Yehova Şahitleri İçin Kutsal Kitap Tek Yetki midir?
- Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
-
YazarYazılar
-
13. Kasım 2006: 20:04 #23926klausAnahtar yönetici
Yehova Şahitleri İçin Kutsal Kitap Tek Yetki midir?
Y. Şahitleri'yle konuştuğumuzda her fırsatta onların Kutsal Kitaba bağlı olmak ve yalnızca onu uygulamakla övündüklerini görürüz. Bazen dıştan bakıldığında sanki bu doğruymuş izlenimi de uyanabilir bazı kişilerde. Oysa yakından incelediğimizde açık bir şekilde görmekteyiz bu yanıltıcı bir gör ü nümdür. Her ne kadar Yehova Şahitleri Kutsal Kitap'ı Tanrı'nın ilham edilmiş Sözü olarak kabul etse de gerçekte onların dayandığı yetki sadece Kutsal Kitap değildir. Diğer birçok tarikatlarda da görüldüğü gibi onlar da Kutsal Kitap'a ek başka bir yetkiye b el bağlamaktadırlar. Yehova Şahitlerinin bağlanmış olduğu ek yetki 'sadık ve basiretli köle' dir. Onlar kurtuluş için Kutsal Kitap'ın yetkisinin yanında mutlaka başlarında bulunup, “sadık ve basiretli köle” adlanan sınıfın da yetkisini kabul etmeli ve ondan gelen bütün yönlendirme, öğreti ve talimatlara da koşulsuz bir şekilde kabul edip, boyun eğmelidirler. Daha önce de vurguladığımız gibi, onlara göre bu 'sadık ve basiretli köle sınıfı' 1918 yılında Tanrı tarafından, Tanrı ve Mesih'in görünür, yersel temsilcisi olarak özel bir şekilde yetkilendirilmiş olup, tüm dünyadaki Hıristiyan işinin gözeticisi olarak atanmıştır.
Şu anda Tanrı ve Mesih, yeryüzünde yalnızca bu teşkilatı kanal olarak kullanmakta, irade ve maksatlarını yalnızca bu teşkilat aracılığıyla insanlığa iletmekteymiş! Aynı zamanda Y. Şahitleri, Kutsal Ruh'un bu seçilmiş sınıf üzerinde çok özel bir şekilde çalıştığını bildirir; öyle ki, sonuçta “kölenin isteği ve bildirisi, Tanrı'nın isteği ve bildirisine dönüşür” müş! Hatta, zaman zaman özel kongrelerde melekler bile bu köleye özel mesaj veya yeni ışıklar iletir ve köle de bunları “Tarassut Kulesi” ve diğer yayınlar yoluyla insanlığa iletirmiş!
İşte bu özel yetkilendirilme ve atanmadan dolayı da Y. Şahitleri, Kutsal Kitap'ın en doğru şekilde, yalnızca söz konusu bu “sadık ve basiretli köle” aracılığı ile anlaşılıp, yorumlanabileceğini bildirirler! Yine bu nedenledir ki, dünyadaki bütün Y. Şahitleri Kutsal Kitap'ı yalnızca “Tarassut Kulesi”, “Uyanın” ve Cemiyetin diğer yayınlarının eşliğinde ve ışığında okumalıdır. Y. Şahitleri diğer bütün tarikatlar gibi Kutsal Kitap‘ı özellikle alegorik, paralelist ve sembolizm metoduyla yorumlamayı tercih ederler. Öğretileriyle çelişen ayetleri de mecazdır, semboldür diyerek geçiştirmeye çalışmaları YŞT‘nın bilin e n bir özelliğidir.
Sözkonusu ‘kölenin' bütün öğreti ve yorumları hiç itiraz edilmeksizin bütün Y. Şahitleri tarafından mutlaka kabul edilmelidir. Bu köleyi, yayın ve yorumlarını eleştirip, itiraz edenler asla kurtulamaz ve Cemiyetlerinden de çok sürmeden atılırlar! 15 Mart 1995 tarihli Tarassut Kulesi dergisi, ‘bütün vaftiz edilmiş olanların dört tür yükümlülüğü olduğunu‘ bildirir ve bunların ilk sırada gelenin de ‘Tanrı‘nın Sözünü, onu anlayıp uygulamamıza yardım eden yayınlar (yani Cemiyetin kitap ve dergileri) yardımıyla incelenmesi‘ olduğunu vurgular (sf. 27). Yalnızca Kutsal Kitap'ın incelenişi ve yetkisinin kabul edilişiyle kimseyi kendi Cemiyetlerine çekemeyeceğini iyi bilen Y. Şahitleri, ziyaretlerinde özellikle kendi yayınlarını öne sürmekte ve özellikle kendi yayınlarının incelenmesi için çaba sarfetmektedirler. Üstteki resimde de görülebileceği gibi Cemiyetin kitapları elde incelenşekte ama Kutsal Kitap ise yerde kapalı durumdadır! Kutsal Kitap gerçekte Yehova Şahitleri için ikinci plandadır. 199 8 ‘de bir toplantı için Amerika; New-York‘ta bulunduğum zaman Brooklyn‘deki YŞT‘nın merkez binasını gördüğümde bu kanım bir kez daha kesinleşti. Gerçekte bu binanın en üst yüzünde ilk sırada büyük yazılarla ingilizce ‘Tarassut Kulesi ve Uyanın dergilerini ok uyun‘ yazısı ve bundan sonra da ikinci planda ‘Tanrı‘nın Sözü Kutsal Kitabı hergün okuyun‘ bildirisi kayıtlıydı. Cemiyetin ilk kurucusu C.T. Russell bile yalnızca Kutsal Kitap okumanın insanı karanlığa, fakat kendi kitaplarının okunuşunun da ışığa götüreceğini beyan etmiştir. Hatta o, kendi kitaplarını “bir çeşit düzene sokulmuş Kutsal Kitap” olarak nitelemiştir:
“Eğer altı ciltlik Kutsal Kitap Etüdü, Kutsal Kitap'tan aldığı konu ve alıntılarıyla düzene konmuş Kutsal Kitap ise, bu kitapları düzene sokulmuş Kutsal Kitap olarak isimlendirmek yanlış olmaz . Bunlar Kutsal Kitap üzerine yapılmış yorumlar değil, pratik olarak Kutsal Kitap'ın kendisidir … Bundan öte görüyoruz ki, insanlar sırf Kutsal Kitap'ı inceleyerek Tanrısal planı kavrayamazlar . Yine görmekt eyiz ki, eğer bir kişi “Kutsal Kitap Etüdünü” kullanır, hatta bunları on sene boyunca okur ve daha sonra da bunları bir kenara bırakarak yalnızca Kutsal Kitap'a yönelirse, tecrübemiz bize gösteriyor ki, bu kişi iki sene içinde yeniden karanlığa düşecektir . Öbür yandan bu kişi yalnızca Kutsal Kitap Etüdü'nü, alıntılarıyla birlikte okur, Kutsal Kitap'ın bir sayfasını bile okumazsa iki sene içinde ışıkta olacaktır . Çünkü o Kutsal Kitap'ın ışığına sahip olacaktır.” (T. K.15 Eylül 1910, sayfa 298).
Aynı düşünceyi YŞT, 15 Ağustos 1981 tarihli Tarassut Kulesi‘nde Cemiyetlerini terk eden eski üyelerinin yanılgılarından söz ederken şöyle dile getirmektedir:‘‘Onlar ufak gruplar halinde veya tek başına evde Kutsal Kitap okumanın yeterli olduğunu ileri sürerler. Oysa ilginç olan şey şudur ki, Kutsal Kitap‘ın bu şekilde okunması bu kişileri Hıristiyan aleminin … açıkladığı irtidat öğretilerine sevk etmiştir .‘‘.
YŞT‘nın bu beyanı bile açık bir şekilde göstermektedir ki, YŞT‘nın öğretileri Kutsal Kitap‘a dayalı değildir. Çünkü yalnızca Kutsal Kitap‘ı okuyup, onu izlemeye çalışanlar YŞT‘ na değil, ama Hıristiyanlığa ve onların senelerden beri ilan etmiş olduğu temel öğretilere yönlendirilmektedir.Açıktır ki, Kutsal Kitap, YŞT'na göre kurtuluşumuz için tek yeterli yetki ve kılavuz değildir. Kutsal Kitap'ı anlayıp uygulayabilmek için mutlaka, onun yanında “sadık ve basiretli köle sınıfının” yetkisi de kabul edilip tanınmalıdır. YŞT, Tarassut Kulesi dergisinde Kutsal Kitap‘ın yazılışı, ilhamı, güvenilirliği ve önemi konusunda seri halinde hazırlamış olduğu güzel bir incelemeyi şu çarpık düşünceyle sonuçlar:
‘‘İsa ölüp diriltilmesinden sonra, iletişim kanalı olarak ‘bir sadık ve basiretli köle‘ çıkacağına ilişkin güvence verdi … Mukaddes Kitap peygamberliği Maşiah‘a (Mesih‘e) işaret ettiği gibi, şimdi de bizi sıkı bir birlik içinde olan sadık ve basiretli köle olarak hizmet eden İsa‘nın meshedilmiş takipçilerine GÖTÜRÜR . BU KANAL Tanrı‘nın Sözünü anlamamıza yardım eder. Mukaddes Kitabı ANLAMAK isteyenlerin TÜMÜ ‘Allahın nevi çok olan hikmetinin‘, SADECE Yehova'nın İLETİŞİM KANALI OLAN sadık ve basiretli köle vasıtasıyla BİLİNEBİLECEŞİNİ FARK ETMELİDİR. ‘‘ (T. K. 1 Ocak 1995, sf. 8).
İşte Y. Şahitleri'nin aynı diğer tarikatlar gibi sapıklığa kaymalarının temel sebebi: K utsal Kitap'ın yanında, Kutsal Kitap'a ek, başka bir yetkiye bel bağlamak. Zaten Y. Şahitleri'nin toplantı salonlarında özellikle incelenen kitap, Kutsal Kitap değil, daha çok “sadık ve basiretli köle” tarafından hazırlanıp, “Tarassut Kulesi” olarak adlana n dergileridir. İlgililerin evlerinde düzenlenip, “Kutsal Kitap tetkiki” adlandırdıkları araştırmalar da yine Kutsal Kitap araştırtırmaları değil, Cemiyetin öğretilerini içeren kitap ve yayınların incelenmesidir!YŞT'nın söz konusu “sadık ve basiretli kö le” görüşü bizlere, kendilerini Mesih'in tek yeryüzü temsilcisi ve Kutsal Kitap'ın tek yasal yorumcusu sayan ve YŞT tarafından da çok eleştirilen Katoliklerin “Papalık” görüşünü anımsatmaktadır. Gerçekten de, yerinde olarak diyebiliriz ki, bu sözde “sadık ve basiretli köle sınıfı” tüm dünyadaki Y. Şahitleri'nin “kollektif Papasıdır”! Ama Kutsal Kitap'a göre bu tür öğretiler, büyük bir yanılgı olup sapıklığın öz kaynağıdır. YŞT'nın iddiasının tersine, Kutsal Kitap bizlerin kurtuluşu için tek yeterli yetki ve kılavuzdur. Onu anlamak için herhangi özel bir sınıfa veya bir papaya gereksinim yoktur. Bu tür girişimler, güneşi mum ışığıyla aydınlatma yeltenimine benzer! Her gerçek inanlı, dua ve Kutsal Ruh'un yardımıyla Kutsal Kitap'ı ve onun içerdiği kurtuluş mes a jını anlayabilir, herhangi bir teşkilata bağlanmadan da Mesih'e bireysel iman ve adanış yoluyla kurtuluşa erişebilir. Şüphesiz bu demek değildir ki, bizlerin bir kilisesi, vaizi, ruhsal öncüleri, yardımcı kitapları veya kurumları olmasın. İman hayatında sağlıklı bir şekilde büyümek ve ruhsal hizmetimizi etkili bir şekilde yerine getirebilmek için bunların özel bir yeri ve değeri vardır. Fakat bunlar asla kurtuluş ve öğretilerimizin belirlenmesinde kesin bir tanrısal kılavuz veya yetki olmamalıdır. Böyle bi r şey Kutsal Kitap'ın kurtuluş ve kılavuz olma konusundaki tek yetkinliğini gölgeler. Emin olalım ki, elçi Pavlus'un bildirdiği gibi kurtuluş ve yönlendirme konusunda Kutsal Kitap tek yeterli yetki ve kılavuzdur:
“Mesih İsa'ya olan iman aracılığıyla, seni b ilge kılıp kurtuluşa kavuşturacak güçte olan Kutsal Yazıları da çocukluğundan beri biliyorsun. Kutsal Yazıların tümü Tanrı esinidir ve öğretmek, azarlamak, yola getirmek ve doğruluk konusunda eğitmek için yararlıdır. Bunlar sayesinde, Tanrı adamı her iyi iş için donatılmış olarak yetkin olur.” (II. Tim. 3:15 -17. bkz. Yu.20:31;14:6. Mez.119:105, 118:8; 146:3; Elçi.17:11; Esin.22:18-19; Yer. 17:5)..
Yehova Şahitlerinin Kutsal Kitap'a karşı olan gerçek ruh tutumlarını bizzat kendilerinin yapmış olduğu Kutsal Kitap'ın Yeni Dünya Çevrisini incelediğimizde de gözlemekteyiz.YEHOVA ŞAHİTLERİ YAPMIŞ OLDUĞU KUTSAL KİTAP'IN BU “YENİ DÜNYA ÇEVİRİSİ” ÇARPITILMIŞ BİR ÇEVİRİ OLUP, KENDİ ÖĞRETİLERİNİ DESTEKLEMEK AMACINDADIR
1950-1960 yılları arasında YŞT, ‘New World Translation of the Holy Scriptures ‘ (Kutsal Yazılar‘ın Yeni Dünya Çevrisi) adını verdiği kendi Kutsal Kitap çevrisini yayınlamıştır. Bu çevri şimdiye kadar birçok kez gözden geçirilerek birkaç kez yayınlanmıştır. İlginçtir ki, ingilizce çevrisinin dışında diğer bütün çevriler asıl İbranice ve Yunanca‘dan değil ama bu ilk ingilizce tercümeden çevrilerek gerçekleştirilmiştir! Türkçe'de henüz mevcut olmayıp, diğer belli dillerde mevcut olan bu “Yeni Dünya Çevirisi” ni Y. Şahitleri her fırsatta “en doğru ve aslına en sadık çeviri” olarak niteler ve öte yandan da diğer bütün çevirileri bozuk görerek, aşağılarlar (T.K. No. 3.1979. sf. 32 Fr.). Oysa yapmış oldukları bu çeviride kasıtlı olarak yapılmış, eklenmiş, çıkarılmış veya anlamından tamamen çarptırılmış bir sürü ayet vardır. Bu ayetler, özellikle kendi inançlarıyla çelişki halinde bulunan ayetlerle ilgilidir. Y. Şahitleri söz konusu bu ayetleri, bu çeviride kendi inançlarıyla çelişmeyecek ve hatta inançlarını onaylayacak bir duruma sokmuşlardır! Özellikle İsa M esih'in Tanrılığını kanıtlayan birçok ayet, bu çeviride değiştirilmiş veya ayetlerin anlamı tamamen zayıflatılmıştır.
Örneğin Yuhanna 1:1'deki; “Söz Tanrı'ydı” ifadesi, Yeni Dünya Çevirisi'nde (YDÇ) “Söz bir ilah idi” şeklinde çevirilerek yumuşatılmıştır. Yuhanna 8:58'deki, Mesih'in “Ben varım” sözleri, yine YDÇ'nde “Ben var idim ” olarak çeviriliyor. Neden dolayı bu sözler, bu şekilde çevirilmektedir? Açıktır ki, Mesih'in “Ben varım” sözleri Mesih'in yaratılmayıp, ezeli olduğunu ve O‘nun Tanrı‘yla özdeşleştiği gerçeğini göstermektedir. Bu ifadeden rahatsız olan YŞT, Yunanca kuralı bile çiğneyerek bu sözleri “Ben var idim” şeklinde çevirerek, Mesih'in kendilerinin öğrettiği gibi bir başlangıca sahip olup, yaratıldığı izlenimini vermek istiyor! Aynı doğrultuda YŞT Koloseliler 1:15-17‘de Mesih‘in her şeyden önce var olup ‘her şeye‘ yaşam verdiğini belirten ayetlere de orijinal yunancada kesinlikle bulunmayan ‘ diğe r‘ kelimesini ekleyerek yine Mesih‘i yaratıklar sınıfına sokmaya çalışır: ‘Nitekim gökte ve yeryüzünde, görünen ve görünmeyen diğer her şey O‘nda yaratıldı. Diğer her şey O‘nun aracılığıyla ve O‘nun için yaratılmıştır. Diğer her şeyden önce var olan O‘dur ve diğer her şey varlığını O‘nda sürdürmektedir.‘.
Romalılar 9:5'te Mesih'e yönelik, “O cümle üzeri nde ebediyen mubarek Allah'tır” sözleri yine YDÇ'nde, Mesih'e değil de Baba'ya atfediliyor gibi çevirilmektedir! Koloseliler 2:9'daki “Uluhiyetin (Tanrılığın) bütün doluluğu O'nda bedenen mukimdir” ifadesi de YDÇ'nde “İlahi özelliklerin bütün doluluğu Mesi h'te bedenen mukimdir” olarak değiştiriliyor! Gördüğümüz gibi burada kesin Tanrılığı ifade eden “uluhiyet” terimi Y. Şahitleri'ni rahatsız ettiğinden, YŞT burayı kısmî Tanrılığı ifade eden başka bir terimle çevirmektedir! Yine 1. Yuhanna 5: 20'de İsa Mesih 'e atfedilen “hakiki Tanrı ve ebedi hayat budur ” sözleri YDÇ'nde yine Mesih'e değil de, Baba Allah'a hitap ediliyormuş gibi “O'dur” diye çevrilmektedir!
YŞT Kutsal Ruh'un kişiliğini de reddettiğinden dolayı Tekvin 1:2‘deki ‘ Allahın Ruhu suların yüzü üzerin de hareket ediyordu ‘ ayetini ‘ Allahın faal kuvveti suların yüzü üzerinde hareket ediyordu‘ olarak çevirmiştir. Kutsal Kitap‘ta geçen “Kutsal Ruh” ifadesini de YŞT inançları doğrultusunda sürekli “kutsal ruh” olmak üzere küçük harflerle kaydetmiştir; öyle ki okuyanlarda Kutsal Ruh'un bilinçsiz bir güç olduğu izlenimi oluşsun! Y. Şahitleri, yine yapmış oldukları bu çevride, karşı oldukları “haç” sözünü de kendi düşüncelerine uyarlayarak “işkence direği” olarak çevirmişlerdir.
Buna benzer daha başka bir sürü örnekler sıralamamız mümkündür. YŞT cennet, cehennem, ölüm, vb. gibi öğretileriyle çelişen birçok ayetleri de bu çevirilerinde kendi görüşlerine uygun düşer bir tarzda çevirmişlerdir. Hatta Y. Şahitleri, daha da ileri giderek, elimizde bulunan yaklaşı k beş bin Yunanca orijinal İncil‘in el yazmalarının hiçbirinde bir kez dahi kullanılmayan “Yehova” ismini bile, 241 kez Yeni Antlaşma kısmına sokmuş ve bu şekilde, bunu da inançları ile ahenkleştirmişlerdir! Y. Şahitleri ‘Yehova‘ adını içeren herhangi bir Eski Antlaşma ayetinin İncil‘de geçtiği takdirde bunun olduğu gibi Yehova adıyla birlikte muhafaza edilmesi gerektiğini bildirirler. Örneğin Yoel kitabından aktarılıp İsa Mesih‘e atfedilen Romalılar 10:13‘deki ‘Rabbin ismini kim çağırırsa kurtulacaktır‘ söz lerinin Baba Tanrı için söylendiğini göstermek için YŞT burayı ‘Yehova‘nın adını kim çağırırsa kurtulacaktır‘ olarak çevirmiştir!! Oysa bu sözlerin bu babın bağlamı içinde Mesih‘e söylenildiği açıktır (ayet 9.). Bundan başka YŞT her zaman bu kuralı izlememekte Eski Antlaşma‘dan alınıp Mesih‘e atfedilen ve Yehova ismini içeren ayetleri yine ‘Rab‘ olarak bırakmaktadır. Örneğin Petrus Mezmurlar 34:8‘deki ‘tadın ve görün RAB (Yehova) ne iyidir‘ sözlerini alıp Mesih‘e uygular (1. Pet. 2:2) ama YŞT bunu kendi çeviri kurallarına göre Yehova olarak çevirmesi gerekirken Rab sözünü yine Rab olarak bırakır!! Neden acaba dersiniz? Çünkü YŞT‘ na göre İsa Mesih‘e asla Yehova ismi verilmez!
Bundan başka YŞT Eski Antlaşma‘dan herhangi bir alıntı olmamasına rağmen, işine gelen bazı yerlere yine Yehova ismini koymuştur. Örneğin Elçilerin İşleri 7:60 ayetlerinde tamamen İsa Mesih‘e atfedilen şu duayı okuyoruz: ‘Ya Rab İsa ruhumu al diyerek dua etmekteyken onu taşladılar. Diz çöküp yüksek sesle: ‘ Ya Rab onlara bu günahı yükleme dedi.‘. Ama YŞT Mesih‘e dua etmenin bir günah olup, O‘na asla dua edilemeyeceğini göstermek için bu sözleri şöyle çevirir: ‘İstefanos taşlanmaktayken çağrıda bulunup diyordu: ‘Rab İsa ruhumu al.‘. Daha sonra diz çökerek yüksek sesle bağırdı: ‘ Yehova onlara bu günahı sayma.‘ . Buradaki Rab kelimesini Yehova olarak çevirerek YŞT bu sözlerin Mesih‘e değil de Baba‘ya yöneltildiği izlenimini vermeye çalışıyor. ‘ Dua etmek‘ kelimesini de ‘ çağrıda bulunmak‘ ifadesiyle çevirerek açıkça Tanrı Sözünü kendi inançlarını doğrulaması amacıyla çarpıtıyor!!
Bunun da ötesinde YŞT, Kutsal Kitap'a yaptığı bu ekleme eylemini (Esin. 22:18-19) doğrulamak amacıyla, ilk İncil kopyacılarını bile Yehova ismini İncil'den çıkarmakla suçlayıp, bu alanda İncil'i bile bozduklarını ileri sürecek kadar ileri gider! Açıktır ki, Tanrı tarafından kullanılan bir kanal hiçbir zaman, Tanrı Sözünü kendi şahsî görüşlerini onaylaması için bu şekilde çarpıtmaz ve bozmaz. Elçi Pavlus ve Petrus'un söylediği gibi:
“Gizli ve utanç verici yolları reddettik. Hileye başvurmayız. Tanrı'nın Sözü'nü de çarpıtmayız.” (2. Kor. 4:2; 2:17).
“Mektuplarında güç anlaşılan bazı yerler var ki, bilgisiz ve kararsız kişiler, diğer kutsal yazıları olduğu gibi, bunları da çarpıtarak kendi yıkımlarını hazırlıyorlar.” (2.Pet.3:16; Esin. 22:18).
©2005 Brüksel İncili (Avederenagan) Kilisesi -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.