Dünyanın Sonu ve İsa Mesih'in İkinci Gelişi Nasıl Olacaktır?

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #23846
    Evangelist
    Anahtar yönetici

    Dünyanın Sonu ve İsa Mesih'in İkinci Gelişi Nasıl Olacaktır?

    Sevgili okuyucumuz, şimdi herbirimizi çok yakından ilgilendiren, başka önemli bir konunun incelenmesine geçiyoruz: Gelecekte olacak şeyler, İsa Mesih'in ikinci gelişi ve dünyanın sonu. Herbirimiz, dünyadaki ani değişiklik l ere, vahşetlere, savaşlara, uluslararası kargaşalıklara ve çevremizde olup biten gizemsel olaylara bakarak, kendi kendimize hemen soruyoruz: “Dünyamız böyle nereye gidiyor?”, “Gelecekte neler olacak? “, “Bizleri ve dünyamızı bekleyen olaylar nelerdir?”, “Kıyamet veya son nasıl olacak?” vs…

    Bu sorular çok önemli olup, şüphesiz güvenliğimiz ve mutluluğumuz açısından doğru bir şekilde yanıtlanması gerekir. Doğru yanıtı bulmak için bizler medyumlara, büyücülere, facılara, ruhçulara veya gazetelerdeki horoskop köşelerine değil, yine Yaratıcı'mız Tanrı'ya ve O'nun Sözü olan Kutsal Kitap'a yönelmeliyiz. Çünkü gizemli geleceğin anahtarı yalnızca Tanrı'dadır. O, gelecekte olacak her şeyi, tüm incelikleriyle apaçık görmekte ve yarattıklarının yararı için de bunları, Kutsal Kitap yoluyla insanlığa açıklamaktadır. Kutsal Kitap'ta okuduğumuz gibi yalnızca Tanrı: “Sonu başlangıçtan ve henüz olmayan şeyleri kadimden bildiren” dir (İşa. 46:10). Kesin olarak biliyoruz ki Tanrı'nın insanlık için öngördüğü kurtarma planı veya programı bir gün tam olarak sonuçlanacak ve son sözü söyleyen yine Tanrı olacaktır. Tanrı'nın bildirdiği ve olacak dediği herşey aynen gerçekleşecektir. Bizzat Tanrı bu konuda şu güvencede bulunur:

    “Öğüdüm duracak ve bütün muradımı yapacağım… evet, Ben söyledim ve yerine getireceğim; Ben tasarladım ve onu yapacağım.” (İş. 46:10-11) .
    İsa Mesih de şunları bildirir:

    “Gök ve yer geçecek ama benim sözlerim geçmeyecektir.” (Mat.24:35).
    “Bunların yerine gelmesi gerektir.” (Mat. 24:6).
    Bu nedenle geleceğin Efendisi ve Egemeni olan Tanrı bizlere şu çağrıda bulunur: ‘‘Gelecek şeyleri Ben'den sorun.” (İş. 45:11) . Unutmayalım ki, Tanrı'nın bunları bizlere açıklamasının başlıca amacı, bizlerin merakını gidermek değil, tam tersine gelecek tehlike ve yıkımları görerek uykudan uyanabilmemizi ve daha şimdiden geleceğimizi tam bir güvenlik altına alabilmemizi sağlamaktır. Çünkü Tanrı insanları uyarmadan veya “peygamber kullarına sırrını açmadıkça bir şey yapmaz.” (Ams. 3:7). Tanrı her defasında önce uyarmış, daha sonra da yargısını itaatsiz insanların üzerine boşaltmıştır. Nuh tufanı, Sodom ve Gomora yargıları bu gerçeğin açık örneklerindendir. Dua ve dileğimiz budur ki, inceleyeceğimiz bu konu, düşüncenizde sadece bir teori ola r ak kalmaz, yaşam ve yüreğinize akarak yaşamınızı tümden değiştirip, gelecek için kendinize ” iyi bir temel hazırlamanıza” yardım eder (1Tim. 6:18).

    İSA MESİH'İN İKİNCİ KEZ DÜNYAYA GELECEĞİ BİR GERÇEK MİDİR?

    Evet bu bir gerçektir. Bu inanış Kutsal Kitap'ın temel bir öğretisi olup, Mesih İnanlılarının başlıca ümididir. Bu dönüş aynı zamanda Tanrı'nın başlangıçtan beri hazırlayıp yürürlüğe koyduğu “kurtarma planının” odak noktasıdır. İsa Mesih bu dönüşüyle, bundan iki bin sene önce başlamış olduğu kurtarma işini kesin ve tam bir şekilde evrensel çapta bütünleyip noktalayacaktır. Yine bu şekilde, insanlığın içinde bulunduğu acı duruma tam ve kesin bir çözüm sunacaktır. Mesih'in dönüşünü içermeyen gerçek bir Mesih inancı asla düşünülemez. Aksi d u rumda bu bitirilmemiş ve çatısı olmayan bir eve benzer. Evet, bu temel bir inanç olup uydurulmuş bir efsane değildir, güvenmemiz ve bağlanmamız gereken Tanrısal bir gerçektir. Çünkü bizzat İsa Mesih açıkça ikinci kez yeryüzüne geleceğini bildirmiştir:

    ‘O zaman İnsan'oğlunun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek. İnsanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.' (Mat. 24:30, Yu. 14:3; 21:22 vs.).
    Madem ki İsa Mesih'in ölümü, dirilişi vs…ile ilgili birçok bildirileri açık bir şekilde gerçekleşti, dönüşüyle ilgili bu sözleri de mutlaka gerçekleşecektir.

    Melekler de Rab İsa Mesih'in ikinci geliş gerçeğini vurgulamışlardır:

    “Melekler 'Ey Celileliler, neden göğe bakıp duruyorsunuz?' diye sordular. Sizden göğe alınan bu İsa, göğe gittiğini nasıl gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir.” ( Elçi.1:11) .
    İsa Mesih'in öğrencileri de açıkça aynı gerçeği ilan etti ler:

    “Oysa bizim vatanımız göklerdedir. Ve oradan Kurtarıcı olan Rab İsa Mesih'i bekliyoruz.” (Fil. 3:20).
    “Bütün bunlar, Rab İsa ateş alevleri içinde güçlü melekleriyle gökten gelip göründüğü zaman olacak.” (2.Sel.1:8 vs.).
    ‘‘Mesih birçoklarının günahlarını yüklenmek için bir kez kurban edildi. İkinci kez , güna h yüklenmek için değil, kurtuluş getirmek için kendisini bekleyenlere görünecektir .'' (İbr. 9:27).
    İSA MESİH'İN İKİNCİ GELİŞİ NASIL OLACAKTIR?

    Belki hemen yerinde olarak ” Mademki İsa Mesih gelecek, o halde bu nasıl ve ne tarzda olacak? diye kendi kendine sorabilirsin. Önemli ve yerinde bir soru. İlk olarak hemen belirtelim ki İsa Mesih'in ikinci gelişi kişisel ve görünür bir tarzda gerçekleşecektir. Bizzat İsa Mesih bütün insanların kendi dönüşünü göreceğini bildirdi:

    “İnsanoğlu‘nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.'' (Mat. 24:30).
    Elçi Yuhanna da Esinleme 1:7'de şöyle der:

    “İşte, bulutlarla geliyor! HER göz O'nu görecek ve O'nun için dövünecekler.”.
    Melekler de Mesih'in bu kişisel ve görünür gelişine tanıklık etmişlerdir:

    “Sizden göğe alınan bu İsa, göğe çıktığını nasıl gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir.” (Elçi. 1:11).
    Mesih dirildiği, yüceltilmiş bedeniyle geri dönecektir. Bu nedenle “Mesih 1868 veya 1914 tarihinde görünmez olarak geldi.” diyen Ruhçular (Spiristçiler) ve Yehova Şahitleri bu konuda ciddi bir yanılgı içindedir.

    İkinci olarak İsa Mesih'in geri gelişi yeryüzümüz üzerine, büyük bir görkemle, melek ve kutsal kişilerin (kilisenin) eşliğinde olacaktır (Mat. 25:31; Esin. 19:11-21). Bu olay dünya tarihimizin en çarpıcı, en görkemli ve en devrimsel olayı olacaktır. Mesih'in yeryüzüne ilk gelişi çok basit ve halim bir şekilde oldu. Ama ikinci gelişi bundan tamamen farklı olacaktır. Mesih, büyük bir ihtişam ve görkemle “Kralla rın KRALI ve Rablerin RABBİ” olarak gelecektir. Dünyanın kralları, başkanları ve tüm yöneticileri bu defa O'ndan titreyecek, dizlerinde güç kalmayacaktır.

    Kutsal Kitap'tan çıkarmış olduğumuz diğer bir gerçekte, İsa Mesih'in bu ikinci gelişinin iki aşamalı bir geliş olacağıdır. Mesih, ilk aşamada tam olarak yeryüzüne inmeden, kendisini bekleyen imanlılar topluluğuyla “havada” toplanmak veya buluşmak için gelecektir (2Sel. 2:1). “Kilisenin göğe kaldırılması” olarak da bilinen bu olay ani bir şekilde olacaktır.

    İkinci aşama ise İsa Mesih'in bu “havadan” görkemle, kilise ve meleklerinin eşliğinde Armagedon savaşında kişisel ve görünür bir tarzda yeryüzüne gelişi veya inişi olacaktır. Bildirmiş olduğumuz gibi Mesih'in gelişinin bu ikinci aşamasını “her göz görecektir.” Aslında bu geliş, iki aşamada gerçekleşen tek bir geliştir. Kutsal Kitap yazıldığı zamanlarda herhangi bir kral, bir ülkeyi ziyarete geldiğinde, ilk önce bu ülkenin temsilcileri, kral henüz ülkeye girmeden dışarı çıkar, dışarda kralı karşılar ve daha sonra da kral ile birlikte törenle ülkeye girerlerdi. Mesih'in ikinci gelişi de işte buna benzer olacaktır (Mat. 25:6). O, ilk önce daha yeryüzüne inmeden, havada kilisesiyle karşılaşacak veya toplanacak, daha sonra da bunu kiliseyle yeryüzüne görünür gelişi takip edecektir (1.Sel. 4:17, 2.Sel. 2:1).

    Bu iki aşamalı tek geliş görüşü aynı zamanda Kutsal Kitap' ın İsa Mesih'in ikinci gelişi hakkında yapmış olduğu ve ilk bakılışta çelişki gibi görünen birçok ayetlerini de daha iyi bir şe-kilde anlamamıza yardım etmektedir. Örneğin bir yerde İsa Mesih'in ikinci gelişine birçok işaretler sıralanırken (Mat.24-25), başka yerde hiçbir işaretten söz edilmeksizin, bu gelişin aniden, birdenbire ve umulmadık bir anda olacağı vurgulanır (Yu. 14:3, 1Sel. 4:13 vs..). Yine bir yerde Mesih'in kendisini bekleyenler için geleceği vurgulanırken, başka bir yerde bundan söz edilmeksizin Mesih'in imanlıların eşliğinde, imansızları yargılamak için geleceği bildirilir (Yu. 14:3, İbr. 9:28, Fil. 3:20-21. Esin. 19:11- 21). Görünürde çelişki gibi görünen bu ayetler, ancak sözkonusu bu iki aşamalı geliş görüşüyle açıklanabilir. Mesih ilk olarak özel işaretler olmaksızın kilisesini yanına almak için göze görünmez (yeryüzüne dek inmediğinden) bir tarzda aniden gelecek, daha sonra da bunu bin yıllık egemenliğin başında yanına almış olduğu kiliseyle, yeryüzüne görünür bir şekilde gelişi izleyecektir. Bu görünür gelişin işaretlerini Matta 24'üncü bapta görmekteyiz.

    Akılda bulundurmamız gereken diğer önemli bir nokta da şudur ki, Mesih'in ikinci kez görkemle yeryüzüne geliş olayı Kutsal Kitap'ın çok önemli temel bir gerçeği olduğundan Şeytan var gücüyle bu inancı çeşitli tez ve teorilerle çürütmeye, yok etmeye çalışmaktadır. “İsa çoktan 1868'de veya 1914'te ruhta gelmiştir!”, “Pentikost gününde Kutsal Ruh'un gelmesi aslında Mesih'in ikinci gelişidir!”, “İnsan tövbe edip Mesih'i yüreğine aldığında bu dönüş gerçekleşmiş olur!” veya “Bir kimse öldüğünde bu olay gerçekleşmiştir!” gibi fikirlerin gerisinde aslında bizzat Şeytan'ın kendisi bulunmaktadır! Dikkat edelim ve asla bu teorilerle kandırılıp Şeytan'ın oyununa gelmeyelim. İsa Mesih henüz gelmemiştir. Bu harfiyen gerçekleşmesi gereken geleceğe ait bir olaydır.

    İSA MESİH'İN İKİNCİ GELİŞİ NE ZAMAN OLACAKTIR ?

    Bu soru herbirimizin merak ettiği bir sorudur. Ama Tanrı özel nedenlerden dolayı Mesih'in bu ikinci gelişinin gün ve saatini insanlara açıklamayı uygun bulmamıştır. Mesih İsa açık bir şekilde bunu bilmek isteyen meraklı öğrencilerine bu gelişin “gün ve saatinin” hiçkimse tarafından bilinemeyeceğini belirtmiştir (Mat. 24:3.36, Elçi. 1:7). Geçmişte ve zamanımızda Advantistler, Yehova Şahitleri, Saf Gerçekçiler, Yeni Apostolikler gibi bir sürü dinsel tarikatlar İsa Mesih'in bu bildirilerini öneme almayıp, Mesih'in gelişi ve dünyanın sonu için birçok tarihler ileri sürmüşlerdir. Ama bunlardan hiçbiri de gerçekleşmemiştir. Bunlar açık bir şekilde gösterir ki bizler bu gelişin gün ve saatini asla bilemez ve hesaplayamayız. Bu bizlere kapalıdır. Mesih'in bildirdiği gibi bizlerin vazifesi sene, gün ve saati öğrenmeye çalışmak değil fakat daima bu olaya hazır olup, uyanık kalmaktır (Mat. 24:42).

    Her ne kadar Rab İsa Mesih Matta 24'üncü bapta sözkonusu bu ikinci geliş hakkında herhangi bir gün veya tarih vermediyse de, bu gelişin çok yakın olduğunu gösteren birçok işaretlerin var olduğunu bildirmiş ve bunları bir bir sıralamıştır. Her ne kadar Matta 24'üncü bap ilk olarak Yahudiler'e yönelik olup, kilisenin göğe kaldırılmasından sonra olacak büyük sıkıntı dönemi yle ilgili olsa da (Esin. 6), inanıyoruz ki, bu aynı zamanda kilisenin birinci yüzyıldaki kuruluşundan, Mesih'in yeryüzüne gelişine dek olan dönemleri de kapsamaktadır. Burada son günlerin bir işareti olarak verilmiş olan saptırıcıların belirmesi (4.11), s avaşlar (6-7), zelzele ve vebaların çoğalışı (7.11) ve kıtlıklar (7) zamanımızda çok özel bir şekilde açıkça yerine gelmektedir. Bunlar açık bir şekilde bizlerin, Mesih'in gelişinin ve çağımızın sonunun tam eşiğinde bulunduğumuzu göstermektedir.

    YAKINDA GERÇEKLEŞMESİ GEREKEN OLAYLAR NELERDİR ?

    Göğe Kaldırılma:

    Çok yakında, yaşamakta olan tüm gerçek Mesih İnanlıları veya kilise, ölüm görmeden değiştirilip Mesih ile buluşmak için göğe kaldırılacaktır. Bu Mesih İnanlılarının beklediği ve gerçekleşmesi gereken ilk olaydır. Bu sözünü ettiğimiz Mesih'in ikinci gelişinin ilk aşamasında ani bir şekilde gerçekleşecektir. Bu göğe kaldırılma olayı önceleri bir sır veya bir giz olup, Rab bunu yalnızca Elçi Pavlus'a açıklamıştır. Bizzat Elçi Pavlus bunu şöyle dile getirmektedir:

    “İşte size bir sır söylüyorum. Hepimiz ölmeyeceğiz; son borazan çalınınca hepimiz bir anda, bir göz kırpmasında değiştirileceğiz. Evet, borazan çalınacak, ölüler çürümez olarak dirilecek ve biz de değiştirileceğiz.” (1Kor.15:51-52) .
    “Rab'bin sözüne dayanarak size şunu bildiriyoruz: biz yaşamakta olanlar, Rab'bin gelişine dek diri kalacak olanlar, gözlerini yaşama kapamış olanların önüne asla geçmeyeceğiz. Rabbin kendisi, bir emir bağırtısıyla, baş meleğin sesiyle ve Tanrı'nın borazanıyla gökten inecek. Önce Mesih'e ait ölüler dirilecek. Ondan sonra biz yaşamakta olanlar, diri kalmış olanlar, onlarla birlikte Rab'bi havada karşılamak üzere bulutlar içinde alınıp götürüleceğiz. ” (1Sel.1:15-17).
    Bu ayetlerden de anlayabileceğimiz gibi bu ilk aşama anında Mesih yeryüzüne dek gelmeyecek, imanlılar topluluğu O'nu havada karşılamak için alınıp götürülecektir. Yeryüzüne dek olmadığından dünyanın göremeyeceği bu gizli geliş anında yine görünmez olarak gerçekleşecek olan ilk olay, Mesih'te çoktan ölmüş bulunan inanlıların bir anda dirilmesi ve yaşamakta olup, diriliş vücuduna bürünecek olan diğer inanlılarla birleşerek Rab'bi havada karşılamak için alınıp götürülmesi olayıdır (Mat. 25:6). Bu diriliş olgusu da yine, Mesih'in gelişiyle açacağı bin yıllık krallığının başlangıcında sonuçlanacak olan imanlıların “birinci dirilişi “nin ilk aşamasını teşkil eder (Esin. 20: 46, 1Kor. 15: 23).

    Belki bunları okurken yerinde olarak “Neden dolayı kilise veya Mesih İnanlıları göğe kaldırılmalıdır? diye kendi kendine sormuş olabilirsin. Bu soruyu kısa olarak şu şekilde yanıtlayabiliriz:

    İsa Mesih kendi bedeni ve nişanlısı olan kilisesini, gelecek olan büyük sıkıntıdan muaf tutmak için göğe, yanına alacaktır.

    Kutsal Kitap'ta birçok kez örneklerini gördüğümüz gibi, Tanrı, günahlı insanlığın üzerine öfkesini dökmeden önce kendisine sadık olan hizmetçilerini daima güvenlik altına almaktadır. Örneğin Tanrı yeryüzünü su tufanıyla vurmadan önce, Nuh ve ailesine “gemiye gir” melerini emretmiş ve “kapı kapandı” ğında da hem yerden hem de gökten sel andırışında sular boşalmıştır (Tek. 6-7). Buna benzer diğer bir olayda, korkunç günahların işlendiği Sodom ve Gomora şehirlerinin harap edilmesidir. Tanrı ilk önce Hz. Lut'u güvenliğe almış ve bundan hemen sonra bu şehirde oturanlar üzerine “gökten ateş ve kükürt yağdırmıştır.” (Tek. 19:12-25). Zamanımızda da görüldüğü gibi bir ülke diğer bir ülkeye savaş ilanı yapmadan önce, bütün temsilciliklerini o ülkeden çeker. Bunun gibi Tanrı da günahlı insanlığa yönelik öfkesini yeryüzüne boşaltmadan önce kendi temsilcilerini yani kiliseyi kendine çekecektir. Mantıksal olarak kilisenin sözkonusu bu gelecek büyük sıkıntıda hazır olması uygun değildir. Çünkü sözkonusu bu büyük sıkıntının hedefi, Rabbin beden i olan imanlılar topluluğu değil, günahlı milletler ve İsrail halkıdır. Pavlus'un da bildirdiği gibi:

    “Tanrı bizi (kiliseyi) gazaba uğrayalım diye değil, Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla kurtuluşa kavuşalım diye belirledi.” (1Sel. 5:9).
    Yine Rab İsa bizl eri “gelecek gazaptan kurtar” mıştır (1Sel. 1:10; Lu. 21:34-36, Esin.3:10).

    İsa Mesih, kilisesini havada ödüllendirmek ve yargılamak için yanına alacaktır. Elçi Petrus, “Hükmün, Tanrı'nın evinden başlayacağını” bildirir (1Pet. 4:17). Başka bir yerde de Pavlus, “Bedende yaşarken gerek iyi gerek kötü, yaptıklarımızın karşılığını almak için herbirimizin Mesih'in yargı kürsüsü önünde görünmesi gerektir.” der (2Kor. 5:10). İşte İnanlıların Mesih ' in yargı kürsüsü önünde durması Rabbi karşılamak için alınmış oldukları zaman 'havada' gerçekleşecektir. Yeryüzünde büyük sıkıntı olurken, İnanlılar da havada yeryüzünde yapmış oldukları işler veya hizmetler için hesap vereceklerdir. Şüphesiz bu yargılanma Esinleme 20:11-15'te gördüğümüz günahlıların yargılanmasıyla hiç bir bağı veya benzerliği yoktur. Bu daha fazla mükafatların dağılımı yönünde olan bir yargılama olup, bu yargıya iştirak edenlerin hepsi de sonuçta kurtulacaktır, ama bazıları mükafatlardan mahrum bir şekilde ve “ateşten geçer gibi…” (1Kor. 3:10-15).

    Bu göğe kaldırılma olayının hangi tarihte gerçekleşeceğine gelince, yine belirtmeliyiz ki Kutsal Kitap bunun için de hiçbir tarih öngörmez. Bu olay belirttiğimiz gibi her an, umulmadık bir anda gerçekleşebilir. İsa Mesih bunun için özel hiçbir işaret vermemiştir. Bilinen bir şey var, o da bu olayın, inayet çağının sonunda , diğer uluslardan gelmesi gereken kilisenin sayısının tamamlandığı zaman gerçekleşeceğidir. Pavlus'un bildirdiği gibi:

    “Kardeşler… şu sırdan habersiz kalmanızı istemem: diğer uluslardan kurtulacakların sayısı tamamlanıncaya dek , İsraillilerden bir bölümünün yürekleri nasırlaştı…” (Rom.11:25).
    Sözünü ettiğimiz, Pentikost gününden itibaren başlamış olan tüm milletlerden ileri gelen kilise dönemi, Tanrı'nın hazırlamış olduğu kurtarma planı içinde aslında parantez bir dönemi teşkil eder. Şu anda içinde yaşamakta olduğumuz bu kilise dönemi Eski Antlaşma peygamberlerine kapalı kalıp, Yeni Antlaşma İnanlılarına açıklanan bir sırdır (Ef. 3:1-13). Kilise, hiçbir zaman tam anla mıyla Tanrı'nın halkı olup, geçici olarak reddedilen İsrail kavmıyla karıştırılamaz ve karıştırılmamalıdır da. Bu iki kitle de çağrılış, fonksiyon ve umut açısından birbirinden farklıdır. Her şeyi programlı yapan Tanrı, sayısı tamamlanan kilisenin göğe k aldırılmasıyla bu kilise devrini veya parantezini kapatacak ve böylece öfkesinin yeryüzüne döküleceği sıkıntı çağını açacaktır.

    Evet, yakında olması gereken ilk olay tüm dünyadaki gerçek Mesih İnanlılarının göğe kaldırılması olayıdır. Düşünün bir kere, bir gün Mesih İnanlılarının tümü birden bire ortadan kaybolacak, yeryüzünden göğe alınacaktır! Belki kahvaltıdayken, belki sokakta diğerleriyle yürürken, belki iş yerinde bulunurken, belki de yatmaktayken İsa Mesih birden bire gizlice gelip inanlıları k endi yanına alacaktır! Ne görkemli bir olay değil mi? İnanlılar sonunda bu denli özledikleri Rab'leriyle birlikte olacaklar. Ama İsa Mesih'in de bildirdiği gibi bu görkemli göğe kaldırılma olayına ne yazık ki herkes iştirak edemeyecektir. Yalnızca tövbe edip yaşamını İsa Mesih'e adayanlar, uyanık olup, sadık bir şekilde O'na hizmet edenler buna iştirak edeceklerdir. Diğer tövbesizler büyük sıkıntıya maruz kalacaklardır. Sen, bu satırları okuyan sayın arkadaşım, acaba senin durumun ne olacak? Bu olay gerç e kleştiğinde alınacak mısın, yoksa bırakılacak mısın? Mesih'in hazırladığı bereketlere mi sahip olacaksın, yoksa ürkütücü büyük sıkıntı içinde mi kalacaksın?

    Büyük Sıkıntı:

    Çok yakında, insanlık tarihinde daha şimdiye dek hiç eşi görülmemiş büyük bir sıkıntı dönemi başlayacaktır. Hızla gelişen teknolojiye, bilime vs…bakarak insanlığın önünde çok parlak bir geleceğin var olduğunu düşünüyorsan yanılıyorsun. Kutsal Kitap'a göre Tanrı'dan uzakta yaşayan insanlığımızı yakın bir gelecekte korkunç ve büyük bir sıkıntı dönemi beklemektedir. İsa Mesih bu büyük sıkıntıdan söz ederek şöyle demiştir:

    “Daniel peygamberin sözünü ettiği yıkıcı iğrenç şeyin kutsal yerde dikildiğini gördüğünüz zaman, Yahudiye'de olanlar dağlara kaçsın. Damda olan, evindeki eşyalarını almak için geri dönmesin. O günlerde gebe olan, çocuk emziren kadınların vay haline! Dua edin ki kaçışınız kışa ya da Sept gününe rastlamasın. Çünkü o günlerde korkunç bir sıkıntı olacak ki, dünyanın başlangıcından bu yana böylesi olmamış, ondan sonra da olmayacak…” (Mat. 24:15-21; Dan. 12:1).
    Biraz önce sözünü ettiğimiz Mesih'in bedeni olan kilisenin göğe kaldırılışı dünyada büyük değişikliklerin başlangıcı olacaktır. Herkes şaşkınlık içinde olup, kaybolan inanlıların ne olduğunu soruşturacaktır. Belki de ertesi günkü gazeteler bu esrarengiz kayboluşla ilgili bir sürü haber ve yorumlarda bulu-nacaklar. Ama ne yazık ki, aynı anda belirecek olan kandırıcılık ruhu, bunun çabucak unutulmasını sağlayacaktır (2.Sel. 2:9-12). 2. Selanikler 2:1-12 ayetlerinde gördüğümüz gibi, kötülüğü frenleyen veya engel olan Kilise ve Kutsal Ruh yeryüzünden kaldırılınca, yeryüzü Şeytan ve cinlerinin tam bir serbest sahası olacaktır. Şeytan ve cinleri yeryüzünü kendi kontrolleri altına alacak ve Şeytan bu şekilde başlangıçtan beri arzu ettiği egemenliğe ve tapınışa sahip olacaktır. Ama ilerde de göreceğimiz gibi bu kısa süreli bir egemenlik olacaktır.

    Daniel 9:24-27 ayetlerinde gördüğümüz gibi “yeniden bina edilmek” için tayin edilen tam süre veya za man 70 haftalık sembolik bir dönemdir. Kronolojik hesaplamalara göre bu sürenin 69'uncu haftasında aynen bildirildiği gibi “Mesholunan” yani İsa Mesih kesilip atılmış ve böylece 69'uncu hafta dolmuştur, fakat hemen 70'inci son hafta yürürlüğe girmemiştir. Fakat 69'uncu haftayla 70'inci hafta arasında, Daniel'e açıklanmayıp, yalnızca Mesih'in Elçilerine açıklanan ve Tanrı'nın kurtarma planında bir parantez teşkil etmiş olan inayet veya kilise dönemi başlamıştır. Açılan bu parantez ise yakında tüm uluslardan gelen bu kilisenin göğe kaldırılmasıyla son bulup, bunu Daniel' in bildirdiği ve 69'uncu haftanın bir uzantısı olan 70'inci haftanın devreye girmesi izleyecektir. Bu hafta, bildirildiği gibi hem Yahudiler hem de bütün inançsız milletler için ürkütücü b ir dönem olup, Mesih'in görünür olarak yeryüzüne gelmesi, bin yıllık krallığını kurması ve her şeyin yenilenmesiyle sonuçlanacaktır. Devreye girecek olan bu 70'inci hafta Tanrı'nın günahlı insanlık üzerine döktüğü büyük öfke günü olacaktır (İş. 61:2). İsterseniz fazla detaylara girmeden kısa olarak bu büyük sıkıntı döneminde neler olacağına biraz bakalım.

    Antikrist ve sahte peygamber belirecek:

    Daniel 9, Matta 24 ve Esinleme 6'dan itibaren son için sıralanmış olan işaretler özellikle kilisenin göğe kaldırılmasından sonra başlayacak ve bu 70'inci hafta içinde de bir bir gerçekleşecektir. İsa Mesih Matta'da özellikle Yahudiler için verdiği işaretlerin ilkinde, “Sakın kimse sizi saptırmasın, birçokları “Mesih benim” diyerek benim adımla gelecek birçok kişiyi saptıracaklar.” der (4.11). Esinleme 6'da aynı saptırıcılık ruhu “beyaz bir at” ve “elinde bir yay olup yenen” bir biniciyle temsil edilir (6:2). Bu Esinleme 13:1-10'da denizden çıkan Antikrist'tir (1Yu. 2:18,). Elçi Pavlus da Anti-Krist hakkında şunları söyler:

    ‘ Kimse sizi hiçbir şekilde aldatmasın. Çünkü imandan dönüş başlamadıkça, mahvolacak olan o yasa tanımaz adam (Anti-Krist) ortaya çıkmadıkça o gün gelmeyecektir. O adam, tanrı diye anılan ya da tapılan her şeye karşı gelerek kendini hepsinden yüce gösterecek, hatta Tanrı'nın tapınağında oturup kendisini Tanrı ilan edecektir.'( 2.Sel. 2:4-9).
    Anti- Krist'ten hemen sonra onun sözcülüğünü yapan sahte bir peygamber de belirecektir (Esin. 13:11-18).
    Antikrist ilk başlarda çok başarılı, barışçıl bir lider olarak belirecek ve tüm dünyanın beğenisini kazanıp evrensel bir lider olacaktır. Politik veya dinsel sistemlerin tümünü kendi kontrolu altına alacaktır. Bu adam büyük bir ihtimalle özellikle Avrupa (eski Roma) topraklarında şekillenecek olan bir imparatorluğun evrensel lideri olacaktır. Bu imparatorluk Daniel'in sözünü ettiği ve zamanında Tanrı'nın krallığının kurulacağı Roma imparatorluğunun yeniden canlanışı olacaktır (Dan. 2:36-45). Esinleme kitabı da bu imparatorluktan söz ederek bundan “bir zamanlar var olup, şimdi yok olan ve dipsiz derinliklerden çıkıp yıkıma gidecek” olan bir imparatorluk diye söz eder (17:8). Diyebiliriz ki daha şimdiden bu imparatorluk “Avrupa birleşik topluluğu” olarak şekillenmektedir. Avrupa'da sınırların kalkması, tüm dünyada tek bir idare sistemine ve tek bir yöneticiye duyulan özlem, bilgisayar ve iletişim araçlarının hayret uyandırıcı bir şekilde gelişmeşi vs… insanlığı gelmekte olan Antikrist'in bu dünya imparatorluğuna hazırlamaktadır. Antikrist belirli bir süre yüzeysel bir barış sağlayıp, 70'nci haftadan itibaren yeniden Tanrı'nın kavmı olarak devreye girecek olan İsrail kavmıyla bir barış antlaşması yapacaktır. İsrailliler bundan yararlanıp, meşhur Yeruşalim tapınağını inşaa e derek ibadete açacaklardır.

    Şeytan gökten atılacaktır:

    Bu sıkıntı zamanin orta yerinde, baş melek Mikael ve orduları, gökte Şeytan ve cinlerine karşı şavaş açıp onları yenecektir. Bu şekilde gökten yeryüzüne atılacak olan Şeytan, var gücüyle İsrail halkına ve bu dönemde 144 bin İsrailli aracılığıyla Tanrı'ya ve Mesih'e dönen milletlerden gelme büyük kalabalığa korkunç bir baskı gönderecektir (Esin. 12:1-18) . Antikrist bu son haftanın tam ortasında Şeytansal niyetlerini tam olarak belli edip, İsraillilerle yapmış olduğu antlaşmayı bozup “kurbanla takdimeyi durduracaktır.” (Dan. 9:27). Şeytansal güçlerini kullanarak büyük mucizeler yapacak ve inşaa edilen Yeruşalem tapınağında oturarak veya suretini koydurarak tanrı olduğunu iddia edecektir (2 Sel. 2:4-9; Esin. 13:5-6 Mat. 24:15, Dan. 11:36-39).

    Şeytan, Antikrist ve sahte peygamber üçlüsü adeta tüm yeryüzünü kendi kontrolleri altına alıp evrensel tapınışı kendilerine mecbur kılacaklar. Aynı zamanda her bir insana kendilerine bağlılığı ifade eden, canavarın yani Antikrist'in damgasını almaya mecbur kılacaklardır. Damgayı kabul etmeyenler öldürülecek veya kendilerine ne yiyecek ne de içecek verilecektir. Esinleme kitabı bu ürkütücü dönemi şu şekilde anlatır:

    ‘Sonra, on boynuzlu, yedi başlı bir canavarın denizden çıktığını gördüm. Boynuzlarının üzerinde on taç vardı ve başlarının üzerinde küfür niteliğinde adlar yazılıydı. Gördüğüm canavar,(Anti-Krist) parsa benziyordu. Ayakları ayı ayakları, ağzı ise aslan ağzı gibiydi. Ejderha canavara, kendi gücü ve tahtıyla birlikte büyük yetki verdi. Canavarın başlarından biri, ölümcül bir yara almışa benziyordu. Ne var ki, bu ölümcül yara iyileşmişti. Bütün dünya, şaşkınlık içinde canavarın peşinden gitti. İnsanlar, canavara yetki veren ejderhaya taptı lar. “Canavar gibisi var mı? Onunla kim savaşabilir?” diyerek canavara da taptılar. Canavara, kurumlu sözler ve küfürler savuran bir ağız ve kırk iki ay süreyle kullanabileceği bir yetki verildi. Tanrı'ya sövmek, O'nun adına ve konutuna, yani gökte yaşayanlara sövmek için ağzını açtı. Kutsallara karşı savaş açıp onları yenmesine izin verildi. Canavar, her oymak, her halk, her dil ve her ulus üzerinde yetkili kılındı. Yeryüzünde yaşayan ve dünya kurulalıdan beri boğazlanmış Kuzu'nun yaşam kitabında adı yazılmamış olan her insan ona tapacak. Kulağı olan işitsin!… Başkasını tutsak eden, tutsaklığa gidecek. Kılıçla öldüren, kılıçla öldürülecek. Bu durum, kutsalların sabredip iman etmelerini gerektirir. Bundan sonra yerden çıkan başka bir canavar (sahte pe y gamber) gördüm. Bir kuzu gibi iki boynuzu vardı, ama ejderha gibi ses çıkarıyordu. Birinci canavarın bütün yetkisini onun adına kullanıyor, yeryüzünü ve orada yaşayanları ölümcül yarası iyileşmiş olan birinci canavara tapmaya zorluyordu. İnsanların gözü ö n ünde, gökten yeryüzüne ateş yağdıracak kadar büyük mucizeler yapıyordu. Birinci canavarın adına yapmasına izin verilen mucizeler sayesinde, yeryüzünde yaşayanları saptırdı. Onlara, kılıçla yaralanmış, ama sağ kalmış olan canavarın onuruna bir put yapma l arını buyurdu. Kendisine, canavarın putuna yaşam soluğu vererek putu konuşturmak ve buna tapmayanların hepsini öldürtmek üzere güç verildi. Küçük büyük, zengin yoksul, özgür köle, herkesin sağ eli ya da alnı üzerine bir işaret vurduruyordu. Öyle ki, bu i şareti, yani canavarın adını, ya da adını simgeleyen sayıyı taşıyanların dışında hiç kimse bir şey satın alamıyor, ya da satamıyordu. Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü sayı, bir insanı simgeliyor. Onun sayısı da altı yüz altmış altıdır. '' (Esin.13:1-18).
    Tanrı'nın kurulacak krallığının mesajı her tarafta yayımlanacak (Mat. 24:14, Esin. 7:14, 9:14). Tanrı bu karanlık dönemlerde bile kendini tanıksız bırakmayacak, hem milletlerden hem de İsrail kavmından Mesih İsa'ya dönenler olacaktır. Şüphesiz bu zamanlarda tövbe eden imanlılar için, bu dönem gerçekten de çok zor olacaktır. Bildirdiğimiz gibi çokları damgayı ve canavara tapınışı reddettiklerinden öldürülecekler. Ama Esinleme 7'nci bapta gördüğümüz gibi 144 b in İsraillilerle birlikte milletlerden oluşan büyük bir kalabalık bu dönemi zaferle atlatacaklardır. İsrail kavmı bu sıkıntı sayesinde temizlenip, nihayet İsa Mesih'i beklenen gerçek Kurtarıcı olarak tanımaya başlayacaktır. Bu haftanın son kesiminde E s inleme kitabında okuduğumuz yedi mühür , yedi borozan, yedi tas belası imansız insanlığın başına dökülecektir. Gerçekten de “insanlar bu zamanda ölümü arayacak, ama ölüm onlardan kaçacaktır.” (Esin. 9:6). Mesih'in bildirdiği gibi “eğer bu günler kısaltılmamış olsaydı hiç kimse kurtulamazdı. Ama seçilmişler uğruna bu günler kısaltılmıştır.” (Mat. 24: 22).

    Belki bu büyük sıkıntının ne kadar süreceğini de yerinde olarak merak ediyorsundur. Kutsal Kitap'tan çıkardığımız genel görüşe göre bu büyük sıkıntı veya Antikrist'in toplam yönetimi 7 sene sürecektir. Bu dönemin ilk üç buçuk senesi ağrıların başlangıcı olup, son üç buçuk senesi ise giderek şiddetlenen büyük bir sıkıntı zamanı olacaktır. Esinleme ve Daniel kitapları özellikle bu sıkıntı döneminden sözederken bunun iki kez üçbuçuk sene olan “42 ay, veya yine buna eşit düşen “1260 gün” ve “bir vakit, vakitler ve yarım vakit” olacağını bildirir. İki kez üçbuçuk sene 7 yıl yapar. (Esin. 11:2-3; 12:6.14, 13:5, Dan. 7:25; 12:7.11).

    ARMAGEDON SAVAŞI VE İSA MESİH'İN YERYÜZÜNE GELİŞİ

    İsa Mesih'in, giderek yoğunlaşan doğum sancılarına benzettiği bu büyük sıkıntı döneminin doruk noktası, İsa Mesih'in Armagedon savaşındaki, ikinci gelişi olacaktır. Antikrist söylediğimiz gibi Tanrı'ya ve Mesih'e karşı hakaretlerde bulunup, Tanrı'nın halkına ve hizmetçilerine korkunç bir baskı eylemine geçecektir. Anti-Krist Mesih'in yönetim için yeryüzüne geliş anını sezerek bunu önlemek ve aynı zamanda Tanrı'nın halkını t a mamen ortadan kaldırmak için uluslararası müttefik bir ordu oluşturup Armagedon denilen yerde Mesih'e karşı bir cephe kuracaktır. Büyük sıkıntının sonlarına doğru Esinleme 16: 13-16 ve Mezmur 2:12'deki şu sözler aynen gerçekleşecektir:

    “Ejderhanın ağzından, canavarın ağzından ve sahte peygamberin ağzından çıkan kurbağalara benzer üç kötü ruh gördüm. Bunlar mucizeler yapan cinlerin ruhlarıdır. Gücü her şeye yeten Tanrı'nın büyük gününde olacak savaş için tüm dünyanın krallarını toplamaya gidiyorlar.. . Üç kötü ruh, kralları İbranicede Armagedon denilen yerde topladılar.”.
    İşte bu anda İsa Mesih tüm görkemiyle yeryüzüne inecek ve kendisine karşı kalkışan bütün bu orduları bir anda korkunç bir bozguna uğratacak. Bu görkemli dönüşü Esinleme Kitap'ının 19'uncu babı şöyle yansıtmaktadır:

    “Bundan sonra göğün açılmış olduğunu ve orada beyaz bir atın durduğunu gördüm. Ata binmiş olanın adı Sadık ve Gerçek'tir. Adaletle yargılar ve savaşır. Gözleri alev alev yanan ateşe benzer. Başında çok sayıda taç vardır ve üzerinde kendisinden başka kimsenin bilmediği bir ad yazılmıştır. Kana daldırılmış bir kaftan giyinmiş olup “Tanrı'nın Sözü” adıyla anılır. Temiz ve beyaz, ince ketene bürünmüş olan gökteki ordular, beyaz atlara binmiş, O'nun ardından g eliyorlardı. Ulusları vurmak üzere O'nun ağzından keskin bir kılıç uzanıyor. Kendisi onları demir çomakla güdecek. Gücü her şeye yeten Tanrı'nın ateşli gazabının şarabını üreten cendereyi kendisi sıkacak. Kaftanı ve kalçası üzerinde “KRALLARIN KRALI VE RABLERİN RABBİ” diye yazılmış bir adı vardı. Bundan sonra güneşte duran bir melek gördüm. Yüksek sesle bağırıp göğün ortasında uçan bütün kuşlara dedi ki, “Kralların, komutanların ve güçlü adamların etini, atların ve üzerlerine binenlerin etini, özgür, köle, küçük, büyük, hepsinin etini yemek için bir araya toplanıp Tanrı'nın büyük şölenine gelin”. Canavarı, dünya krallarını ve onların ordularını ata binmiş Olan'la O'nun ordusuna karşı savaşmak üzere bir araya toplan m ış gördüm. Canavar ve onun önünde mucizeler yapan, canavarın işaretini alıp onun putuna tapanları bu mucizelerle saptıran sahte peygamber yakalandı, her ikisi de kükürtle yanan ateş gölüne diri diri atıldı. Geriye kalanlar, ata binmiş Olan'ın ağzından u z anan kılıçla öldürüldü. Bütün kuşlar, bunların etiyle doydu. '' (11-21).
    İSA MESİH YERYÜZÜNE GELDİĞİNDE NELER YAPACAKTIR?

    Anti- Krist ve sahte peygamber yakalanıp, diri diri ateş gölüne yani cehenneme atılıp, Şeytan da bağlanarak bin yıl müddetle tamamen etkisiz hale getirilecektir: İsa Mesih'in yeryüzüne gelişi yeryüzünde evrensel çapta değişikliklerin başlangıcı olacaktır. İsa Mesih, görmüş olduğumuz gibi Armagedon'da kendisine ve halkına karşı toplanan Antikrist'in ordularını bozguna uğratıp, Antikrist'le sahte peygamberi diri diri ateş gölüne atacaktır. Bu şekilde büyük sıkıntı ve Antikrist dönemi tamamen kapanacaktır. Bundan hemen sonra Şeytan ve cinleri de bağlanıp bin yıl süreyle uçuruma kapatılacaktır

    “Elinde dipsiz derinliklerin anahtarı ve büyük bir zincir olan bir meleğin gökten indiğini gördüm. Melek ejderhayı, yani İblis ya da Şeytan denen o eski yılanı tutup bin yıl için bağladı.Bin yıl tamamlanıncaya dek ulusları bir daha saptırmasın diye onu dipsiz derinliklere attı, oraya kapayıp gir i şi mühürledi.” (Esin. 20:1-3).
    Milletler yargılanacak: Matta 25‘inci bapta görüldüğü gibi İsa Mesih görkemle geldiğinde o zamanda yaşamakta olan bütün milletleri yargılayacaktır:

    “Bütün milletleri önünde toplayıp, çobanın koyunları keçilerden ayırdığı gibi, onları birbirinden ayıracaktır. Koyunları sağına, keçileri soluna alacak. Sağındakilere “Gelin ey Babamın mübarekleri dünya kurulduğundan beri sizin için hazırlanmış olan melekutu miras alın diyecektir… Solundakilere de, “Ey lanetliler, b e nim yanımdan çekilin, İblis ile onun meleklerine hazırlanmış olan ebedi ateşe gidin diyecektir.” (31-46).
    Büyük sıkıntı esnasında şehit olan imanlılarla birlikte Eski Antlaşma imanlıları diriltilecek ve bu şekilde göğe kaldırılma anında başlamış olan ” birinci diriliş” tam olarak sonuçlanacaktır: Sanıldığı gibi ölülerin dirilişi iyi veya kötü hepsi aynı anda olmayacaktır. İlk olarak göğe kaldırılma esnasında Kilise, daha sonra Mesih'in yeryüzüne gelişinde büyük sıkıntının şehitleri ve eski Antlaşma sadıklarının dirilişi, ikinci ve son olarak da bin yıllık egemenliğin sonunda günahlı insanların genel dirilişi gerçekleşecektir (Esin. 20:4-6). Böylece dirilen imanlılar Mesih'in açacağı parlak, altın çağa girip Mesih ile birlikte yeryüzünde bin yıl saltan at süreceklerdir. Mesih, asırlardır Yahudi halkına vaat edilip beklenen ve “millenyum” diye adlanan bin yıllık harfî, yersel egemenlik dönemini tesis edecektir (Esin.20:4-6). Bu dönem peygamberlerin, hikmetli adamların ve şairlerin sözünü ettiği “her şeyin yenileneceği” meşhur “yeryüzünün yubil'i, şapatı veya parlak altın çağı” dır. Bu sürekli tekrarlanan “krallığın gelsin, gökte olduğu gibi yerde de Senin iraden olsun” duasının yerine gelişi olacaktır (Mat. 6:10) . İsa Mesih kral olarak yeryüzünde hazır bulunup, kiliseyle birlikte yeryüzünü yönetecektir. Bu şekilde Tanrı'nın İsraillilere ve insanlığa vaat etmiş olduğu Mesihî krallıkla ilgili bütün bereket ve vaatler yerine gelecektir. Bu dönemde üzerinde yaşadığımız dünya ve tabiat şartları tam amen yenilenecektir (Tek. 1:31). Her şey ilk, asıl, mükemmel durumuna dönüp, günah nedeniyle yaratılış üzerine gelen lanet kaldırılacaktır (Rom. 8:18-22, Tek. 3:9-24). Vahşi hayvanlar artık yırtıcı olmayacak, doğal afetler sorunu da tamamen çözümlenecek tir (İş. 65:25). Mika peygamberin de bildirdiği gibi insanlar ve milletler arasında tam bir barış egemen olacaktır:

    “Kılıçlarını sapan demirleri ve mızraklarını bağcı bıçakları yapacaklar; millet millete karşı kılıç kaldırmayacak ve artık cengi öğrenmeyecekler. Fakat herkes kendi asması altında ve kendi incir ağacı altında oturacak ve onları korkutan olmayacak.'' (4:3-4).
    Bu dönemde yeryüzünde tam bir adalet, doğruluk, mutluluk, barış ve bolluk hakim olacaktır (İş. 2:4; 8:23-9:1-2; 30:23-25). İnsanlar tam sağlığa kavuşup, ömürleri uzatılacak ve bazı istisnalar dışında hemen hemen hiç ölüm olmayacaktır. Kasıtlı günah işleyenlerse hemen cezalandırılacaktır. O zaman yeryüzünde yaşamakta olanlar arasında evlilik ve çocuk yetiştirme de mevcut olacaktı r (İş. 65:23). Gerçi bu dönem her ne kadar insanlık için altın bir çağ olacaksa da bu Tanrı'nın programında geçici bir dönem olup, Tanrı'nın insanlık için hazırlamış olduğu daha güzel ve daha üstün olan “sonsuzluk çağına” ancak bir giriş veya bir hazırlık dönemi olacaktır. Bu bin yıllık parlak dönem son bir denenmeyle son bulacaktır. Uçuruma kapatılan Şeytan bin yılın sonunda son bir kez serbest bırakılacak ve özellikle o dönem içinde doğan kişileri denemek için son bir saldırıya geçecektir. Bu denenme d en hemen sonra Şeytan ve saptırdıkları:

    “Yeryüzünün enginliklerinden geçerek kutsalların ordugahını ve sevilen şehri kuşattılar. Ama gökten ateş yağdı ve onları yakıp kül etti. Onları saptıran İblis ise, canavarla sahte peygamberin de içinde bulunduğu ateş ve kükürt gölüne atıldı. Gece gündüz, sonsuzlara dek kendilerine işkence edilecektir.” (Esin. 20:7-10).
    Bu şekilde Şeytan ve cinleri sorunu tam ve kesin bir şekilde halledilmiş olup, bir daha hiçbir şekilde ortaya çıkmayacaklardır. Bundan hemen sonra üzerinde yaşadığımız günahla lekelenmiş dünyamız yok edilip (Esin. 20:11, İbr. 1:10-12), büyük beyaz taht önündeki günahlıların yargılanması başlayacaktır. İnsanlığın başlangıcından bu yana dek ölmüş bulunan bütün günahkar insanlar işte bu zamanda diriltilecek ve her birine işlerine göre hükmedilecektir . “Adları yaşam kitabında yazılmamış olanların hepsi ateş gölüne” atılacaktır (Esin. 20:11-15). Kötü, günahlı insanlar sorunu da bu şekilde tam olarak çözümlenmiş olup, Tanrı'nın insanlık için öngörmüş olduğu en mükemmel ve en güzel “sonsuzluk devri” bizzat Tanrıca açılacaktır.

    SONSUZLUK ÇAĞI

    Sonsuzluk çağının başında yepyeni bir gök ve yepyeni bir yeryüzü yaratılıp bizzat Tanrı, Mesih ve Kutsal Ruh insanlarla birlikte olacaktır. Artık ne ölüm, ne hastalık, ne gözyaşı ne de denenme olacaktır. Her şey dilimizin tarif edemiyeceği bir güzelliğe ve mükemmelliğe dönüşecektir. Bu, günah ve itaatsizlik nedeniyle yitirilen ama iman edenlerin İsa Mesih aracılığıyla yeniden sahip olacağı cennet olac a ktır. Yeniden yaratılan yeryüzünün yeni bir başkenti (idare merkezi) bulunacak ve tüm yeryüzü buradan yönlendirilecektir. Bu başkent Esinleme 21 ve 22'nci baplarda sözü edilip, bizzat Tanrıca hazırlanan göksel Yeruşalim kentidir. Esinleme kitabının tanımına göre kare biçiminde olan bu kent 2.200 km. genişliğinde olup bugüne dek hiç benzeri olmamış görkemli harfi bir başkent olacaktır. Ama bu başkent diğer bütün başkentlerden farklı olarak yerküreye ait bir bölgede değil, yerküreyle gök arasında, insanlar a çok yakın bir yerde havada bulunacaktır. Bu başkentin konumunu bir yerde kardeşi Esav'dan kaçan Yakub'un taştan yastık üzerinde uyurken karşılaştığı duruma benzetebiliriz. Yakub, uyuduğu yerden yukarıya, Tanrı'nın huzuruna doğru bir merdivenin dikilmiş o lduğunu ve meleklerin buradan bir aşağı bir yukarı inip çıktığını görmüştü.

    Bu harika başkent çok değerli taşlarla döşenmiş olup, yeşimden yapılmış büyük surları ve üzerlerine İsrail oymaklarının herbirinin ismi yazılı bulunan incilerden yapılmış 12 kapısı olacaktır. Her kapıda da gözcü olarak bir melek bulunacaktır. Aynı zamanda bu kentte yaşamı ve sıhhati devam ettiren yaşam ırmakları ve her ay meyvasını veren ağaçlar olacak. İtaatsizlik nedeniyle erişilemeyen yaşam ağacı yeniden orada bulunacaktı r . İnsanlar artık ne hastalanacak ne de öleceklerdir. Bu kentte tapınmak için de ne tapınak ne de sinagog bulunacaktır “Çünkü Rab Tanrı ve Kuzu kentin tapınağıdır.” (22). Bu kentin güneş ya da ay tarafından aydınlatılmaya da gereksinmesi olmayacaktır. Çünkü Tanrı'nın görkemi onu aydınlatacak.

    Bu göksel başkentin uyruklarına gelince, bunlar yalnızca inayet döneminde Mesih'in çağrısını kabul etmiş bulunan yeniden doğmuş milyonlarca kilise veya Mesih bağlıları olacaktır. Ne Eski Antlaşma inanlıları ne büyük sıkıntı inanlıları ne de bin yıllık krallıkta imana gelmiş insanlar bu başkentte yaşamayacaklardır. Onlar yeni yerküre üzerinde bu başkentin “ışığında yürüyeceklerdir.” (Esin. 21:24). Fakat göksel başkentte yaşayanlarla yeni yerküre üzerinde yaşayanlar arasında harika, sıkı bir ilişki ve kaynaşım olacaktır (Esin. 21:24-27). Öyle ki göktekiler ve yerdekiler tam mutlu birliğe varacak (Ef. 1:10) ve böylece Tanrı'nın başlangıçtan beri hazırlamış olduğu kurtarma planı, o zaman kesin bir şekilde doruğuna varıp, başarıyla sonuçlanacaktır. Tanrı'nın ve Mesih'in ismi her şeyde her şey olup, Tanrı, Mesih, Kutsal Ruh, melekler ve itaatli insanlar sonsuzluğa değin mükemmel bir ortamda egemenlik süreceklerdir:

    “Bundan sonra yeni bir gökle yeni bir yeryüzü gördüm. Çünkü önceki gök ve önceki yeryüzü ortadan kalkmıştı. Deniz de yoktu artık. Kutsal kentin, yani Kudüs'ün kendi güveyi için hazırlanmış süslü bir gelin gibi, gökten, Tanrı'nın yanından indiğini gördüm. Tahttan yükselen gür bir sesin şöyle dediğini işittim: “İşte,Tanrı'nın konutu insanların arasındadır. Tanrı da onların arasında yaşayacak. Onlar kendisinin halkı olacaklar, Tanrı'nın kendisi de onların arasında bulunacak. Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacaktır. Çünkü önceki düzen ortadan kalkmıştır”. Tahtın üzerinde oturan dedi ki, 'İşte her şeyi yeniliyorum'. Sonra, 'Bunları yaz!' dedi. 'Çünkü bu sözler güvenilir ve gerçektir'.Galip olan bunları miras alacak… Ama korkak, imansız, iğrenç, adam öldüren, cinsel ahlaksızlıkta bulunan, büyücü, putperest ve bütün yalancılara gelince onların yeri, kükürtle yanan ateş gölüdür. İkinci ölüm budur.” (Esin. 21:1-8).
    MESİH İSA'NIN İKİNCİ GELİŞİ KONUSUNDA TAKINMAMIZ GEREKEN TUTUM NEDİR ?

    Se vgili okuyucumuz, kısa olarak birlikte Kutsal Kitap'ın gelecek hakkında öngörmüş olduğu bazı temel konuları inceledik. Ümit ederiz ki, bu inceleme Kutsal Kitap açısından içinde yaşamakta olduğumuz bu ortamın ne derece kritik olduğunu kavramana yardım etmiştir. Zamanımızda, son için öngörülen bütün olaylar bir bir yerine gelmektedir. Öfke ve yargı bulutları dünyamızı çevrelemiş, Esinleme'deki melekler de borularını çalmaya, ve taslarını yeryüzüne boşaltmaya sanki hazırdırlar. Mesih'in ayak seslerini işitir gibi oluyoruz. Acaba hiç kendi kendine bunun senin için ne ifade ettiğini düşündün mü? İsa Mesih kilisesini almak için geldiğinde senin durumun ne olacak? Alınacak mısın yoksa korkunç yargıları görmek için yeryüzünde mi bırakılacaksın? İsa Mesih g e ldiğinde O'nu sevinçle mi karşılıyacaksın yoksa acı ve pişmanlıkla mı? O'nun tarafından Tanrı'nın kendisini sevenler için hazırlamış olduğu krallığa ve göksel Yeruşalim'e mi kabul edileceksin, yoksa ebedi ateşe mi gönderileceksin? Ebedi ateş ve büyük sıkıntı cezasından kurtulmanın bir tek yolu vardır: Geç olmadan İsa Mesih'i Rab ve Kurtarıcın olarak kabul edip, günahlarına tövbe etmen ve vaftiz olarak yaşamını diri Tanrı'ya adamandır:

    “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlunu verd; Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın ama hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.'' (Yu.3:16-18).
    Çoklarının yaptığı gibi, asla “O'nun gelişinin vaadi nerede? Her şey dünyanın kurulduğundan beri aynı kalıyor!” deme (2Pet. 3:3-4). Unutma ki:

    “Bazılarının gecikmek zannettikleri gibi Rab, vaadi hakkında gecikmez, fakat bazılarının helak olmalarını istemeyerek ancak bütün insanlar tövbeye dönsünler diye sizin hakkınızda tahammül ediyor … Rabbimizin sabrını kendinize kurtuluş fırsatı bilin'. (2Pet. 3:9.15).
    Bu incelememizi şu kısa öyküyle kapatalım: Çocuğun biri, geceyarısı tek başına bir trende yolculuk etmekteyken, bir bayan çocuğun bulunduğu kompartımana gelir oturur. Çocuğu yalnız başına gören bayan, çocuğa dönerek “yolculuğun çok uzun mu çocuğum? diye sorar. Çocuk “evet” der, “son istasyona kadar” . Kadın bu yanıta şaşırarak yine, “Peki tek başına böyle uzun bir yolculuk yapmaktan hiç korkmuyor musun? diye sorar. Çocuk “yook” der ve ardından da ekleyerek, “korkmuyorum, çünkü bu trenin makinisti be nim babamdır.” der .

    Sevgili okuyucum eğer sen de bu yaşam yolculuğunu korkusuz ve güvenlik içinde sürdürmek istiyor ve gelecek tehlikelerden tam bir korunuşu arzu ediyorsan, göksel Yaratıcın olan Tanrı'yı ve Mesih'i yaşamının makinisti veya yönlendiricisi yapmalısın. Acaba sen bunu yapmaya hazır mısın? Yoksa, hele biraz bekleyeyim diyerek Yaratıcı'ndan kaçıyor musun? Unutma ki, yarın belki çok geç olabilir. Bulunduğun yerde ya da odana çekilerek dize gel ve Rab Mesih'i yaşamına, yüreğine davet et. Mesih'i izlemek için Tanrı önünde tam bir karar al. Unutma uygun zaman yalnızca şimdidir:

    ‘Uygun zaman işte şimdidir. Kurtuluş günü işte şimdidir' (2 Kor. 6:2).

    DEĞERLENDİRME SORULARI

    1. Gelecek hakkında doğru bilgiye sahip olmak için

    0. Falcılara yönelmeliyiz…

    0. Gurucu'lara yönelmeliyiz…

    0. Kutsal Kitap'a yönelmeliyiz…

    2. İsa Mesih'in tekrar yeryüzüne geliş düşüncesi

    0. Bir efsanedir…

    0. Tanrısal bir gerçektir…

    0. Hıristiyanların kendini avuttuğu bir ümittir…

    3. İsa Mesih'in yeryüzüne ikinci gelişi

    0. Yücelik içinde, görünür ve kişisel bir tarzda olacak…

    0. Gizlice, görünmez bir şekilde olacaktır….

    0. Kuzu andırışında alçakgönüllü bir şekilde olacaktır…

    4. İsa Mesih'in ikinci gelişi

    0. 1868'de oldu…

    0. 1914'te oldu…

    0. Hiçkimse bu tarihi bilemez…

    5. İsa'nın gelişinin yakınlığını

    0. Matta 24'teki işaretlere bakarak anlayabiliriz…

    0. Hiçbir şekilde bilemeyiz…

    0. Teknolojik gelişmelere bakarak anla yabiliriz…

    6. İsa'nın yeryüzüne gelişinden önce şu iki olay olmalı

    0. Kötülük ve iyilik çoğalacak…

    0. Dünya ve güneş sistemi yok edilecek…

    0. İnanlılar göğe kaldırılacak ve büyük bir sıkıntı başlayacaktır…

    7. İsa Mesih geldiğinde

    0. Bin yıllık Tanrısal egemenliğini kuracak…

    0. Günahlar için ikinci bir kurban sunacak…

    0. Tam bir insan olarak yaşamaya başlayacaktır…

    8. Her şeyin mutlu doruğa varacağı dönem

    0. Bin yıllık Tanrısal egemenliktir…

    0. Büyük sıkıntı dönemidir…

    0. Bin yıllık egemenlikten sonraki sonsuzluk dönemidir.

    9. Ölülerin dirilişi

    0. İyi ve kötü aynı anda olacaktır…

    0. İlk önce Mesih İnanlılarının dirilişi olacak, Bin yıllık egemenlikten sonra da inançsızların dirilişi olacak…

    10. Kilise dönemine ait Mesih İnanlılarının sonsuzlarca kalacağı konut

    0. Yeryüzü olacak…

    0. Gökyüzü olacak…

    0. Yeni Yeruşalim kenti olacaktır…

    11. İsa Mesih'in ikinci gelişi hususunda bizim yapmamız gereken başlıca şey

    0. Onun gelişi hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmek…

    0. Tövbe edip İsa Mesih'i izlemeye karar vererek hazırlanmak ….

    0. Yaşantımızı normal bir şekilde sürdürmek…

    Ayeti tamamlayınız

    ‘‘Uygun zaman işte……………………… Kurtuluş………… İşte………………….

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.