Hristiyanlıkta Savaş Günah M?
- Bu konu 2 izleyen ve 1 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
23. Şubat 2007: 23:47 #24209AnonimPasif
Hristiyanlıkta Savaş Günah mı?
Hıristiyanlığın barışçı bir din olmadığını kanıtlamak için kullanılan tek “malzeme” Haçlı Seferleridir. Hıristiyanlar tarafından yapılan her şeyin Hıristiyanlığa uygun olduğunu düşünmek doğru değildir. Haçlı Seferlerinin de Hıristiyanlar tarafından yapılması, Hıristiyanlığın böyle bir eyleme izin verdiğini kanıtlamaz. İncil’i okuduğumuzda yalnızca sevgi görürüz. Hıristiyanlıkta şiddete yer yoktur. Hatta İncil’de şöyle yazar:
‘Tanrı sevgidir. Sevgi de yaşayan, Tanrı’da yaşar, Tanrı da onda yaşar‘ (İncil 1.Yuhanna 4:16).Kılıç kullanmayı yasaklayan tek din Hıristiyanlıktır. İnanç uğruna savaşmak, Hıristiyan’ın ve Hıristiyanlığın ruhuna aykırıdır. Hiçbir gerçek Hıristiyan’ın, ne Haçlı Seferlerini ne de diğer din savaşlarını savunması mümkün değildir. Çünkü bunlar, İncil’e aykırıdır. Bir Hıristiyan’ın görevleri arasında savaşmak değil, savaşları durdurmak,yani barışı sağlamak vardır:
‘Ne mutlu barışı sağlayanlara! Onlara Tanrı oğulları denecek’.Yine İsa Mesih, düşmanlarımızı bile sevmemizi istememiş miydi?
‘Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenlere iyilik dileyin, size hakaret edenler için dua edin. İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, sizde onlara öyle davranın. Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile kendilerini sevenleri severler. Size iyilik yapanlara iyilik yaparsanız, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile öyle yaparlar’ (Luka 6:27-34).
İncil ‘deki sevgi, düşmanı bile sevebilen coşkun bir sevgidir. Böylesine coşkun sevgiye sahip bir inancın ” ‘savaş suçlusu” sayılması ve bu inancın simgesi durumunda olan “Haçın” bazı savaş adlarının ilk kısmını oluşturması, tamamen şeytansal bir planın sonucudur. İncil der ki:
‘Sevginiz ikiyüzlü olmasın. Kötülükten tiksinin, iyiliğe bağlanın. Birbirinizi kardeşlik sevgisiyle, şefkatle sevin. Birbirinize saygı göstermekte yarışın. Size zulmedenler için iyilik dileyin. İyilik dileyin, lanet etmeyin. Sevinenlerle sevinin, ağlayanlarla ağlayın. Herkesin gözünde iyi olanı yapmaya dikkat edin. Bütün insanlarla barış içinde yaşayın. Sevgili kardeşler, kendi kendiniz için öç almayın, bunu Tanrı’nın gazabına ( yargılamasına) bırakın. Çünkü şöyle yazılmıştır: ‘Rab diyor ki öç benimdir, kötülüğün karşılığını ben vereceğim’ Yine yazılmıştır: ‘Düşmanın acıkmışsa onu doyur, susamışsa su ver. Bunu yapmakla onun başı üzerine ateş korları yığarsın ( onu utanca boğarsın).’ Kötülüğe yenilme, ancak kötülüğü iyilikle yen’(İncil, Romalılar 12:9-21).Bu ayetleri yaşamakla yükümlü olan bir Hıristiyan’ın, bırakın savaş yapmayı, insanları incitmekten bile sakınması lazımdır. Bazı kişiler ” bu ayetler çok güzel ama uygulanabilir mi?” diye sorabilirler. İncil bize, yaşanamayacak bir hayatı sunmuyor, tersine İsa Mesih ve bütün gerçek izleyicileri tarafından yaşanmış bir hayattan söz ediyor. Gerçek Hıristiyanlar, bu hayatı yaşadılar, yaşıyorlar ve yaşayacaklardır. İsa Mesih suçsuz yere öldürüldü, haç üzerinde asılı iken şunları söylüyordu.
‘Ey baba, onları bağışla; çünkü ne ettiklerini bilmiyorlar’ (İncil , Luka 23:34).
İsa’nın ilk izleyicilerinden olan İstefan, Yahudiler tarafından taşlanıyor, hiç karşılık vermiyor ve onun da son sözleri şöyle oluyordu:
‘Ya Rab, onlara bu günahı yükleme ( sayma)‘ (İncil, Elçilerin İşleri, 7:60).Yanlış Anlaşılan Ayetler
İncil’in okuyan herkes İsa Mesih’in şiddet yanlısı olmadığını rahatlıkla anlayabilir. Fakat bazı yazarlar, İncil’de yer alan bazı ayetleri anlamazlıktan gelerek Hıristiyanlığın barışçı bir inanç olmadığını ileri sürmektedirler. Şimdi yanlış anlaşılan bu ayetleri beraber inceleyelim ve Hıristiyanlığın barışçı bir inanç olup olmadığına beraber karar verelim.‘Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın! Ben barış değil kılıç getirmeye geldim. Çünkü ben oğulla babasının, kızla annesinin, gelinle kaynanasının arasına ayrılık koymaya geldim. İnsanın düşmanları, kendi ev halkı olacaktır’ (İncil, Matta 10:34-36).
‘Yeryüzüne barış getirmeye mi geldiğimi sanıyorsunuz? Size hayır diyorum, ben ayrılık getirmeye geldim. Bundan sonra bir evde beş kişi olacak, üçü ikiye, ikisi üçe karşı ayrılacaklar. Baba oğluna karşı, oğul babasına karşı, anne kızına karşı, kız annesine karşı, kaynana gelinine karşı, gelin kaynanasına karşı olacaktır’ (İncil, Luka 12:51-53).
Bu ayetlerde anlatılmak istenen nedir? İsa Mesih, yine bir yerde şunları söylüyor:
‘Benim adımdan ötürü herkes sizden nefret edecek’ (İncil, Matta10:22).
İsa Mesih bu ayetlerde, kendisine inanacak kişilerin çekeceklerinden sıkıntılardan söz etmektedir. İsa Mesih’in bu sözleri hemen, Hıristiyanlığın daha ilk yıllarında gerçekleşmeye başladı. O’nun 12 öğrencisinden, sadece biri – Yuhanna- doğal bir ölümle öldü. Diğerleri çeşitli şekillerde idam edilerek öldürüldüler. İlk Hıristiyanlardan birçok kişi aç aslanlara atıldı, diri diri ateşle atıldı, çarmıha asıldı ve daha birçok şekillerde şehit edildi. Ama bütün bunların ortak bir özelliği vardı: Kendilerine kötülük edenlere karşı kötülük düşünmediler.
Çünkü Efendilerinin şu sözünü unutmuş değillerdi:
‘Fakat ey dinleyenler, size diyorum: Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik edin, size lanet edenlere iyilik dileyin, size hakaret edenler için dua edin’ (İncil, Luka, 6:27-28).
Evet, Hıristiyanların inancı, kendilerini her sıkıntıda ayakta tutabilecek güçtedir. Hıristiyanlık tarihi, aç aslanlara doğru giderken, ilahiler okuyan cesur Hıristiyanlarla doludur.
Bu ayetleri yanlış yorumlayan kişiler, bu ayetlerin anlamını İslamiyet’i bırakıp Hıristiyanlığı seçenlere sormalarını tavsiye ederiz. Ülkemizde, Hıristiyanlığı seçtiği için, ya Hıristiyanlığı ya da ailesini terk etmek zorunda bırakılan “oğullara, kızlarla, gelinlerle, kocalarla ve kaynanalarla” doludur. Yani Hıristiyanlığı seçen bir kişiye ilk önce ailesi düşman oluyor. Bu durum Yahudilerde ve putperestlerde de öyle idi. İşte İsa Mesih bu gerçeği vurgulamak istemiştir. İsa Mesih’in şiddet kullanılmasına her zaman karşı çıktığına dair İncil’den iki örnek verelim:
‘İsa kendi önünden haberciler gönderdi. Bunlar, kendisi için hazırlık yapmak üzere gidip Samiriyeliler’e ait bir köye girdiler. Ama Samiriyeliler Kudüs’e gitmekte olan İsa’yı kabul etmediler.
Öğrencilerden Yakup ile Yuhanna bunu görünce, ‘Rab, bunları yok etmek için bir buyrukla gökten ateş yağdırmamızı ister misin?’ dediler. Ama İsa dönüp onları azarladı. Sonra başka bir köye gittiler’(İncil, Luka 9:52-56 ).
İsa Mesih’in çarmıha gerilmek üzere tutuklandığında meydana gelen olay ve İsa Mesih’in bu olaya yaklaşımı ise çok açıktır:
‘İsa’yı yakalayıp tutukladılar. İsa’yla birlikte olanlardan biri ani bir hareketle kılıcını çekti, başkahinin kölesine vurup kulağını uçurdu. O zaman İsa ona, ‘Kılıcını yerine koy!’ dedi. ‘Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek. Yoksa Babamdan yardım istemez miyim sanıyorsun? İstesem, hemen şu an bana on iki tümenden fazla melek gönderir. Ama böyle olması gerektiğini bildiren Kutsal Yazılar o zaman nasıl yerine gelirdi?’ (İncil, Matta, 26:50-54).
Eğer İncil’in Luka bölümü 22:51 ayete bakarsanız İsa Mesih’in o kişinin kulağını iyileştirdiğini görürsünüz. Hıristiyanlığın tek kaynağı olan İncil’de yer alan, sevgi ve barışçılık üzerine birkaç ayet daha:
‘Ama gökten gelen bilgelik her şeyden önce paktır, sonra barışçıl, yumuşak ve uysaldır. Merhamet ve iyi meyvelerle – özelliklerle- doludur’ (Yakup, 3:17).
‘Kötülüğe kötülükle, sövgüye sövgüyle değil, tersine kutsanmayla karşılık verin’(1.Petrus , 3:9).
Eğer bir kimse ‘Tanrı’yı seviyorum der ve kardeşinden nefret ederse, yalancıdır. Çünkü görmüş olduğu kardeşini sevmeyen, görmemiş olduğu Tanrı’yı sevemez. ‘Tanrı’yı seven, kardeşini de sevsin’ diyen buyruğu biz İsa Mesih’ten aldı’ (1.Yuhanna , 4:20-21).
“Kardeşinden nefret eden karanlıktadır, karanlıkta yürür ve nereye gittiğini bilmez. Çünkü karanlık, onun gözlerini kör etmiştir’(1.Yuhanna , 2:11).
‘Sakın kimse kötülüğe karşı karşılık vermesin. Birbiriniz ve tüm insanlar için her zaman iyiliği amaçlayın’ (1.Selanikliler 5:15).Bu ayetlerden kolayca anlaşılabileceği gibi, hiçbir savaşı Hıristiyanlığa mal etmek mümkün değildir.
(Blog kardeşliğinden alıntı)
27. Temmuz 2008: 14:43 #29896AnonimPasifBu yazıyı bulduğum çok iyi oldu.
Aklımda bazı soru işaretleri doğmuştu, hatta Sayın Fırat Çölgeçen’e aklımdaki soru işaretlerini sormuştum.
Neyse okudum, istediğim cevabı aldım ve oldukça rahatladım.
İlk başta haçlı seferlerine deyineyim.Bazen Kutsal Kitaptaki cümleler okunur ve değişik yorumlanabilir ki birazdan bunun bir örneğini verecem; ama bu savaşmak, daha doğrusu adam öldürmek konusunda, yoruma el vermiyecek şekilde Kutsal Kitap’ta herşey apaçık yazılmıştır.Kutsal Kitap kesinlikle savaşların karşısındadır.Hatta, Kutsal Kitabın ABC’si olan 10 madde de bile “Adam öldürmeyeceksin” der.
Haçlı seferleri, yenilir yutulur bir şey değildir.Çok büyük bir yanlıştır.Daha da büyük hata, haçlı seferlerini Hristiyanlıkla bağdaştırmaktır.Belirttiğim gibi, Kutsal Kitap’ta herşey apaçık bir şekilde yazmaktadır.
Eleştirilecekse, Kutsal Kitabın buyruklarının dışına çıkıp bu Haçlı Seferlerini düzenleyenler eleştirilmelidir ki burada da baş rol oyuncusu olarak Katolik Kilise karşımıza çıkmaktadır; çünkü bazı haçlı seferleri Papa tarafından yönetilmiştir.Bununla birlikte, Haçlı Seferlerinden dolayı Katolik Kilise’yi dahi suçlamak yanlıştır.Eğer günümüz Papa’sı çıkıpta, “Haçlı seferleri Hristiyanlığın yüz karasıdır” tarzında açık, sert ve net bir ifade kullanıyorsa, böyle bir durumda Katolik Kilise dahi suçlanmamalıdır; çünkü geçmişte yapılanın büyük bir günah olduğu, bu gün Katolik Kilisenin başı tarafından bile kabul edilmektedir.
‘Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın! Ben barış değil kılıç getirmeye geldim. Çünkü ben oğulla babasının, kızla annesinin, gelinle kaynanasının arasına ayrılık koymaya geldim. İnsanın düşmanları, kendi ev halkı olacaktır’ (İncil, Matta 10:34-36).
Eskiden bu güzel cümlelerin yorumunu daha farklı duymuştum.Bir yerde mi okumuştum, yoksa birisinden mi dinlemiştim inanın ki hatırlamıyorum; ama benim öğrendiğim yorum şöyleydi (hatam varsa lütfen düzeltin):
Mesih İsa, İncil’in bir çok yerinde aile arasında ki bağların önemini vurgulamaktadır.Aile arasında ki bağların her zaman çok güçlü olması gerektiğini söylemektedir ve bu konuda da oldukça hassastır.
Benim öğrendiğime göre, yukarıda ki cümlelerle de Mesih İsa aile arasındaki bağları güçlendirmektedir.
Örneğin burada, Mesih İsa, baba ile oğul arasına gireceğini dile getirmektedir.Bunun anlamı şudur.Normalde baba ile oğul birbirlerini çok sevmektedir.Mesih İsa ise burada araya giriyor ve babadan da oğuldan da en çok kedisini sevmesini talep ediyor.
Peki sonuç ne oluyor?Örneğin ben evliyim.Eğer, ben eşimden daha çok Mesih İsa’yı seversem, eşim de benden çok Mesih İsa’yı severse; zaten otomatik olarak biz eşimle birbirimizi çok sevmiş oluruz; çünkü Mesih İsa’nın evlilik hakkında ki görüşleri apaçık ortadır.Karı ile kocanın tek beden olması gerektiğini, birbirlerine her zaman sımsıkı sarılmaları gerektiğini ifade etmektedir.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.