı tanınmış bir din adamıyla yemek yerken gördü. Umut bağladığı kişinin, kendisini mahkum edenlerle birlikte oturması onu ürküttü. Özgürlük umudu olarak gördüğü adam, kendisini utanca ve kedere boğanlarla yan yanaydı. Ama bundan başka bir çare yoktu. Daha önce bu adama hiç bu denli yakın olmamıştı. Özgür olmak istiyorsa, daha büyük bir alay konusu olmayı göze almalı ve şimdi harekete geçmeliydi.
Özgür olma arzusu baskın çıktı. Odaya girdi. Mesih’in gözlerindeki güçlü merhamete tanık olduğunda ağladı. Hiçbir şey söyleyemeden diz çöktü ve O’na tapındı. Mesih’in ayaklarını yağla ovdu, öptü ve saçlarıyla kuruladı. O’nun, kurtarıcısı olduğunu biliyordu. Mesih’in varlığı, istenmeyen genç kadının Tanrı tarafından kucaklanmasını sağlamıştı. Utanç ve günahın verdiği harabiyet, iç varlığından süzülüp dışarı aktı. Mesih’in lütfu kadının kirini arıttı ve yüreğini çaldı.
Din adamı şaşkına döndü. İsa adamın şaşıracağını biliyordu, bu nedenle açıklama yaptı. Günah ve eziklik, dev boyutta bile olsa, af ve şifa kaynağına teslim edildiğinde dev bir sevgiye ve adanmışlığa dönüşür. İsa şöyle dedi :
“Bu nedenle , bu kadın bana hiç utanmadan, özgürce tapıyor. Öte yandan sizler, dinsel geleneklerle körleşmiş olduğunuzdan benim tarafımdan özgür kılınmanız gerektiğini görmüyorsunuz. Dolayısıyla inatçı inançsızlığınızda diretiyorsunuz.Bana duyulan güveni sarsmak için bana hileli sorular soruyorsunuz. Bu yüzden hiç değişmiyorsunuz. Oysa bu kadın, bütün günahları ve ezikliğiyle birlikte kendisini bana olduğu gibi sunuyor ve sonsuza dek değişiyor. Esenlik ve yaşam bulmuş bir şekilde bağışlanmış olarak buradan çıkıyor.”
YOL
Tanrı, kendisinden uzak kaldıklarını fark eden bütün günahkarlar için İsa aracılığıyla bir yol açmıştır. Eşcinsellikle mücadele eden kişi için heteroseksüelliğe giden yol, bir köprüden geçmeyi gerektirir. Bu köprü İsa’dır. Luka 7’deki fahişe, üzerindeki günah yükünden kurtulmanın tek yolunun İsa olduğu bilinciyle O’na yaklaştı. Eşcinsellikle mücadele eden kişi de aynı şekilde İsa’ya güvenebilir. Eşcinselliğin getirdiği günah ve eziklik, bu kişiyi İsa ‘ya yaklaşmaktan alıkoymamalıdır. Böyle acı çeken bir yüreğin şifaya duyduğu ihtiyaç, kişiyi İsa’ya yöneltmelidir. Fahişe bunu biliyordu; şifa ihtiyacı kendisini felç eden utançtan bile baskın çıktı. Kadının içindeki tanrısal benzeyiş bozulmuş ve lekelenmişti. İsa, bu benzeyişi ortaya çıkararak iyileştirdi.
Tanrısal benzeyişi eşcinsellikle bozulan kişi için Tanrı’nın özgürlük aracı İsa’dır. İsa bizi kendisini yansıtmamız için yaratmıştır. Şeytanın ve günahın bu benzerliği bozduğu yeri onarmak için yol açar. İsa bu benzerliği kendi başımıza yenilemek için ne denli çaresiz olduğumuzu bilir.
İsa, Tanrı’nın Oğlu olarak Yaratıcının mükemmel benzerliği ve görünümüdür. Günaha teslim olmadan Baba’yı sevmiş ve sözünü dinlemiştir. İsa bizim ulaşamadığımız ve ulaşamayacağımız bir sadakatle yaşamıştır. Bizim yerimize O söz dinlemiştir. Tanrı ve insan olarak, Baba’nın gerçek benzerliğini yansıtmamızı ister.
Ancak İsa, sadece insan potansiyelinin en üst düzeyini örneklemekle kalmamıştır. Baba’nın isteğine ölümüne dek boyun eğmiştir. Baba’nın bizdeki benzerliğini zedeleyen ezikliği kendi üzerine almıştır ; bu eziklikten kaynaklanan günahlı söz dinlemezliği de kendisi taşımıştır. Günahın bizdeki işlevinin sonucu olan ağır ölümün yükü altında can vermiştir. Ölümden sonra, bizi Tanrı’dan ve birbirimizden ayıran cehennemi diriliş gücüyle alt etmiştir. Bizi Tanrı’nın sevgisinde yaşamamız için özgür kılmıştır.
İsa şu anda Yaratıcının güçlü lütfunun , gerçek insanlığımızı bulandıran karanlık katmanları delip geçmesi için aracılık etmektedir. Bizdeki gerçek Tanrı benzerliğini yeniden oluşturmak için ısrarlıdır.
İsa çok güçlü bir aracıdır, çünkü insan ruhunun mücadelelerini bizzat yaşamıştır. Oğulun insan yönü, bir yandan Baba’nın sözünü dinlemeyi arzularken, bir yandan da Baba’nın çizdiği zor yoldan çıkma ve kendini tatmin etme ayartısıyla karşılaşmıştır.Bu mücadele, şeytan İsa’yı ayarttığı zaman ortaya çıkmıştır. ( Mat. 4:1-11 ). Şeytan,İsa’yı insanlığın eğilim duyduğu sahte yetki kurma ayartısıyla, Baba’nın yüceliğinden çok benliğin yüceliğini arama eğilimiyle alt etmeye çalışmıştır.
İsa göksel Baba’nın isteğinde sabit kalarak zafer kazanmıştır, ama bu mücadelesiz olmamıştır. İsa’nın insan yönü Baba’nın isteğinden kopuk bir güvenlik ve zevk arayışıyla karşılaşmıştır. Şeytan, İsa’nın arzulayabileceği bir şeyi öne sürmeden O’nu nasıl ayartılabilirdi ki ? Dolayısıyla İsa’nın insan yönü, eşcinsellikle mücadele edenler de dahil olmak üzere bütün insanlara güvence verir. İsa bizim ikilemimizi yaşamamıştır. Zayıflıklarımızda bizi anlayabilir. Kutsal Kitap şöyle diyor:
‘Çünkü zayıflıklarımızda bize yakınlık duyamayan değil, tersine, her alanda bizim gibi sınanmış, yine de günah işlememiş bir başkahinimiz vardır.Bu nedenle merhamete ermek ve gerektiğinde bize yardım edebilecek lütfa kavuşmak için Tanrı’nın lütuf tahtına cesaretle yaklaşalım’ (İbr. 4: 15 -16).
isa: Bu konuyu geliştirmek için şöyle diyelim: Mesih’in günahla mücadelimizi anlaması, O’nu n günaha boyun eğmemesiyle derinleşmiştir. Bir kişi, kendisini arzuladığı nesneye teslim ettiği zaman ayartıyla mücadelesi geçici bir süre için son bulur. İsa’nın söz dinlerliliği, benliğin çıkmaz sokaktaki kaçamaklarına izin vermemiştir. Baba’nın isteğine sonuna dek bağlı kalmıştır. İsa’nın karşılaştığı ayartılar, eşcinsellikle savaşan bir kişinin asla tahmin edemeyeceği yoğunluktadır. Bu nedenle , İsa ayartıyla mücadelemizde bize merhamet ve anlayış gösterebilir. Kutsal Yazılar’ın dediği gibi, ” kendisi sınandığında acı çektiğine göre, sınananlara yardım edebilir.”( İbr. 2:18 ).
Jim, İsa’nın güçlü merhametini tarttı ve bunun sonucunda eşcinsel ilişki üzerinde zafer kazandı. Bir süre önce, kilisedeki erkek arkadaşlarıyla bir hafta sonu kampına katılmıştı. Orada, belli bir kişiye karşı içinde uyanan eşcinsel duygularla yüreği burkuldu. Bunun üzerine Rab’be şöyle yalvardı: ” İsa , sana yöneliyorum. Çevremde benim zayıflığımı paylaşmayan ruhsal insanlar var ve şimdi de bu başıma geldi ! En iyi ortamda bile mücadeleden kaçamıyorum. ”
İsa genç adamla yumuşak bir dille konuştu: “Ben, uygunsuz cinsel duygular da dahil olmak üzere senin gibi her alanda sınandım. Kendinden nefret etme. Bana bak. Sevgim ve merhametim sana destek olsun. Senin savunmasızlığın nedeniyle ben de günaha ve ölüme karşı savunmasız kaldım. Bu savunmasızlık içerisinde bana güvenmeyi öğreneceksin. Gözlerini bana çevir, arzularını bana teslim et. Benim günah üzerindeki zaferimi sen de paylaşacaksın. ”
Jim ağladı. En çok ihtiyaç duyduğu anda İsa’nın desteğine kavuşmuştu. İsa’nın varlığı, Jim’in utancını ve karışıklığını körüklemek yerine ona destek oldu. Jim, ayartılarını İsa’ya teslim etti ve O’nun zaferine kavuştu.
İsa, Baba’nın sözünü dinleyen bir yaşam sürerek bizim de söz dinlememiz için yol açmıştır.Sadık olan tek Oğul kendisidir. Yalnızca İsa Baba’nın isteğini tutarlı bir şekilde yerine getirmiştir. Tanrı’nın , bizim söz dinlemezliğimize karşı sunduğu çözüm İsa’dır. İsa’ya ve O’nun günah üzerindeki zaferine bağımlı yaşayarak biz de o zafere kavuşuruz. Böylece Jim gibi bizler de günahın bütün cazibesine karşı ayakta kalabiliriz.8. Nisan 2008: 19:15 #28683AnonimPasifPeki ama İsa’yla ilişkimize getirdiğimiz güçlü çarpıklığa ne demeli ? Günahın egemenliğini yıkmak için İsa’nın bizi anlıyor olması yeterli değildir. İsa söz dinleyen yaşamını bir adım ileri götürmüştür. Ölümüne kadar söz dinlemiştir. Baba’nın isteği uyarınca insanlığımızın her türlü çarpık ve günahlı yönünün – Tanrı’nın bizdeki benzerliğinin bözulmuş olan her noktasının – ağırlığını kendi üzerine almış ve ölüme götürmüştür. Bunu, günahın egemen etkisine tamamen son vermek için yapmıştır.:isa:
İsa’nın ölümünün iki belirgin nedeni vardır. Birincisi bizi ölümden kurtarmaktır. İkincisi ise günahın etkisini kaldırarak Yaratıcının içimizdeki çarpılmış benzerliğini onarmaktır. Bu nedenle, günah ve günahın kapsamındaki eşcinsel tutsaklığın ağırlığı altında ezilmeyi göze almıştır. Eşcinsellikle mücadele eden insanların çoğunu her gün rahatsız eden aldatıcı ve ezici yükünü – ” Sen eşcinselsin; senin duyguların, fantezilerin ve içsel varlığın eşcinsel. Başka bir şey olamayacaksın. Seni baştan çıkaran eşcinsel dürtülerin kölesisin ” – kendisi üstlenmiştir.
İsa yaşama egemen olan eşcinsel eğilimlerin yükünü bizim için taşımıştır ! Bu eğilimlerin, davranışlarımızda ve ilişkilerimizdeki çarpık dışavurum biçimlerini de kendi üzerine almıştır.Böyle yapmakla, bize zafer kazandırmıştır. Günahın bizim üzerimizdeki gücüünü kırmak amacıyla günah tarafından ölüme kadar ezilmeye razı olmuş ve sonra, üçüncü gün ölümden dirilmiştir. Çarmıh ve boş mezar bu zaferi simgelemektedir. Böylece, günahla ve eşcinsel eğilimlerle mücadele ederken, gözlerimizi İsa’ya ve O’nun zaferine çevirmeliyiz.
İsa’nın ölüme dek söz dinleyişiyle aynı düşüncede olamalı, ölüme günaha dair yaşadığımız ne varsa hepsini O’na teslim etmeliyiz. Yükümüzü İsa üstlenmiştir. Bu yükü kendimiz taşımak yerine İsa’ya vermeye razı olmalıyız.
İlk kilise atalarından Atanas şöyle yazmıştır:” İsa, kendi üzerine almadığı şeyleri iyileştiremez.” İsa bizi eşcinsellikten özgür kılmak için bu mücadelenin özündeki günahı ve çarpıklığı üstlenmeliydi. Bizim rolümüz, cinselliğimizin ezik yönlerini görmek, adlandırmak ve İsa’nın taşımasına izin vermektedir. Biz İsa’ya tam olarak neyi teslim ediyoruz ? Bazı şeylerden sö ettim: ölüm, günah, çarpıklık, düzensizlik, ihtiyaç. ( Andrew COMISKEY )
Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.
13. Nisan 2008: 6:30 #28711AnonimPasifGünahlı yaratılışa ait olmanın bir sonucu da düzensizliktir. Tanrı’nın insanlık için amaçladığı düzen bozulmuştur. Tanrı’nın amaçladığı gibi kişiler olma yolunda yürürken, hem dışımızda hem de içimizde arzularımızı çarpıtan etkenler olacaktır.
Örneğin normal, heteroseksüel ilişkiler kurmayı içtenlikle isteyen on yaşındaki bir genç, eşcinsel eğilimler hissetmeye başlayabilir. Anlayamadığı, belirsiz etkenlerin kendisinde eşcinsel eğilimler oluşturduğunu fark eder. Bu eğilimler , gencin heteroseksüel olgunluğa erişmesini engelleyecektir.
Ne var ki eşcinsel eğilimlerin varlığı, bizi bilerek günah işlemeye itmez. Eşcinsel eğilimlerimiz var diye şehvetli davranışlara ve ilişkilere girmek zorunda değiliz. Daha öncede söylediğimiz gibi eşcinsel bir kişi cinsiyetinden olan kişilerle birleşmek için derin bir arzu duyar. Burada cinselliğin gerçek doğasına dönüyoruz. Cinselliğin özünde başka bir kişiyle derin, gerçek ve tamamlayıcı bir birlik yaşama arzusu vardır. Eşcinsel eğilimlerin egemenliğinden kurtulmak istiyorsak, bu ihtiyacı ciddiye almamız gereklidir.
Ayrıca bu ihtiyacın doğru bir şeki,lde karşılanmasını engelleyen çarpıklığı da Tanrı’ya teslim etmemiz gereklidir. Bu noktada, kendi cinsiyetimizi özgürce ve tam anlamıyla kucaklamamızı engellemiş olan belli başlı ilişkilere bakacağız. Çocukluğumuzda kendi cinsiyetimizden olan kişilerin sevgisini tatmamışsak, bu ihtiyaç eşcinsel eğilimler şeklinde dışa vuracaktır.
Düzensizlik, eziklik ve ihtiyaç, genellikle bireyin kontrol edemediği etkenlerden kaynaklanır. Başka deyişle, eşcinsel eğilimler kendi başlarına kasıtlı günahlar değildirler. Ne var ki, ” Benim böyle duygularım ve ihtiyaçlarım var, bunları karşılamak için eşcinsel ilişkilere gireceğim ya da eşcinsel davranışlar sergileyeceğim “ dediğimiz zaman günaha kapı açmış oluruz.
Bir anlamda, bu seçimi yapan kişi kendi cinselliği üzerinde egemenlik kurmaktadır. İhtiyacını ve ezikliğini, Tanrı’ya ve iyileştirme aracıları olacak kişilere sunmak yerine arzuladığı nesneye sunmaktadır. Eşcinsellikle mücadele edenler , tıpkı Adem ve Havva’nın günahtan sonra yaptığı gibi Yaratıcıyı es geçmelerinin sonucunda yabancılaşma duygusunu örtmeye çalışırlar. Bu durumda incir yaprağı bir sevgili, bir fantazi ya da pornografik bir imajdır. Kişiler yalnızlıklarını gidermek için boş yere bu unsurlarla örtünmeye çalışırlar. Gereksinimlerini Yaratıcının bilgeliği yerine yaratığın bilgeliğine dayanarak karşılama girişimi günah ve isyanla son bulur.Böylece Yaratıcının, onların ihtiyaçlarını karşılama kapasitesine iman etmeyen kişiler eşcinsellik günahına düşerler. ” İmanla yapılmayan her şey günahtır. ” ( Rom. 14:23 ). İmansızlığa yol açan birçok etken olabilir. İmanlılarda gördüğüm en önemli etken, eşcinsel eğilimlerini Tanrı’dan başkasına açmamalarıdır. Utanç ve korku nedeniyle odalarına çekilip duaya yönelirler; duayla gelen rahatlamayı yetersiz bulurlar ve sonunda Tanrı’nın kendilerini değiştiremeyeceğini düşünerek eşcinsel eğilimlere teslim olurlar. ( A. COMISKEY )
22. Nisan 2008: 7:43 #28826AnonimPasifBu tür imanlıların gözden kaçırdığı gerçek, Mesih’in bedeni olan kilise aracılığıyla Tanrı’nın şifa verdiğidir. Kilise aracılığıyla Tanrı, insanların yeteneklerini ve Kutsal Ruh’un armağanlarını kullanara şifa sunar.Zayıflıklarımızı İsa’ya teslim etmek yalnızca kişisel duayla olmaz. Mesih’in bedeni aracılığıyla sunulan dualara, desteğe ve öğütlere de ihtiyaç vardır. Günahın eşiğinde duran ama kilisenin aracılığına yaslanmayan imanlılar, dayanabileceklerinden büyük ayartılarla karşılaşabilirler.
Eşcinsel günahın trajik sonucu daha da büyük bir ezikliktir. Doymak bilmeyen bir ihtiyaç alevlenmiştir. Cinsellik kötülükle örtülür. İsa’nın ve kilisenin ışığı ve koruması dışında kalanlar, bedenlerini, canlarını ve ruhlarını başka bir erkeğe ya da kadına ( ya da en azından idealleştirilmiş bir imaja ) sunarak onun tarafından tamamlanma umuduyla aldanırlar. Cinsel doyumla sonuçlanan ilişkiler keşfedilir; kişinin gerçek kimliğini onaylayan ilişkiler kaybedilir. Düşmanın ve benliğin gücü, eşcinsellikle mücadele edenleri şehvet ve aldanış tuzağına sürükler. Tanrı’ya ve O’nun cinsellikle ilgili gerçeğine olan bağlılık çarpıtılır.
Bu noktadan sonra yaratık, Yaratıcı’ya karşı direnmeye başlamıştır. Tanrı’yı ve O’nun halkını, ilgisiz tavırları nedeniyle suçlamaktadır. Tanrı’nın gerçeği, eski ve modası geçmiş görüşler olarak değerlendirilmektedir. Eşcinsel günahı benimseyenlerin yüreği, zamanla kendi içlerindeki gerçek tanrısal benzeyişin tanıklığına karşı nasırlaşır. Gerçek ihtiyaç ve eziklik, günahla uyuşturulur. Pavlus’un tanımladığı tanrıtanımaz insanlar gibi eşcinsel günahla yaşayanlar, eşcinsel eğilimlere yol açan acıların uyuşmasına izin verirler. Günahın neden olduğu daha büyük ezikliği de hissedemeyebilirler ( Ef. 4:17-19 )
Rabbin sevgisi ve esenliği sizinle olsun.:elsalla:
26. Nisan 2008: 13:01 #28860AnonimPasifGünahın sonu ruhsal ölümdür. Eşcinsellikle mücadele edenlerin çocukları olmadığı için ölüm soylarının da sonunu getirecektir. İsa olmadıkça, günahlı insanın bu dünyadaki ölüm cezası sonsuza dek sürecektir. İnsan olmanın keskin acılarını yaşayan, ama yetkin Tanrı olan İsa, eşcinsellikle mücadele edenlere elini uzatmaktadır.İnsanlığın her türlü düzensizliği ve çarpıklığı gibi eşcinsel eğilimlere yol açan ezikliği de kendi üzerine almıştır.. Kendi cinsiyle birleşme arzusuna sahip olanları, bu eğilimlerinden ötürü suçlamaz. Bu tür insanların, eşcinsel eğilimlerini gidermek amacıyla kendi bilgelikleri ve iradeleri doğrultusundaki günahlı gayretlerinin ağır yükünü kendisi taşımaya hazırdır.
O halde günahlarımızı İsa’ya itiraf etmek, sadece yalnış yaptığımızı kabullenmek değildir. Kişi, mücadelesinin her yönünü, İsa’nın şifasını gerektiren her türlü ezikliği, O’nun sağlayışını gerektiren her derin ihtiyacı, O’nun affını gerektiren her günahı İsa’ya getirmeli ve tümüyle O’na bağımlı olmalıdır. Bu yükleri kendi omuzlarımızda taşımaya çalışırsak altında ezilebiliriz. İsa eşcinsellik yükünü kendi üzerine alır. Böylece kişi, İsa’ya bağımlı olmak için özgür kılınmış olur. Karen örneğinde göreceğimiz gibi bu süreç sık sık başka imanlıların aracılığıyla işlev görür. ( A. C. )
Rabbin sevgisi ve esenliği sizinle olsun.:elsalla:
30. Nisan 2008: 18:27 #28892AnonimPasifNe yazık ki eşcinselikle mücadele eden birçok kişi, iyileşebilmek için Tanrı’nın isteğine uyum sağlamıyor. Tanrı’nın huzuruna yaklaşabilir, O’nun gözetimine teslim olabilir ve Mesih’in sağlayışına kavuşabilirler. Ancak söz dinlemenin bedelini çok yüksek, ödüllerini ise çok küçük buluyorlar.Yüreklerinin bir kısmı eşcinsellikten özgür olmayı arzularken, daha büyük bir kısmı eşcinsel arayışlara bağlı kalıyor. Katbın kazançtan daha büyük olduğunu sanıyorlar. Arzularının ve içsel ezikliklerinin üzerindeki kontrolü Tanrı’ya teslim etmekte güçlük çekiyorlar. Bu nedenle isteklilikleri zayıf, tövbeleri sığ kalıyor, yürekleri Tanrı arayışıyla eşcinsel arayışın hızlı kazancı arasında bölünüyor.
Şifanın bir anahtarı, uygunsuz cinsel arayışlar yerine öncelikle Tanrı’nın egemenliğinin ardından gitmeye istekli olmaktır. Hem eşcinsellikle mücadele edenler hem de onlara yardımcı olanlar için isteklilik derecesi kesinlikle belirlenmelidir. Yardım arayanlar gerçekte ne kadar isteklidir ? Bir yandan cinsel çözümler ararken diğer yandan eşcinsel zevklerin peşindeyseler, hem kendi zamanlarını hem de yardımcı olmaya çalışanların zamanını boşa tükedeceklerdir. Başkaları uygun görse bile, kendileri özgür kılınmaya hazır olmayabilir. ( A. C. )
Rabbin sevgisi ve esenliği sizinle olsun.:elsalla:
4. Mayıs 2008: 14:54 #28918AnonimPasifTanrı’nın Sözüne Direnenler
Öncelikle, eşcinsel ilişkilerin Kutsal Kitap’ta yeri yoktur. Eşcinsel uygulamalarını haklı çıkarmak için Kutsal Yazılar’ı çarpıtmak ya da Kutsal Ruh’un sözde yönlendirişini mazeret göstermek tümüyle yalnıştır. Bu tür girişimler kişinin aldanışından ve günahlılığından kaynaklanmaktadır. İnanlılar hiçbir şekilde , Yaratıcının eşcinsel uygulamaları kutsadığını iddia etmemelidirler.
İkinci olarak, etkin eşcinsel ilişkileri olanlar, bu tür uygulamaları reddedip yardım istemedikçe kilisede hiçbir sorumluluk almamalıdırlar. Yardım istemek, bu konuda başkalarına açık ve sorumlu olmaktır. Güvenilir bir kişi ya da kişilerle danışmanlık etkinliğine katılmak demektir. Kişi, varolan iyileşme fırsatlarını ( Şifa duaları, terapi, destek grupları ) değerlendirmelidir.
Üçüncü olarak, kilise içinde eşcinsel ilişkilerde bulunanlara, diğer cinsel günahları işleyenlerden farklı davranılmamalıdır. Cinsel günah içinde yaşayan hetewroseksüel bir kişiye uygulanan öğüt ve disiplin, eşcinsel günah içinde yaşayan kişiye de uygulanmalıdır. Bunun fazlası ya da azı olamaz. Cinsel paklık standartını bir kişiye göre alçaltıp diğerine göre yükseltmek doğru değildir. Cinsel paklık, hetereoseksüel eğilimleri olan için de , eşcinsellikle mücadele edenler için de zorunluluktur. ( A. C. )
Rabbin sevgisi ve esenliği sizinle olsun.:elsalla:
9. Mayıs 2008: 21:51 #28996AnonimPasifTutarlı olun , heteroseksüel günah daha normal görünüyor diye eşcinselliğe daha ağır bir tepki göstermekten kaçının.Kilise kendi içindeki heteroseksüel günahlara – pornografi, tutsaklık, ahlaksızlık, cinsel oyunlar, zorlayıcı mastürbasyon – sık sık gözlerini kapar. Ancak, eşcinsel bir günah açığa çıktığında, bu kişiler günah keçisi ilan edilir.
Bu nedenle eşcinsellerin, savaşlarını itiraf etmeleri ve özgürlüğü aramaları çevrelerindeki insanların değerlerine ve tavırlarına bağlıdır. Kilise üyeleri, kusurlarını ve başarısızlıklarını birbirlerine itiraf ediyor mu ? İnsanlar birbirlerine teşvik sözleri veriyor mu ? Kişiler doğru ve sağlıklı bir yaşam için birbirlerini destekliyor mu ? Başka deyişle Mesih’in yasası, birbirlerinin yüklerini, günahlarını ve zayıflıklarını taşıyan insanlar tarafından yerine getiriliyor mu ? ( Gal. 6:1-2 ).
Kilise önderi olan bir arkadaşım bir keresinde bu noktayı anlamamı sağladı. Kilisedeki iki kişinin eşcinsel olduğunu hissetmiş. İkisini de ofisine çağırmış; eşcinsel ve sevgili olduklarını itiraf etmişler. Önder yumuşak ama kesin bir dille günahlarından tövbe etmelerini ve ilişkilerine son vermelerini istemiş. Adamların biri şöyle demiş: ” Sen benden sigarayı bırakmamı ya da saç rengimi falan değiştirmemi istemiyorsun. gerçek ve somut olarak tanıdığım her şeyi bırakmamı , kendimi bu İsa’ya ve içinde kimseyi tanımadığım bir kilise topluluğuna adamamı istiyorsun. Sen benden ölmemi istiyorsun. ”
Ruhsal ölüm ve yeni yaşam anlayışına sahip olan önder, ” Evet sizden bunu istiyorum.” demiş.
Adam hemen karşılık vermiş: ” Bu kilisedeki hiç kimse böyle bir ölüme çağrılmadı. Benden başlama. ” Bu sözlerden sonra adamların ikisi de ayrılmış ve bir daha dönmemiş. ( A. C. )
Rabbin sevgisi ve esenliği sizinle olsun. :elsalla:
17. Mayıs 2008: 9:13 #29065AnonimPasifKişinin istekliliği onun bireysel sorumluluğudur, ancak bu isteklilik günahlarını birbirine itiraf eden ve birbirini destekleyen bir topluluk aracılığıyla Kutsal Ruh tarafından kişinin yüreğinde hazırlanır. Vineyard İmanlı Topluluğuna katılan birkaç eşcinsel, yaşam biçimlerinden ötürü hep dış çizgide kaldılar ve sonunda uzaklaştılar.Çöl Irmağı kuruluşumuza gelen birkaç kişi, İsa’dan çok eşcinsel yaşamı benimsemek istediklerine karar verip ayrıldılar. Ne var ki birçok kişi İsa’nın kim olduğunu ve O’nun ışığında kendilerinin kim olduklarını bilmeden programa başlıyor. Rab, yavaş yavaş kendisini ve şifasını tapınma aracılığıyla onların yüreklerine işliyor. Tapınmanın yanı sıra hem Tanrı’nın isteğini öğreten hem de kendilerinin bu isteğe uymadaki zayıflıklarını göstermeye razı olan kilise önderlerini kullanıyor. Ayrıca, üyelerin birbirlerini gerçekten tanımak ve aynı zamanda tanımak istedikleri, günahlarını itiraf ettikleri ve ihtiyaçlarını dile getirdikleri küçük grupların büyük yardımı oluyor.
Bütün bu etkenler, eşcinsellikten özgür olmak için kişide isteklilik uyandırır. İnsanlar Jim gibi bana ve diğer görevlilere birer birer yaklaşarak yardım ister.Bocalayan kişiler, imanlı topluluğun sağladığı gerçek ve güvence ışığında daha derin ve riskli bir düzeyde iyileşmek için özgür kılınırlar. ( A. C )
Rabbin sevgisi ve esenliği siiznle olsun.rabbe hamdolsun
10. Haziran 2008: 21:24 #29389AnonimPasifÖzgür olmak için isteklilik nasıl dışarı vurulur ? Kişinin eşcinsellikten tövbe etmesi ne demektir ? Bu yanıt üç yönlüdür. Bunların ilk ikisi acıyı hissetmeye razı olmayı içerir. Tövbenin ilk adımı savunmasız olmayı göze almaktır. Kişi, ” Bu gerçek bir sorun ve tek başıma çözemiyorum. ” demeye istekli olmalıdır. Bu savunmasızlık inkardan, bizi karanlıkta tutan ve sorunu kendi sınırlı kaynaklarımızla çözmeye mahkum eden gizlilikten vazgeçmemizi gerektirir. Bu inkar genellikle çifte bir yaşam sürmemize yol açmıştır, bir yandan da iyi imanlılar gibi davranırken diğer yandan eşcinsel etkinliklerimiz devam etmiştir. Bazen, kendi aldanışımızın acılarını dindirmek için karanlığı kabul etmeyiz, ya da ” gri ” gibi gösterip kabullenmeye çalışırız. İyileşme ihtiyaçlarını yıllarca, hatta onlarca yıl inkar ederek yaşamış olan birçok imanlı tanıyorum. Bu kişilerin yaşamında cinsel bağımlılıklar ve duygusal yönden bozuk ilişkiler vardı. Ne var ki utanç ve gurur nedeniyle eşcinsel duyguları hakkında sessiz kalmışlardı.
Böyle bir itiraf, bocalayan kişiler için acı verici dev bir adımdır. Başkalarına yansıttıkları, ama aslında kendilerini mahveden imajın sahte güvenliğini bırakacaklardır. Acıları belli olacaktır. İncir yaprağı gibi kullandıkları aldanışın arkasına saklanamayacaklardır. Başkaları tarafından gerçek anlamda tanınacaklar, içlerindeki ezikliği ve yoğun mücadeleyi açığa vuracaklardır. Eşlerinin, arkadaşlarının, kilise önderlerinin ve danışmanlarının gözü önünde kendileriyle dürüstçe yüzleşeceklerdir. Savaşlarının sinsi kötülüğü ışığa çıkacaktır. Mücadelelerini itiraf ettikleri ve yardım istedikleri zaman bunu kendi başlarına götüremeyeceklerini kabul etmiş olacaklardır. ( A. C. )
Rabbin sevgisi ve esenliği sizinle olsun.:elsalla:
19. Haziran 2008: 9:31 #29509AnonimPasifKontrol edici tavrımızı bırakmamız gerekecektir. ” Tamam işte, her şeyi itiraf ettim. Haydi, beni iyileştir. Artık mücadele etmek istemiyorum. Acılarımı dindir. ” Özgür olmayı isteyip ezikliğimizi İsa’ya ve O’nun halkına teslim ettiğimizde acı yeni başlamış demektir. Aldanışın yorucu acısı dinmiş , ama bunun yerini eşcinsel mücadelenin özündeki acı – Yıllarca biriken reddedilmenin, yoksunluğun, tacizin, yalnızlığın ve kaygıların acısı – almıştır. Bu acıyı hep eşcinsel arayışlarla dindirmeye çalışmışızdır. İsa ise yüreği iyileştirmek için işte bu acıya ulaşmak ister.
O halde tövbe İsa’ya ve diğer kişilere dönmek ve ” Özgür olmamı sağlamak için ne gerekiyorsa yap “demektir. Artık ne şekilde ve ne kadar yardıma ihtiyacımız olduğunu, ne kadar acı hissedeceğimizi kontrol etmeye çalışmayız. Acı hissettiğimizde İsa’nın yanımızda olduğunu, yaşantımızdaki gerçeklerle yüzleşmemizi gerektiren bu korkutucu yolculukta bizi şefkatle desteklediğini bilebiliriz.
Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.
Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !sudarabbe hamdolsun
4. Temmuz 2008: 13:02 #29621AnonimPasifTövbeye yönelten istekliliğin bir botutu da vardır: İsa’nın ve diğer inanlıların yardımıyla eşcinsel alışkanlıkları bırakmak. Bu alışkanlıklar eşcinsel ilişkiler, tensel olmayan ama eşcinsel bağ oluşturan romantik ilişkiler, eşcinsel pornografi, zorlayıcı fanteziler ve mastürbasyondur.
Bunların hepsi; aynı cinsten olan kişilerle sevgi bağı kurma çabalarıdır. Kişinin yalnızlığının acısını dindirme girişimleridir. Kişinin iç varlığındaki sevgiden yoksun kalmış olan çıplak yerleri örtme gayretleridir. Eşcinsel eğilimler; farkedildikten sonra kişinin yakınlık, ödül, zevk ve kimlik belirleme ihtiyacını karşılama yolu haline gelir. Ancak tanrı’nın isteği, özgür olmak isteyenlerin kendilerini örtmeye yönelik kusurlu çabalarını bırakmalarıdır. Bunları bırakmak için; gerekeni yapmamak, gerçekten istekli olup olmadığımızı ortaya koyacaktır. ” Özgür olmak istiyorum ” deyip de; eşcinsel davranışların sahte özgürlüğünü bırakmamak olmaz.
Eşcinsel ilişkiler ve diğer tutsaklıklar, günah olarak kabul edildiğinde; mücadele bitmiş olmuyor. İnsanlar değişmeyi isteyebilirler; ama zor kazanılan zaferler, aralıklı düşüşlerle gölgelenebilir. Buna rağmen ; bocalayan kişiler Tanrı’nın bizim için isteğinin özgürlük olduğunu bilmelidirler. Bu nedenle; ihtiyaç duyduğu desteğe sarılmalı ve sorumlu oldukları kişilere karşı açık davranmaya devam etmelidirler.
Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.
Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !
” En yücelerde Tanrı’ya yücelik olsun, yeryüzünde O’nun hoşnut kıldığı insanlara esenlik olsun ” ( Luka 2:14 ) jesus…rabbe hamdolsun
14. Temmuz 2008: 15:23 #29709AnonimPasifDeğişmek için mücadele etmek, Tanrı’nın insanlık için belirlemiş olduğu gerçek cinselliğe doğru ilerlememizi sağlayacak ve bize zafer kazandıracaktır. Tanrı, bizim gereksinmelerimizi sağlamak ister. Bunun için bizi, ihtiyaçlarımızı karşılamak amacıyla başvurduğumuz sahte ve yıkıcı yolları terk ederek tövbe etmeye çağırır.
Buna kişisel bir örnek vereyim. Evliliğim ve çöl ırmağı yöneticiliğim sırasında pornografiyle nasıl mücadele ettiğime değinmiştim. Benliğin güçlü ve sinsi doğası beni hazırlıksız yakaladı. Gereğinden uzun süre ( yaklaşık iki yıl ) açık seçik resimlere bakarak mastürbasyon yaptım. Günahımı itiraf ediyordum, ama pornografinin bana sunduğu rahatlamaya dönmem uzun sürmüyordu. Mücedelemi İsa’ya ve başkalarına arada sırada açıyordum, ama pornugrafik fantezilerin güvenli ve gevşetici dünyasına daha sık dönüyordum. Bir bakıma bağımlı olmuştum; bunun nedeni beni destekleyen ve güçlendiren arkadaşlarımın yardımına başvurma isteksizliğimdi.
Bir arkadaşım bana şöyle dedi : ” Aslında senin mücadelen temelde kontrolden ibaret. Pornografinin sana sunduğu kontrolden hoşlanıyorsun.” Arkadaşımın sözleri bir hançer gibi içime işledi. Zevk alma biçimimi kendim kontrol etmek istiyordum, çünkü ihtiyaçlarımın gerçek insanlar tarafından giderilmeme olasılığı vardı.
İsa’yla ciddi bir şekilde yüzleşmeli ve günahın resminin tamamını bana göstermesine izin vermeliydim. Tutsaktım; kendime, Tanrı’ya ve başkalarına karşı açık davranmalı, alışkanlığımı bırakmalıydım. Tanrı söz dinlemem için bana meydan okudu, tutsak ve ezik durumdan çıkıp doğrulmamı istedi. Yüreğim hiç olmadığı kadar derin bie şakilde yargılandı ve ayartıya karşı direnmeye başladım. ( A. COMISKEY )
Rabbimizin sevgisi sizinle olsun.
” İnsanoğlu’na bağlılığınız yüzünden insanlar sizden nefret ettikleri, sizi toplum dışı edip aşağıladıkları ve adınızı kötüleyip sizi reddettikleri zaman ne mutlu size ! ” ( Luka 6:22 ) isamesihyasiyor hamdolsun
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.