Türkiye’de İncil basan yayınevine düzenlenen saldırıda üç kişi öldü _hac:

(The Guardian, Independent, Telegraph – 19/04/07; AP, Reuters, DPA, BBC, VOA, FT, International Herald Tribune – 18/04/07)

18 Nisan Çarşamba günü Malatya’daki bir yayınevinin önünde sedyede yatan yaralı bir adam görülüyor. [Getty Images]

Türkiye’deki küçük Hıristiyan azınlığa karşı düzenlenen en son saldırıda, 18 Nisan Çarşamba günü İncil basım ve dağıtımıyla uğraşan bir şirketin üç çalışanı öldürüldü.

İkisi Türk ve biri Alman vatandaşı olan kurbanlar, Türkiye’nin güneydoğudaki Malatya kentindeki Zirve yayınevinin binasında, elleri ve ayakları bağlı ve boğazları kesilmiş olarak bulundular. Vali Halil İbrahim Daşöz televizyonda yayınlanan konuşmasında, Türklerden birinin bulunduğu sırada hala hayatta olduğunu, ancak daha sonra hastanede hayatını kaybettiğini söyledi.

Yetkili, devlet Anadolu haber ajansı tarafından 46 yaşındaki Tilman Ekkehart Geske olarak tanımlanan Alman kurbanın 2003 yılından beri Malatya’da yaşadığını belirtti. Diğer iki kurbanın adları Necati Aydın ve Uğur Yüksel olarak belirtildi.

Zirve genel müdürü Hamza Özant CNN-Türk kanalına verdiği röportajda, kurbanların son zamanlarda aldıkları tehditler sonrasında polis koruması istemeyi düşündüklerini söyledi.

İstanbul evanjelik rahibi Carlos Madrigal Reuters’e verdiği demeçte, söz konusu üçlünün kendisinin de tanıdığı evanjelik Protestanlar olduğunu söyledi.

Ülkesi AB üyeliği hedeflemesine karşın Brüksel tarafından sıklıkla dini ve diğer azınlık özgürlüklerine daha fazla koruma sağlamaya çağrılan Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, saldırıyı kınayarak bunu “vahşet” olarak nitelendirdi.

Yaşları 19 ile 20 arasında değişen dört Türk olayla ilgili oldukları şüphesiyle gözaltına alınırken, beşinci bir zanlı tutuklamadan kaçma girişimi sırasında pencereden atlaması sonrasında aldığı ciddi yaralardan hastaneye kaldırıldı. Anadolu ajansına göre, hepsinin de üzerinden içinde “Biz beşimiz kardeşiz. Ölümlerimize gidiyoruz.” yazan bir mektup çıktı.

İçişleri Bakanı Abülkadir Aksu ulusal televizyonda yayınlanan bir basın toplantısında yaptığı konuşmada, zanlıların bazılarının silah taşıdığını söyledi.

CNN’in haberine göre, Perşembe günü cinayetlerle ilgili olarak beş kişi daha tutuklandı.

AB dönem başkanlığını yürüten Almanya’nın Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier katliamı kınayarak, Türk makamlarını “bu suçu tamamen açığa çıkarıp sorumluları adalete teslim etmek” için ellerinden geleni yapmaya çağırdı.

Türk müfettişler cinayetlerin işleniş şeklinden, katillerin Türkiye’nin Kürt nüfusun çoğunlukta olduğu güneydoğu bölgesinde Müslüman bir devlet kurmak isteyen Kürt İslamcı örgüt Türk Hizbullahı ile bağlantılı olduklarından şüpheleniyorlar.

Vatikan’ın Türkiye temsilcisi Monsenyör Luigi Padovese Çarşamba günkü cinayetler hakkında söylediği sözlerde, “Bunlar Türkiye’de var olmaya devam eden ve bir anda saçma şiddet olaylarıyla ortaya çıkan fanatiklerdir.” dedi.

Yeni olay, 14 ay önce bir gencin silahla bir Roma Katolik rahibini öldürdüğü Türkiye’de milliyetçiliğin yükseldiği yönündeki endişelerin giderek arttığı bir dönemde geldi. Bundan aylar sonra iki rahip daha saldırıya uğradı. Şok edici bir diğer olayda da, tanınmış Türk-Ermeni gazeteci Hrant Dink Ocak ayında İstanbul’daki ofisinin önünde suikasta uğradı.

Türkiye’deki Hıristiyan toplumu, ülkenin çoğu Müslüman olan 70 milyondan fazla nüfusunun %1’inden azını meydana getiriyor.

Halkın yoğun tepkisine yol açan Dink cinayetinden bu yana kilisesi polis tarafından korunan Madrigal, “Bazı yönlerden durum iyileşti, zira yasal haklarımız var, ancak toplumun radikalleşmiş kesimleri de mevcut.” dedi.

Gazetecinin İstanbul’da düzenlenen cenazesine 100 binden fazla Türk katılmıştı. AP’nin bir haberine göre, Çarşamba günü yaklaşık 150 kişi yeni cinayetleri protesto etmek amacıyla Türkiye’nin en büyük kentinde yürüyüş düzenleyerek, ‘Hepimiz Hıristiyanız’ yazılı pankartlarla dayanışma ifadesinde bulundular.

Bu içerik SETimes.com için hazırlanmıştır.